ParadokS
Kayıtlı Üye
Astreodilerin Yapısı
Astronomlar asteroidleri bileşimlerine göre iki büyük grupta sınıflandırırlar. Birinci grup asteroid kuşağının dış kısmında yer alır ve karbonca zengindirler. Bu grubun bileşenleri solar sistemin oluşmasından bu yana çok fazla değişmemiştir. İkinci grup asteroid kuşağının iç kısmında yer alır ve minarellerce zengindirler. Bu grubun asteroidleri erimiş materyallerle şekillenmiştirler.
ASTEROİDLERİN YÖRÜNGELERİ
Asteroid kuşağında çoğu asteroid eliptik (oval şekilde) bir yörünge izler. Bu yörüngeye Hirayama yörüngesi denir. Bu kuşağı ilk keşfeden Japon astronom Kiyotsugu Hirayama***8217;dan ismini almıştır. Birçok asteroid bu kuşağında dışında kalan bir yörüngeyi takip ederler. Örnek olarak; Trojanlar denilen bir asteroid grubu Jüpiterle aynı yörüngeyi takip eder. Üç asteroid grubu -Atenler Amorlar ve Apollolar- iç solar sistemin içindeki yörüngeye sahiptirler ve Dünya-yakınındaki asteroidler olarak bilinir. Bazı Dünya-yakınındaki asteroidler Mars***8217;ın yörüngesini takip ederken diğerleri Dünya***8217;nın yörüngesini takip ederler.
ASTEROİD ÇARPIŞMALARI
Pek çok bilimadamına göre bir Dünya-yakınındaki asteroid 65 milyon yıl önce dünyaya çarpmıştır. Bu çarpışma başta dinazorların yok olması olmak üzere büyük çevresel değişimleri tetiklemiştir ve Meksika***8217;nın Yucatan bölgesinde Chicxulub Havzası adı verilen büyük bir dairesel çukur yaratmıştır. Bu havzanın çapı yaklaşık 300km dir. 1908 yılında Sibirya***8217;nın Tunguska Nehri bölgesinin yaklaşık 10 km üstünde bir cisim keşfedilmiştir. Bu cismin bir kuyruklu yıldız nüvesine veya küçük bir asteroide ait olduğu sanılmaktadır ve yaklaşık 80km lik bir alanı yakmıştır.
Karadeliklerin yapısı
Kara Delik terimi ilk defa Princeton fizikçilerinden John Wheeler tarafından 1968***8242;de yayımladığı ***8220;Evrenimiz bilinenler ve bilinmeyenler***8221; isimli makalede kullanılmıştır. Kara delikler çok ağır olduklarından çok büyük çekimsel alana da sahiptirler. Çekimsel kuvvet öyle büyüktür ki ışık dahil hiçbir şey kara delikten kaçamaz.
Kütleleri büyük olan yıldızlar termonükleer evrimlerinin sonlarına doğru kırmızı veya mavi süper devler haline gelir. Nükleer yakıtları tükendiğinde süpernovalar halinde patlarlar. Patlamaların kalıntısı bir nötron yıldızı (pulsar) olabilir veya süpernova çekirdeğinin kütlesi Güneş kütlesinin yaklaşık üç katına ulaşıyorsa bir kara delik olabilir. Kütlesi küçük olan yıldızlar ise bir gezegen bulutsusu oluşturarak gömleklerinin bir bölümünü yitirir. Bunlar Dünya***8217;nın boyutlarına yakın boyutlarda beyaz cüceler olarak evrimlerini tamamlarlar.
Kuyrukluyıldızların Yapısı
Kuyruklu yıldızlar ***8216;kirli kartopu***8217; ya da ***8216;buzlu çamur topu***8217; olarak anılırlar. Buz (su ve donmuş gazlar)ve (bir nedenle güneş sisteminin oluşumu sırasında gezegenlerde yoğunlaşamamış) kozmik toz karışımından oluşurlar.
Aktif bir kuyrukluyıldız güneşe yaklaştığında belirli bölümleri ayırt edilebilir hale gelir.
Nüve : Nispeten katı ve stabil olan çekirdek Su buzu ve diğer donmuş gazlar ve az miktarda kozmik toz ve diğer katı cisimlerden oluşmuştur.
Koma : Çekirdekten buharlaşan su karbondioksit ve diğer nötr gazların yoğun bir bulutudur. Nüveyi çevreleyen ışık topu şeklinde görülür.
Hidrojen Bulutu : Çok büyük (milyonlarca km) ancak son derece seyrek bir nötr hidrojen zarfı.
Toz Kuyruk : 10 milyon km***8217;yi aşan uzunlukta çekirdekten kaçan gazlarla taşınan mikroskobik toz partiküllerinden oluşmuş duman. Kuyrukluyıldızın çıplak gözle görülebilen en belirgin özelliğini teşkil eder.
İyon Kuyruk : Kuyrukluyıldızın yüzlerce milyon km***8217;ye varan uzunlukta güneş rüzgarınla reaksiyon sonucu iyonize olmuş gazlardan oluşan plazma kuyruğudur.
Süpernovaların Yapısı
Güneşten enaz sekiz defa büyük yıldızlar da var ve bunlar kütleleri büyük olduğu için farklı bir serüven yaşıyorlar. Bu büyük yıldızlar da Güneş gibi vasat yıldızların geçirdikleri evreleri çok daha hızlı bir şekilde geçiriyorlar. Fakat bu yıldızların merkezlerindeki basınç o kadar büyük oluyorki Güneşin üretemediği malzemeleri de bunlar üretebiliyor. Bu tür yıldızın evriminin en son basamağındaki patlamasına SÜPERNOVA denir parlaklığı da Güneşin 100 milyon katına erişir. Yüzeylerinden atılan malzemelere de SÜPERNOVA KALINTILARI denir.
Hubble Uzay Teleskopu***8217;nca gönderilen bu görüntüde 11 milyon ışık yılı uzaklıktaki NGC 2403 gökadasında meydana gelen bir süpernova izleniyor. Sağ üst köşedeki ok 200 milyon Güneş***8217;in parlaklığıyla ışıyan SN 004dj adlı süpernovayı gösteriyor.
Astronomlar asteroidleri bileşimlerine göre iki büyük grupta sınıflandırırlar. Birinci grup asteroid kuşağının dış kısmında yer alır ve karbonca zengindirler. Bu grubun bileşenleri solar sistemin oluşmasından bu yana çok fazla değişmemiştir. İkinci grup asteroid kuşağının iç kısmında yer alır ve minarellerce zengindirler. Bu grubun asteroidleri erimiş materyallerle şekillenmiştirler.
ASTEROİDLERİN YÖRÜNGELERİ
Asteroid kuşağında çoğu asteroid eliptik (oval şekilde) bir yörünge izler. Bu yörüngeye Hirayama yörüngesi denir. Bu kuşağı ilk keşfeden Japon astronom Kiyotsugu Hirayama***8217;dan ismini almıştır. Birçok asteroid bu kuşağında dışında kalan bir yörüngeyi takip ederler. Örnek olarak; Trojanlar denilen bir asteroid grubu Jüpiterle aynı yörüngeyi takip eder. Üç asteroid grubu -Atenler Amorlar ve Apollolar- iç solar sistemin içindeki yörüngeye sahiptirler ve Dünya-yakınındaki asteroidler olarak bilinir. Bazı Dünya-yakınındaki asteroidler Mars***8217;ın yörüngesini takip ederken diğerleri Dünya***8217;nın yörüngesini takip ederler.
ASTEROİD ÇARPIŞMALARI
Pek çok bilimadamına göre bir Dünya-yakınındaki asteroid 65 milyon yıl önce dünyaya çarpmıştır. Bu çarpışma başta dinazorların yok olması olmak üzere büyük çevresel değişimleri tetiklemiştir ve Meksika***8217;nın Yucatan bölgesinde Chicxulub Havzası adı verilen büyük bir dairesel çukur yaratmıştır. Bu havzanın çapı yaklaşık 300km dir. 1908 yılında Sibirya***8217;nın Tunguska Nehri bölgesinin yaklaşık 10 km üstünde bir cisim keşfedilmiştir. Bu cismin bir kuyruklu yıldız nüvesine veya küçük bir asteroide ait olduğu sanılmaktadır ve yaklaşık 80km lik bir alanı yakmıştır.
Karadeliklerin yapısı
Kara Delik terimi ilk defa Princeton fizikçilerinden John Wheeler tarafından 1968***8242;de yayımladığı ***8220;Evrenimiz bilinenler ve bilinmeyenler***8221; isimli makalede kullanılmıştır. Kara delikler çok ağır olduklarından çok büyük çekimsel alana da sahiptirler. Çekimsel kuvvet öyle büyüktür ki ışık dahil hiçbir şey kara delikten kaçamaz.
Kütleleri büyük olan yıldızlar termonükleer evrimlerinin sonlarına doğru kırmızı veya mavi süper devler haline gelir. Nükleer yakıtları tükendiğinde süpernovalar halinde patlarlar. Patlamaların kalıntısı bir nötron yıldızı (pulsar) olabilir veya süpernova çekirdeğinin kütlesi Güneş kütlesinin yaklaşık üç katına ulaşıyorsa bir kara delik olabilir. Kütlesi küçük olan yıldızlar ise bir gezegen bulutsusu oluşturarak gömleklerinin bir bölümünü yitirir. Bunlar Dünya***8217;nın boyutlarına yakın boyutlarda beyaz cüceler olarak evrimlerini tamamlarlar.
Kuyrukluyıldızların Yapısı
Kuyruklu yıldızlar ***8216;kirli kartopu***8217; ya da ***8216;buzlu çamur topu***8217; olarak anılırlar. Buz (su ve donmuş gazlar)ve (bir nedenle güneş sisteminin oluşumu sırasında gezegenlerde yoğunlaşamamış) kozmik toz karışımından oluşurlar.
Aktif bir kuyrukluyıldız güneşe yaklaştığında belirli bölümleri ayırt edilebilir hale gelir.
Nüve : Nispeten katı ve stabil olan çekirdek Su buzu ve diğer donmuş gazlar ve az miktarda kozmik toz ve diğer katı cisimlerden oluşmuştur.
Koma : Çekirdekten buharlaşan su karbondioksit ve diğer nötr gazların yoğun bir bulutudur. Nüveyi çevreleyen ışık topu şeklinde görülür.
Hidrojen Bulutu : Çok büyük (milyonlarca km) ancak son derece seyrek bir nötr hidrojen zarfı.
Toz Kuyruk : 10 milyon km***8217;yi aşan uzunlukta çekirdekten kaçan gazlarla taşınan mikroskobik toz partiküllerinden oluşmuş duman. Kuyrukluyıldızın çıplak gözle görülebilen en belirgin özelliğini teşkil eder.
İyon Kuyruk : Kuyrukluyıldızın yüzlerce milyon km***8217;ye varan uzunlukta güneş rüzgarınla reaksiyon sonucu iyonize olmuş gazlardan oluşan plazma kuyruğudur.
Süpernovaların Yapısı
Güneşten enaz sekiz defa büyük yıldızlar da var ve bunlar kütleleri büyük olduğu için farklı bir serüven yaşıyorlar. Bu büyük yıldızlar da Güneş gibi vasat yıldızların geçirdikleri evreleri çok daha hızlı bir şekilde geçiriyorlar. Fakat bu yıldızların merkezlerindeki basınç o kadar büyük oluyorki Güneşin üretemediği malzemeleri de bunlar üretebiliyor. Bu tür yıldızın evriminin en son basamağındaki patlamasına SÜPERNOVA denir parlaklığı da Güneşin 100 milyon katına erişir. Yüzeylerinden atılan malzemelere de SÜPERNOVA KALINTILARI denir.
Hubble Uzay Teleskopu***8217;nca gönderilen bu görüntüde 11 milyon ışık yılı uzaklıktaki NGC 2403 gökadasında meydana gelen bir süpernova izleniyor. Sağ üst köşedeki ok 200 milyon Güneş***8217;in parlaklığıyla ışıyan SN 004dj adlı süpernovayı gösteriyor.