Efsunkar
Bayan Üye
Aşka, ah ile başlarken
Rana gecelere süslenince yıldızlar,
Hümâ kuşu gözlerinle kon yüreğimin aşk dallarına.
Sen Firdevsi izledikçe ben, kanatlarının arasına güller dizeyim;
Yüzümdeki gamzeler sana açsın Fatıma!
Üveysi özlemlerin kırıntısıyla beslenir yüreğim sahra dehlizinde.
Yusufi kuyularda kaderden kazaya düşerken
Eyyûbi sabırlarla beklerim, beni kalbinin sultanlığına çekecek ipi.
Fasl-ı gülde aşık turnalar ırmaklara muştularla akarken,
Adını satırlara gizledim, gözlerin yıldızları selamlarken.
Bir lahzada gülistana döner gözlerinin düştüğü yer
Bir ömrü, uğruna gülşen eyledim, gel, kokla Fatıma!
Ey fakirliğimin zenginliği
Aşka, diye giderken kalbim benden,
Gaiplik kararına ramak kala
Her cebi senle dolu dönüverdi fakirhanesine.
Ey daralan ruhumun enginliği
Sevdanın rahlesinde esmanı okurum,
Ve aşkın kıyamıyla gözlerine dokunurum.
Ey içimdeki yangının serinliği
Ömrüm kadar kısa bakışlar atarken sana,
Sen eksenli düşüncelerle, sen tutulması başlar kalbimde.
Ram olur dilim aşkına
Bir yusufçuk kanadı kadar titrek,
Bir örümcek hassasiyetiyle işlenen duygularla yürürüm yarına.
Ve yine karanlıklara kaldı sırrı taşımak
Zeytin gözlerinden gecelere yıldız düşsem Fatıma!
Abdestini aldığımız aşkda üç defa kalbime seni çekerken,
Her hükmü mesh ederim başıma, Hamd-ü senalarla.
Kelamların en güzelini okuyup aşk aşk diye,
Niyet ettim Rabbimin Rızası İçin Sevmeye, dedik hayâ kapısında yâr.
Sevdamız, bismihu virdiyle Mimden Beye dolarken,
Yayılır inşirah burcusu ruhumuzdan maveraya.
Ayet ayet boşalınca kalbimiz aşkın kaynağına,
Âyetül-Kübrâda buluşsun nefesimiz
Rahmana açılsın avuçlarımız;
El-Fatiha derken tut elerimden,
Avuç avuç dualar yudumlayalım Fatıma!
Sen yürüyünce gül nazı adımlarla,
Attığın her adıma karşılık sayfalarıma bir harf düşer.
Her harfin damarında sen dolaşırken,
Özlemler kabarır, dudaklarımın arasına bir ah düşer.
Gözbebeklerinde okununca aşk bir ikindi vakti,
Her cümlenin sonuna bir sen düşer.
Aşkın hülyasını dokur gibi kırpılır gözlerin.
Sevgili
Gözlerinin karasında rüyalar görmeyi değil,
Uyanmayı isterim.
Kulağına ezanını ben okurum;
Bu aşkın adını sen koy Fatıma!
Hicranlara mersiyeler okur dilim,
inşaAllah der, aminlerle noktalarım her cümleyi.
Sevdamızın muskasını asarken yüreğime,
Üç heceli ay-rı-lık belasını
Üfürdüm ömrümden en uzak düşlere.
Ah.. Sen uyuduğun vakit Melekler öper alnından
Ben, nuruna müştak olurum.
İsmin, her çiçekten bir mana almış,
Bin nağme bırakmış her gülün özüne.
Adının üç hecesine besmeleyle göm beni Fatıma!
Arafatta buluşalım seninle yâr!
Mescid-i Aksâda kıyama durup, aşka aşk taşıyalım
Mescid-i Haramda rükû edelim, sırtımızda sevda yüküyle
Secdede, sonsuzluğa açılan kapıdan içeri girince
Selamlarla seslen bana Eymen kapısında
Dârüss-Selâmda ellerinden cennet şarabı yudumlayıp
Firdevse yürüsek Rabbimizin inayetiyle.
Nefesin, Tûba ağacının yapraklarını öperken
Tomurcuklarından feraceler yapsın melekler sana.
Tut yüreğimden
Es-selamını ruhuma işle Fatıma!
Hafâza melekleri şahit olsun sırrımıza
Bu aşkın meali bensem, tefsiri sensin Fatıma!
Kadim Dolunay
Rana gecelere süslenince yıldızlar,
Hümâ kuşu gözlerinle kon yüreğimin aşk dallarına.
Sen Firdevsi izledikçe ben, kanatlarının arasına güller dizeyim;
Yüzümdeki gamzeler sana açsın Fatıma!
Üveysi özlemlerin kırıntısıyla beslenir yüreğim sahra dehlizinde.
Yusufi kuyularda kaderden kazaya düşerken
Eyyûbi sabırlarla beklerim, beni kalbinin sultanlığına çekecek ipi.
Fasl-ı gülde aşık turnalar ırmaklara muştularla akarken,
Adını satırlara gizledim, gözlerin yıldızları selamlarken.
Bir lahzada gülistana döner gözlerinin düştüğü yer
Bir ömrü, uğruna gülşen eyledim, gel, kokla Fatıma!
Ey fakirliğimin zenginliği
Aşka, diye giderken kalbim benden,
Gaiplik kararına ramak kala
Her cebi senle dolu dönüverdi fakirhanesine.
Ey daralan ruhumun enginliği
Sevdanın rahlesinde esmanı okurum,
Ve aşkın kıyamıyla gözlerine dokunurum.
Ey içimdeki yangının serinliği
Ömrüm kadar kısa bakışlar atarken sana,
Sen eksenli düşüncelerle, sen tutulması başlar kalbimde.
Ram olur dilim aşkına
Bir yusufçuk kanadı kadar titrek,
Bir örümcek hassasiyetiyle işlenen duygularla yürürüm yarına.
Ve yine karanlıklara kaldı sırrı taşımak
Zeytin gözlerinden gecelere yıldız düşsem Fatıma!
Abdestini aldığımız aşkda üç defa kalbime seni çekerken,
Her hükmü mesh ederim başıma, Hamd-ü senalarla.
Kelamların en güzelini okuyup aşk aşk diye,
Niyet ettim Rabbimin Rızası İçin Sevmeye, dedik hayâ kapısında yâr.
Sevdamız, bismihu virdiyle Mimden Beye dolarken,
Yayılır inşirah burcusu ruhumuzdan maveraya.
Ayet ayet boşalınca kalbimiz aşkın kaynağına,
Âyetül-Kübrâda buluşsun nefesimiz
Rahmana açılsın avuçlarımız;
El-Fatiha derken tut elerimden,
Avuç avuç dualar yudumlayalım Fatıma!
Sen yürüyünce gül nazı adımlarla,
Attığın her adıma karşılık sayfalarıma bir harf düşer.
Her harfin damarında sen dolaşırken,
Özlemler kabarır, dudaklarımın arasına bir ah düşer.
Gözbebeklerinde okununca aşk bir ikindi vakti,
Her cümlenin sonuna bir sen düşer.
Aşkın hülyasını dokur gibi kırpılır gözlerin.
Sevgili
Gözlerinin karasında rüyalar görmeyi değil,
Uyanmayı isterim.
Kulağına ezanını ben okurum;
Bu aşkın adını sen koy Fatıma!
Hicranlara mersiyeler okur dilim,
inşaAllah der, aminlerle noktalarım her cümleyi.
Sevdamızın muskasını asarken yüreğime,
Üç heceli ay-rı-lık belasını
Üfürdüm ömrümden en uzak düşlere.
Ah.. Sen uyuduğun vakit Melekler öper alnından
Ben, nuruna müştak olurum.
İsmin, her çiçekten bir mana almış,
Bin nağme bırakmış her gülün özüne.
Adının üç hecesine besmeleyle göm beni Fatıma!
Arafatta buluşalım seninle yâr!
Mescid-i Aksâda kıyama durup, aşka aşk taşıyalım
Mescid-i Haramda rükû edelim, sırtımızda sevda yüküyle
Secdede, sonsuzluğa açılan kapıdan içeri girince
Selamlarla seslen bana Eymen kapısında
Dârüss-Selâmda ellerinden cennet şarabı yudumlayıp
Firdevse yürüsek Rabbimizin inayetiyle.
Nefesin, Tûba ağacının yapraklarını öperken
Tomurcuklarından feraceler yapsın melekler sana.
Tut yüreğimden
Es-selamını ruhuma işle Fatıma!
Hafâza melekleri şahit olsun sırrımıza
Bu aşkın meali bensem, tefsiri sensin Fatıma!
Kadim Dolunay