veintiseis
Kayıtlı Üye
Noktadan öncesi önemlidir anlatılmak istenilenin,
cevaplarını yada düşüncelerini kendin süslersin,
tıpkı hayata çıplak doğup elbiselerini kendin seçtiğin gibi.
Sonra bakarsın ki ;
elbiselerin ardındaki varlığın içindekiler daha önemli.
Ayakkabının altına yapışan sakız gibi uzar gider istediklerin.
Önce masalların uyuttuğu çocuğa,
sonra hikayelerin gerçeğindeki doğruya inanırsın.
İnanırsın, inanırsın da,
yalandan sevdiysen yaşamayı, kopar gider bütün bildiklerin.
Umutsuz seçenekleri daha çok işaretlemek gibi gelir zaman.
İyi ki varsın dediğin bir insanın,
artık olmamasının sonucudur yalnızlık.
Kim bilir. .
Belkide başka bir renktesin adını bilmediğim.
Unutmanı istemediğim tek şeydi gölgemdeki karanlık.
Ve on sekiz yaşında büyüdüğünü zanneden küçük abilerin,
okul defterine karalanmış bir isim kadar,
geride bırakmadığımdı hayallerimi.
Ve rüyalarımı yastığıma terk edip,
akşamın gelmesini beklemediğiydi sabahlarımın.
Yani senden öncesi değildi anlatılmak istenilenin.
Kendimi sensiz bir şehre ait hissetmediğimdi.
Gittiğim her uzağa kalanların el sallamasıydı.
Hangi rüzgarın kaybettiği yaprakta, son buluşuydu sonbaharın. . .
cevaplarını yada düşüncelerini kendin süslersin,
tıpkı hayata çıplak doğup elbiselerini kendin seçtiğin gibi.
Sonra bakarsın ki ;
elbiselerin ardındaki varlığın içindekiler daha önemli.
Ayakkabının altına yapışan sakız gibi uzar gider istediklerin.
Önce masalların uyuttuğu çocuğa,
sonra hikayelerin gerçeğindeki doğruya inanırsın.
İnanırsın, inanırsın da,
yalandan sevdiysen yaşamayı, kopar gider bütün bildiklerin.
Umutsuz seçenekleri daha çok işaretlemek gibi gelir zaman.
İyi ki varsın dediğin bir insanın,
artık olmamasının sonucudur yalnızlık.
Kim bilir. .
Belkide başka bir renktesin adını bilmediğim.
Unutmanı istemediğim tek şeydi gölgemdeki karanlık.
Ve on sekiz yaşında büyüdüğünü zanneden küçük abilerin,
okul defterine karalanmış bir isim kadar,
geride bırakmadığımdı hayallerimi.
Ve rüyalarımı yastığıma terk edip,
akşamın gelmesini beklemediğiydi sabahlarımın.
Yani senden öncesi değildi anlatılmak istenilenin.
Kendimi sensiz bir şehre ait hissetmediğimdi.
Gittiğim her uzağa kalanların el sallamasıydı.
Hangi rüzgarın kaybettiği yaprakta, son buluşuydu sonbaharın. . .