Arıların Beden Isılarını Koruma Yöntemleri

meridyen2

Kayıtlı Üye
Arıların Beden Isılarını Koruma Yöntemleri

Bilim adamları uzun zamandır arıların en fazla miktarda nektar veya polen taşıyan çiçekleri aradıklarını düşünüyorlardı. Ancak araştırmalar arılar için bu iki özelliğin yeterli olmadığını asıl olarak çiçeklerde başka bir özellik aradıklarını ortaya çıkardı; ‘sıcak nektar’.

İnsanlar Gibi Arılar Da Isınmak İçin Sıcak İçecek İçiyorlar

Arıların uçabilmesi için vücut ısılarının en az 30oC olması gerekir. Bu nedenle arılar uçmaya başlamadan önce ısınma hareketleri yaparlar. Onların da ısınmak için insanlar gibi hareket etmeleri gerekir. Bu amaçla uçuş kaslarını ve kanatlarını titretirler. Ancak bu strateji enerji sarfiyatı açısından kazançlı değildir. Bu yöntemin dışında kendileri için gereksiz enerji harcamalarını önleyecek başka bir metot daha kullanırlar. Hiç enerji harcamadan sadece sıcak nektar içerek vücut ısılarını arttırabilirler.

Peki, arılar sıcak nektarlı çiçekleri nasıl bulabilmektedirler?

Çiçeğin rengini bir işaret olarak algılayan arılar, bitkinin üzerine konup nektarın tadına bakmadan hangi çiçeğin sıcak hangi çiçeğin soğuk olduğunu tahmin edebilmektedirler.

Cambridge Üniversitesi ve Queen Mary College’den bilim adamlarının ortaya koyduğu bu keşif Nature dergisinin 3 Ağustos 2006 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Yapay Bahçe

Çiçek türlerinin %80’inin ‘koni hücrelerden’ meydana gelen özel bir yüzey yapıları vardır. Koni hücre yapısı küçük mercekler gibi görev yapar ve ışığı çiçeğin renk pigmentlerinin bulunduğu hücrelerin tam ortasına odaklar. Ne kadar çok ışık emilirse çiçeğin rengi o kadar koyu olur ve aynı zamanda nektarı da ısınır.

Araştırmacılar yaptıkları testlerle, bal arılarının daha sıcak nektarlı bitkileri belirlemesinde çiçeğin renginin baş etken olduğunu ortaya koymuşlardır. Bunu keşfedebilmek için bilim adamları basit ama etkili bir deney uygulamışlardır. Bir grup arı için laboratuvar ortamında yapay bir bahçe oluşturulmuştur. Böylece arıların beslenme yöntemlerinin yakından izlenmesi hedeflenmiştir.

Queen Mary College, Londra Üniversitesinden Profesör Lars Chittka, oluşturulan yapay bahçe ile ilgili şu yorumda bulunmuştur: "Bu yapay ortam insana pek çiçek bahçesi izlenimi vermese de arılara, bir çiçekte olması gereken nektar ve ısıyı temin ettiği için oldukça ikna ediciydi. Bu çiçekler deney için doğal çiçeklerden daha kullanışlıydı çünkü arıların beslenme seçimlerinde rol oynayan ısı miktarı, nektarın yoğunluğu ve çiçeğin rengi ile ilgili ayarlamalara müdahale edilebiliyordu." (Bumblebees like it hot)

Bilim adamları yapay çiçekleri aslanağzına benzemeleri için pembe ve mora boyamışlardır. Doğada olan gerçek pembe aslanağızları mor olanlardan daha soğuktur. Bu nedenle iki yapay çiçeğin ısısı önce doğada olduğu gibi belirlenmiştir.

İlk anlarda arıların çoğu mor çiçekle beslenmeyi tercih etmişlerdir. Ancak bilim adamları çiçeklerin ısı değerlerini değiştirip mor olan yapay aslanağzına daha soğuk nektar yerleştirdikleri zaman arılar hemen daha sıcak nektarlı olan pembe çiçeğe yönelmişlerdir.

Arıların davranışlarını inceleyen Lars Chittka bu durumla ilgili olarak şu yorumda bulunmuştur: "Arıların muhteşem bir öğrenme kabiliyetleri vardır. Nesneleri kategorize edebilirler ve hatta birbirlerinin seçimini izlerler. Çok hevesli öğrencilerdir ve tam bir iş birliği içerisinde hareket ederler." (Bumblebees like it hot)

Bu deneyin de ortaya koyduğu gibi arılar çiçeklerin renklerine göre daha sıcak olan türleri ayırt edebilmektedirler. Eğer birbirlerine benzeyen renklerdeki çiçeklerden nektar aramaları gerekirse bu durumda bitkileri ziyaret etmekte ancak bu ziyaretler sırasında edindikleri deneyimi bir sonraki nektar arayışlarında kullanmaktadırlar. Özellikle düşük hava sıcaklıklarında böceklerin hayatta kalabilmek için gerekli ısıya ulaşmaları çok önemlidir. Bu nedenle arıların sıcak nektarlı çiçekleri bulmaları, metabolizmaları açısından zorunludur.

Bal Arılarının Bilim Adamlarını Hayrete Düşüren Özellikleri Allah’ın Yaratma Delillerindendir

Bal arılarının aralarında anlaşmak için kullandıkları özel dilleri, kovandaki yaşam disiplinleri, Güneş’e göre yönlerini bulmaları, petekleri oluşturmaları, bal üretmeleri, görevlerine olan sadakatleri ve daha pek çok özellikleri bilim adamlarını hayrete düşürmektedir. Bu canlıların beden yapılarında ve yaşamlarının her aşamasında muazzam bir akıl görülmektedir. Yeryüzündeki her arı, bir mühendisin, bir kimyagerin, bir astrofizik uzmanının bilgisine sahiptir. Yukarıda anlatılan bilgi de arıların geniş uzmanlık alanlarına yeni bir tanesini daha eklemiştir.

Tüm bu bilgileri bu küçük canlıya veren herşeyin Yaratıcısı olan Yüce Allah’tır.

"Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır." (Nahl Suresi, 68–69)

Bu canlılar akla ve muhakeme yeteneğine sahip değildirler. Bir eğitimden de geçmemişlerdir. Uyguladıkları taktikleri başkalarından da öğrenmemişlerdir. Hayat buldukları ilk andan itibaren sahip oldukları uzmanlıklarla birlikte yaratılmışlardır. Arıların bu yazıda anlatılan özellikleri de milyarlarca yaratılış delilinden bir tanesidir.

Bal arılarının kovanlarındaki sosyal düzen ile arıların bilinçli davranışları evrimci iddialara darbe vurmaktadır. Evrimciler doğada bir yaşam savaşının bulunduğunu iddia ederler. Oysa birçok canlıda olduğu gibi arı kovanında da evrimcilerin iddia ettikleri gibi bir yaşam savaşı bulunmamaktadır. Arılar yardımlaşarak ve iş birliği yaparak yaşamlarını sürdürürler. Gerektiğinde sergiledikleri fedakar davranışlarında açık bir bilinç görülür. Yapılan yüzlerce araştırma sonucunda her defasında ortaya çıkan gerçek bu canlıların sahip oldukları bilgi ve aklın, fedakar ve disiplinli davranışların tesadüfler sonucu oluşamayacağıdır. Bir arı milyarlarca yıl geçse de, tahrip edici olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış mutasyonlarla, bir mimarın, bir mühendisin, bir matematikçinin, bir biyoloğun sahip olacağı bilgiye sahip olamaz. Bu bilgileri ona sonsuz ilme sahip olan Allah ilham etmektedir. (makale harun yahya)
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst