' Kontes..
Bayan Üye
Beklemedeyim
Bazen insan düşünmenin bile ötesine geçebiliyor
Kuyruklu bir yıldızın kuyruğuna tutunmuş gibi
Saçları yıldızlara karışarak savrulurken
Usunun oyunlarına ayak uydurma telaşıyla
Canını tabut kapağına takmış bir ceset misali
Aklına gelenlerin ettiği çingene dansı figürlerinde
Kaybolmuşluk kokularına karışırken terleri
Dişlerinin kemirgenliği tırnaklarından etine geçiş yapıyor...
Bir yerlerde
Bilinmeyen bir zamanda
İstenmeden ya da pervasızca edilen bir söz mü
Özlemenin kavruluşuna saplayan kirpiklerin okluğunu
Yoksa bihaber olunan hatalarla sudan çıkmış balık gibi tuzlara bulanışı mı tenin
Peki elde olanlar yatırıldı mı masaya
Masanın ayağı sağlam mı istersen kelimelerimi vereyim daya sallanan tarafa...
Edilen teklifler caydırıcı değil dedi dilin
İncindim
Yavaş yavaş kırmaya başladım her yanımı
İlk sıra parmaklarımın
Onlar değil miydi düzenden sıyrılmaya çalışan
Güneşlerden alev çalıp üşümelere son vermeye yeltenen
Sıra gözbebeğime gelecek sonra
Bakışlarımı kıracağım kerpetenlerin ağzında
Onlar değil miydi ellerini ceplerinden çıkaran
Olmaza el açan
Sonra da yüreğimi yerle bir edeceğim
Dinlemeyip aklımı keşkelerden bir yol yapıp çırpınışlarına
Uzağa çok uzağa çarptı yalnızlığını
Çoğaldı mı sanki
Sonunda yapayalnız olunuşun berraklığına tanıklık etti akılsız sesi
Bu ses ki duyulur mu bilinmez
Sağır ederken tabiatın seslerini
Gören çıkar mı olmadık bir köşe başından
Sorsam da gelir mi deva en hasından
Beklemedeyim
İlk ayak sesine kulak kesildim
Öylece durdum bilinmezin ürkütücülüğü boşa çıksın diyeydi adaklarım
Ne zaman susarsa kapı aralığından sızan fırtına
Biliyorum şaşırmayacağım ayaklarımın altındaki samanyoluna......
(10 03 2008)
Bazen insan düşünmenin bile ötesine geçebiliyor
Kuyruklu bir yıldızın kuyruğuna tutunmuş gibi
Saçları yıldızlara karışarak savrulurken
Usunun oyunlarına ayak uydurma telaşıyla
Canını tabut kapağına takmış bir ceset misali
Aklına gelenlerin ettiği çingene dansı figürlerinde
Kaybolmuşluk kokularına karışırken terleri
Dişlerinin kemirgenliği tırnaklarından etine geçiş yapıyor...
Bir yerlerde
Bilinmeyen bir zamanda
İstenmeden ya da pervasızca edilen bir söz mü
Özlemenin kavruluşuna saplayan kirpiklerin okluğunu
Yoksa bihaber olunan hatalarla sudan çıkmış balık gibi tuzlara bulanışı mı tenin
Peki elde olanlar yatırıldı mı masaya
Masanın ayağı sağlam mı istersen kelimelerimi vereyim daya sallanan tarafa...
Edilen teklifler caydırıcı değil dedi dilin
İncindim
Yavaş yavaş kırmaya başladım her yanımı
İlk sıra parmaklarımın
Onlar değil miydi düzenden sıyrılmaya çalışan
Güneşlerden alev çalıp üşümelere son vermeye yeltenen
Sıra gözbebeğime gelecek sonra
Bakışlarımı kıracağım kerpetenlerin ağzında
Onlar değil miydi ellerini ceplerinden çıkaran
Olmaza el açan
Sonra da yüreğimi yerle bir edeceğim
Dinlemeyip aklımı keşkelerden bir yol yapıp çırpınışlarına
Uzağa çok uzağa çarptı yalnızlığını
Çoğaldı mı sanki
Sonunda yapayalnız olunuşun berraklığına tanıklık etti akılsız sesi
Bu ses ki duyulur mu bilinmez
Sağır ederken tabiatın seslerini
Gören çıkar mı olmadık bir köşe başından
Sorsam da gelir mi deva en hasından
Beklemedeyim
İlk ayak sesine kulak kesildim
Öylece durdum bilinmezin ürkütücülüğü boşa çıksın diyeydi adaklarım
Ne zaman susarsa kapı aralığından sızan fırtına
Biliyorum şaşırmayacağım ayaklarımın altındaki samanyoluna......
(10 03 2008)
Aslı Demirel