- Eğer içinizde size geri dönme umudu varsa, telefon başlarda elden düşmez. Her gelen mesaja, ya da aramaya sıçrayarak bakılır. Özellikle gecenin bir saatinde telefona mesaj geliyorsa, bi süre ekrandaki 1 mesajınız var yazısıyla flirt yaşanır. Fakat mesajın arkadaşınızdan geldiğini görünce, arkdaşınıza itinayla sövülür. Ve gariptir ki, bu ilk evrelerde, genelde gece mesaj atmayan arkadaşlarınız, sürekli olarak size mesaj atmaya başlar.
- Telefon sessize alınır. Çalıncaki heycanı, ve sonraki hayal kırıklığını yaşamaktan bıkmışsınızdır. Sonradan bakmayı tercih edersiniz. Böyle durumlarda, bilgisayar ekranı telefon ekranına falan yansırsa, çaldı zannedip bakabilirsiniz. Kendinizi bu tarz durumların içinde bulmak moralinizi iyice bozacaktır.
- Umut azaldıkça. Telefon elden bırakılır. Ama henüz kapatılmamıştır. Günde 1 ya da 2 kez telefona bakılır. Cevapsızlar ve mesajlar biriktirilir.
- Birikmiş mesajlar, açılmadan önce çok içten bi şekilde ondan gelecek bir mesajı dilersiniz. Dua falan edersiniz Dileğiniz ya da duanız kabul olmadıkça, ilerleyen zamanlarda daha bi umarsızca açarsınız mesajları. Fakat umut devam ettikçe, heycan devam ediyordur.
- Bu sıralarda en büyük düşmanınız, telefon operatörlerinden, ve mağazalardan gelen kampanya mesajlarıdır.
- Umut yok olma evresine gelir. Telefonu kapatırsınız. Belki bir hafta bekleyip, ardından açtığınızda, karşılaştığınız manzara hoşunuza gitmezse, o an telefonu fırlatıp atasınız gelecektir.
- Umut tamamen yok olunca. Telefonu, cebinizde taşıyacak, ve sesliye alacaksınız. Çünkü nasıl olsa artık ondan bişi gelmeyeceğine eminsiniz.
( Bu evreler boyunca ondan mesaj gelebilir. O dünyanın en mutlu anlarından biridir işte. Hemen mesajı okumazsınız. İçiyorsanız sigaranızı yakarsınız, yatağa ya da rahat biyere geçersiniz. Nolur nolmaz diye soğuk su alırsınız. Mesajın iyi bişi olması için değilseniz de o dakika müslüman olursunuz. Kötü bir mesaj atmışsa da vay halinize.)
( Sen de eşyalarım var. Onları bi ara alabilir miyim?) tarzı bi mesaj alırsanız. Lütfen intihar etmeyin.
- Telefon sessize alınır. Çalıncaki heycanı, ve sonraki hayal kırıklığını yaşamaktan bıkmışsınızdır. Sonradan bakmayı tercih edersiniz. Böyle durumlarda, bilgisayar ekranı telefon ekranına falan yansırsa, çaldı zannedip bakabilirsiniz. Kendinizi bu tarz durumların içinde bulmak moralinizi iyice bozacaktır.
- Umut azaldıkça. Telefon elden bırakılır. Ama henüz kapatılmamıştır. Günde 1 ya da 2 kez telefona bakılır. Cevapsızlar ve mesajlar biriktirilir.
- Birikmiş mesajlar, açılmadan önce çok içten bi şekilde ondan gelecek bir mesajı dilersiniz. Dua falan edersiniz Dileğiniz ya da duanız kabul olmadıkça, ilerleyen zamanlarda daha bi umarsızca açarsınız mesajları. Fakat umut devam ettikçe, heycan devam ediyordur.
- Bu sıralarda en büyük düşmanınız, telefon operatörlerinden, ve mağazalardan gelen kampanya mesajlarıdır.
- Umut yok olma evresine gelir. Telefonu kapatırsınız. Belki bir hafta bekleyip, ardından açtığınızda, karşılaştığınız manzara hoşunuza gitmezse, o an telefonu fırlatıp atasınız gelecektir.
- Umut tamamen yok olunca. Telefonu, cebinizde taşıyacak, ve sesliye alacaksınız. Çünkü nasıl olsa artık ondan bişi gelmeyeceğine eminsiniz.
( Bu evreler boyunca ondan mesaj gelebilir. O dünyanın en mutlu anlarından biridir işte. Hemen mesajı okumazsınız. İçiyorsanız sigaranızı yakarsınız, yatağa ya da rahat biyere geçersiniz. Nolur nolmaz diye soğuk su alırsınız. Mesajın iyi bişi olması için değilseniz de o dakika müslüman olursunuz. Kötü bir mesaj atmışsa da vay halinize.)
( Sen de eşyalarım var. Onları bi ara alabilir miyim?) tarzı bi mesaj alırsanız. Lütfen intihar etmeyin.