sensiz olmaz
Kayıtlı Üye
Antalya Tanıtma Vakfı (ATAV) Başkanı Nizamettin Şen, ülkedeki siyasi durumun turizme ve Avrupa pazarına etkilerini TurizmGüncel'e değerlendirdi.
TurizmGüncel
Türkiye hem siyasi, hem güvenlik, hem de ekonomi açısından önemli bir süreçten geçiyor. Artan terör olayları, Suriyeli mülteciler ve siyasi belirsizlik, ülkenin Avrupa'daki imajına da yansıyor. Konuyla ilgili olarak görüş aldığımız ATAV Başkanı Nizamettin Şen, turizmin kaderinin siyasete ve ülkenin yönünü ne tarafa döneceğine bağlı olduğunu ifade etti.
BATILILARIN KAFASINDAKİ SORU
Türkiye ile ilgili haberlerin Avrupa medyasına yansımasının büyük oranda şeffa olduğuna dikkat çeken Nizamettin Şen, özellikle Suriyeli mültecilerin durumunun Alman medyasında dramatik bir şekilde işlendiğini ifade ediyor. Şen, "Avrupalıların asıl tedirginliği, Türkiye'nin Orta Doğu'daki geleceği noktasında. Şu soru soruluyor: 'Türkiye bir Orta Doğu Ülkesi mi olacak, yoksa eskiden olduğu yüzünü batıya dönmş bir ülke olarak mı kalacak?' Türkiye'deki olaylar ve kaos, tedirginliği arttırıyor." şeklinde konuştu.
REZERVASYONLARDAKİ DURMA TEDİRGİNLİĞİ GÖSTERİYOR
Yaşanan tedirginliğin rezervasyonlara yansıdığını kaydeden Nizamettin Şen, "Kitlesel iptaller olmasa da, rezervasyonlardaki durma bunu gösteriyor. Ama haklı olarak şu anda övünebileceğimiz bir durum var. Her şey dahilden dolayı Avrupalı müşteriler, gittiği bölgenin dışında kalan olayları ayırt edebilir duruma geldi. Turist artık bölgesel imajlar üzerinden hareket ediyor. Eskiden bir şey olduğunda "Türkiye'de oldu" deniyordu. ancak şimdi böyle algılanmıyor. Çünkü coğrafya ve destinasyon tanıtımına odaklandık. Eskiden darbe yiyorduk, şimdi sıyrıklarla atlatıyoruz." dedi.
AVRUPALI MÜŞTERİLERİMİZDEN BAŞKA BİZİ ANLATACAK KİMSE YOK
Peki Avrupa'da oluşan Türkiye imajını kırmak için ne yapmak gerekiyor? Bu başlıkta Nizamettin Şen şu noktaların altını çiziyor:
Batıya karşı şeffaf olmamız ve Türkiye'nin güvenli bir yer olduğunu iyi anlatmamız gerekiyor. Ancak Türkiye bu noktada kendini iyi anlatamıyor. Kaldı ki Türkiye'yi anlatacak, kafalarda oluşan sorulara cevap verecek kimse de yok. Bizim şu anda Avrupa'daki en büyük temsilcilerimiz, müşterilerimiz. Bizi onlar ayakta tutuyor. Türkiye tatilinden dönen müşterilerimiz, çevrelerindeki insanlara ve basına bizimle ilgili güzel şeyler anlatıyorlar. Terör olaylarının nerelerde yaşandığını anlatıyor, ülkede bir alarm durumu olmadığını dillendiriyorlar.
BATININ BİZE VERDİĞİ KREDİYİ YİYORUZ
Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun 2016 sezınuna nasıl yansıyacağının tamamen siyasi gelişmelere bağlı olduğunu kaydeden Nizamettin Şen, "Ülkede olumlu gelişmeler yaşanır, Türkiye tekrar demkratik ve laik bir ülke olarak yüzünü gösterir, Orta Doğu sarmalından çıkarsa, durum değişebilir. Batı bize hala prim veriyor. Akdeniz ve Kuzey Afrika'daki rakiplerimizde bir kaos var. İsrail, Ürdün, Tunus, Mısır, Yunanistan... bu ülkelerin hepsinde sorun var. Bu nedenle Türkiye şu anda bir kredi yiyor. Tatil yapmak isteyen ancak diğer ülkelere gidemeyen insanların bize sağladığı bir avantaj var. 2016'da bu kredinin ne kadarı kullanılır, ne kadarı kullanılamaz onu bilemiyorum." değerlendirmesini yaptı.
TurizmGüncel
Türkiye hem siyasi, hem güvenlik, hem de ekonomi açısından önemli bir süreçten geçiyor. Artan terör olayları, Suriyeli mülteciler ve siyasi belirsizlik, ülkenin Avrupa'daki imajına da yansıyor. Konuyla ilgili olarak görüş aldığımız ATAV Başkanı Nizamettin Şen, turizmin kaderinin siyasete ve ülkenin yönünü ne tarafa döneceğine bağlı olduğunu ifade etti.
BATILILARIN KAFASINDAKİ SORU
Türkiye ile ilgili haberlerin Avrupa medyasına yansımasının büyük oranda şeffa olduğuna dikkat çeken Nizamettin Şen, özellikle Suriyeli mültecilerin durumunun Alman medyasında dramatik bir şekilde işlendiğini ifade ediyor. Şen, "Avrupalıların asıl tedirginliği, Türkiye'nin Orta Doğu'daki geleceği noktasında. Şu soru soruluyor: 'Türkiye bir Orta Doğu Ülkesi mi olacak, yoksa eskiden olduğu yüzünü batıya dönmş bir ülke olarak mı kalacak?' Türkiye'deki olaylar ve kaos, tedirginliği arttırıyor." şeklinde konuştu.
REZERVASYONLARDAKİ DURMA TEDİRGİNLİĞİ GÖSTERİYOR
Yaşanan tedirginliğin rezervasyonlara yansıdığını kaydeden Nizamettin Şen, "Kitlesel iptaller olmasa da, rezervasyonlardaki durma bunu gösteriyor. Ama haklı olarak şu anda övünebileceğimiz bir durum var. Her şey dahilden dolayı Avrupalı müşteriler, gittiği bölgenin dışında kalan olayları ayırt edebilir duruma geldi. Turist artık bölgesel imajlar üzerinden hareket ediyor. Eskiden bir şey olduğunda "Türkiye'de oldu" deniyordu. ancak şimdi böyle algılanmıyor. Çünkü coğrafya ve destinasyon tanıtımına odaklandık. Eskiden darbe yiyorduk, şimdi sıyrıklarla atlatıyoruz." dedi.
AVRUPALI MÜŞTERİLERİMİZDEN BAŞKA BİZİ ANLATACAK KİMSE YOK
Peki Avrupa'da oluşan Türkiye imajını kırmak için ne yapmak gerekiyor? Bu başlıkta Nizamettin Şen şu noktaların altını çiziyor:
Batıya karşı şeffaf olmamız ve Türkiye'nin güvenli bir yer olduğunu iyi anlatmamız gerekiyor. Ancak Türkiye bu noktada kendini iyi anlatamıyor. Kaldı ki Türkiye'yi anlatacak, kafalarda oluşan sorulara cevap verecek kimse de yok. Bizim şu anda Avrupa'daki en büyük temsilcilerimiz, müşterilerimiz. Bizi onlar ayakta tutuyor. Türkiye tatilinden dönen müşterilerimiz, çevrelerindeki insanlara ve basına bizimle ilgili güzel şeyler anlatıyorlar. Terör olaylarının nerelerde yaşandığını anlatıyor, ülkede bir alarm durumu olmadığını dillendiriyorlar.
BATININ BİZE VERDİĞİ KREDİYİ YİYORUZ
Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun 2016 sezınuna nasıl yansıyacağının tamamen siyasi gelişmelere bağlı olduğunu kaydeden Nizamettin Şen, "Ülkede olumlu gelişmeler yaşanır, Türkiye tekrar demkratik ve laik bir ülke olarak yüzünü gösterir, Orta Doğu sarmalından çıkarsa, durum değişebilir. Batı bize hala prim veriyor. Akdeniz ve Kuzey Afrika'daki rakiplerimizde bir kaos var. İsrail, Ürdün, Tunus, Mısır, Yunanistan... bu ülkelerin hepsinde sorun var. Bu nedenle Türkiye şu anda bir kredi yiyor. Tatil yapmak isteyen ancak diğer ülkelere gidemeyen insanların bize sağladığı bir avantaj var. 2016'da bu kredinin ne kadarı kullanılır, ne kadarı kullanılamaz onu bilemiyorum." değerlendirmesini yaptı.