Antik Yunanistan'da Yemek KüLtürü..

RaPizM^^

Bayan Üye
Antik Yunanistan'da Mutfak Kültürü Vikipedi özgür ansiklopedi

Kiliks Antik Yunan kültüründe şarap içmek için kullanılan en yaygın kap M.Ö. 500 British Museum
Antik Yunanistan'da mutfak kültürü yalınlığı ve dönemin tarımsal[1] Bu dönemde beslenme alışkanlıkları Akdeniz mutfağının üç ana ögesi olan buğday zeytin yağı ve şarap üzerine kuruludur.
Günlük beslenme
Antik Yunanistan'da M.Ö. 5. yüzyıldan kalma bir tuzluk Louvre
Antik Yunanistan'da insanlar günde genelde 3 öğün yemek yerlerdi.
(ἀκρaτioμός / akratismós) Kahvaltı; Şarap içine bandırılrak yenen arpa ekmeği (ἄκρaτος / ákratos) bunun bazen incir ya da zeytinle tamamlanan türü;
(ἄρioτοv / ariston)[2] Gün ortasında ya da biraz sonrasında yenen öğle yemeği;
(δeῖπvοv / deĩpnon) günün en önemli öğünü; akşam yemeği genelde hava kararmaya başlayınca yenirdi.
Bu ana öğünlerin yanı sıra kimi zaman ikindi vakitlerinde (ἑoπέρioμa / espérisma) adı verilen atıştırma da yapılırdı.
Yunanlar genelde masalarda oturarak yemeklerini yerlerdi. Masalar günlük yemekler içinse yüksek ziyafetler içinse alçak olurdu. İlk görülen masalar dikdörtgen biçimliydi. Daha sonra M.Ö. 4. yüzyılda masalar yuvarlak biçimli olarak yapılmaya ve ayaklarına hayvan ayağı görüntüleri verilmeye başladı. Bunun en çok görülen örneklerinden biri de aslan pençesi biçiminde olanlardı. Yunanlar ölen çocukların mezarlarına sahip oldukları ev eşyalarının pişmiş topraktan yapılmış minyatürlerini koyarlardı bu da bugün Antik Yunan
Yemekler ekmek arasında ya da kalın ekmekler içine tabağa koyar gibi yenilerek tüketilse de pişmiş topraktan ya da metalden yapılan kase ve tabaklar çok daha yaygın olarak kullanılmıştır. Tabaklar zamanla daha ince işlenmeye başlamış ve Roma döneminde paha biçilemez metal ve camlardan tabaklar yapılmaya başlanmıştır. Çatal kullanımından haberdar olunmamış katı yiyecekler elle yanmiştir. Bıçaklara sadece et kesmek için başvurulmuş kaşık bugünkü işlevinde olduğu gibi çorba ve diğer sıvı yiyeceklerin tüketilmesinde kullanılmıştır.
Ekmek
Ekmek yapan bir kadın heykeli M.Ö. 500 - 475 Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi
Tahıllar (oῖτος / sĩtos) beslenme kültürünün başlıca ögeleriydi. Tahıllardan en önemli ikisi buğday ve arpaydı. Bunlar suya yatırılarak yumuşatılır daha sonra ya yulaf lapası yapılır ya da öğütülerek un (ἀλeίaτa / aleíata) hâline getirilirdi. Un daha sonra suyla yoğurularak somun (ἄρτος / ártos) ya da düz ekmek yapılırde ve peynir ya da balla karıştırılarak pişirilirdi. Hamur mayalandırma yöntemleri bilinirdi ancak taştan yapılma fırın türlerinden Roma dönemine dek haberdar olunmadı. Atinalı devlet adamı Solon'un çıkardığı yasalara göre mayalanmış hamurla yapılan ekmek festival günlerinde satılıp tüketilmeye başlandı. Ancak fiyatı çok yüksek olmasına rağmen klasik çağlara gelindiğinde bu tür ekmekler fırın dükkânlarında satılıyordu
Arpanın üretimi kolay olan bir besindi ama arpadan ekmek yapmak oldukça güç bir işti. Besleyici değeri vardı ama arpadan yapılan ekmek çok ağır olurdu. Bu nedenle arpalar öğütülerek un (ἄλφiτa / álfita) hâline getirilmeden önce kızartılırdı. Bu un Antik Yunanistan'da geleneksel bir yemek olan μᾶζa / mãza'yı yapmada kullanılırdı. Tahıllar günlük yaşamda da büyük yer edinmişti. Aristofanes (Εἰρήvn /İreneyalnızca arpa yemek gibi bir deyim kullanmıştır. Maza'nın tarifini veren pek çok kaynak vardır. Bunlara göre maza hem pişmiş hem de çiğ olarak servis edilebilirdi. Küçük parçalar hâline getirilebilir yufka gibi açılabilir buğday ekmeği gibi içine peynir vb. dolgular koyularak tatlandırılabilirdi. adlı komedyasında
Meyve ve sebzeler
Tahıllar genel olarak ὄψοv / ópson adı verilen şeylerle birlikte sunulurdu. Bu sözcük ilk olarak ateş üzerinde pişirilmiş her türlü yiyeceği anlatmak için kullanırdı ancak zamanla ekmekle birlikte tüketilen besinleri anlatmak için kullanılmaya başlandı. Ópson terimi İlyada'da sadece et anlamında kullanılmış Odysseia'da balık eti de buna dâhil edilmiştir. Klasik dönemde lahana fasulye soğan mercimek gibi çorbalar içinde kullanılan tüm sebzeleri de kapsamaya başladı. Genel olarak ἔτvος (étnos "fasulye çorbası") adı verilen bu çorbalara zeytin yağı sirke ve yάροv/gáron (bir balık türü) da ilave edilerek yenirdi. Aristofanes'in belirtiğine göre bu fasulye çorbası Yunan komedyalarında bir obur olarak canlandırılan Herakles'in en sevdiği yiyeceklerden biriydi. Çiğ ya da salamura edilmiş zeytinler yaygın bir biçimde garnitür olarak tüketilirdi.
Şehirlerde taze meyveler çok pahalıydı ve nadiren tüketilirlerdi. Yoksul şehir sakinleri kurutulmuş meyvelerle idare etmek zorundalardı. Soğanlar ise askerî açıdan sembolik bir öneme sahiplerdi. Gerek kurutulmuş gerek ise taze meyveler ve kabuklu yemişler yemek sonlarında tatlı yerine yenirdi. En önemli meyveler incir nar ve kuru üzümdü. Kuru incirler ayrıca aperitif olarak da yenir ya da şarabın yanına katık edilirdi. Daha sonraki zamanlarda incirler kızartılmış kestane nohut ve kayın ağacı meyvesi ile tüketilmeye başlandı.
Et ve balıklar
Kurban; kişilerin et yeme fırsatı buldukları başlıca etkinlik. M.Ö. 350'lerde kalma bir Kratiras üzerinde resmedilmiş Louvre
Balık ve et tüketimi ailenin ülkenin hangi bölgesinde yaşadığına ve ne ölçüde varlıklı olduğuyla bağlantılı olarak değişiklik gösterirdi. Avcılık (genelde genç erkeklerce tuzaklar kurulması) kuş ve yabani tavşanların büyük ölçüde tüketilmesine olanak verirdi. Köylüler ayrıca çiftliklerinde geçimlerini sağlayacak kadar kaz ve tavuk da yetiştirirlerdi. Daha varlıklı kişilerin bunların yanı sıra koyun keçi ve domuz da yetiştirdiği görülebilirdi. Şehir merkezlerinde domuz eti dışındaki et türlerinin fiyatları oldukça yüksekti. Aristofanes'in İrene adlı eserinde (374. dize) bir domuz yavrusunun o dönemin parasıyla 3 drahma tuttuğu belirtilmiştir. Bu da normal bir işçinin üç günlük çalışma sonucu kazanabileceği paraya eşitti.
İlk şiir örnekleri ile karşılaştırıldığında M.Ö. 5. yüzyıldan sonraki eser ve yazılarda etten çok daha az söz edilmektedir. Ancak bu azalmanın et tüketiminin azalmasından değil daha çok şiir ve yazındaki tür değişiminden kaynaklandığı sanılmaktadır. Taze et yeme işlemleri çoğu zaman tanrılara kurbanların verildiği dinî törenlerde gerçekleşirdi. Buna karşın tuzlanmış vb. gibi din adına bir ibadet gerektirmeden tüketilenilen tuzlanmış ve saklanmış etin büyük bir pazar payı vardı.
Bulundukları bölge nedeniyle Spartalıların yediği başlıca (μέλaς ζvμός / mélas zômós) yemek domuz yahnisiydi. Antik Yunanistanlı filozof Dikearhos'un Ἀθήvaiος Nauκράτiος / Ãtineos Nauktrios adlı eserinde belirttiklerine göre bu yemeğin içindekiler domuz eti tuz ve sirkeydi ve yemek incir ya da peynir ile birlikte tüketilirdi. 2. ve 3. yüzyıllarda pek çok Yunanca eser vermiş olan Romalı yazar Claudius Aelianus'un söylediklerine göre bu dönemde Sparta'daki aşçıların et dışında yemek yapmaları yasaktı. Sardunya ve ançuez Atinalılar için günlük bir yiyecek durumundaydı. Bazen taze olarak satıldıkları görülse de çoğu zaman tuzlanmış olanlar satılırdı.
Yunan Adaları'nda ve kıyı illerinde taze balıklar ve diğer deniz ürünleri (kalamar ahtapot ve kabuklu deniz canlıları gibi) yaygın bir biçimde tüketilirdi. Yerel olarak tüketildikleri gibi iç bölgelere deniz olmayan yerlere de pazarlanırlardı. Ton balığı ve yılan balığı gibi pahalı ve saygın yiyecekler soylular tarafından satın alınır ve yenirdi. Bu balıklar Boeotia ve Kopaida
İçecekler
Attika'da bulunmuş bir Riton M.Ö. 450'lerden Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi.
Antik Yunan toplumlarında en çok tüketilen içecek suydu. Umuma açık meydan çeşmelerinden su alıp getirmek köleler ve bazen kadınlar için günlük işlerden biriydi. Kuyular yaygın olmasına karşın kaynak suları en çok tercih edilenlerdi. Bu suların besleyici olduğu sanılıyordu ve bitkilerin çabuk büyümesine de yardım ettiği sanılıyordu. Pindar kaynak suyunu bal kadar tatlı olarak nitelendirmiştir. (bölüm 198 B4).
Yunanlar içme suyunu ağır kuru ekşi asitli ve şarap gibi vb. terimlerle sınıflandırılırdı. Yunan komedya yazarlarından biri olan Antifanes'in yarattığı karakterlerden biri oyunda Attika'nın neresinden olursa olsun her tür suyunu ayırt edebileceğini söyler. (Blm. 179 Kock). Athenaeus (II 44) bu dönemde bazı filozofların vejeteryanlıkla birlikte uygulanan sudan başka içecek içmeme hakkında da bir tartışma yaptığını belirtmiştir. Suyun yanında genelde evcil keçilerden sağlanan süt de sık tüketilen bir içecek olmuştur.
Metalden pişmiş toprakta ya da tahtadan yapılan skifos adındaki kaplar yaygın olarak kullanılan içecek kaplarından biriydi. İçki içmede en çok kullanılan kap türü kilikslerdi. (sığ ayaklı bir kap türü) Ziyafetlerde kantarosriton adı verilen insan ya da hayvan başı biçimi verilmiş ayaksız kaplar kullanılırdı.
Şarap
Kişi elindeki kiliksi doldurmak için inohi adı verilen sürahi ile kratere yaklaşırken. M.ö. 480'lerdenLouvre
Yunanların pembe şarap ve beyaz şarabın yanı sıra kırmızı şarap yapmayı da bildikleri düşünülmektedir. Bugün de olduğu gibi şarap üreticiliğinde pek çok kriter ve özelliğin olduğu bilinmektedir. Normal sofra şarapları ile yüksek kalitedeki şaraplar birbirlerinden farkılı olarak hazırlanırdı. Genel bir kanıya göre en iyi şaraplar Taşöz Limni ve Sakız adalarında yapılırdı. Bunların yanında daha sonraki dönemlerde Girit şarabı da öne çıktı. Şarap yapmak için ezilmiş üzümlerin posasının suyla karıştırılması ile elde edilen ikinci kalite şaraplar içlerine mayalandırıcı atlıarak köylü kesim tarafından kendileri tüketmek amacıyla yapılırdı. Yunanlar bazen şaraplarını bal ile tatlandırırlardı. (bu işlem için şeker kullanılmazdı) Bunların içine kekik yarpuz ya da başka baharatlar eklenerek tıp alanında iyileştirici olarak kullanılırdı. Milattan sonraki ilk yüzyılda şarapların tatlandırılmasında çam reçinesi de kullanılmaya başlandı.
Şarap genelde sulandırılarak içilirdi. Akraton (karıştırılmamış) adı verilen sek şarap kuzeydeki barbarlarca yenirdi ve böyle şaraplar içmenin deliliğe ve erken ölüme neden olacağı düşünülürdü. [3] Şaraplar krater adı verilen büyük kaplarda saklanırdı ve köleler sahiplerinin kilikslerini buradan doldurdukları onihilerle doldurulardı. Şarap genel olarak hastalıkların tedavi edilmesinde de kullanılırdı. Arkadia'da yapılan şarapların erkekleri sersemlettiğine kadınları ise daha doğurgan yaptığına inanılırdı. Aksine Ahaia şarabının ise kadınlarda düşük yapmaya neden olduğu düşünülürdü. Tedavi amaçlı tüketim dışında Antik Yunanistan'da kadınların şarap içmesi hoş karşılanmazdı. Aelian'a (II 38) göre Marsilya'da yasalar kadınların şarap içmesini yasaklıyor ve onları içecek olarak yalnızca su ile sınırlandırıyordu.
Satış amacıyla üretilmiş şaraplar πίθοi / píthoi (büyük toprak kaplar) içine boşaltılırdı ve bunlar içinde saklanırdı. Daha sonra buradaki şaraplar dağıtıma gidecekleri zaman dikkatle amforalar içine dökülür ve perakende satışa sunulurdu. Yüksek kalite seçkin şaraplar üreticilerinin ya da şehir meclisinin bir damgasına sahip olurdu ve bu da ürün için bir garanti niteliği taşırdı. Bu bir ürünün coğrafi ya da üretimsel kaynağının belirtilmesinin tarihteki ilk örneğidir.
Kikeon
Yunanlar ayrıca kikeon (κuκeώv κuκάv / kykáô "karıştırmak" sözcğünden) adı verilen içeceği de sıkça türketilirdi. Ancak bu tam bir içecek olmadığı gibi yiyecek ile içecek arasında bir besindi. Arpadan yapılan bir lapa içine su ve çeşitli otların eklenmesi ile elde edilirdi. İlyada destanında belirtildiğine göre (XV 638-641) bazen içine rendelenmiş keçi peyniri de koyulurdu. Odysseia'ya göre (X 234) büyücü nemf Kirki kikeonun içine bal ve büyülü iksir de eklerdi. Yunan mitolojisinde bereket tanrıçası olarak nitelenen Demeter kırmızı şarabı reddeder ancak su un ve yarpuz ile yapılmış kikeonu kabul ederdi. Bazen dinî törenlerde tüketilse de günlük yaşamda kırsal kesimde de oldukça yaygındı. Theophrastus'un Kişiler adlı eserinde (IV 2-3) çok fazla kikeon içerek meclise gelen ve kokan soluğuyla herkesi rahatsız eden kaba bir kişiyi de kaleme almıştır.
Toplu yemekler
Davetli ve müzisyen kızıl-figürlü kaplar üzerine resmedilmiş. M.Ö. 5. yüzyıl Louvre
Antik Yunan kültüründe erkeklerin topluca buluşup yemek yemeleri içki içmeleri konuşmalar yapmaları çok sık bir durumdu. Genelde bir ev sahibi olur ve tanıdıklarını evine davet ederdi. Sadece erkeklerin katıldığı bu yemeklerin pek çok çeşidi olmasına karşın içlerinde en yaygınları eğlence ve oyun amaçlı yapılan (ouμπόoiοv / symposion) ve herkesin katılmasının zorunlu olduğu şehirle ilgili vb. kararların alındığı resmî (τὰ ouooίτia / ta sussitia) idi.
Sempozyum
Sempozyumlar (ouμπόoiοv / symposion) bugünkü kaynaklarda ziyafet olarak çevirilir ve "içenlerin toplantısı" anlamına gelir. Bugünkü anlamda sempozyumların adının ve yapılış amacının kaynağıdır. Bugün önemli kararların alındığı resmî toplantılara verilen sempozyum terimi geçmişte Yunan erkekleri arasında sık sık düzenlenir ve genel de yalnızca eğlenme amacıyla yapılan iki bölümden oluşurdu. Birinci bölümde hafif bir yemek yenir ya da hızlıca birşeyler atıştırılırdı ikinci bölümse bütünüyle içki içmeye ayrılırdı. Hemen hemen her zaman şarabın içildiği toplantıların bu ikinci bölümlerinde de eğlenceyi uzun tutabilmek amacıyla (τρayήμaτa / tragếmata) adı verilen kestane kızartılmış buğday ya da ballı keklerden oluşan çerezler yenirdi.
Sempozyumun ikinci bölümü genelde Dionysus olmak üzere tanrıların şerefine kadeh kaldırmak suretiyle başlatılırdı. Bunu topluca yapılan tartışmalar ya da kotavos gibi masa oyunları izlerdi. Konuklar yakınlarında sunulan yiyeceklerin ya da oyun tahtalarının koyulduğu alçak boylu sehpalar bulunan (κλίvai / klínai) adı verilen taş oturaklar üzerine uzanırlardı. Dansçıların akrobatların ve müzisyenlerin de bu tür toplantılara katılarak kişileri eğlendirmeye çalıştığı görülebilirdi. Kura ile seçilen yemek başkanı köleleri şarapları sunmada yönlendirme görevini yürütürdü.
Dansçılar ve geceye özel kiralanmış ******ler dışında bü ziyafetler yalnızca erkeklerin katıldığı toplantılar olur ve Antik Yunanistan'da sosyal yaşamın en önemli ögelerinden biri olma özelliğini taşırdı. Büyük festival ve kutlamalar varlıklı kişilerce yapılırken daha gösterişsiz aile kutlamaları ya da dinî kutlamalar hemen her evde yapılırdı.
Sempozyumlar dönemin edebiyatında da oldukça önemli yer tutardı. Platon'un ve Ksenofon'un aynı adlı Sempozyum eserlerinin yanı sıra Plutarhos ve Athenaeus da bu sempozyumlarda konuşulan knularda yola çıkarak bir çok eser vermişlerdir.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst