kursağıma ince ince işlenen bir çığlık
ayrılık namelerine uyandırılmış
gecenin perdelerinde ateş almış
yalınayak bir yağmurda adımlanmış
ben dedim
ismini hatırlayamadığım tüm şehirlerin
ruhsatlı ruhların ve kaçak sürgünlerin
hüznü tek bir nefeste solumuş yeminlerin
ve;
bir meleğin dalga saçından (düş)en
ilk heceydim
kıpkızıl bir ağustos sıcağının
onbeşinci teninde
bir arzın sıkıca kilitlenmiş penceresinde
ve;
gözlerinin toprak rengiyle
yüreğimi parmak uçlarına emanet ettim
sen dedim
yıkılmış duvarlar arasında yeşermiş bir kır çiçeğinin
turkuaza soyunmuş damlasının
hiç tadılmamış bir tuz zerreciğinde
sevda uçurumlarına boy veren bir gövdenin
ve;
kim vurduya gitmiş bir kadının
adam yazgılı suretiydin
ardından
zamanı geçmişin di isimli rıhtımına demir eyledim
nalan bir cümlenin
en sevdiğim baş harfinde bir sen daha heceledim
adresimin yirmiyedinci aralığına
puslu bir lunanın kollarında
bir avuç dolusu kar biriktirdim
kalleş bir ayazın
hançeri saklı sol cebinde
ve
kapısı açık bırakılmış bir tümcede
kelime kelime
üşü-(me)-ye-lim!
apansızlığı katık etmeden
bir kez daha
gel!
benim
avuçlarımda karı kış giyinmiş taneler
senin
parmak uçlarında ise;
emanete hıyanet edilmiş yüreğim
ayrılık namelerine uyandırılmış
gecenin perdelerinde ateş almış
yalınayak bir yağmurda adımlanmış
ben dedim
ismini hatırlayamadığım tüm şehirlerin
ruhsatlı ruhların ve kaçak sürgünlerin
hüznü tek bir nefeste solumuş yeminlerin
ve;
bir meleğin dalga saçından (düş)en
ilk heceydim
kıpkızıl bir ağustos sıcağının
onbeşinci teninde
bir arzın sıkıca kilitlenmiş penceresinde
ve;
gözlerinin toprak rengiyle
yüreğimi parmak uçlarına emanet ettim
sen dedim
yıkılmış duvarlar arasında yeşermiş bir kır çiçeğinin
turkuaza soyunmuş damlasının
hiç tadılmamış bir tuz zerreciğinde
sevda uçurumlarına boy veren bir gövdenin
ve;
kim vurduya gitmiş bir kadının
adam yazgılı suretiydin
ardından
zamanı geçmişin di isimli rıhtımına demir eyledim
nalan bir cümlenin
en sevdiğim baş harfinde bir sen daha heceledim
adresimin yirmiyedinci aralığına
puslu bir lunanın kollarında
bir avuç dolusu kar biriktirdim
kalleş bir ayazın
hançeri saklı sol cebinde
ve
kapısı açık bırakılmış bir tümcede
kelime kelime
üşü-(me)-ye-lim!
apansızlığı katık etmeden
bir kez daha
gel!
benim
avuçlarımda karı kış giyinmiş taneler
senin
parmak uçlarında ise;
emanete hıyanet edilmiş yüreğim