Bowlby'nin geliştirdiği Bağlanma (Attachment) teorisine göre; Attachment (Bağlanma), gelişen çocuk ile dışarıdan ihtiyacını gideren veya ilgi gösteren kişi arasındaki duygusal tonu yansıtır. Bu kişi, primer olarak infantın bakımından sorumludur ve bebek duygusal enerjisini ona yönlendirir.
Spesifik stabil bir figüre baglanma, bizim toplumumuzda anne,sağlıklı gelişim için önemlidir. Bowlby'e göre bağlanma anne ile olan "doyum ve zevkin olduğu, sıcak, yakın ve devamlı ilişki" oluştuğu zaman gerçekleşir. Bağlanma, yaşamın birinci yılında oluşur ve anne ile bebeğin birbirini etkilediği resiprokal niteliktedir.
Bonding (Bağlanma); bazen attachment ile eş anlamlı kullanılır fakat bunlar farklı fenomenlerdir. Bonding, attachment'den farklıdır, annenin infanta olan hislerine değinir. Anne, normalde bir güvenlik kaynağı olarak infanta muhtaç değildir. Bu olay, bağlanma davranışının gerekliğidir. Anne ve infant arasında cilt teması olduğu zaman veya ses ve göz teması gibi diğer kontaktlar olduğunda; annenin infanta bağlılığı gelişir. Bu konuda birçok araştırma yapılmıştır. Bazı araştırıcılar; doğumdan hemen sonra bebekle cilt teması olan annelerin, bu tecrübeye maruz kalmayan annelere oranla, daha güçlü bağlanma şekli geliştirmekte ve daha fazla yakın ilgi gösterdiğini ileri sürdüler. Bazı araştırmacılar ise; Bağlanmanın oluşabilmesi için, doğumdan hemen sonraki kritik bir zaman dilimi içinde, cilt temasının oluşması gerektiğini ileri sürdüler. Bu tartışmalı bir konsepttir. Çünkü çoğu anne hemen bu temas oluşmasa bile infanta belirgin bağlanabilmekte ve iyi bir anne bakımı gösterebilmektedirler.
Bebekteki bağlanma aşağıdaki evrelerde gelişir:
Birinci evrede (preattachment stage) (doğum-8 hafta); Bebek daha çok açken ağlamasına rağmen, anne bunun acı, çaresizlik veya kızgınlıktan doğan sıkıntıyı temsil ettiğine dair ağlama uyaranı olarak geneller. Bağlanmayı kuvvetlendiren diğer belirtiler: gülme, bebeğin çıkardığı sesler ve bakmadır. Gelişen çocuk, anne veya bakım verene bağlandığı anda; anne uzaklaştığında ağlayacaktır. Ayrılmanın anlamı; çocuğun gelişim seviyesine ve mevcut olan bağlanmanın evresine bağlıdır.
İkinci fazda (bağlanmanın oluşum evresi) (8 -10 haftadan 6 aya kadar): İnfant, çevresindeki bir veya birden fazla kişiye bağlanır. Özel şahıstan ayrılma, ihtiyaçları karşılandığı sürece sorun çıkarmaz.
Sonraki evre (Belirgin bağlanma) (6 ay - Yetişkinliğe kadar): Bakıcı veya anne ayrıldığında ağlar ve diğer sıkıntı belirtileri gösterir (Bu bazı çocuklarda üçüncü ayda başlar). Anneye verildiğinde infant ağlamayı keser ve sıkı sıkı yapışır, sanki annesinin döndüğü konusunda fazla bir güvence elde etmek istermiş gibidir. Bazen ayrıldıktan sonra anneyi görmek ağlamanın durması için yeterli olur. Çocuklar büyüdükçe, onların annelerinden uzaklaştığı zaman distress'in oluştuğu kritik bir mesafe vardır.
Anne yoksunluk sendromu olarak bilinen, Rene Spitz tarafından hospitalizm (yuva hastalığı) veya anaklitik depresyon olarakta adlandırılan durumda; annelerinden uzun süre (3 ay'ın üzeri ) ayrı kalan veya bakımevine verilen, 2 yaş altındaki bazı çocuklarda gözlenir. Bu çocuklarda, önceden tahmin edilebilen davranış kalıpları basamak basamak gelişir:
1.Protesto Dönemi: Ağlamak, çağırmak ve kaybolan kişiyi aramakla, ayrılığa karşı protesto gösterir. Ağlamaları dindirilemez, yatıştırılamaz; kısa süreli susma sırasında yanlarına biri yaklaşacak olursa yeniden ağlamaya başlarlar. Sustuklarında yüzlerinde yorgun ve küskün bir ifade belirir.
Spesifik stabil bir figüre baglanma, bizim toplumumuzda anne,sağlıklı gelişim için önemlidir. Bowlby'e göre bağlanma anne ile olan "doyum ve zevkin olduğu, sıcak, yakın ve devamlı ilişki" oluştuğu zaman gerçekleşir. Bağlanma, yaşamın birinci yılında oluşur ve anne ile bebeğin birbirini etkilediği resiprokal niteliktedir.
Bonding (Bağlanma); bazen attachment ile eş anlamlı kullanılır fakat bunlar farklı fenomenlerdir. Bonding, attachment'den farklıdır, annenin infanta olan hislerine değinir. Anne, normalde bir güvenlik kaynağı olarak infanta muhtaç değildir. Bu olay, bağlanma davranışının gerekliğidir. Anne ve infant arasında cilt teması olduğu zaman veya ses ve göz teması gibi diğer kontaktlar olduğunda; annenin infanta bağlılığı gelişir. Bu konuda birçok araştırma yapılmıştır. Bazı araştırıcılar; doğumdan hemen sonra bebekle cilt teması olan annelerin, bu tecrübeye maruz kalmayan annelere oranla, daha güçlü bağlanma şekli geliştirmekte ve daha fazla yakın ilgi gösterdiğini ileri sürdüler. Bazı araştırmacılar ise; Bağlanmanın oluşabilmesi için, doğumdan hemen sonraki kritik bir zaman dilimi içinde, cilt temasının oluşması gerektiğini ileri sürdüler. Bu tartışmalı bir konsepttir. Çünkü çoğu anne hemen bu temas oluşmasa bile infanta belirgin bağlanabilmekte ve iyi bir anne bakımı gösterebilmektedirler.
Bebekteki bağlanma aşağıdaki evrelerde gelişir:
Birinci evrede (preattachment stage) (doğum-8 hafta); Bebek daha çok açken ağlamasına rağmen, anne bunun acı, çaresizlik veya kızgınlıktan doğan sıkıntıyı temsil ettiğine dair ağlama uyaranı olarak geneller. Bağlanmayı kuvvetlendiren diğer belirtiler: gülme, bebeğin çıkardığı sesler ve bakmadır. Gelişen çocuk, anne veya bakım verene bağlandığı anda; anne uzaklaştığında ağlayacaktır. Ayrılmanın anlamı; çocuğun gelişim seviyesine ve mevcut olan bağlanmanın evresine bağlıdır.
İkinci fazda (bağlanmanın oluşum evresi) (8 -10 haftadan 6 aya kadar): İnfant, çevresindeki bir veya birden fazla kişiye bağlanır. Özel şahıstan ayrılma, ihtiyaçları karşılandığı sürece sorun çıkarmaz.
Sonraki evre (Belirgin bağlanma) (6 ay - Yetişkinliğe kadar): Bakıcı veya anne ayrıldığında ağlar ve diğer sıkıntı belirtileri gösterir (Bu bazı çocuklarda üçüncü ayda başlar). Anneye verildiğinde infant ağlamayı keser ve sıkı sıkı yapışır, sanki annesinin döndüğü konusunda fazla bir güvence elde etmek istermiş gibidir. Bazen ayrıldıktan sonra anneyi görmek ağlamanın durması için yeterli olur. Çocuklar büyüdükçe, onların annelerinden uzaklaştığı zaman distress'in oluştuğu kritik bir mesafe vardır.
Anne yoksunluk sendromu olarak bilinen, Rene Spitz tarafından hospitalizm (yuva hastalığı) veya anaklitik depresyon olarakta adlandırılan durumda; annelerinden uzun süre (3 ay'ın üzeri ) ayrı kalan veya bakımevine verilen, 2 yaş altındaki bazı çocuklarda gözlenir. Bu çocuklarda, önceden tahmin edilebilen davranış kalıpları basamak basamak gelişir:
1.Protesto Dönemi: Ağlamak, çağırmak ve kaybolan kişiyi aramakla, ayrılığa karşı protesto gösterir. Ağlamaları dindirilemez, yatıştırılamaz; kısa süreli susma sırasında yanlarına biri yaklaşacak olursa yeniden ağlamaya başlarlar. Sustuklarında yüzlerinde yorgun ve küskün bir ifade belirir.