Avrupada Müslüman Azınlıklar

Asi Ruh

Kayıtlı Üye
Avrupa'da Müslüman Azınlıklar
Fransa
Fransa'daki Müslümanların sayısı üç milyonu geçiyor. Bu sayıyla Müslümanlar, katoliklerden sonra ikinci büyük kitleyi oluşturuyorlar. Yani azınlık olarak Fransa'nın en büyük dini cemaati Müslümanlar. Fransa'daki Müslümanların 600 bin kadarı Fransız asıllı. Bir buçuk milyonu Arap asıllı. Diğerleri ise değişik kavmiyetlerden. Arap asıllı Müslümanların büyük çoğunluğu Kuzey Afrika ülkelerinden.

Fransa'da Müslümanlar arasında nüfus artışı diğer kesimlerdekine nisbetle hayli yüksek. Müslümanlar genel nüfusun yaklaşık % 6'sını oluşturdukları halde ülke genelindeki doğumların % 15'i Müslümanlar arasında oluyor. Dolayısıyla Müslümanların oranları yıldan yıla artmaktadır. Fransız asıllılardan İslâm'ı seçenler de bu artışa katkıda bulunuyorlar. Tabiatıyla bu durum Fransız yönetimini endişeye düşürüyor. Fransız yönetimini endişeye düşüren bir başka gelişme de bu ülkedeki Müslümanlardan İslâm'ı bir bütün olarak hayatlarına geçirmeye çalışanların sayılarının sürekli artması. Bu yüzdendir ki, Avrupa ülkeleri içinde İslâmi gelişmeyi en çok gündeme getiren ve en çok problem eden ülke Fransa'dır.

Fransa yönetimi İslâmi gelişmeyi kısmen dizginleyebilmek için Müslümanların dini hürriyetlerini kısıtlamaya çalışıyor. Bunu da "entegrasyon" adını verdiği bir anlayışa dayandırıyor. "Entegrasyon" ile kastedilen ise Müslümanların Fransa'nın genel yapısına ve geleneklerine uyumlarını sağlamak. Ayrıca Fransa'nın laikliği bir devlet geleneği olarak benimsemiş tek Avrupa ülkesi olması da bu ülkede yaşayan Müslümanların çeşitli problemlerle karşılaşmalarına yolaçıyor. Yönetim zaman zaman Müslüman kız öğrencilerin başörtülerini problem ediyor. Ancak hukuk kurumları açılan davalarda Müslüman kız öğrencilerin başörtülü olarak öğrenim görme haklarını te'yid etti. Fransa'da basın yayın organları da zaman zaman Müslümanları rahatsız edici yayınlar yapıyorlar.

İngiltere
İngiltere'deki Müslümanların sayısı iki milyonu geçti. İngiltere'de yaşayan Müslümanların büyük çoğunluğunu Asya asıllılar oluşturuyor. Özellikle Pakistan'dan ve Bangladeş'te yirminci yüzyılın başlarından itibaren işçi olarak çalıştırılmak üzere İngiltere'ye getirilen Müslümanlar zaman içinde bu ülkede önemli bir cemaat oluşturdular. İngiltere'deki Müslüman azınlık içinde İngiliz asıllıların oranı da az değil. Bu ülkede Yusuf İslâm gibi bazı tanınmış, etkin kişilerin Müslüman olmaları İslâm'a ilginin artmasına dolayısıyla İslâmiyeti seçenler arasında artış meydana gelmesine vesile oldu.

Bugün İngiltere'de bine yakın cami ve mescid mevcut. Bunların tamamı bu ülkedeki Müslümanların özel gayretleri ve yardımlarıyla te'sis edildi. Bu ülkedeki İslâmi okulların sayısı yirmiyi buluyor. Ancak İngiliz hükümeti sayıları Müslümanlardan çok daha az olan yahudilerin ve hinduistlerin kurdukları okullara yardım ettiği halde İslâmi özel okullara hiç bir maddi destekte bulunmuyor. Oysa İngiliz kanunları eğitim konusunda din ayrımı yapmıyor ve bütün eğitim kurumlarına yardım edilmesini öngörüyor. Müslüman kız öğrencilerin başörtülü olarak okullarına devam etmeleri konusu bir ara İngiltere'de de problem edildi. Ancak Müslüman veliler kızlarının başörtülü olarak okullarına devam etmeleri konusunda ısrar edince İngiliz hükümeti onların bu isteklerini kabul etmek zorunda kaldı.

İngiltere'de çok sayıda İslâmi yardım kuruluşu da bulunuyor. Bu yardım kuruluşları hem İngiltere'deki hem de Avrupa'nın diğer ülkelerindeki Müslümanlara hizmet veriyor. Bu yardım kuruluşlarının başında Yusuf İslâm'ın kurduğu İslâmi Yardım Teşkilatı'nı anmak gerekir.

İngiltere'de bir de resmi statüsü olmayan bir İslâm parlamentosu kuruldu. Ancak başkanlığını Pakistan asıllı Kelim Sıddıki'nin yaptığı bu parlamento henüz bütün İngiltere Müslümanlarını etrafında toplayacak kadar geniş bir tabana kavuşmuş değil. Bunda İslâm parlamentosu üzerinde belli eğilimlerin ağırlık oluşturmasının etkisi var.

Almanya
Almanya'daki Müslümanların sayısı iki milyona yakın. Bunların içinde Türkler bir buçuk milyona yaklaşan nüfuslarıyla dörtte üçlük bir çoğunluğu oluşturuyorlar. Alman hükümetinin verdiği rakamlara göre bu ülkede yaşayan Müslümanlar arasında Arapların sayısı 130 bini eski Yugoslavya cumhuriyetlerinden giden Müslümanların sayısı ise 100 bini buluyor. Alman asıllı Müslümanların sayısı da 50 bin civarında.

1991 rakamlarına göre Almanya'da toplam 894 cami bulunuyor. Bunlar Müslümanların imkânlarıyla ve gayretleriyle yapılmış. Camiler sadece ibadet için değil aynı zamanda İslâmi kültürel faaliyetler ve eğitim çalışmaları için de kullanılıyor.

Almanya'da yaşayan Müslümanların birinci problemleri neo-nazilerden kaynaklanan tehdid. Neonazilerin yabancılara ve özellikle Müslümanlara yönelik saldırılarının gittikçe artması bu problemin günden daha da çetrefil hale gelmesine yolaçıyor. Almanya Federal Emniyet Genel Müdürlüğü'nün açıklamasına göre 1992 yılının ilk üç ayında yabancılara yönelik saldırılarda bir önceki yılın aynı dönemine oranla % 400'lük bir artış kaydedildi. Alman hükümetinin neo-nazi problemini ciddiye almamasının ve saldırganları cezalandırma konusunda gevşek davranmasının da yabancılara yönelik saldırıların artmasında önemli etkisi oluyor.

Bunun yanısıra Alman yönetiminin İslâmi gelişmelerden duyduğu endişe dolayısıyla çıkardığı birtakım kısıtlamalar ve engellemeler de Müslümanlar açısından çeşitli problemlere yolaçıyor. Hükümet bazı İslâmi okulları oldukça basit gerekçeler göstererek kapattı. Bunun yanısıra Müslümanlar üzerinde bir toplumsal baskı oluşturulmasına çalışılıyor. İslâmi tebliğ çalışmalarından Alman asıllıların etkilenmemesini sağlamak amacıyla Alman yönetimi Müslümanları sevimsiz göstermeye ve Almanları Müslümanlardan uzaklaştırmaya çalışıyor. Almanya'da yaşayan Müslümanların önemli bir problemleri de kendi aralarındaki bölünmüşlük ve cemaatleşme.

Belçika
Belçika'da yaşayan Müslümanların sayısı 350 bin civarındadır. Bunların büyük çoğunluğunu bu ülkeye dışarıdan göçedenler oluşturuyor. Belçika'ya dışarıdan Müslüman göçü II. Dünya Savaşı'ndan sonra bazı Arnavut Müslümanların bu ülkeye yerleşmeleriyle başladı. Arkasından Türkiye'den işçi olarak çalışmak üzere Belçika'ya gidenler oldu. Bunun ardından Kuzey Afrika'dan bazı Müslümanlar bu ülkeye göçetti.

Belçika 1974 yılında İslâmiyeti resmi din olarak tanıdı. İslâm'ın resmi olarak tanınması Belçika Müslümanlarına çeşitli kolaylıklar sağlıyor. Müslümanlar bu ülkede açıktan tebliğ ve eğitim çalışmaları yapabiliyorlar. Ayrıca devlet Müslümanların kurdukları eğitim kurumlarına yardımda bulunuyor.

Belçika'da İslâmi tebliğ ve eğitim çalışmalarını yürüten kuruluşların başında Belçika İslâmi Öğrenci ve Gençlik Birliği geliyor. Bu kuruluş özellikle bu ülkedeki üniversitelerde okuyan Müslüman gençlerle ilgilenerek onların sahip oldukları İslâmi değerleri kaybetmeden öğrenimlerini sürdürmelerini sağlamaya çalışıyor. Ayrıca değişik seviyelerdeki gençlere yönelik Kur'an-ı Kerim, Arapça, Tefsir ve Din Eğitimi kursları düzenliyor.

Belçika'da Müslümanlar yönetimden kaynaklanan önemli bir problemle karşı karşıya kalmasalar da, sayılarının az ve imkânlarının yetersiz olması sebebiyle İslâmi çalışmaları yürütmede bazı zorluklarla karşılaşabiliyorlar. Özellikle yaşadıkları topluma kendilerini uydurarak İslâmi yaşantıdan uzaklaşan Müslüman asıllı gençleri yeniden İslâmi hayatın içine çekmeyi sağlayacak alternatiflerin oluşturulması yeterli maddi imkânı gerektiriyor.

Hollanda
Hollanda'da 400 bin Müslüman yaşıyor. Hollanda Müslümanlarının hemen hemen tamamını ülkeye dışarıdan göç etmiş olanlar oluşturuyor. Hollanda Müslümanları arasında da Türkler birinci sırayı alıyor. Bu ülkede Türklerden başka Surinam'dan, Pakistan'dan, Endonezya'dan, eski Yugoslavya cumhuriyetlerinden, Tunus'tan ve Fas'tan göçetmiş Müslümanlar da mevcut.

Hollanda'da Müslümanların iki yüz kadar camileri bulunuyor. Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Hollanda'da da camiler Müslümanların kendi özel gayretleriyle ve imkânlarıyla tesis edilmiş. Camilerin önemli bir kısmı da başka amaçla yapılan binalardan camiye dönüştürülmüş durumda.

Hollanda Müslümanlarının bazı küçük yayın organları mevcut. Bunların yanısıra Hollanda radyo ve televizyonlarından bazı vakitleri kiralayarak İslâmi programlar yayınlıyorlar. Bu şekilde haftada elli saat radyo, on iki saat de televizyon yayını yapılıyor.

Hollanda, Batı Avrupa ülkeleri içinde İsrail ile en yakın ilişkiler içine giren ve uluslarası politikada siyonist İsrail yönetimi her bakımdan destekleyen bir ülke olarak biliniyor. Hollanda yönetiminin bu tutumu bu ülkede yaşayan Müslümanlar açısından bazı zorluklara yolaçıyor. Bunun yanısıra kilise de Müslümanların çalışmalarından rahatsız oluyor ve bu rahatsızlığını çeşitli vesilelerle dile getiriyor. Bilhassa hıristiyanların ilgi göstermemeleri sebebiyle cemaatsiz kalan kiliselerin Müslümanlara satılması ve Müslümanların buraları camiye dönüştürmeleri kilise teşkilatını son derece endişeye sokuyor. Bir kilise dergisinde bu konudaki rahatsızlık şu şekilde dile getirilmişti: "Biz, artık kiliselerin camilere dönüştüğünü değil camilerin kiliselere dönüştüğünü görmek istiyoruz."

İtalya
Bütün katolik aleminin kalbi durumundaki Vatikan kilisesini içinde barındıran İtalya'da bugün bir milyona yakın Müslüman yaşıyor. İtalya Müslümanlarının çoğunluğunu ülkeye dışarıdan göç etmiş olanlar teşkil etse de İtalyan asıllılar arasında da bir hayli Müslüman var.

Avrupa'nın en büyük camisi İtalya'nın başkenti Roma'da inşa edildi. Roma'daki cami ve İslâm sitesi toplam 40 milyon dolara maloldu. Bu büyük caminin ve sitenin yapımı için Avrupa'nın her tarafındaki Müslümanların maddi katkıları oldu. Roma camisi iki bin kişinin namaz kılabileceği büyüklükte. Camiye bağlı İslâm sitesinin büyük bir kütüphanesi ve konferans ve toplantı salonları bulunuyor.

İtalya'nın başkenti Roma'da yaşayan Müslümanların sayısının otuz bin kadar olduğu tahmin ediliyor.

İtalya'daki İslâmi çalışmalar Vatikan'ı bir hayli rahatsız ediyor. Ancak İtalyan hükümeti Müslümanlara gereken kolaylığı gösteriyor. Bu ülkede özellikle gençlerin İslâm'a ilgi gösterdikleri ve İtalyan asıllı gençlerden Müslüman olanların sayılarının gittikçe arttığı gözleniyor. Hıristiyanlığın kendilerini tatmin etmemesi dolayısıyla dinden soğuyan İtalyan gençleri şimdi İslâm'a ümitle sarılıyorlar.

İsviçre
Avrupa'nın bankalar ülkesi olarak bilinen ve 6.5 milyon nüfusa sahip İsviçre'de yetmiş bin Müslüman yaşıyor. Çoğunluğunu ülkeye dışarıdan göçetmiş olanların oluşturduğu İsviçre Müslümanları içinde en kalabalık kitleyi Türkler oluşturuyor.

İsviçre'nin Basel kentinde bir İslâm merkezi bulunuyor. Bu merkezin yanında bir de cami inşa ediliyor. Müslümanların Cenevre'de de bir camileri mevcut. Bern'de de bir bina satın alınarak camiye dönüştürüldü.

İsviçre Müslümanları sayılarının azlığı dolayısıyla gerek dinlerini yaşama ve gerekse çocuklarının eğitimi konusunda bazı problemlerle karşı karşıya geliyorlar. Ayrıca Müslümanların belli bir yere toplanmış halde değil de ülkenin büyük şehirlerine dağılmış halde yaşamaları da işlerini zorlaştırıyor. Çocuklarının dinlerini ve dillerini öğrenecekleri bir okullarının olmaması başta gelen problemleri. Ancak bazı okullarda haftanın iki gününde Müslüman öğrencilere dinlerini öğretecek sınıflar ayrılmış durumda. Buralarda Müslüman öğretmenler ders veriyorlar.

İsviçre'de yerli Müslümanların sayıları da gittikçe artıyor. Bunların İslâm'ı tebliğ ve tanıtma konusunda diğerlerinden daha gayretli olduklarını söyleyebiliriz.

İspanya
Uzun süre İslâm'ın hakimiyetinde kalan ve ünlü Endülüs medeniyetinin te'sis edildiği İspanya'da bugün yaklaşık olarak iki yüz bin Müslüman yaşıyor. İspanya'da İslâmiyet resmi din olarak kabul edildi.

İspanya Müslümanları eğitim ve tebliğ çalışmalarını yürütmek üzere İslâm Merkezi adında bir teşkilat kurdular. Bu merkezin alt yapısı bir kaç Müslüman öğrencinin kurmuş olduğu İslâm Cemiyeti tarafından oluşturuldu. İlk İslâm Merkezi de 13 Ağustos 1986 tarihinde başkent Madrid'de açıldı. Bugün İslâm Merkezi'nin Barselona ve Gırnata'da da şubeleri bulunuyor. Madrid'deki İslâm Merkezi'nin bünyesinde Ebu Bekir Sıddık Camisi adında bir cami, bir anaokulu, bir özel eğitim binası, konferans salonu, kadınlar mescidi, kütüphane, yemekhane, misafirhaneler, dispanser ve otopark bulunuyor. Zengin bir İslâmi mirasa sahip olan ve Müslümanların da yoğun olarak bulundukları Gırnata'daki İslâm Merkezi'nde de benzer kuruluşlar mevcut. İspanya Müslümanları tatil günlerinde Gırnata'ya giderek birbirleriyle buluşuyor ve özel tatil programları düzenliyorlar.

İspanya İslâm Merkezi kadınlara yönelik eğitim çalışmalarına da büyük ağırlık veriyor. Bunun için özel bir organizasyonu mevcut.

Avusturya
Avrupa Topluluğu'na dahil olmayan Batı Avrupa ülkesi Avusturya'da bugün yüz elli bin Müslüman yaşıyor. Bunların çoğunluğunu yabancılar oluşturuyor. Ayrıca on beş bin kadar da Avusturya asıllı Müslüman var.

Avusturya Müslümanlarının büyük çoğunluğu başkent Viyana'da yaşıyor. Viyana'da yetmişten fazla cami ve mescid bulunuyor.

Avusturya'da da İslâmiyet resmen kabul edilen dinlerden. Avusturya Müslümanları çocuklarının eğitimleri için özel okullar kurabiliyorlar. Televizyonun birinci kanalında haftanın belli saatlerinde İslâmiyetle ilgili programlar yayınlanıyor. "İslâm'ın Sesi" adını taşıyan bu programlar Müslümanlar tarafından hazırlanıp sunuluyor.

Avusturya'da zaman zaman konferans, sempozyum gibi İslâmi kültürel faaliyetler düzenleniyor. Bunun yanısıra Avusturya'da Almanca konuşulması dolayısıyla Almanya'daki İslâmi kuruluşların da bu ülkeye yönelik çalışmaları oluyor.

Yunanistan
Yunanistan'daki Müslümanların tamamına yakın bir kısmı Batı Trakya'da yaşamaktadır. Batı Trakya'da yaşayan Müslümanların sayısı 150 bine yakındır. Bunların büyük çoğunluğu Türk bir kısmı da Pomak asıllıdır. Başkent Atina'da, Selanik'te ve daha başka Yunan şehirlerinde de az sayıda Müslüman yaşamaktadır.

Avrupa Topluluğu ülkeleri içinde Müslümanlara en çok baskı uygulayan ülke Yunanistan'dır. Yunanistan Batı Trakya'yı ele geçirdikten sonra sistemli bir asimilasyon politikası uygulayarak bu bölgedeki Müslümanların oranlarını düşürdü.

Batı Trakya Müslümanlarının üç adet şer'i mahkemeleri bulunuyor. Bu mahkemeler Müslümanların evlenme, boşanma gibi özel halleriyle ilgileniyor. Bölgede Müslümanların kendi maddi imkânlarıyla ayakta tuttukları 292 okulları ve ibadete açık durumda 297 camileri bulunuyor. Müslümanların pek çok camisi de hükümet tarafından yıkılmış yahut kiliseye veya müzeye çevrilmiştir.

Yunan hükümeti Müslümanların birbirlerinden veya Müslüman olmayanlardan arazi satın almalarına, arazilerini Müslümanlara satmalarına, çok zor durumda kalmadıkça evlerini yenilemelerine, yeni cami veya okul yapmalarına müsaade etmiyor. Bunun yanısıra bazen basit gerekçelerle Müslümanların arazilerine el koyuyor. Yurt dışına çıkan bir Müslümanı gerekçe göstermeden vatandaşlıktan çıkarabiliyor. Bunun gibi daha pek çok şekilde Müslümanlara baskı uyguluyor.

İsveç
İskandinav ülkelerinden olan İsveç'te bugün altmış bine yakın Müslüman yaşıyor. İsveç Müslümanlarının da büyük çoğunluğunu ülkeye dışarıdan göçetmiş olan yabancılar oluşturuyor. İsveç Müslümanlarının çoğunluğu başkent Stokholm'de oturuyorlar. Resmi istatistiklere göre bu şehirde oturan Müslümanların sayısı kırk bini buluyor.

Stokholm Müslümanları, bu şehrin Tensta semtinde belediyenin tahsis ettiği bir arsa üzerinde bir cami ve kültür merkezi inşa ediyorlar. İsveç Müslümanlarının İsveç İslâmi İletişim Bürosu adında küçük çaplı bir teşkilatları mevcut. Bu teşkilat bazı İslâmi çalışmaları organize ediyor. Stokholm'ün kuzeyinde bulunan Uppsala kentinde yaşayan Müslümanların da Uppsala İslâm Cemiyeti adında bir cemiyetleri var. Bu cemiyet de adı geçen şehirde bir cami ve kültür merkezi inşa ediyor.

İsveç'in siyonizm yanlısı ve İsrail ile çok sıkı ilişkiler içinde bir ülke olması bu ülkede yaşayan Müslümanların bazı sıkıntılarla karşı karşıya gelmelerine yolaçıyor. Yönetim Müslümanların yayınlarında ve eğitim faaliyetlerinde siyonizmi ve İsrail'i tenkid etmelerine hiçbir şekilde müsaade etmiyor. Hükümet, bazı İslâmi yayın organlarını antisemitist (yahudi aleyhtarı) faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle kapattı. "İsrail Gerçeği" adlı bir kitap siyonistlerin açtığı bir dava sonunda antisemitist içeriğe sahip olduğu iddiasıyla yasaklandı. Bunun yanısıra Müslümanların yardımları ile ayakta duran "İslam'ın Sesi" adlı yayınevi yahudi aleyhtarı yayın yaptığı iddiasıyla kapatıldı. Öte yandan Müslümanların inançları ile alay eden Selman Rüşdi'nin "Şeytan'ın Ayetleri" kitabının yasaklanması için açılan dava reddedildi.

Finlandiya
Bir diğer İskandinav ülkesi Finlandiya'da üç bin Müslüman yaşıyor. Bunların iki binini eski Sovyet cumhuriyetlerinden bu ülkeye göçeden Müslümanlar oluşturuyor.

Finlandiya'da İslâmiyet 1925 yılında resmi din olarak tanındı. Finlandiya yönetimi Müslümanların dinlerini yaşamalarına hiç bir şekilde engel olmuyor. Ayrıca İslâmiyetin resmi din olarak tanınması Müslümanların da diğer din mensuplarının sahip olduğu haklardan yararlanmalarına imkân sağlıyor.

Finlandiya Müslümanlarının sırf dini eğitim vermek üzere kurdukları bazı okulları mevcut. Müslüman çocukları resmi okullarda gördükleri öğretimin yanısıra bu okullarda da dinlerini öğrenmek için öğretim görüyorlar. Finlandiya Müslümanlarının çoğunluğunun yaşadığı Helsinki, Tempere ve Turku şehirlerinde bu tür okullar bulunmakta ve bu okullarda Tatar Türkçesiyle eğitim verilmektedir. Müslümanların küçük mescidler şeklinde ibadet yerleri de bulunuyor.

Finlandiya Müslümanları zaman zaman dinlerini tanıtmak amacıyla konferanslar da veriyorlar. Fin dili ile yayınlanmış kitapları da mevcut. Finlandiya Müslümanlarının işlerini organize eden bir imamları mevcut. İmam Helsinki'de oturuyor ama Müslümanların meseleleriyle ilgilenmek için diğer şehirlere de ziyaretler düzenliyor.

Danimarka
Yine İskandinav ülkelerinden olan Danimarka'da bugün 25 bin Müslüman yaşamaktadır. Danimarka'da Müslüman cemaat 1960'lı yıllardan sonra bu ülkeye çeşitli İslâm ülkelerinden işçilerin gitmesiyle oluşmaya başladı.

Danimarka'da bir İslâm Kültür Merkezi bulunuyor. Bunun yanısıra 1976'dan buyana faaliyet yürüten bir Müslüman Gençlik Teşkilatı mevcut. Bu teşkilatın bir anaokulu ile bir de İslâm Okulu bulunuyor.

Yeni Yugoslavya Federasyonu
Altı cumhuriyetten oluşan Eski Yugoslavya Federasyonu'nun dağılmasından sonra kurulan Yeni Yugoslavya Federasyonu Sırbistan ve Karadağ cumhuriyetleri ile Voyvodina ve Kosova özerk bölgelerini içine almaktadır. Bunlardan Kosova'da halkın yüzde doksana yakını Müslümandır. Sırbistan'ın ve federasyonun başkenti olan Belgrad'da yüz bin Müslüman yaşamaktadır. Sırbistan'ın Sancak bölgesinde de üç yüz bin Müslüman mevcuttur. Karadağ Cumhuriyeti'nde yaşayan Müslümanların sayısı ise yüz bine yakındır.

Sırpların hakimiyetindeki Yeni Yugoslavya Federasyonu Müslümanlara ağır bir şekilde baskı yapmaktadır. Özellikle Kosova ve Sancak Müslümanları sürekli bir gözetim ve baskı altında tutulmaktadırlar.

Bulgaristan
Sayıları üç milyonu bulan Bulgaristan Müslümanları genel nüfusun üçte birini oluşturuyorlar. Uzun süre ağır bir baskı ve zulüm altında yaşayan Bulgaristan Müslümanları Jivkov'un saltanatına son verilmesinden sonra bazı hürriyetlerine kavuşabildiler.

Bulgaristan Müslümanlarının önemli bir kısmı Türk diğerleri ise genellikle Pomak, Gacar ve Makedon asıllıdır. Sosyalist baskı döneminde dinlerini öğrenme imkânı bulamayan Bulgaristan Müslümanlarının son yıllarda dinlerini öğrenme ve yaşama konusunda önemli bir gayret gösterdikleri müşahade edilmektedir. Eski baskı döneminde yıkılan camilerin yerine yenileri inşa edilmektedir. Başkent Sofya'da bir İslâm Enstitüsü mevcuttur.

Macaristan
Macaristan'da yaşayan Müslümanların kesin sayısı bilinmiyor. Ancak genel kanaate göre bu ülkede on bine yakın Müslümanın yaşadığı tahmin edilmektedir. 1930 yılında kurulan ve daha sonra sosyalist dönemde kapatılan Macaristan İslâm Cemiyeti Ağustos 1988'de yeniden resmi bir statü kazandı. Başkanlığına da Dr. Abdurrahman Muhalifi getirildi. Macaristan İslâm Cemiyeti bir yandan Müslüman olmayanlara İslâm'ı tanıtmaya çalışırken diğer yandan İslâmi kuruluşları ve eserleri yeniden eski etkinliğine kavuşturmaya gayret etmektedir.

Polonya
Polonya'da I. Dünya Savaşı sonrasında 150 bin Müslüman bulunuyordu. Bugün ise bu ülkede 30 bin kadar Müslüman yaşamaktadır. Bu azalmanın kesin sebepleri ise bilinmiyor. Polonya'da camilerin sayılarında da azalma oldu. Yüzyılın başlarında bu ülkede 16 cami varken bugün sadece 3 cami bulunuyor. Diğerleri ise sosyalist baskı döneminde yıkıldı.

Sosyalist baskı döneminde Müslümanların dinlerini öğrenmelerine fırsat tanınmadığından bugünkü Polonya Müslümanları İslâmiyeti pek iyi tanımamaktadırlar. Bu ülkede bugün de ciddi bir İslâmi çalışma yok.

Romanya
Romanya'da 1929 yılında 260 bin Müslüman bulunuyordu. Bunların önemli bir kısmı sosyalist baskı döneminde ülkelerini terketmek zorunda kaldılar. Bugün Romanya'da yaşayan Müslümanların kesin sayıları bilinmiyor. Ancak 200 bin civarında oldukları tahmin ediliyor. Bunların da büyük çoğunluğu sosyalist baskı döneminde cahilleştirme politikasından nasiplerini almış kimseler olduklarından dinlerini pek iyi tanımıyorlar.

Romanya Müslümanlarının çoğunluğunu Türklerle Tatarlar oluşturuyor. Müslümanların dini işlerinden sorumlu bir baş müftüleri var. Baş müftü Müslümanların yoğun olarak bulundukları Köstence'de oturuyor.

Çekoslovakya
Bugün Çek ve Slovak cumhuriyetleri diye iki ayrı devlet halini alan eski Çekoslovakya topraklarında yaşayan Müslümanların sayısı bir kaç binden ibarettir. Bunların da çoğunluğunu İslâmi kimliklerini kaybetmiş ve yaşadıkları toplum içinde erimiş kimseler oluşturuyorlar. Bunda tabii ki eski sosyalist baskı rejiminin uygulamalarının önemli etkisi oldu. Çekoslovakya Müslümanlarının çoğunluğunu da Türk ve Tatar asıllılar oluşturuyorlar.
ALINTIDIR
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst