Anne Sokağa Çıkabilir miyim?
Bu soru pek çok annenin sıklıkla karşılaştığı bazen ne cevap vereceği konusunda kafasının karıştığı bir sorudur. Acaba çocuğu sokakta ne yapıyor? Kavgalara karışıyor mu? Eziliyor mu?
“Annee Sokağa çıkabilir miyim?” Bu soru pek çok annenin sıklıkla karşılaştığı bazen ne cevap vereceği konusunda kafasının karıştığı bir sorudur. Acaba çocuğu sokakta ne yapıyor? Kavgalara karışıyor mu? Eziliyor mu? Küfür öğrenir mi? Uzaklara gider mi? Taşıtlara dikkat eder mi? Eve zamanında döner mi? gibi sorular tüm annelerin zihnini kurcalar durur.
Çocuğun oynayabileceği belli başlı mekanlar ev, okul ve sokak alanlarında bulunur. Evlerde odalarında veya birbirlerini ziyaret ederek oynayabilirler. Bu mekanlar yarı yapılandırılmış ortamlardır. Yan odadan bile olsa anne, baba veya evde bulunan yardımcı gibi bir yetişkinin görünmez kontrolü altında oyun oynanır. Oynanabilecek oyunlar evde var olan oyuncaklar ve oynanmasına izin verilen eşyalarla sınırlıdır. Mekan küçüktür.
Okulda ise mekan oldukça geniştir. Ancak oynanabilecek teneffüs zamanı çok kısadır. Üstelik yine öğretmen kontrolü ve okul kuralları altında oynanır.
Sokak ise farklı alternatiflerle doludur. Mekan çok geniş veya dar olabilir. Site bahçeleri, yakında bulunan bir park, boş arsalar, kapı önleri, sokak araları, apartman boşluğu gibi pek çok mekan “sokak” alternatifleri olabilir. Evde yapılan tembihler ve bazı annelerin arada bir neler olduğuna göz atması dışında belirgin bir yetişkin kontrolü yoktur. Kurallar çocuklara bağlıdır. Çok az yapılandırılmış bu ortam çocuğun önceden tahmin edemeyeceği ve bir yetişkinden anında yardım isteyemeyeceği problemlerle doludur. Lider ruhlu çocuklar, belirlenen oyun kuralları, gruplara kabul veya red, mızıkçılık, hangi arkadaşlarla yakınlaşılacağı, hangilerinden uzak durulacağı, kavgalar gibi konuların yarattığı sorunlar karşısında da çocuğun kendi başına bulduğu çareler, sosyal muhakemenin gelişimine önemli katkılarda bulunur. Çocuğun akranlarıyla, kendinden büyük çocuklarla, bitkilerle, hayvanlarla nasıl ilişki kuracağı da sokakta belirlenmeye başlar. Sokak gerçek hayata çok benzer. Hem iyi, hem kötü modellerle doludur. Bunlardan hangilerinin model alacağına dair ilk özgür kararlar sokakta verilir. Verilen yanlış kararlar, deneme-yanılma yolu ile doğruyu bulmalar çok doğaldır. Çocuk seçtiği yolun iyi yada kötü sonuçlarını sokakta çabucak yaşa¤¤¤¤¤, bir sonraki kararlarını daha farklı bir yönde kullanabilir. Unutmamalıdır ki küçük yaşta yapılan hatalar daha kolay düzeltilir. Yetişkinlik dönemindeki hataların faturası ise ağır olur.
Sokağa yeni, yeni çıkmaya başlayan bir çocuğa ön bilgilendirme yapmak önemlidir. Aile çocuğun sokakta karşılaşabileceği temel sorunların neler olduğunu özetleyip, örnekleyerek çocuğu kendi doğrularına hafifçe yönlendirmelidir. Çocuk ailesinin değer yargıları, doğru buldukları konusunda bir fikre sahip olarak sokakla tanışmalıdır. Sokakta kaç saat kalınacağı, eve ne zaman dönüleceği, hangi tarz problemlerle karşılaşıldığında aileye hemen haber verileceği, nereye kadar uzaklaşılacağı ailenin koyması gereken ön kurallardır.
Çocuk sokağa yeni yeni çıkmaya başladığında, arada bir çocukları rahatsız etmeden neler yaptığına göz atmak, zamanında eve dönüşlere dikkat etmek, ailenin belirlediği sınırlar içinde kalıp kalmadığını kontrol etmek faydalıdır. Bir süre her şey yolunda giderse, çocuk da 9 yaşın üzerinde ise bu kontroller rahatlıkla azaltılabilir. Çocuğun yaşı küçüldükçe kontrolleri biraz daha arttırabiliriz. 6-7 yaşlarındaki çocuklar yanlarında yetişkin olmadan, sıkça yapılan “göz kontrolleri” ile rahatlıkla sokakta oynayabilirler. Daha küçük çocuklar ise az ileride oturarak onları izleyen bir yetişkinin olması koşulu ile sokak ile tanışabilirler.
Sokağın çocuk gelişimine çok büyük katkısı olduğuna inanıyorum. Çevremizdeki yetişkinlere göz attığımızda, bazı kişilerin hayatın getirdiği problemleri paniklemeden kolayca çözdüğünü görürüz. Bunların önemli bir kısmı sokakta büyüyen çocuklardır. Hayatı çok erken öğrenerek başarılı birer problem çözücü olmuşlardır.
Sokağın çocuğun sosyal muhakemesini arttırdığı kaçınılmaz bir gerçektir. Ancak yine de sınırları olmalıdır. Çocuk gelişimine en az sokak kadar katkısı olan etkinlikler vardır. Aileyle birlikte zaman geçirme, kitap okuma, geliştirici oyuncaklar, TV.deki uygun programlar, özenle seçilmiş bilgisayar etkinlikleri hobiler, spor, akademik etkinlikler dengeli bir biçimde tüm haftaya yayılmış olmalıdır.
Söz konusu kentler olunca çocukların hak ettikleri oyun alanlarının çok sınırlı olduğunu görüyoruz. Çocuğunuzun çıkabileceği nitelikte bir sokak ortamı yok ise yapılabilecek şeyler çok sınırlı. Belki uygun sokak ortamı olan bir arkadaşını ziyarete gidebilirsiniz veya çocuklarınızı parklarda buluşturabilirsiniz. Ama hiçbiri çocuğun evinin hemen yanında olan, ailesinden bağımsız olarak oynayabileceği kendi sokağının yerini tutmaz.
Bu soru pek çok annenin sıklıkla karşılaştığı bazen ne cevap vereceği konusunda kafasının karıştığı bir sorudur. Acaba çocuğu sokakta ne yapıyor? Kavgalara karışıyor mu? Eziliyor mu?
“Annee Sokağa çıkabilir miyim?” Bu soru pek çok annenin sıklıkla karşılaştığı bazen ne cevap vereceği konusunda kafasının karıştığı bir sorudur. Acaba çocuğu sokakta ne yapıyor? Kavgalara karışıyor mu? Eziliyor mu? Küfür öğrenir mi? Uzaklara gider mi? Taşıtlara dikkat eder mi? Eve zamanında döner mi? gibi sorular tüm annelerin zihnini kurcalar durur.
Çocuğun oynayabileceği belli başlı mekanlar ev, okul ve sokak alanlarında bulunur. Evlerde odalarında veya birbirlerini ziyaret ederek oynayabilirler. Bu mekanlar yarı yapılandırılmış ortamlardır. Yan odadan bile olsa anne, baba veya evde bulunan yardımcı gibi bir yetişkinin görünmez kontrolü altında oyun oynanır. Oynanabilecek oyunlar evde var olan oyuncaklar ve oynanmasına izin verilen eşyalarla sınırlıdır. Mekan küçüktür.
Okulda ise mekan oldukça geniştir. Ancak oynanabilecek teneffüs zamanı çok kısadır. Üstelik yine öğretmen kontrolü ve okul kuralları altında oynanır.
Sokak ise farklı alternatiflerle doludur. Mekan çok geniş veya dar olabilir. Site bahçeleri, yakında bulunan bir park, boş arsalar, kapı önleri, sokak araları, apartman boşluğu gibi pek çok mekan “sokak” alternatifleri olabilir. Evde yapılan tembihler ve bazı annelerin arada bir neler olduğuna göz atması dışında belirgin bir yetişkin kontrolü yoktur. Kurallar çocuklara bağlıdır. Çok az yapılandırılmış bu ortam çocuğun önceden tahmin edemeyeceği ve bir yetişkinden anında yardım isteyemeyeceği problemlerle doludur. Lider ruhlu çocuklar, belirlenen oyun kuralları, gruplara kabul veya red, mızıkçılık, hangi arkadaşlarla yakınlaşılacağı, hangilerinden uzak durulacağı, kavgalar gibi konuların yarattığı sorunlar karşısında da çocuğun kendi başına bulduğu çareler, sosyal muhakemenin gelişimine önemli katkılarda bulunur. Çocuğun akranlarıyla, kendinden büyük çocuklarla, bitkilerle, hayvanlarla nasıl ilişki kuracağı da sokakta belirlenmeye başlar. Sokak gerçek hayata çok benzer. Hem iyi, hem kötü modellerle doludur. Bunlardan hangilerinin model alacağına dair ilk özgür kararlar sokakta verilir. Verilen yanlış kararlar, deneme-yanılma yolu ile doğruyu bulmalar çok doğaldır. Çocuk seçtiği yolun iyi yada kötü sonuçlarını sokakta çabucak yaşa¤¤¤¤¤, bir sonraki kararlarını daha farklı bir yönde kullanabilir. Unutmamalıdır ki küçük yaşta yapılan hatalar daha kolay düzeltilir. Yetişkinlik dönemindeki hataların faturası ise ağır olur.
Sokağa yeni, yeni çıkmaya başlayan bir çocuğa ön bilgilendirme yapmak önemlidir. Aile çocuğun sokakta karşılaşabileceği temel sorunların neler olduğunu özetleyip, örnekleyerek çocuğu kendi doğrularına hafifçe yönlendirmelidir. Çocuk ailesinin değer yargıları, doğru buldukları konusunda bir fikre sahip olarak sokakla tanışmalıdır. Sokakta kaç saat kalınacağı, eve ne zaman dönüleceği, hangi tarz problemlerle karşılaşıldığında aileye hemen haber verileceği, nereye kadar uzaklaşılacağı ailenin koyması gereken ön kurallardır.
Çocuk sokağa yeni yeni çıkmaya başladığında, arada bir çocukları rahatsız etmeden neler yaptığına göz atmak, zamanında eve dönüşlere dikkat etmek, ailenin belirlediği sınırlar içinde kalıp kalmadığını kontrol etmek faydalıdır. Bir süre her şey yolunda giderse, çocuk da 9 yaşın üzerinde ise bu kontroller rahatlıkla azaltılabilir. Çocuğun yaşı küçüldükçe kontrolleri biraz daha arttırabiliriz. 6-7 yaşlarındaki çocuklar yanlarında yetişkin olmadan, sıkça yapılan “göz kontrolleri” ile rahatlıkla sokakta oynayabilirler. Daha küçük çocuklar ise az ileride oturarak onları izleyen bir yetişkinin olması koşulu ile sokak ile tanışabilirler.
Sokağın çocuk gelişimine çok büyük katkısı olduğuna inanıyorum. Çevremizdeki yetişkinlere göz attığımızda, bazı kişilerin hayatın getirdiği problemleri paniklemeden kolayca çözdüğünü görürüz. Bunların önemli bir kısmı sokakta büyüyen çocuklardır. Hayatı çok erken öğrenerek başarılı birer problem çözücü olmuşlardır.
Sokağın çocuğun sosyal muhakemesini arttırdığı kaçınılmaz bir gerçektir. Ancak yine de sınırları olmalıdır. Çocuk gelişimine en az sokak kadar katkısı olan etkinlikler vardır. Aileyle birlikte zaman geçirme, kitap okuma, geliştirici oyuncaklar, TV.deki uygun programlar, özenle seçilmiş bilgisayar etkinlikleri hobiler, spor, akademik etkinlikler dengeli bir biçimde tüm haftaya yayılmış olmalıdır.
Söz konusu kentler olunca çocukların hak ettikleri oyun alanlarının çok sınırlı olduğunu görüyoruz. Çocuğunuzun çıkabileceği nitelikte bir sokak ortamı yok ise yapılabilecek şeyler çok sınırlı. Belki uygun sokak ortamı olan bir arkadaşını ziyarete gidebilirsiniz veya çocuklarınızı parklarda buluşturabilirsiniz. Ama hiçbiri çocuğun evinin hemen yanında olan, ailesinden bağımsız olarak oynayabileceği kendi sokağının yerini tutmaz.