Salvo
Kayıtlı Üye
Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar
Madde 16 (ÖTKM: 16) - Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler.(TMK : 12, 13, 14, 15, 61,126, 127, 205, 308, 309, 342, 343,344, 357,359,369, 429, 448, 450, 451, 455 )
Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir. (TMK : 23, 24, 25, 118. 120, 121, 122, 126, 127, 167, 308, 295, 364 )
Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar. (TMK : 369, 452)
Gerekçe: Yürürlükteki Kanunun 16 ncı maddesini karşılamaktadır. Maddede ayırt etme gücüne sahip oldukları hâlde küçük ya da kısıtlı olan kişilerin fiil ehliyetleri düzenlenmektedir. Kenar başlık terim birliğini sağlamak üzere “Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar” şeklinde değiştirilmiştir. Maddede kullanılan “kanunî mümessil” deyimi yerine daha güzel bir ifade tarzı olan ve dilimize yerleşmiş bulunan “yasal temsilci” deyimi kullanılmıştır. “İvazsız iktisap” yerine “karşılıksız kazanma”, “münhasıran şahsa merbut haklar” yerine de “kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar” deyimleri kullanılmıştır.
Madde 16 (ÖTKM: 16) - Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler.(TMK : 12, 13, 14, 15, 61,126, 127, 205, 308, 309, 342, 343,344, 357,359,369, 429, 448, 450, 451, 455 )
Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir. (TMK : 23, 24, 25, 118. 120, 121, 122, 126, 127, 167, 308, 295, 364 )
Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar. (TMK : 369, 452)
Gerekçe: Yürürlükteki Kanunun 16 ncı maddesini karşılamaktadır. Maddede ayırt etme gücüne sahip oldukları hâlde küçük ya da kısıtlı olan kişilerin fiil ehliyetleri düzenlenmektedir. Kenar başlık terim birliğini sağlamak üzere “Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar” şeklinde değiştirilmiştir. Maddede kullanılan “kanunî mümessil” deyimi yerine daha güzel bir ifade tarzı olan ve dilimize yerleşmiş bulunan “yasal temsilci” deyimi kullanılmıştır. “İvazsız iktisap” yerine “karşılıksız kazanma”, “münhasıran şahsa merbut haklar” yerine de “kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar” deyimleri kullanılmıştır.