CADIII
Bayan Üye
Kitaptaki karakterler : Zana (yazarın kendisi)
Nadia(yazarın kardeşi)
Kitaptaki olayın geçtiği yer:Yemen ve İngiltere
Kitaptaki olayın zamanı: 1980
Kitabı yazmasındaki amacı: Yaşadığı kötü günleri anlatmak ve herkesin bu olaydan bir ders çıkarılmasını sağlamak
Kitabı seçmemin sebebi: Kitabın üzerinde dikkatimi çeken bir cümleyi okumam .BABALARI TARAFINDAN SATILAN İKİ GENÇ KIZIN GERÇEK HİKAYESİ
Kitabın konusu :Babaları tarafından para karşılığı satılan kızların yasadıkları ibret verici olaylar.
Kitabın anafikri: Hiçbir zaman umudumuzu kaybetmememiz gerekir.Ne olursa olsun.
KİTABIN ÖZETİ
Bu öykü 1980’lerde yaşanan bir olayı ; bir düşün gerçek bir kabusa dönüşmesini anlatmaktadır
Yemen dünyanın en yoksul ülkelerinden biridir.Halkın büyük bir bölümü bin yıl önceki yaşam biçimlerini sürdürmektedir.Erkeklerin çoğu evlerine ekmek parası sağlayabilmek için ülke dışına çalışmaya giderken ,peçelerinin arkasına saklanan eşleri köylerinde kalıp en kötü koşullar altında ailelerine bakarlar ve hiç dinlenmeden çalışırlar.
Nadia ve Zana adlı iki genç kız babaları tarafından sözüm ona tatil için Yemen’e gönderildiklerinde orada eğleneceklerini güzel vakit geçireceklerini düşünüyorlardı.Ne var ki ilk kez vatanı i İngiltere’den ayrılan kızlar için altı haftalık sürmesi tasarlanan tatil,sekiz yıllık bir kabusa dönüştü.
Yemen’e vardıktan kısa bir süre sonra korkunç gerçekle yüz yüze geldiler.Babaları yolculuktan önce daha on dört ve on beş yaşlarındaki kızlarını Mokbana bölgesindeki kabile köylerinden birinde yaşayan iki delikanlı ile evlendirdi.
Kızlar suyu ve elektriği olmayan duvarları tezekle kaplı taş evlerde ,kendileri için yabancı bir yaşama uyum sağlamak zorunda kaldılar.Tecavüzler,dayaklar ,ağır işler,çıplak zemin üzerinde yaşlı köylü kadınlarının gözetiminde doğum yaparken yaşadıkları kötü anlar yaşamlarını tam bir cehenneme çevirdi.
Ama sadece Zana ve Nadia değildi böyle evliliklere ve yaşamları boyunca sürecek esirliğe mahkum olan genç kızlar.Ama onlardan biri şanslıydı.Çünkü annesinin ve İngiliz basınının yardımıyla kurtulmayı başaran ilk kız Zana oldu.Kızlarını bulmak annenin tam altı yılını aldı.Zana’nın kurtulması ise tam iki yıl sürdü.Bu iki yıl içerisinde Zana umut etmekten ve yaşamaktan asla vazgeçmedi annesi de aynı şekilde.Zana ne kadar kocasına itaat eden Yemenli bir eş olsa da, her zaman annesinin yanına İngiltere’ye dönmeyi istedi ve düşledi.Yemenlilerin onun ruhunu değiştirmelerine asla izin vermedi.Hiç bir şey Zana’nın direncini kırmaya yetmedi ne tecavüzler,ne hastalıklar,ne dayaklar,ne de manevi baskılar.
Arap köylü kadınları olarak yaşadı Zana tam sekiz yıl her şeyi öğrendi burada yaşayan kadınların neler yaşadıklarını ve eşlerinden neler çektiklerini gördü.
Sekiz yıllık tutsaktan sonra Zana kurtulmayı başardı.O zamandan beri oğlu Markus ve kız kardeşi Nadia’yı o cehennemden çıkarmaya çalışıyor.O hala umutlu.
Nadia(yazarın kardeşi)
Kitaptaki olayın geçtiği yer:Yemen ve İngiltere
Kitaptaki olayın zamanı: 1980
Kitabı yazmasındaki amacı: Yaşadığı kötü günleri anlatmak ve herkesin bu olaydan bir ders çıkarılmasını sağlamak
Kitabı seçmemin sebebi: Kitabın üzerinde dikkatimi çeken bir cümleyi okumam .BABALARI TARAFINDAN SATILAN İKİ GENÇ KIZIN GERÇEK HİKAYESİ
Kitabın konusu :Babaları tarafından para karşılığı satılan kızların yasadıkları ibret verici olaylar.
Kitabın anafikri: Hiçbir zaman umudumuzu kaybetmememiz gerekir.Ne olursa olsun.
KİTABIN ÖZETİ
Bu öykü 1980’lerde yaşanan bir olayı ; bir düşün gerçek bir kabusa dönüşmesini anlatmaktadır
Yemen dünyanın en yoksul ülkelerinden biridir.Halkın büyük bir bölümü bin yıl önceki yaşam biçimlerini sürdürmektedir.Erkeklerin çoğu evlerine ekmek parası sağlayabilmek için ülke dışına çalışmaya giderken ,peçelerinin arkasına saklanan eşleri köylerinde kalıp en kötü koşullar altında ailelerine bakarlar ve hiç dinlenmeden çalışırlar.
Nadia ve Zana adlı iki genç kız babaları tarafından sözüm ona tatil için Yemen’e gönderildiklerinde orada eğleneceklerini güzel vakit geçireceklerini düşünüyorlardı.Ne var ki ilk kez vatanı i İngiltere’den ayrılan kızlar için altı haftalık sürmesi tasarlanan tatil,sekiz yıllık bir kabusa dönüştü.
Yemen’e vardıktan kısa bir süre sonra korkunç gerçekle yüz yüze geldiler.Babaları yolculuktan önce daha on dört ve on beş yaşlarındaki kızlarını Mokbana bölgesindeki kabile köylerinden birinde yaşayan iki delikanlı ile evlendirdi.
Kızlar suyu ve elektriği olmayan duvarları tezekle kaplı taş evlerde ,kendileri için yabancı bir yaşama uyum sağlamak zorunda kaldılar.Tecavüzler,dayaklar ,ağır işler,çıplak zemin üzerinde yaşlı köylü kadınlarının gözetiminde doğum yaparken yaşadıkları kötü anlar yaşamlarını tam bir cehenneme çevirdi.
Ama sadece Zana ve Nadia değildi böyle evliliklere ve yaşamları boyunca sürecek esirliğe mahkum olan genç kızlar.Ama onlardan biri şanslıydı.Çünkü annesinin ve İngiliz basınının yardımıyla kurtulmayı başaran ilk kız Zana oldu.Kızlarını bulmak annenin tam altı yılını aldı.Zana’nın kurtulması ise tam iki yıl sürdü.Bu iki yıl içerisinde Zana umut etmekten ve yaşamaktan asla vazgeçmedi annesi de aynı şekilde.Zana ne kadar kocasına itaat eden Yemenli bir eş olsa da, her zaman annesinin yanına İngiltere’ye dönmeyi istedi ve düşledi.Yemenlilerin onun ruhunu değiştirmelerine asla izin vermedi.Hiç bir şey Zana’nın direncini kırmaya yetmedi ne tecavüzler,ne hastalıklar,ne dayaklar,ne de manevi baskılar.
Arap köylü kadınları olarak yaşadı Zana tam sekiz yıl her şeyi öğrendi burada yaşayan kadınların neler yaşadıklarını ve eşlerinden neler çektiklerini gördü.
Sekiz yıllık tutsaktan sonra Zana kurtulmayı başardı.O zamandan beri oğlu Markus ve kız kardeşi Nadia’yı o cehennemden çıkarmaya çalışıyor.O hala umutlu.