ashli
Bayan Üye
...Ayrancının Oğlu Kumarcı...
Bundan yıllar önce bir çocuk varmış. Ayranı çok severmiş. Yemek yerken mutlaka sofrada bir bardak ayranının olmasını istermiş. Aradan zaman geçmiş, çocuk büyümüş, ayrancı olmuş. Yoğurt alıyor, evde ayran yapıyor, hem içiyor, hem satıyormuş. Üç tekerlekli el arabasının üstüne tahtadan fıçıyı yan yatırmış, fıçının kenarına çeşme takmış, çeşmeyi açınca ayran bardağa akarmış. Araba yürüdükçe fıçı sallanır, ayran tam kıvamında olurmuş. Bir içen bir daha içermiş. Ayrancı daha sonra helal ayran içmiş bir kızla evlenmiş. Bir, iki, üç derken, tam dokuz çocukları olmuş. Çocukların beşi erkek, dördü kızmış. Çocuklar büyüdükçe babalarına yaptıkları yardım da büyümüş ve ayrancı giderek zengin olmuş. Bir çiftlik satın almış. Burada inek ve koyun yetiştirmeye başlamış. Artık ayran yapımı için gerekli yoğurdu başka yerden almıyor, yoğurtçunun kazancı ayrancının cebinde kalıyormuş, yani kazancı katlanmış.
Aradan zaman geçmiş, ayrancının oğulları, kızları evlenmiş ama babalarından ayrılmayıp hepsi çiftlikte yaşamaya başlamışlar. Derken, ayrancının oğullarından biri kötü arkadaş kurbanı olup kumar illetine dadanmış. Bir tas ayranına, bir koyununa kumar oynarken, eğlenirken, bir gün şansı kötü gitmiş ve üç koyun kaybetmişken, zararını kurtarmak için, beş koyununa oynamış. Beş de gidince on koyununa oynamış ve sonunda, tam bin koyun borçlanmış. Borç senedi imzalamış. Senedin günü gelince alacaklılar sıkıştırmaya başlamış. Bunun üzerine oğlanın babası yani ayrancı çiftliği verip oğlunu kurtarmış.
Ayrancı, oğulları, gelinleri, kızları, damatları ve torunlarını alıp köyde büyükçe bir ev kiralamış ve tek tekçiliğe dönmüş. Üç tekerlekli el arabasının üstündeki tahta fıçının içindeki ayranı bardakla satmaya başlamış. Oğulları, damatları da başka iş tutmuşlar. Değişik meslek sahibi olmuşlar. Biri ırgat, biri çöpçü, biri demirci gibi…Ayrancının eski çiftliğinin etrafındaki evler giderek çoğalmış, zamanla kasaba, sonra da şehir olmuş, ama orasının adı hep Ayrancı kalmış.