Akabinde
Kayıtlı Üye
“Atasözleri belli bir kalıp içindedir, kelime çıkarılamaz/eklenemez, eş anlamlısı kullanılamaz.”
-Güzel de...
TDK sözlük çıkarıyor; ama o sözlerin birçoğunda anlatım belirsiz.
Düzeltilip sonra basılması gerektiği kanısındayım,
yoksa sorularda “hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır“ demenin anlamsızlığı çıkar ortaya.
Yine acaba diyorum; atasözlerinde anlatım bozukluğu aranır mı?
Madem o kalıpları değiştiremiyoruz o zaman aranmamalı anlamı çıkıyor da…
Anlatım bozuk olursa atasözleri amacına nasıl ulaşabilir?
Net olması gerekir; neye, kime, nasıl, ne şekilde, hangi yönde…
ÖSYM herhangi bir sınavda sorarsa nasıl çözeriz o soruyu diyorum.
Dil bilgisi öğretmenlerimiz o soruyu çözebilecekler miydi acaba?
Şöyle bir baktım da birkaç tanesini buldum; birilerinin el atması gerekir mi, ne dersiniz?
Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimden“ demiş.
Ağacı kurt yer, insanı dert yer.
Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim.
Arsızın yüzüne tükürmüşler “yağmur yağıyor “demiş.
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir.
Besle kargayı, oysun gözünü.
Bir adama kırk gün deli dersen deli olur.
Bir deli bir kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.
Bülbülü altın kafese koymuşlar “Ah vatanım” demiş.
Çirkefe taş atma üstüne sıçrar.
Çivi çıkar ama yeri kalır.
Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden akar.
Deli arlanmaz, soyu arlanır.
El için kuyu kazan önce kendi düşer.
Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa.
Gülü seven dikenine katlanır.
Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez.
Kediyi sıkıştırırsan üstüne atlar.
Kelin ilacı olsa başına sürer.
Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya.
Kişi arkadaşından bellidir.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
Sakla samanı, gelir zamanı.
Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.
Sermayen bir yumurta ise taşa çal.
Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir.
Üzümünü ye, bağını sorma.
Tavşan daha küsmüş, dağın haberi olmamış.
Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin.
Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.
-Güzel de...
TDK sözlük çıkarıyor; ama o sözlerin birçoğunda anlatım belirsiz.
Düzeltilip sonra basılması gerektiği kanısındayım,
yoksa sorularda “hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır“ demenin anlamsızlığı çıkar ortaya.
Yine acaba diyorum; atasözlerinde anlatım bozukluğu aranır mı?
Madem o kalıpları değiştiremiyoruz o zaman aranmamalı anlamı çıkıyor da…
Anlatım bozuk olursa atasözleri amacına nasıl ulaşabilir?
Net olması gerekir; neye, kime, nasıl, ne şekilde, hangi yönde…
ÖSYM herhangi bir sınavda sorarsa nasıl çözeriz o soruyu diyorum.
Dil bilgisi öğretmenlerimiz o soruyu çözebilecekler miydi acaba?
Şöyle bir baktım da birkaç tanesini buldum; birilerinin el atması gerekir mi, ne dersiniz?
Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimden“ demiş.
Ağacı kurt yer, insanı dert yer.
Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim.
Arsızın yüzüne tükürmüşler “yağmur yağıyor “demiş.
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir.
Besle kargayı, oysun gözünü.
Bir adama kırk gün deli dersen deli olur.
Bir deli bir kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.
Bülbülü altın kafese koymuşlar “Ah vatanım” demiş.
Çirkefe taş atma üstüne sıçrar.
Çivi çıkar ama yeri kalır.
Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden akar.
Deli arlanmaz, soyu arlanır.
El için kuyu kazan önce kendi düşer.
Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa.
Gülü seven dikenine katlanır.
Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez.
Kediyi sıkıştırırsan üstüne atlar.
Kelin ilacı olsa başına sürer.
Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya.
Kişi arkadaşından bellidir.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
Sakla samanı, gelir zamanı.
Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.
Sermayen bir yumurta ise taşa çal.
Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir.
Üzümünü ye, bağını sorma.
Tavşan daha küsmüş, dağın haberi olmamış.
Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin.
Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.