Heulwen
Kayıtlı Üye
Asya / Demirtaş Ceyhun
Kitabın Adı:Asya
Kitabın Yazarı: Demirtaş Ceyhun
Kitabın Özeti:
Yaşlı Abuzer Gündeviren, ıssız bozkırın ortasında kızı Asya ile oturmaktadır. Çevrede su olmadığından bir şey ekemezler. Arasıra yoldan geçen askeriye arabaları onlara yiyecek bırakırlar.
Abuzer durmadan geçmişini anlatır kızına : Babası Fazlı Ağa iyi nişancıdır, yiğittir. Bilinçsizce Şeyh Sait İsyanına katılmıştır. Bir söylentiye göre yakalanarak Diyarbakırda asılmış, bir söylentiye göre de köprü başında çarpışırken vurulmuştur Abuzer halâ işin doğrusunu öğrenememiştir. Asya bazan sorar, ama o bir şey anlatamaz. Belki de kızını korkutmak istemiyordur.
Oturduğu evin biraz ötesinde, tepenin ardında kışla vardır. Abuzer oradaki askerlerin çoğunu tanır. Onlar da onu Baba diye çağırırlar. Mehtaplı bir gecede askerlerden Mustafa, Kasım ve Antakyalı denilen bir delikanlı Babanın evine gelirler. Yanlarında şarapla, yiyecek vardır. Sofrayı kurarak içmeye başlarlar. Bir ara Mustafa Babaya memleketini sorar. Abuzer yarasına bıçak batırılmışçasına titrer. Çocukluğu aklına gelir : Babası Fazlı Ağa Şeyh Sait isyanına katıldığından, aile Adanaya sürgün edilir. Abuzer annesiyle Çukurovada bir ağanın yanına tutma girer. Çileli ve yorucu günler yaşarlar. Anası kahırdan ölür. Sonra seferberlik ilân edilir. Abuzer ikinci kez askere çağrılır. 1941 de Trakyaya gönderilir. Cephede savaş hazırlığı vardır. 1945 te savaşın yönü değişir. Almanlar yenilir. Abuzer teskere alır. İstanbula gelerek iş arar. Askerdeyken okuma yazma öğrenmiştir. Bir inşaatta duvarcı ustası olur. İnşaatın mühendisiyle arkadaşlık kurar. Mühendis DPlidir. Abuzer onun etkisiyle particiliğe merak sarar. DPyi tutar. Kahvede öfkeyle ulu orta konuşur. Bu yüzden tutuklanır. İçerde bolca dayak yer. Ama yargılama sonunda beraat eder. Zeytinburnuna yerleşir. Bir göçmen kızıyla evlenir. Kendi yağıyla kavrulmağa çabalar. Yazık ki iktidara geçen DP de mimlenmiş kişileri toplar. İçlerinde Abuzer de vardır. Hapiste aydınlardan çok şey öğrenir, bilinçlenir. Anadoluda bir hapishaneye nakledilir. Hapisteyken karısı ölür. Cezası bitince de bulunduğu yerde bir yıl oturmaya «mecbur» edilir. Abuzer burayı sever. Kızı Asyayla birlikte ve tanıdık askerlerin yardımıyla şimdi oturduğu evi yapar.
Abuzer hayat hikâyesini bitirince bir süre sessizlik olur. Üç delikanlı üzüntü ve öfkeyle söylenirler. Bir insana bu denli zulüm yapılmasını kabul edemezler.
Biraz da neşelenmek için sözü Mustafa alır. Abuzerin kızını Allahın emriyle arkadaşı Kasıma ister. Kasım, anasız babasızdır, Kürttür. Asyayı sevmektedir. Baba söylenenleri dinler, duygulanır. Kızı demek büyümüş de evlenme çağına gelmiş! Uzun tartışmalardan, nazlanmalardan sonra «verdim gitti» der. Üç delikanlı geç saatte kışlaya dönerler.
Abuzer bir gün önce Bekçi Ramazanla görüşmüştür. Kürt aileler evinin yanında gecekondu yapmak istemektedirler. Sabah erkenden uyanan Asya kalabalığı görünce şaşırır. Atlı arabalar gelmiş, bir yığın insan harıl harıl çalışmaktadır. Babası da sevinçlidir. Böylece, çevreleri şenlenecek, insan sesi duyacaklardır. Fakat sevinçleri yarım kalır. Mustafa yolu tozutarak gelmektedir. Komutanı sabahleyin talimde dürbünüyle çevreyi gözetlerken, evlerin yapıldığını görmüş, hemen valiye telefon etmiştir. Abuzer bunu duyunca şaşırır. İnşaatta çalışanlar Abuzerin evinde toplanarak tedbir düşünürler. Topu topu iki ev yapılmıştır. Odaları kadınlarla, çocuklarla doldurmaya karar verirler. Yine de yıkmaya gelen olursa karşı koyacaklardır. Kasım o gün Abuzerin yanında kalır. İki gün iki gece birlikte nöbet tutarlar. Gelen olmaz.
Bir sabah Kasım gördüğü düşü anlatır : Şehirden yıkıcılarla polisler gelmiştir. Çatışma başlamış, çevre sarılmıştır. Abuzer Kasıma Asyayı tepeye kaçırmasını öğütler. Kasım kızı bir kayanın dibine saklar. Bu sırada babası «Asyaaa» diye bağırır. Fakat Kasımın heyecandan sesi çıkmaz. Abuzere Abdo cevap verir : «Asya dağa çıktı Abuzer Babaa, Asya tekmil dağa çıktı, Asya kurtuldu artık!» der.
Abuzer düşün etkisiyle ter içinde kalmıştır. Yıkıcıların hâlâ gelmediğini gören Kasım sinirli sinirli söylenir : «Gelmiyecekler demekki bunlar!»
Abuzer cevap verir : «Gelirler, gelirler Kurban »
Kitap Hakkında Yorumlar ve Yargı
« Roman olarak yapıca sağlam değildi; ama gelişmiş bir hikâyecilik ustalığının bazı pasajlara yüklediği öyle yoğun bir değer vardı ki, bazı anlatım, dil kusurlarıyla tekrarlarının zayıflığını, olayların yavaş ilerleyişinden doğan okurluk sıkıntısını gidererek ödül kazanan eserler arasına yerleştirdi onu.» (Rauf Mutluay).
« Demirtaş Ceyhun, doğu insanımızın acılarını, düşüncelerini, geleneklerini, göreneklerini, diyeleklerini çok iyi bilmektedir. Böylece romanın orta direği olan Baba dört başı mamur bir roman kahramanı olarak meydana çıkmıştır. Bu roman halkın çaresizliklerinin duygulu, insancıl bir destanıdır. Romanın kahramanları, ortaklaşa Anadolu insanlarıdır. Anadolu insanının kurtuluşu için de bilinçlenmesi, elele vermesi gerekmektedir. Başkaca her şey ham hayaldir. Romandan anladığımız budur.» (Hasan izzettin Dinamo).
«Ceyhun henüz hikâyecilikten kopup roman köprüsünü aşamamışlığından gelme bir tutuklukla bu ağırlığı Asyasında kolaycacık sürüp kaldıramaz. Ama buna karşılık, romanımızda pek söylenmemiş bir yöne yüzünü çevirmiştir : Yeni Türk edebiyatında Kemal Bilbaşarın Cemo ve Memosu ile başlayan ve Yaşar Kemalin yeni uğraşı efsanelerimizle Doğuya ve Doğu insanına dönüklük.» (Tarık Dursun).