ashli
Bayan Üye
Elk Kraliçesi Galadriel
Yüzüklerin Efendisi serisinde Elf Kraliçesi Galadriel olarak hafızalara kazınan Cate Blanchett, cuma günü ülkemizde de gösterime giren Hobbit serisinde yine aynı rolle sinemaseverlerle buluştu. Oscarlı oyuncu Cate Blanchett, film öncesinde AKŞAM Pazara konuştu.
OSCAR ödüllü Avustralyalı oyuncu Cate Blanchetti Elizabeth filminde diktatör bir kraliçe, Benjamin Buttonda tutkulu bir âşık, Yüzüklerin Efendisinde gizemli Elf kraliçesi Galadriel olarak hayranlıkla izledik. Blanchett, Hobbit serisinde de Galadriel olarak tekrar çıktı sinema izleyicisinin karşısına. Çok iyi oyuncu olduğunu herkes biliyor ancak fazla bilinmese de lise çağlarından beri çevre konularıyla ilgili olan Blanchett, gönüllü çevrecilerden. Evini güneş panelleri ve yağmur suyu tanklarıyla çevreci hale getirmekle kalmadı, aynı zamanda küresel fakirlik ve iklim değişikliği konularında halkı bilinçlendirme çalışmalarında yer aldı.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
DÜNYAYI CATE ÖNEMSİYOR
Londrada 10 yıl yaşayıp Avustralyaya döndü... Avustralyada ailesiyle beraber küresel ısınma karşıtı yürüyüşe katıldı ve SolarAid kuruluşunu destekleyerek katkıda bulundu. SolarAid bir İngiliz yardım derneği; Afrika topluluklarının hem kullanmaları hem de satıp gelir elde etmelerini amaçlayan güneş aletleri inşasına destek veriyor. Cate Blanchett ayrıca Avustralya Koruma Kuruluşunun, Dünyayı Kim Önemsiyor? kampanyasında da yer aldı. Avustralyada karbon vergisinin artırılması ve çevreci teknolojilere daha fazla ağırlık verilmesi konularında son derece aktif olarak çalışan Blanchetta, bu konudaki proaktif siyasi tavırlarından dolayı Karbon Cate lakabı verildi!
Şubat ayında, George Clooneyin yönetmenliğini üstlendiği The Monuments Mende izleyeceğimiz ve Armani Si parfümünün de reklam yüzü olan Cate Blanchette özel hayatını, oyunculuk ve güzellik sırlarını sorduk. O da tüm samimiyetiyle yanıtladı
Uzun yıllar Londrada yaşadıktan sonra Avustralyaya taşınmaya karar verdiniz. Bu kararda en çok etkili olan sebep nedir?
Doğup büyüdüğüm bu ülkeye aşığım. Kültürü, doğası ve ruhu çok zengin bir ülke. Çocuklarımız doğduğunda böyle bir zenginlik içinde büyümelerini istedim.
Doğa konusunda çok bilinçli olduğunuzu ve bunu yaşam tarzınızla bütünleştirdiğinizi biliyoruz. Bu konuda neler yapıyorsunuz?
Bu, insanın kendi vicdanı ve bilinciyle ilgili bir şey. Kendinizi iyi hissetmenin yanı sıra bize emanet edilen zenginlikleri korumak, yapabileceklerimizin en azı. Geri dönüşümü hayatın bir parçası haline getirmek, doğal ve organik besinler tüketmek, çevreye duyarlı ürünleri tercih etmek en basit örnekler. Eşimle birlikte bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz. Hem sahibi olduğumuz tiyatroda hem de evimizde yağmur suyu depolama ve arıtma teknolojisini kullanıyoruz. Ayrıca evimizde güneş enerjisiyle işleyen bir sistemden faydalanıyoruz.
Başarılı oyuncuların bir süre sonra yönetmen koltuğuna oturduğunu sıkça görüyoruz. Sizin de böyle bir hayaliniz ya da projeniz var mı?
Son 5 senedir eşimle birlikte Sydney Theatre Companynin sanat yönetmenliğini yapıyoruz. İşin yönetmenlik kısmında yer almak benim için daha yeni sayılır ama çok zevk aldığım bir şey. Uygun şartlar sağlanırsa bir yapımın yönetmenliğini tek başıma üstlenmek ister miyim? Neden olmasın
Belki bir aile yapımı olabilir. Eşinizin yönetmenliğinde, kardeşinizin kostümlerini yaptığı ve sizin oynadığınız. Nasıl olurdu?
Bu aslında hayalini kurduğum ve bir gün gerçekleşmesini istediğim bir dilek. Bakalım, zaman gösterecek
Sydney Theatre Companyyi anlatır mısınız?
Tiyatro, ilk tutkum. Oyunculuk kariyerime başladığım yer, o yüzden çok önemli. Yakın zamanda bir oyunun yönetmenliğini üstlendim, çok zevkliydi. Eşimle sanat yönetmenliğini yaptığımız bu yerde keyifli ve heyecanlı işler çıkarmaya devam ediyoruz.
Üç çocuğunuz var; tiyatroya ilgileri var mı?
Tiyatroyu çok seviyorlar. Umarım kariyerlerini de bu doğrultuda çizerler. Eğer seçerlerse de bu konuda onlara her türlü desteği vermeye hazırım.
12 YIL SONRA YENİDEN BİRLİKTE
Avustralyalı oyuncuların, özellikle Nicole Kidman, Charlize Theron, Mel Gibson, Russell Crowe gibi bir çırpıda aklımıza gelenlerin hepsinin duru bir güzellikleri var. Biraz da soğuk ve mesafeli bir duruşları. Bu özellikler havasından, suyundan mı geliyor?
Belki tesadüf, belki de dediğiniz gibi Avustralyaya özgü karakteristik özellikler olabilir, emin değilim. İnsanların mesafe olarak adlandırdığı bu hissi ben sakinlik olarak tanımlıyorum. Samimiyetsiz ilişkilerden ve yapmacık yakınlıktan çok rahatsız olurum, büyürken hep bunların yanlış olduğu görüşüyle büyüdüm. Bu yüzden olabilir.
II. Dünya Savaşını konu alan bir filmde The Monuments Mende rol aldınız. Film şubatta gösterime girecek. Bizi nasıl bir film bekliyor?
Dönem filmleri, en çok zevk alarak yer aldığım projeler. Çekimlerini Almanya ve İngilterede yaptığımız bu film, zengin oyuncu kadrosuyla şimdiden çok fazla şey vaat ediyor. Heyecanla vizyona girmesini bekliyorum ben de.
George Clooney bu filmde yönetmen koltuğundaydı. Clooney nasıl bir yönetmen?
Ah, evet. 2006 yapımı Good German filminde birlikte rol alma fırsatımız oldu. Onun ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu söylememe gerek bile yok. Yönetmen koltuğunda da bir o kadar başarılı olduğunu söyleyebilirim.
The Hobbit 2-Smaugun Çorak Toprakları 13 Aralıkta vizyona girdi. Filmin ikincisinde sizi çok az görüyoruz, neden?
Açıkçası Yüzüklerin Efendisinden sonra bu serüvenin biteceğini düşünmüştüm. Kitapta Galadriel karakteri hiç görülmediği için seride de görünmeyeceğimi düşünmüştüm ta ki ayın önünde görüleceğim küçük bir sahne teklif edilene kadar. Küçük bir sahne de olsa bu seride olmaktan çok mutluyum çünkü bu sanki yaz kampına dönmek gibi bir duyguydu. 12 sene önce başlayan serüvendeki herkesi tekrar görmek inanılmazdı.
Galadriel hakkında ne söylemek istersiniz?
Galadriel asaletiyle eminim hâlâ akıllardadır. Benliğinden vazgeçmektense sürgünü kabul etmesi, onun kendine özgü bir karakteri olduğunu gösteriyor. Bu karakter hiçbir zaman a saletinden ödün vermiyor.
HAYATIM DAHA DOLU OLAMAZDI
Çok düzgün bir fiziğiniz var ve başarılı bir oyuncu olmanızla birleşince birçok moda devi marka tasarımlarını sizin üzerinizde sergilemek için yarışıyor. Peki, sizin modayla aranız nasıl?
Öncelikle teşekkür ederim. Bu benim için çok büyük bir onur. Özellikle Armani ile yaptığımız son iş, hayatımın dönüm noktalarından biri oldu çünkü Armani marka olarak hayatımda çok önemli bir yere sahiptir. Tiyatro okulundan mezun olduktan sonra kazandığım ilk parayla aldığım ilk şey bir Armani takımı olmuştu. Bu yüzden Si parfümünün yüzü olmak moda alanda şimdiye kadar en keyif aldığım işbirliği.
Armaninin Sinin tanımı: Şık, ihtiraslı, yoğun ve aynı zamanda yumuşak. Bu sözler sizi de tanımlıyor mu?
Bazen Giorgio Armaninin, yeni parfümü Sinin yüzü olarak beni seçmesinin arkasında dolu dolu hayatımın bir etkisinin olup olmadığını merak ediyorum. Bir eş, bir anne, kariyeri, çevresi ve çocuklarıyla ilgili bu kadar tutkulu biri olarak gerçekten hayatım daha dolu olamazdı. Giorgio Armaninin söylediğine göre de bu parfümü oluştururken parfümün yüzü olarak aklındaki isim benmişim. Bir parfümün ilham kaynağı olmak, bir insanın hayatta en gurur duyabileceği şeylerden biri. Dolayısıyla evet, bu özellikler aynı zamanda benim karakterimi de yansıtıyor.
Reklam filmi de çok başarılı. Çekimler nasıl geçti?
Çekimleri Avustralyada deniz kenarında yaptık. Yönetmenimiz Anne Fontaine çok yetenekli biri, birçok duyguyu birkaç saniyeye sığdırabilmemizin arkasındaki en büyük etkenlerden biri o. Ayrıca çekimler boyunca kolumda hep Sinin kokusu vardı. Ortaya çıkan duyguların en büyük ilham kaynağı o.
Anne Fontaine ile daha önce tanışmış mıydınız?
Anne ile sanırım ilk Avustralyada Hayır, hayır Washingtanda tanıştık. Sonrasında bir film çekimi için Avustralyaya geldi, biz de birlikte çalışmakla ilgili konuşuyorduk ama bir şekilde denk getiremedik. O yüzden onunla çalışacağımı duyduğumda çok mutlu oldum. Harika biri, çok komik, bir o kadar seksi ve güçlü, bilirsiniz tehlikeli dediğimiz tiplerden.
Armani tasarımlarını kırmızı halıda da çok sık taşıyorsunuz
İlk tanışmamız ki kariyerimin dönüm noktalarından biridir- The Aviator filmi ile Altın Küreye aday olmuştum, 2006ydı sanırım. Armaniyi kendimle bağdaştırdığım nokta dünyasının zamansız oluşu Bir yandan modern ve sade, diğer yandan zamansız ve klasik, bir o kadar şık.
Türkiyeye gelmeyi düşünüyor musunuz?
Çok isterim. Giden birkaç arkadaşımdan harika şeyler duydum. Tarihi, kültürü ve doğası çok zengin bir ülke olduğunu söylediler, mutlaka ziyaret etmek istiyorum.
PINAR HİÇDURMAZ
aksam.com.tr