Seçim yaparken birkaç tablo yardımıyla silahla ilgili eğiliminizi ve hangi silahın ne maksatla kullanılabileceğini, basit teknik özelliklerini gözönüne serip bu konuda kendinizi daha iyi tanımanıza yardımcı olacağımı düşünüyorum. Belirteceğim hususların çoğu şahsi kanaatim olup genel için bağlayıcı özellik taşımaz.
Öncelikle ülkemizde bulabileceğimiz av silahları ile ilgili ana bilgilerin açıklanmasında, kulaktan dolma yanlış bilgilerin doğru esaslara bağlanmasında fayda görmekteyim.
A) YARI OTOMATİK ( SEMİ AUTOMATİC): Şu an ülkemizde kullanılan en yaygın av tüfeğidir. Kanun gereği takoz kullanıp 2+1 fişekle çalışması gerekirken genelde bu yasağa uyulmamakta, atım adedinin fazla olması nedeniyle tercih edilmelidir. Tercih nedenlerinden biride yüksek atım sayısı ve yarı otomatik olmasının getirdiği kendine güvenen hissi, yani hevestir. Bir başka neden koruma amacıyla makbul görülmesidir. Pek çoğu bu silahları tabanca muadili olarak görmektedir. Birde köy düğünleri esnasında ve milli maçlar sonrası insan vurmak için tercih eden yaratıklar vardır ki bunlar konumuz dışındadır.
Bu silahlar çalışma prensipleri açısından üç grupta incelenir.
1."Gazlı" Tabir Edilenler: Patlama sonrasında tapa namlu ağzına yanaştığında geride biriken gaz basıncının namlu içerisindeki delikten alt aktarılıp mekaniz-manın geri iletilmesi sistemiyle çalışır.
2.Döner Başlıklar: Patlama sonucunda geriye hareket etme eğiliminde olan fişeğin mekanizmayı itmesi sonucu çalışır.
3.Gazlı ve Döner Başlıklar: Her iki sistemin avantajlardan istifade etmek maksadıyla çıkarılan bir mekanizmadır.
Her üç sistemde de silahın verimi kullanılan malzemenin kalitesine, işçiliğe ve üretim teknolojisine bağlıdır. Bunları iyi kullanan markaların silahları diğerlerine üstünlük sağlar.
Avantajlı Yönleri Şunlardır:
1. Geçit avlarında avantaj sağlar. Yılın hırsını ördek ve kaz geçitlerinde katliama dönüştürmek isteyen iyi bir atıcı için gerçekten sonucu etkileyebilir.(Şahsen tasvip etmiyorum.)
2. Sürek avlarında avantajlıdır. (Tutukluk yapma ihtimaline karşı pompalı silahlar tercih edilmelidir. Pompalı silahlar konusuna ayrıca değineceğim.) Sürek avı risk avıdır, özellikle acemi avcı için!!! Birkaç yönden domuzun taarruzuna veya geçitine maruz kalma ihtimali daima vardır ve yaralı bir domuz her zaman çok tehlikelidir. Bu durumlarda üç veya dördüncü mermi hayat kurtarabilir.
Dezavantajlar:
1. Daima fazla mermi sarfiyatına neden olur. Bu işi gerçekten bilenler bir uçara veya kaçara ilk iki mermi isabet etmediyse mesafenin artması nedeniyle üçüncü merminin isabet ihtimalinin çok çok az, dördüncüsününse hemen hemen hiç olmadığını takdir ederler. Oysa avı kaçırmama psikolojisiyle genelde üç ve dördüncü atılır. Otomatik tabir edilen yarı otomatik tüfekle çok mermi atıp çok av yapacağını hayal eden silah meraklıları bunu asla unutmamalıdır. Yani iki olmazsa üçüncü veya dördüncüde vururum hissine kapılmayınız, yanılırsınız.
2. Ağırlığı diğer dezavantajıdır. Hem silahın boş ağırlığı, hem de içindeki 7-8 mermi ilavesi keklik, çulluk, tavşan avı gibi zor ve çetin arazi avlarında önemli ölçüde dezavantajdır. Unutmayınız, bu tip arazide kat edilen her kilometre silahın ağırlığını daha da artıracak ve hele ileri yaştaysanız sizi oldukça yoracaktır.
Bir önceki konuda değindiğimiz gibi bu avlarda 7-8-9 mermi hiçbir avantaj getirmez. Zaten bu kadar çok mermi alan yarı otomatik tüfek yabancı menşeli silahlarda pek görülmez. En kalabalığı 5+1 dir. Demek ki bu heves sadece bize mahsus.
3. Sportmence değildir. Eğer avcı için bugün, korumak vurmaktan önemliyse o halde şans tanımak çevreci avcının görevidir.
B- POMPALI (PUMP ACTİON):
Ülkemizde genellikle kısa namlulu üretilmektedir. (Yabancı pompalılarda uzun namlularda mevcuttur.) Bu, ülkemizde üretilen pompalılara talebin, avdan ziyade savunma amacı taşıdığının bir göstergesidir. Zaten 45-50-55 cm.lik namlular pek çok av için yeterli değildir.
Avantajlar:
1) Her ne kadar av tezkeresi ile temini son derece kolayda olsa da aslında iyi bir yakın savunma silahıdır. Bilindiği üzere çoğu kez konutlarda, kırsal alanlarda, araçlarda savunma silahı niyetiyle taşınmaktadır. Magnum namlulu bir pompalı uygun mermiyle çok tehlikeli bir silaha dönüşebilir. (Şahsım adına 60 cm. den kısa namlulu ve dipçiksiz olanların av tüfeği kaps******* çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.)
2) Bana göre sürek avının ideal silahıdır. Birkaç yönden azılı domuzu karşısında gören veya yaralı bir azılının karşısına çıkan avcı için kurtuluş olabilir. 1993 yılında Seben Yaylasında maalesef bir avcı yaralı bir domuz tarafından adeta biçilmiştir. Yarı otomatiğe göre avantajı tutukluluk ihtimalinin az olmasıdır. Çünkü boş kovan atımı ve yenisinin dolumu manuel (el yardımıyla) yapılmaktadır.
3) Fiyat yönünden diğer sınıflar içinde en hesaplı olanıdır.
Dezavantajları:
1- 60 cm. den kısa namluyla bence av tüfeği değildir. Namlu 60 cm.'den uzun seçilmelidir.
2- Boşaltma-doldurma hareketi (Pump Action) pratik gerektirir. Seri olabilmek için özel çalışma yapılmalıdır.
3- Yarı otomatikler gibi ağır ve üstelik hantal sayılabilecek bir silah türüdür. Tüm bunlara rağmen Amerika'da yaygın bir av silahı olduğunu okumaktayız.
C. ÇİFTELER (Yan yana ve üst- alt):
Esasen çifteler tabiri hem süper poze, hem çifteyi kapsamına alır. Hiçbir yabancı silah kataloğunda süperpoze terimine rastlayamadığımı ifade edebilirim. Doğru ifade yan yana çifte (Side by side) ve üst alt çiftedir.(over and under)
Nostaljik açıdan en eski av silahları olması sebebiyle apayrı bir önem kazanırlar. Yapımı el emeği, ustalık, incelik ve iyi işçilik gerektirir. Dolayısıyla uğraşı, zeka ve beceri el emeği ve göz nurunun sonucudur. Centilmen ve sportmen avcının silahı çiftedir. Üst alt veya yan yana ayırımına girmiyorum. Çünkü bu kişilerin el alışkanlığı, beğenisi ve zevkine bağlıdır. Her ikisi de temelde aynıdır. Trap ve skeet yarışmalarında üst alt çifte avantaj sağlar. Av sahasında fark kişilerin beğenisine kalmıştır. Süslemeleri (Tam veya yarım çakmak, tam, yarım çeyrek kabze, standart veya ceylan burnu kundak, standart, İngiliz, monte carlo dipçik)en iyi gösteren silahlarda bunlardır. Şahsen yukarıda belirttiğim ayrıntıların yarı otomatik veya pompalıya çifte kadar yakıştığını düşünmüyorum. Bu tür yerli silahlar size kalibre açısından da çok seçenek sunar. Zira yurdumuzda 12 kalibre dışında 16, 20, 28, 36, numaralı çifteler dışında pek yarı otomatik ve pompalı göremezsiniz. 55' den 76' ya kadar pek çok namlu uzunluğu da ayrı bir alternetiftir. Dünyanın biz hariç her yerinde kıymetli ve popüler olan silahlar çiftelerdir.
D. YİVLİ SİLAHLAR:
Domuz, ayı, geyik, karaca nadiren kurt, çakal, kaz, gibi avlarda tercih edilen mermi atan silahlardır. Duran hedeflerde daha etkilidir. Hareketli hedefi tek mermiyle uzaktan vurma beceri gerektirir. Uzak mesafeli büyük ava ilgi duyan avcının silahıdır. Özel ihtisas gerektirdiğinden ve meraklıları zaten ayrıntıları en iyi şekilde bildiğinden derinlemesine girmiyorum. Yivli silahlarında yarı otomatik, pompalı ve tek atan tipte çok çeşitli kalibreleri mevcuttur.
ÇAP AÇISINDAN:
Yivsiz av tüfeğinde çapın nasıl tespit edildiği derginin önceki sayılarında mevcuttur. Özet olarak 454 gram kurşun örneğin 12 çeşit parçaya ayrılır 12'de bir parçası küre haline getirilirse kürenin çapı 12 çapa tekamül eder. 16'ya ayrılıp bir parça küre haline getirilirse bu kürenin çapı da 16'ya denk gelir. Bu sistem İngilizlerin bulduğu bir sistem olup Dünyada bu şekilde kabul görmüştür.
1- 16 çap: 12 ve 20 nin arasında kalmış bir namlu olduğundan şahsen tercih etmem. 12 ye göre bence daha az saçmanın hedefe daha toplu gitmesi dışında avantajı yoktur.
2- 20 çap: Ülkemizde pek kullanılmasa da özellikle A.B.D. de yaygın olduğunu duymaktayız. Bana göre kullanımı zevkli bir çaptır. Azaltılmış barut ve saçma ile kendi fişeğini dolduranlara maddi avantaj sağlaması yanında sesi ve geri tepmesi de azdır. Bıldırcın avında rahatlıkla kullanıldığı gibi toplu gitmesi nedeniyle ördekte bile kullanılabilir. Hafifliği ve göze hoş görünümü ayrı bir ayrı bir avantajdır.
3- 12 çap: Avcının tüfeği 12 çaptır. Genel olarak fişek numarası ve barut saçma oranının iyi ayarlanmasıyla her avda rahatlıkla kullanılabilen en iyi çaptır. Öldürücü etkisi, dağılımı itibariyle avantaj sağlar. Tabii ki her tür çapta şok seçimi önemlidir. Şok konusunda bilmeniz gerekenleri de derginin önceki sayılarında tüm ayrıntılarıyla bulabilirsiniz.
YERLİ- YABANCI FARKI:
Yabancı silah hayranlığıyla yanlış seçimler yapmanızı istemem. Bu bölümde kesinlikle marka belirtmeyeceğim. Ama yabancı silahların çoğunun 8. Kalite silahlar olduğunu bilerek üç sıfırlı dolarlarınızı heba etmemenizi öneririm ama Beretta, Remington, Winchester, Browning, Group, Bernandelli, S.K.B., Miroku, Antonio Zoli, Darne, Merkel, Saint Etienne, Churchill artık klasikleşmiş silah devleridir. Farkları KALİTELİ MALZEME, İŞÇİLİK, KİLİT SİSTEMLERİ ve sonuçta UZUN ÖMÜRLÜ olmalıdır. Bundan dolayı dedemizin silahını bizde kullanabiliyoruz. Müşteriye saygıları da apayrı bir güzellik bence. Bugün A.B.D.' de veya Avrupa' da bir silah fabrikasına yazdığınız da 15 günde kataloğu elinize yollayacaklardır. Ben bizim iki büyük silah fabrikasına çizdiğim şekilleri fakslayıp özel silah yaptırmak istediğimi en ince ayrıntısıyla belirtiyorum, beyefendiler fiyatı fakslamaya dahi tenezzül etmiyorlar. Tek fark bu işte. Tüketici dolayısıyla insana verilen değer ve saygı. Yoksa el emeği ve zanaatta (işleme, süsleme ve gravür) Düzce ustalarının , Beyşehir ustalarının en az Avrupalı kadar iyi olduğunu iddia ediyorum. Ülkemiz silahları istenildiğinde Avrupa silahlarıyla boy ölçüşebilecekken maalesef piyasada genelde sıra tüfekleri görüyoruz. Numunelikte olsa ithal ettikleri silahlardan teşhir için bayilere dağıtsalar sizlerde neler yapabileceklerini hayretle göreceksiniz ama...
Sonuçta seçici olduktan sonra yerli veya yabancı da çok iyi veya kötü olabilir ama kilit sistemleri, kubuz ve namlu çeliği, ahşap aksamı, işçiliği konusunda seçici olmanızı tavsiye ederim. Bu konunun ayrıntılarına ileri ki yazılarımda ayrıca değinmek istiyorum.
Gönlümüz tabi ki paramızın ülkemizde kalması. Bizler ülkemizle övünüyoruz ve kesinlikle yabancı malı kompleksi taşı-mıyoruz. Yeter ki aynı ihtimamı tüm üreticilerde bize göstersin. Dayanıklılık başlı başına bir tercih sebebidir. Bunu tayin eden faktörler ise: Malzeme kalitesi, işçilik, kilit ve çalışma mekanizmasının seçimi (Beretta veya Winchester kilit gibi.) dayanıklılık, namlu basınç ve çıkış kontrol testlerinin dünya standartlarına uygun olarak yapılmasıdır. Bunlar uygun yapıldığı taktirde silahın cinsi, menşei, markası ne olursa olsun ömrü uzun olacaktır. Sonuç olarak örneğin yarı otomatik çifteden dayanıklıdır gibi bir genelleme doğru değildir.
Silahın ömrünü tayin eden diğer önemli faktörse kullanım titizliği ve uygun bakımdır. Bu konuda da müteakip sayılarda ayrıntılı bir yazı hazırlayacağım. Gelelim en önemli konuya:
Lütfen silah alacaksanız yada silah sahibi olupta bugüne dek öğrenme inceliği göstermediyseniz;
Önce silahın emniyetli bir şekilde nasıl taşınacağını avlakta emniyet kuralları ve diğer avcıya saygı kültürünü benimseyin, öğrenin ve çevrenize aşılayın.
Bir bıldırcın için insan vuran, avlağa girdiği anda herkesi kaçıran ve bunu marifet sayan eli silahlı magandalardan biri olacaksanız
Öncelikle ülkemizde bulabileceğimiz av silahları ile ilgili ana bilgilerin açıklanmasında, kulaktan dolma yanlış bilgilerin doğru esaslara bağlanmasında fayda görmekteyim.
A) YARI OTOMATİK ( SEMİ AUTOMATİC): Şu an ülkemizde kullanılan en yaygın av tüfeğidir. Kanun gereği takoz kullanıp 2+1 fişekle çalışması gerekirken genelde bu yasağa uyulmamakta, atım adedinin fazla olması nedeniyle tercih edilmelidir. Tercih nedenlerinden biride yüksek atım sayısı ve yarı otomatik olmasının getirdiği kendine güvenen hissi, yani hevestir. Bir başka neden koruma amacıyla makbul görülmesidir. Pek çoğu bu silahları tabanca muadili olarak görmektedir. Birde köy düğünleri esnasında ve milli maçlar sonrası insan vurmak için tercih eden yaratıklar vardır ki bunlar konumuz dışındadır.
Bu silahlar çalışma prensipleri açısından üç grupta incelenir.
1."Gazlı" Tabir Edilenler: Patlama sonrasında tapa namlu ağzına yanaştığında geride biriken gaz basıncının namlu içerisindeki delikten alt aktarılıp mekaniz-manın geri iletilmesi sistemiyle çalışır.
2.Döner Başlıklar: Patlama sonucunda geriye hareket etme eğiliminde olan fişeğin mekanizmayı itmesi sonucu çalışır.
3.Gazlı ve Döner Başlıklar: Her iki sistemin avantajlardan istifade etmek maksadıyla çıkarılan bir mekanizmadır.
Her üç sistemde de silahın verimi kullanılan malzemenin kalitesine, işçiliğe ve üretim teknolojisine bağlıdır. Bunları iyi kullanan markaların silahları diğerlerine üstünlük sağlar.
Avantajlı Yönleri Şunlardır:
1. Geçit avlarında avantaj sağlar. Yılın hırsını ördek ve kaz geçitlerinde katliama dönüştürmek isteyen iyi bir atıcı için gerçekten sonucu etkileyebilir.(Şahsen tasvip etmiyorum.)
2. Sürek avlarında avantajlıdır. (Tutukluk yapma ihtimaline karşı pompalı silahlar tercih edilmelidir. Pompalı silahlar konusuna ayrıca değineceğim.) Sürek avı risk avıdır, özellikle acemi avcı için!!! Birkaç yönden domuzun taarruzuna veya geçitine maruz kalma ihtimali daima vardır ve yaralı bir domuz her zaman çok tehlikelidir. Bu durumlarda üç veya dördüncü mermi hayat kurtarabilir.
Dezavantajlar:
1. Daima fazla mermi sarfiyatına neden olur. Bu işi gerçekten bilenler bir uçara veya kaçara ilk iki mermi isabet etmediyse mesafenin artması nedeniyle üçüncü merminin isabet ihtimalinin çok çok az, dördüncüsününse hemen hemen hiç olmadığını takdir ederler. Oysa avı kaçırmama psikolojisiyle genelde üç ve dördüncü atılır. Otomatik tabir edilen yarı otomatik tüfekle çok mermi atıp çok av yapacağını hayal eden silah meraklıları bunu asla unutmamalıdır. Yani iki olmazsa üçüncü veya dördüncüde vururum hissine kapılmayınız, yanılırsınız.
2. Ağırlığı diğer dezavantajıdır. Hem silahın boş ağırlığı, hem de içindeki 7-8 mermi ilavesi keklik, çulluk, tavşan avı gibi zor ve çetin arazi avlarında önemli ölçüde dezavantajdır. Unutmayınız, bu tip arazide kat edilen her kilometre silahın ağırlığını daha da artıracak ve hele ileri yaştaysanız sizi oldukça yoracaktır.
Bir önceki konuda değindiğimiz gibi bu avlarda 7-8-9 mermi hiçbir avantaj getirmez. Zaten bu kadar çok mermi alan yarı otomatik tüfek yabancı menşeli silahlarda pek görülmez. En kalabalığı 5+1 dir. Demek ki bu heves sadece bize mahsus.
3. Sportmence değildir. Eğer avcı için bugün, korumak vurmaktan önemliyse o halde şans tanımak çevreci avcının görevidir.
B- POMPALI (PUMP ACTİON):
Ülkemizde genellikle kısa namlulu üretilmektedir. (Yabancı pompalılarda uzun namlularda mevcuttur.) Bu, ülkemizde üretilen pompalılara talebin, avdan ziyade savunma amacı taşıdığının bir göstergesidir. Zaten 45-50-55 cm.lik namlular pek çok av için yeterli değildir.
Avantajlar:
1) Her ne kadar av tezkeresi ile temini son derece kolayda olsa da aslında iyi bir yakın savunma silahıdır. Bilindiği üzere çoğu kez konutlarda, kırsal alanlarda, araçlarda savunma silahı niyetiyle taşınmaktadır. Magnum namlulu bir pompalı uygun mermiyle çok tehlikeli bir silaha dönüşebilir. (Şahsım adına 60 cm. den kısa namlulu ve dipçiksiz olanların av tüfeği kaps******* çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.)
2) Bana göre sürek avının ideal silahıdır. Birkaç yönden azılı domuzu karşısında gören veya yaralı bir azılının karşısına çıkan avcı için kurtuluş olabilir. 1993 yılında Seben Yaylasında maalesef bir avcı yaralı bir domuz tarafından adeta biçilmiştir. Yarı otomatiğe göre avantajı tutukluluk ihtimalinin az olmasıdır. Çünkü boş kovan atımı ve yenisinin dolumu manuel (el yardımıyla) yapılmaktadır.
3) Fiyat yönünden diğer sınıflar içinde en hesaplı olanıdır.
Dezavantajları:
1- 60 cm. den kısa namluyla bence av tüfeği değildir. Namlu 60 cm.'den uzun seçilmelidir.
2- Boşaltma-doldurma hareketi (Pump Action) pratik gerektirir. Seri olabilmek için özel çalışma yapılmalıdır.
3- Yarı otomatikler gibi ağır ve üstelik hantal sayılabilecek bir silah türüdür. Tüm bunlara rağmen Amerika'da yaygın bir av silahı olduğunu okumaktayız.
C. ÇİFTELER (Yan yana ve üst- alt):
Esasen çifteler tabiri hem süper poze, hem çifteyi kapsamına alır. Hiçbir yabancı silah kataloğunda süperpoze terimine rastlayamadığımı ifade edebilirim. Doğru ifade yan yana çifte (Side by side) ve üst alt çiftedir.(over and under)
Nostaljik açıdan en eski av silahları olması sebebiyle apayrı bir önem kazanırlar. Yapımı el emeği, ustalık, incelik ve iyi işçilik gerektirir. Dolayısıyla uğraşı, zeka ve beceri el emeği ve göz nurunun sonucudur. Centilmen ve sportmen avcının silahı çiftedir. Üst alt veya yan yana ayırımına girmiyorum. Çünkü bu kişilerin el alışkanlığı, beğenisi ve zevkine bağlıdır. Her ikisi de temelde aynıdır. Trap ve skeet yarışmalarında üst alt çifte avantaj sağlar. Av sahasında fark kişilerin beğenisine kalmıştır. Süslemeleri (Tam veya yarım çakmak, tam, yarım çeyrek kabze, standart veya ceylan burnu kundak, standart, İngiliz, monte carlo dipçik)en iyi gösteren silahlarda bunlardır. Şahsen yukarıda belirttiğim ayrıntıların yarı otomatik veya pompalıya çifte kadar yakıştığını düşünmüyorum. Bu tür yerli silahlar size kalibre açısından da çok seçenek sunar. Zira yurdumuzda 12 kalibre dışında 16, 20, 28, 36, numaralı çifteler dışında pek yarı otomatik ve pompalı göremezsiniz. 55' den 76' ya kadar pek çok namlu uzunluğu da ayrı bir alternetiftir. Dünyanın biz hariç her yerinde kıymetli ve popüler olan silahlar çiftelerdir.
D. YİVLİ SİLAHLAR:
Domuz, ayı, geyik, karaca nadiren kurt, çakal, kaz, gibi avlarda tercih edilen mermi atan silahlardır. Duran hedeflerde daha etkilidir. Hareketli hedefi tek mermiyle uzaktan vurma beceri gerektirir. Uzak mesafeli büyük ava ilgi duyan avcının silahıdır. Özel ihtisas gerektirdiğinden ve meraklıları zaten ayrıntıları en iyi şekilde bildiğinden derinlemesine girmiyorum. Yivli silahlarında yarı otomatik, pompalı ve tek atan tipte çok çeşitli kalibreleri mevcuttur.
ÇAP AÇISINDAN:
Yivsiz av tüfeğinde çapın nasıl tespit edildiği derginin önceki sayılarında mevcuttur. Özet olarak 454 gram kurşun örneğin 12 çeşit parçaya ayrılır 12'de bir parçası küre haline getirilirse kürenin çapı 12 çapa tekamül eder. 16'ya ayrılıp bir parça küre haline getirilirse bu kürenin çapı da 16'ya denk gelir. Bu sistem İngilizlerin bulduğu bir sistem olup Dünyada bu şekilde kabul görmüştür.
1- 16 çap: 12 ve 20 nin arasında kalmış bir namlu olduğundan şahsen tercih etmem. 12 ye göre bence daha az saçmanın hedefe daha toplu gitmesi dışında avantajı yoktur.
2- 20 çap: Ülkemizde pek kullanılmasa da özellikle A.B.D. de yaygın olduğunu duymaktayız. Bana göre kullanımı zevkli bir çaptır. Azaltılmış barut ve saçma ile kendi fişeğini dolduranlara maddi avantaj sağlaması yanında sesi ve geri tepmesi de azdır. Bıldırcın avında rahatlıkla kullanıldığı gibi toplu gitmesi nedeniyle ördekte bile kullanılabilir. Hafifliği ve göze hoş görünümü ayrı bir ayrı bir avantajdır.
3- 12 çap: Avcının tüfeği 12 çaptır. Genel olarak fişek numarası ve barut saçma oranının iyi ayarlanmasıyla her avda rahatlıkla kullanılabilen en iyi çaptır. Öldürücü etkisi, dağılımı itibariyle avantaj sağlar. Tabii ki her tür çapta şok seçimi önemlidir. Şok konusunda bilmeniz gerekenleri de derginin önceki sayılarında tüm ayrıntılarıyla bulabilirsiniz.
YERLİ- YABANCI FARKI:
Yabancı silah hayranlığıyla yanlış seçimler yapmanızı istemem. Bu bölümde kesinlikle marka belirtmeyeceğim. Ama yabancı silahların çoğunun 8. Kalite silahlar olduğunu bilerek üç sıfırlı dolarlarınızı heba etmemenizi öneririm ama Beretta, Remington, Winchester, Browning, Group, Bernandelli, S.K.B., Miroku, Antonio Zoli, Darne, Merkel, Saint Etienne, Churchill artık klasikleşmiş silah devleridir. Farkları KALİTELİ MALZEME, İŞÇİLİK, KİLİT SİSTEMLERİ ve sonuçta UZUN ÖMÜRLÜ olmalıdır. Bundan dolayı dedemizin silahını bizde kullanabiliyoruz. Müşteriye saygıları da apayrı bir güzellik bence. Bugün A.B.D.' de veya Avrupa' da bir silah fabrikasına yazdığınız da 15 günde kataloğu elinize yollayacaklardır. Ben bizim iki büyük silah fabrikasına çizdiğim şekilleri fakslayıp özel silah yaptırmak istediğimi en ince ayrıntısıyla belirtiyorum, beyefendiler fiyatı fakslamaya dahi tenezzül etmiyorlar. Tek fark bu işte. Tüketici dolayısıyla insana verilen değer ve saygı. Yoksa el emeği ve zanaatta (işleme, süsleme ve gravür) Düzce ustalarının , Beyşehir ustalarının en az Avrupalı kadar iyi olduğunu iddia ediyorum. Ülkemiz silahları istenildiğinde Avrupa silahlarıyla boy ölçüşebilecekken maalesef piyasada genelde sıra tüfekleri görüyoruz. Numunelikte olsa ithal ettikleri silahlardan teşhir için bayilere dağıtsalar sizlerde neler yapabileceklerini hayretle göreceksiniz ama...
Sonuçta seçici olduktan sonra yerli veya yabancı da çok iyi veya kötü olabilir ama kilit sistemleri, kubuz ve namlu çeliği, ahşap aksamı, işçiliği konusunda seçici olmanızı tavsiye ederim. Bu konunun ayrıntılarına ileri ki yazılarımda ayrıca değinmek istiyorum.
Gönlümüz tabi ki paramızın ülkemizde kalması. Bizler ülkemizle övünüyoruz ve kesinlikle yabancı malı kompleksi taşı-mıyoruz. Yeter ki aynı ihtimamı tüm üreticilerde bize göstersin. Dayanıklılık başlı başına bir tercih sebebidir. Bunu tayin eden faktörler ise: Malzeme kalitesi, işçilik, kilit ve çalışma mekanizmasının seçimi (Beretta veya Winchester kilit gibi.) dayanıklılık, namlu basınç ve çıkış kontrol testlerinin dünya standartlarına uygun olarak yapılmasıdır. Bunlar uygun yapıldığı taktirde silahın cinsi, menşei, markası ne olursa olsun ömrü uzun olacaktır. Sonuç olarak örneğin yarı otomatik çifteden dayanıklıdır gibi bir genelleme doğru değildir.
Silahın ömrünü tayin eden diğer önemli faktörse kullanım titizliği ve uygun bakımdır. Bu konuda da müteakip sayılarda ayrıntılı bir yazı hazırlayacağım. Gelelim en önemli konuya:
Lütfen silah alacaksanız yada silah sahibi olupta bugüne dek öğrenme inceliği göstermediyseniz;
Önce silahın emniyetli bir şekilde nasıl taşınacağını avlakta emniyet kuralları ve diğer avcıya saygı kültürünü benimseyin, öğrenin ve çevrenize aşılayın.
Bir bıldırcın için insan vuran, avlağa girdiği anda herkesi kaçıran ve bunu marifet sayan eli silahlı magandalardan biri olacaksanız