Aşkın Şehrinde Bir Gezinti - 5

SuskunDervis

Kayıtlı Üye
Doğanın oyuna getiremediği kimselerin yazgıları ne güçlü ve kederli olur.
Ne acıdır görme ağacının meyvesi…
Yıllar böyle geçti.Ben içtikçe susuzluğum arttı.Sahip oldukça yoksulluğum,yaklaştıkça uzağım arttı.Yedikçe açlığım,konuştukça sessizliğim,duydukça yanıtsız kalışım,sahip oldukça yoksulluğum,yaklaştıkça uzağım arttı…
Başarılı oldukça yenikliğim,ünlendikçe tanınmalığım,doldukça boşluğum,sevindikçe üzgünlüğüm,tanıdıkça yabancılığım arttı…
Ta ki buranın yerim olmadığını anladım.Bu dünyada yabancıyım,buraya gelmemem gerekiyordu,burası sürgün yerimdir…
Beni bu yad ele atan günah neydi?Galiba burası mahkumlar ülkesi.Kendisine kızılanların ülkesi…
Ama ben günah işlemedim ki.
Yoksa babamız bir günah mı işlemişti,bir hata mı etmişti?Allah’a mı başkaldırmış?Ben de onun ateşi içinde yanıyorum?Onun günahı mı beni bu yazgıya attı?...Bu yazgı;beni cansızlar, bitkiler ve hayvanlarla yurttaş mı yaptı?
Ne kadar da uğraştım bu yabancı diyardan kurtulmak için;ama olmadı,sonunda yaralandım, yoruldum.
Fakat bir yol bulup kaçmadım,dışarıya açılan bir kapı olmadı.
Dışardan içeriye kimse gelmedi.İlk günden sonum acı oldu.Bu ne biçim bir diyar?!...
Her şey çıkar üzerine kurulmuş.
Ben de öyle yaptım.
Ama…Böyle değildim.

Doğru söylüyorlar arifler,ruh bu beden zindanı içinde tutsak…
Bu dünya ülkesinde yabancı ama ona alışmış,yüce ve soylu kökenini unutmuş.Onu unutmakla kalmamış,doğasının üstün yapısını da unutmuş.Bedene pis pis uşaklık ve yalakalık yapmaya başlamış…
Artık biricik hüneri gübre üretmek olan,içi dışı artık dolu bir gübre üreticisinden öteye geçmeyen çuvala dönüşmüş.Ruh artık bedenin yalaka hizmetçisi,kulağına halka geçirilmiş kölesi haline gelmiş…
Şehir köpeği gibi sokaklarda,harabelerde,çöplüklerde volta atar olmuş…Şunun bunun önünde bir kemik parçası için her türlü kötülüğü yapar olmuş.Sonra da buna etkinlik,akıl, kalkınma,mutluluk,saadetin ve yaşamın adı denmiş.Ya da kuru fasulyeye düşkün birkaç zavallıya BAŞKAN-lık etme…
Ceket,pantolon,etek,çanta,şapka,araba,profesör,doktor,genel müdür,general ve buna benzer ÖN-EKİ onu avutup aldatmış,o da aldanmış…
Bu yüzden her sevinç,her gülünç ve her kahkahada,parmak çıtlatmada,hoşluk duygusunda kaba ahmaklıktan bir dalgadır göze çarpar.
Gel gör ki bunun gibi özelliklere,”mutluluk” adı verilmiş(eşeklik)…
Ne büyük nimet!Herkes bu nimetten yararlandığı ölçüde mutludur.
İşte budur insanın hayat içerisindeki mutluluğunun biricik sırrı,yegane gayesi;ama yine de mutlu değiller.
Sorsan,”Peki ne oluyor sana?...Ne istiyorsun?...” “Bilmiyoruz” derler.
“Ama bunların bize yetmediğini biliyoruz.”
“Hiç işime yaramaz demiyoruz.”
“Ama…YETMEZ…”
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst