Salvo
Kayıtlı Üye
Ayn-ı Zübeyde su kanalı
Harun Reşid'in hanımı Zübeyde Sultan, bir gece uykusundan dehşet ve korku ile sıçrayarak uyandı.
Rüyasında sayısız erkekle meşru olmayan bir yakınlıkta bulunmuştu.
Sabahın pek erken saatlerinde güvendiği bir cariyesini zamanın şöhretli rüya tabircisi İbn-i Şirin hazretlerine gönderdi.
Cariye rüyayı anlatınca İbn-i Şirin sordu:
- Bu rüyayı kim gördü?
Cariye rüyayı kendisinin gördüğünü söyledi. İbn-i Şirin itiraz etti:
- Bu mümkün değil!.. Böyle bir rüyayı ancak hükümdar hanımı
veya kızı görebilir. Ancak doğru söylersen, rüyayı tabir edebilirim.
Cariye gerçeği söylemek zorunda kaldı:
- Evet efendim. Rüya benim değil, hanımım Zübeyde Sultanın
dır.
Bunun üzerine İbn-i Şirin:
- Git hanımına müjdele. Öyle büyük bir hayır yapacak ki, bütün Müslümanlar bundan fayda görecek.
Cariye sevinç içinde saraya döndü. Rüyanın tabirini Zübeyde Sultana anlattı.
Nitekim çok geçmeden rüya gerçekleşti. Zübeyde Sultan, bugün de kendi adıyla anılan su kanallarını yaptırmakla Mekke'nin su ihtiyacını karşılamış, böylece de büyük bir hayır yapmış oluyordu.
Harun Reşid'in hanımı Zübeyde Hatun, gördüğü garip bir rüyanın güzel bir yorumu üzerine Arafata Haneyn tarafından bir su getirtmiştir. Bu su Müzdelife yoluyla gelmiştir. mukaddes beldeyi çeşmelerle donatmış ve. Bu çalışmalar esnasında bir ara hazinedeki para tükenince, Zübeyde hatun bütün mücevherlerini vererek suyun bir an önce gotürülmesini istemiştir. Bu sebeple o günden beri bu suya Zübeyde suyu ya da Ayn-ı Zübeyde denir Osmanlıların tamir edip yeniden kullanıma hazır hale getirdiği o kanallar ve çeşmeler yakın zamana kadar da milyonlarca insanın ihtiyaçlarını gidermiştir. Zübeyde Hatun, hicaz su yolunun yanı sıra han, hamam, imarethane ve şifahane gibi daha pek çok hayır müessesesi yaptırmıştır. Kanuni Sultan Süleymanın kızı Mihrimâh sultan zamanla bozulan su yollarını duymuştu.Derhal babasının huzuruna çıkıp, o da sahib olduğu bütün mücevheratını bu yolda kullanmak için izin istedi. Mimar Sinanın da bu işe memur edilmesini talep etti. Süleymaniye Camiinin temellerini attıktan sonra ortadan kaybolan Mimar Sinan Mekkeden Arafata kadar yeniden su yolunu tamir etmiş ve suyu akıtmıştır.Şu anda Arafattan müzdelifeye giderken yolun sağındaki taş yapılardan müteşekkil su kemerleri Mimar Sinanın yaptığı su yoludur
Harun Reşid'in hanımı Zübeyde Sultan, bir gece uykusundan dehşet ve korku ile sıçrayarak uyandı.
Rüyasında sayısız erkekle meşru olmayan bir yakınlıkta bulunmuştu.
Sabahın pek erken saatlerinde güvendiği bir cariyesini zamanın şöhretli rüya tabircisi İbn-i Şirin hazretlerine gönderdi.
Cariye rüyayı anlatınca İbn-i Şirin sordu:
- Bu rüyayı kim gördü?
Cariye rüyayı kendisinin gördüğünü söyledi. İbn-i Şirin itiraz etti:
- Bu mümkün değil!.. Böyle bir rüyayı ancak hükümdar hanımı
veya kızı görebilir. Ancak doğru söylersen, rüyayı tabir edebilirim.
Cariye gerçeği söylemek zorunda kaldı:
- Evet efendim. Rüya benim değil, hanımım Zübeyde Sultanın
dır.
Bunun üzerine İbn-i Şirin:
- Git hanımına müjdele. Öyle büyük bir hayır yapacak ki, bütün Müslümanlar bundan fayda görecek.
Cariye sevinç içinde saraya döndü. Rüyanın tabirini Zübeyde Sultana anlattı.
Nitekim çok geçmeden rüya gerçekleşti. Zübeyde Sultan, bugün de kendi adıyla anılan su kanallarını yaptırmakla Mekke'nin su ihtiyacını karşılamış, böylece de büyük bir hayır yapmış oluyordu.
Harun Reşid'in hanımı Zübeyde Hatun, gördüğü garip bir rüyanın güzel bir yorumu üzerine Arafata Haneyn tarafından bir su getirtmiştir. Bu su Müzdelife yoluyla gelmiştir. mukaddes beldeyi çeşmelerle donatmış ve. Bu çalışmalar esnasında bir ara hazinedeki para tükenince, Zübeyde hatun bütün mücevherlerini vererek suyun bir an önce gotürülmesini istemiştir. Bu sebeple o günden beri bu suya Zübeyde suyu ya da Ayn-ı Zübeyde denir Osmanlıların tamir edip yeniden kullanıma hazır hale getirdiği o kanallar ve çeşmeler yakın zamana kadar da milyonlarca insanın ihtiyaçlarını gidermiştir. Zübeyde Hatun, hicaz su yolunun yanı sıra han, hamam, imarethane ve şifahane gibi daha pek çok hayır müessesesi yaptırmıştır. Kanuni Sultan Süleymanın kızı Mihrimâh sultan zamanla bozulan su yollarını duymuştu.Derhal babasının huzuruna çıkıp, o da sahib olduğu bütün mücevheratını bu yolda kullanmak için izin istedi. Mimar Sinanın da bu işe memur edilmesini talep etti. Süleymaniye Camiinin temellerini attıktan sonra ortadan kaybolan Mimar Sinan Mekkeden Arafata kadar yeniden su yolunu tamir etmiş ve suyu akıtmıştır.Şu anda Arafattan müzdelifeye giderken yolun sağındaki taş yapılardan müteşekkil su kemerleri Mimar Sinanın yaptığı su yoludur