Antlaşmalar - Sevr (Sévres) Antlaşması / Antlaşmalar - Sevr (Sévres) Antlaşması

AySe^^

Bayan Üye
Sevr Antlaşması



250px-Sevr_Antla%C5%9Fmas%C4%B1_T%C3%BCrk%C3%A7e.PNG



Sevr Antlaşmasına göre Osmanlı Devleti'nin paylaşılması

250px-Treaty_of_Serves_Greece.jpg



Sevres Antlaşmasına göre "Büyük Yunanistan"



250px-First_republic_of_Armenia-west_boarders_by_Woodrow_Wilson.png



Sevr Antlaşması ile kurulması öngörülmüş Ermeni devleti

Sevr Antlaşması (Fransızca: Le traité de Sévres) , I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf DevletleriOsmanlı Devleti arasında 10 Ağustos 1920'de imzalanan barış antlaşmasıdır. İtilaf Devletleri ile Osmanlı arasındaki savaş hali 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile sona ermiştir.
Sevr Antlaşması adını, son müzakerelerin ve imza töreninin gerçekleştiği Paris'in Sevr
banliyösünden alır.Yunanistan dışında hiçbir devlet tarafından kabul edilmediği için yürürlüğe girmemiştir, bu sebeple "ölü antlaşma" olarak bilinir.


Hazırlık Süreci

Saint-Germain Antlaşması `la Triannon Antlaşması ve Bulgaristan`la Neuilley Antlaşması
İtilaf Devletleri Yüksek Konseyinin 7 Mayıs'ta aldığı karar uyarınca 15 Mayıs'ta İzmir Yunanlılar tarafından işgal edildi. Bu olay tüm Türkiye'de güçlü bir ulusal tepkiye yol açtı. 6 Eylül'de toplanan Sivas Kongresi'nden sonra İstanbul'daki Osmanlı hükümeti, ülke üzerindeki idari ve askeri denetimini kaybetti. Sivas ve daha sonra Ankara'da, Mustafa Kemal Paşa yönetiminde bir ulusal direniş hükümeti kuruldu. Anadolu hükümeti, olumsuz şartlarda bir barış antlaşmasını kabul etmeyeceğini bildirdi ve direniş hazırlıklarına girişti.
İtilâf Devletleri 18 Nisan 1920'de San Remo Konferansı'nda Osmanlı Devleti'ne uygulanacak barış şartlarını hazırladılar. 22 Nisan'da Osmanlı Hükümetini Paris'te toplanacak barış konferansına davet ettiler. Padişah, eski sadrazam Ahmet Tevfik Paşa'nın başkanlığında bir heyeti Paris'e gönderdi. Ertesi günü Ankara'da toplanan Büyük Millet Meclisi, 30 Nisan günü taraf devletlerin dışişleri bakanlıklarına gönderdiği bir yazıyla İstanbul'dan ayrı bir hükümetin kurulduğunu bildirdi.
Paris'te barış şartlarını öğrenen Ahmet Tevfik Paşa, İstanbul'a gönderdiği telgrafta barış şartlarının "devlet mefhumu ile kabil-i telif olmadığını" (devlet kavramı ile bağdaşmadığını) bildirerek görüşmelerden çekildi. Bunun üzerine 21 Haziran'da İtilaf Devletleri Türk Milletinin direnişini kırmak için, İzmir'de bulunan Yunan kuvvetlerini Anadolu içlerine sürmeye karar verdi. Balıkesir, Bursa, Uşak ve Trakya kısa sürede Yunan ordusu tarafından işgal edildi.
ile banliyösünden alır.Yunanistan dışında hiçbir devlet tarafından kabul edilmediği için yürürlüğe girmemiştir, bu sebeple "ölü antlaşma" olarak bilinir. imzalandı. Türk barışının da diğerleri ile birlikte 1919 Mayıs'ında açıklanması beklenirken, görüşmeler belirsiz bir geleceğe ertelendi. Bunun nedenleri bugüne dek yeterince aydınlatılamamıştır.
200px-SevresSignatories.jpg


Sevr Antlaşmasını imzalayan Osmanlı heyeti (soldan sağa, Rıza Tevfik, Damat Ferid Paşa, Hadi Paşa ve Reşid Halis). Ege felaketi üzerine 22 Haziran'da İstanbul'da toplanan Saltanat Şurası, Paris'e Sadrazam Damat Ferit Paşa başkanlığında ikinci bir heyet göndermeye karar verdi. Eski maarif nazırı (milli eğitim bakanı) Hadi Paşa, eski Şura-yı Devlet (Danıştay) reisi Rıza Tevfik BeyBern Sefiri Reşat Halis Bey'den oluşan bu heyet, 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nı imzaladı. Ankara'daki Büyük Millet Meclisi antlaşmayı sert bir bildiri ile kınadı.

Antlaşmanın yürürlüğe girmesi için önce Meclis-i Mebusan'ın antlaşmayı görüşüp kabul etmesi, sonra da imzalamak üzere Vahdettin'e göndermesi gerekiyordu. Fakat antlaşma imzalandığı tarihte Meclis-i Mebusan kapalı olduğundan antlaşma mecliste görüşülemedi ve padişahın önüne gelmedi. Dolayısıyla antlaşma hiçbir zaman yürürlüğe girmedi.

Saltanat Şurası'nda yaşananlar

Saltanat Şurası'nda yaşananlar ise günümüzde hala tartışılmaktadır. Nutuk'ta bu toplantıda Vahdettin'le ilgili “Sevr muahedesini bizzat ayağa kalkmak suretiyle kabul etmiştir.” denmektedir. Saray Başmabeyncisi Lütfi Simavi'ye göre ise Vahdettin açılış nutkunu okuduktan sonra başkanlığı Damat Ferit Paşa’ya bırakarak salonda durmamış, çıkıp gitmiştir. Son Sadrazam Tevfik Paşa’nın oğlu İsmail Hakkı Okday'ın anlatımı ise şöyledir:
“Nihayet Sevr’i kabul edenler ayağa kalksın denildi. Damat Ferid Paşa bu sırada Padişah’ın salonu terk etmesi için işaret verdi. Vahdettin dışarı çıktı, yandaki odaya geçti. Padişah ayağa kalkınca da salondakiler Hünkâra bir saygı eseri olarak ayağa kalktılar. Kendisini bu suretle selamladılar. Öyle ki, bu ayağa kalkışın Sevr’in kabulü anlamına mı geldiği, yoksa Padişah’a hürmeten kıyam mı edilmiş olduğu açık olarak belirmedi. Hatta Ayandan Topçu Feriki Rıza Paşa, ‘Biz Padişaha hürmeten ayağa kalktık, Sevr’i kabul ettiğimizden değil’ diye haykırarak Damat Ferid’in oyununu açıkça protesto dahi etti.”
Kimi tarihçiler bu olayı, şurada oy hakkı olmayan padişahın oylama yapılması çağrısı yapılınca dışarı çıkması, fakat Damat Ferit'in olayı oldubittiye getirmesi olarak yorumlamaktadır. Kimileri toplantının Sevr’i onaylatmak üzere taraflı bir tarzda yürütülmesini protesto mahiyetinde, belki de biraz öfkeli bir şekilde ayağa kalktığını ve çıkıp yan odaya geçmiştiğini iddia etmektedir. Kimi tarihçiler ise bunun, padişah ile Damat Ferit Paşa'nın antlaşmayı kabul ettirebilmek için birlikte hazırladıkları bir plan olduğunu iddia etmektedirler.

İtilaf Devletleri'nin bakışı

İtalya antlaşmadan hoşnutsuzluğunu açıkça bildirerek Osmanlı'dan yana tavır aldı. ABD zaten bu sırada iç politik gelişmeler nedeniyle her türlü uluslararası girişimden çekilmişti.

Antlaşma Hükümleri


  1. Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a, Ceyhan-Antep-Urfa-Mardin-Cizre kent merkezleri Suriye'ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;
  2. Boğazlar (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlarda deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletlerin donanmalarını yardıma çağırabilecek;
  3. Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek;
  4. İzmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı devleti egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;
  5. Ermenistan (madde 88-93): Osmanlı Ermenistan Cumhuriyetini tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (Başkan Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a verdi.)
  6. Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Osmanlı savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;
  7. Azınlık Hakları (madde 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrımüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okullar ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı'nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;
  8. Askeri Konular (madde 152-207): Osmanlı'nın askeri kuvveti, 15.000'i jandarma olmak üzere 50.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesinde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;
  9. Savaş Suçları (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;
  10. Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Osmanlı'nın mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye'nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak;
  11. Kapitülasyonlar (madde 260-268): Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;
  12. Ticaret ve Özel Hukuk (269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek; eski eserler kanunu çıkarılacak vb.

Antlaşma bir yanda Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Portekiz, Romanya, Ermenistan, Polonya, Sırp-Hırvat Cumhuriyeti ve Çekoslovakya ile, diğer yanda Osmanlı Devleti arasında imzalandı. ABD ve SSCB imza atmadılar.
 
---> Antlaşmalar - Sevr (Sévres) Antlaşması / Antlaşmalar - Sevr (Sévres) Antlaşması

Sevr (Sévres) Antlaşması

Birinci Dünya Savaşı
sonrasındaki antlaşmalardan. Osmanlı Devleti'yle, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan arasında, 10 Ağustos 1920 tarihinde, Fransa’nın başşehri Paris’in Sévres kasabasında imzalandı. Osmanlı sultanı Vahideddin Han (1918-1922) ile; İngiliz, Fransız ve İtalyan parlamentoları tarafından tasdik edilmediğinden hükümsüz kalmıştır. Yunanistan, tek taraflı kabul edip, yürürlüğe koymak istediyse de, ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’den Ege Denizine dökülünce, arzusundan vazgeçmek zorunda kaldı.


Sevr Antlaşması, 10 Nisan 1915 tarihinde, Londra’da, Rusya-İngiltere-Fransa gizli antlaşmasına göre, Türkiye’nin paylaşılması esasına dayanıyordu. Fakat, Sevr’de, Bolşevik İhtilâli, iç harp ve Çarlığı destekleyen Avrupalı kuvvetlerle uğraşan Sovyet Rusya, dışarıda bırakıldı. Sovyet Rusya dışarıda bırakılınca, önceki gizli antlaşmalarda Rusya’nın payına düşen topraklar, yeniden paylaşıldı. Londra Antlaşması'nda Rusya’ya verilen Türk Boğazlarının, Sevr öncesi tertiplerle İngiltere, Fransa ve İtalya kontrolünde tutulması kararlaştırıldı. İtilaf devletlerinin hazırladıkları antlaşma metnini, Paris’te, 11 Mayıs 1920 tarihinde, Osmanlı Devleti temsilcisi eski sadrazam Tevfik Paşa okuyunca, “İstiklâlimize aykırıdır!” diyerek imzalamadı. Tevfik Paşa, antlaşma metnine itiraz cevabı yazıp, İstanbul’a döndü.

İstanbul’un işgalinden sonra, Osmanlı mebuslarının bir kısmı yakalanıp Malta’ya sürüldü, bir kısmı da Anadolu’da Millî Mücadeleye katıldığından, antlaşma metni, Mebuslar Meclisi'nden geçemiyordu. Sultan Vahideddin Han, antlaşma metnini, Türk İstiklâline aykırı bulduğundan, Mebuslar Meclisinden geçmediğini dünya kamuoyuna ilan edip, bütün baskılara rağmen tasdik etmedi. Yunanistan Meclisi, Sevr Antlaşmasını tasdik edip, yürürlüğe koymaya kalkıştı. Bunun üzerine, beşinci defa sadrazamlığa getirilen Damat Ferid Paşa; âyândan Hâdi Paşa, Filozof Rıza Tevfik ve Bern elçisi R. Halis beylerle Paris’e gidip, Sevr Antlaşmasını imzaladı. Ancak bu antlaşma, Osmanlı Sultanı Vahideddin Han ile İngiliz-Fransız-İtalyan parlamentolarınca tasdik edilmedi.
Dört yüz otuz üç madde ve on iki bölümden meydana gelen ve hiçbir zaman geçerli sayılmayan antlaşmanın hükümleri şunlardı: 1) İstanbul ile Boğazların ve Marmara’nın Anadolu kıyılarının tahkim edilmemesi ve buraların Karma Boğazlar Komisyonunca kontrolü; 2) Suriye ve Lübnan’ın Fransızlara; Arabistan, Yemen, Irak, Filistin’in İngiltere’ye; yine Mısır, Sudan ve Kıbrıs’ın İngiliz idâresine; Fas ve Tunus’un Fransa’ya bırakılması; 3) İzmir/Aydın vilâyetiyle Çatalca’dan batıya Doğu Trakya ve İmroz/Gökçeada ile Bozcaada dahil Yunanlılara; 4) Rize, Trabzon, Gümüşhane, Artvin, Kars, Ağrı, Van, Bitlis, Muş, Bingöl, Erzincan ve Erzurum’un Ermeniler’e; 5) Muğla ve Antalya’nın İtalya’ya verilip; Konya, Göller Bölgesi, Afyon ve Bursa’ya kadarki yerlerde de himaye hakkı tanınması; 6) Kapitülasyonların her devlete tanınması; 7) Osmanlı devlet borçlarının ödenmesi.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst