' Kontes..
Bayan Üye
Deli Dumrul (Son Kapı)
Ve Dumrul tükeniyordu
Hem kendi ve hayalleri
Hem ömrü ve ümitleri tükeniyordu
Uçup giden umutlardan
Tutunacak tek bir dal kalmıştı
O elâ gözlü dağ yürekli kadının sevdası
Bu sevda ki
İzin vermezdi Azrail'in almasına Dumrul'un canını
Yine de bir yanı iyice korkmaya başlamıştı
Arada dikleşirken omuzları
Ya o da vermezse derken
Yiğitliğine helal getirircesine çöküyordu
Şimdi Azrail'le yanyana yürüyordu
O içi koyu kara çukur gözlere
Artık bakmaktan daha az korkuyordu
Az sonra ya içine düşecekti
Ya da yari bu karanlığın tadına bakacaktı
Azrail'in gerçekten güzelmiş dediği
Elâ gözlü güzel
Görünce Dumrul'u tüm varlığıyla ürperdi
Önceki yenilgilerden mi
Yoksa sevildiği kadar sevmediğinden mi
Aslında hakkı olmadığından mı bilinmez
Bu sefer söyleyemiyordu söyleyeceklerini
Güzeller güzeli yüzüne ifadesiz bakarken
Döndürdü durdu sözlerini
Kendinin yaşaması uğruna
Yârine sunduğu ölüm etrafında
Bir müddet içini dinledi sevdalısı
İfadesiz yüzünde kırgınlık kol gezmeye başladı
Artık engel olmadan içinin yansımalarına
Bir destana yol olmak için dudakları aralandı
Seni senin beni sevmediğini bile bile sevdim
Yanımdayken sarılırken öperken bile
Uzaklığına aldırmadan
Köpründen yiğitlerinden arta kalan
O kısacık zamanlara içerlemeden
Birgün benim olacağını zannederek sevdim
Süresini bilmediğim bekleyişlerle bekledim
Gürzün okun bıçağın ya da su içtiğin testin
Olmak istedim ara ara
Seni daha çok görmek uğruna
Her gelişinin ardına gidişler ekledin
Yine de kızmadım sana
Hayallerim var sana dair sana bağladığım
Birgün gerçekleşeceğini sandığım
Ucuna ömür bağladığım hayaller
Bana biçtiğin uzaklıkta bekledim seni
Ya gördün ya da bilmedin
Yine de köprünün başına gelip de
Kendime istemedim seni
Eşitsizliği sende öğrendim
Sevdiğimce sevilmemenin eşitsizliğini
Sen beni hiç mutlu etmemişken
Mutsuz edişini bile sevdim
Sevgimi aşkımı sabrımı
Ve hatta daha ne kadar bekleyeceğimi bilmeden
Gençliğimi verdim sana
Şimdi de o döndürüp durduğun sözlerini
Canını istiyorum demeye getiriyorsun
Peki soruyorum Deli Dumrul'um
Reva mı bu bana
Bensiz bir ömür mü düşlediğin
Benden aldığın canla
Başkalarıyla sürmeyi hayalettiğin bir ömür mü
Kendin için
Bitmeyen işlerin için istiyorsun canımı
Benim uğruma öl deseydin düşünmezdim
Benim için öl diyorsun bu ikisi aynı mı
Sen canımda saklısın onu veremem
Umutlarımı istiyorsun
Senimi istiyorsun
Üzgünüm bomboş ölemem
Öylece kalmıştı olduğu yerde Dumrul
Seveni çoktu da ne diye ölüyordu
Sevilmekten sevmeye mi fırsat bulamamıştı
Her neyse olup biten gerçek şuydu
Azrail'in ellerindeydi bedeni sıra ruhuna gelmişti
Artık itirazsız canını verecekti
Sarıldı sevdiğine özür dilercesine
Hem yalnız bıraktığı için
Hem ona gereken değeri vermediği için
Azrail şimdiye dek izlemişti
Dumrul'u diğer gözlerin ışığında
Aslında korkarken bile ölümden ne kadar da cesurdu
Son ana kadar çabalamıştı da ölüme paye vermiyordu
Çimenlerin dansı arasında bir tepeye çıktılar
Artık zaman dolmuş karanlığa teslim olmuştu mekan
Baktı Dumrul dünyayı son kez içine çizmek istercesine
Ve dönüp açtı göğsünü canımı burdan al dercesine
Hiç ayırmadan gözlerini Azrail'in koyu karalığına bakıyordu
Ne zaman karar vermişti Azrail
Bu canı listesine ölü olarak eklememeye bilmiyordu
Ama Dumrul da ölmeyeceğini bilmezken
Bu hem Dumrul'a hem Azrail'e bir oyundu...
(16 04 2008)
Ve Dumrul tükeniyordu
Hem kendi ve hayalleri
Hem ömrü ve ümitleri tükeniyordu
Uçup giden umutlardan
Tutunacak tek bir dal kalmıştı
O elâ gözlü dağ yürekli kadının sevdası
Bu sevda ki
İzin vermezdi Azrail'in almasına Dumrul'un canını
Yine de bir yanı iyice korkmaya başlamıştı
Arada dikleşirken omuzları
Ya o da vermezse derken
Yiğitliğine helal getirircesine çöküyordu
Şimdi Azrail'le yanyana yürüyordu
O içi koyu kara çukur gözlere
Artık bakmaktan daha az korkuyordu
Az sonra ya içine düşecekti
Ya da yari bu karanlığın tadına bakacaktı
Azrail'in gerçekten güzelmiş dediği
Elâ gözlü güzel
Görünce Dumrul'u tüm varlığıyla ürperdi
Önceki yenilgilerden mi
Yoksa sevildiği kadar sevmediğinden mi
Aslında hakkı olmadığından mı bilinmez
Bu sefer söyleyemiyordu söyleyeceklerini
Güzeller güzeli yüzüne ifadesiz bakarken
Döndürdü durdu sözlerini
Kendinin yaşaması uğruna
Yârine sunduğu ölüm etrafında
Bir müddet içini dinledi sevdalısı
İfadesiz yüzünde kırgınlık kol gezmeye başladı
Artık engel olmadan içinin yansımalarına
Bir destana yol olmak için dudakları aralandı
Seni senin beni sevmediğini bile bile sevdim
Yanımdayken sarılırken öperken bile
Uzaklığına aldırmadan
Köpründen yiğitlerinden arta kalan
O kısacık zamanlara içerlemeden
Birgün benim olacağını zannederek sevdim
Süresini bilmediğim bekleyişlerle bekledim
Gürzün okun bıçağın ya da su içtiğin testin
Olmak istedim ara ara
Seni daha çok görmek uğruna
Her gelişinin ardına gidişler ekledin
Yine de kızmadım sana
Hayallerim var sana dair sana bağladığım
Birgün gerçekleşeceğini sandığım
Ucuna ömür bağladığım hayaller
Bana biçtiğin uzaklıkta bekledim seni
Ya gördün ya da bilmedin
Yine de köprünün başına gelip de
Kendime istemedim seni
Eşitsizliği sende öğrendim
Sevdiğimce sevilmemenin eşitsizliğini
Sen beni hiç mutlu etmemişken
Mutsuz edişini bile sevdim
Sevgimi aşkımı sabrımı
Ve hatta daha ne kadar bekleyeceğimi bilmeden
Gençliğimi verdim sana
Şimdi de o döndürüp durduğun sözlerini
Canını istiyorum demeye getiriyorsun
Peki soruyorum Deli Dumrul'um
Reva mı bu bana
Bensiz bir ömür mü düşlediğin
Benden aldığın canla
Başkalarıyla sürmeyi hayalettiğin bir ömür mü
Kendin için
Bitmeyen işlerin için istiyorsun canımı
Benim uğruma öl deseydin düşünmezdim
Benim için öl diyorsun bu ikisi aynı mı
Sen canımda saklısın onu veremem
Umutlarımı istiyorsun
Senimi istiyorsun
Üzgünüm bomboş ölemem
Öylece kalmıştı olduğu yerde Dumrul
Seveni çoktu da ne diye ölüyordu
Sevilmekten sevmeye mi fırsat bulamamıştı
Her neyse olup biten gerçek şuydu
Azrail'in ellerindeydi bedeni sıra ruhuna gelmişti
Artık itirazsız canını verecekti
Sarıldı sevdiğine özür dilercesine
Hem yalnız bıraktığı için
Hem ona gereken değeri vermediği için
Azrail şimdiye dek izlemişti
Dumrul'u diğer gözlerin ışığında
Aslında korkarken bile ölümden ne kadar da cesurdu
Son ana kadar çabalamıştı da ölüme paye vermiyordu
Çimenlerin dansı arasında bir tepeye çıktılar
Artık zaman dolmuş karanlığa teslim olmuştu mekan
Baktı Dumrul dünyayı son kez içine çizmek istercesine
Ve dönüp açtı göğsünü canımı burdan al dercesine
Hiç ayırmadan gözlerini Azrail'in koyu karalığına bakıyordu
Ne zaman karar vermişti Azrail
Bu canı listesine ölü olarak eklememeye bilmiyordu
Ama Dumrul da ölmeyeceğini bilmezken
Bu hem Dumrul'a hem Azrail'e bir oyundu...
(16 04 2008)
Aslı Demirel