ashli
Bayan Üye
İnsanlar diğerleri ile aralarında anlaşmazlık çıkmasından endişe ederler...
Bir iş yerinde çalışanlar bazen anlaşmazlık yaşamaktan ve beraberinde gelebilecek sözlü saldırılardan öyle çekinirler ki her tür tartışmadan ve aykırılıktan kaçınırlar. Halbuki tartışma iş için sağlıklı bir olay olabilir, çünkü tartışma sorunları açığa çıkarır ve çözüm bulunmasını sağlar. Sorunun temelini açığa çıkarmak, analiz etmek, gizli kalmış hedefleri görmek gibi pek çok faydalı sonuçlar doğurabilir. Fakat bir başkasının fikirlerini küçümsememeye özen göstermek gerekir.
Etkili bir şekilde tartışarak ve şeytanın avukatlığını oynayarak diğer insanların pozisyonunu görebilir ve bir proje ile ilgili oluşabilecek problemleri önceden belirleyebiliriz. Patron ile tartışmak yada patronun bir elemanı ile tartışması diğer insanın düşüncelerine değer verdiği mesajını taşır. Çünkü cevap vermeye layık bulmadığımız insanların fikirlerini çoğunlukla göz ardı ederiz ve sadece fikirlerine saygı duyduğumuz ve düşüncelerini değerli bulduğumuz insanlar ile tartışırız.
Modern yöneticiler bir işin psikolojik olarak benimsenmesi için kişilerin karar mekanizmasına bir şekilde katılmış olması gerektiğini bilirler. Fakat karar mekanizmasına katılım çoğunlukla komiteler ile sonuçlanır ve insanlar grubun fikrine uyum göstererek kendi fikirlerini açığa çıkarmaktan çekinirler. Bunu engellemenin yolu, çalışanlar arasına biraz olsun iddiacılık yaratmak, farklı fikirlerin açığa çıkmasını teşvik etmek ve ne yapılması gerektiğine dair etkili tartışmalar başlatmaktır.
İletişimin neredeyse hiç olmadığı iş ortamlarında insanlar dedikodu, söylenti ve korku ile yaşarlar. Bir çok yöneticinin önemle üzerinde durduğu açık kapı uygulaması, açık olmaktan çok uzaktır. Öyle ki yöneticilerin kendileri bile bilginin ne kadarının paylaşılması gerektiğinden emin olamazlar. Dolayısıyla bütün kapıları kapatmanın daha güvenli olduğuna karar verirler.
Diğer taraftan iletişim bakımından zengin bir iş ortamı gerçeğin güven ile ulaşılabileceği fikrini benimsemişlerdir. İş ile ilgili bilgiler ne kadar paylaşılırsa çalışanlar o kadar kendilerini organizasyonun bir parçası olarak görmeye başlarlar. Böylece elemanlar bir işin başarı ile sonuçlandırılabilmesi için neyin çalışıp neyin çalışmayacağı konusunda daha sağlıklı yargılarda bulunabilirler.
Peki çalışanların hangi bilgilere ihtiyacı vardır? Bir organizasyonda görev alan herkesin hedefleri, görevleri ve piyasayı bilmesi gerekir. Bu açık-kitap yönetimi anlamına gelir. Elemanlar bir işi yaparken ne kaybedilebileceğini bilmeliler. Yaptıkları işin diğer çalışanları, üreticileri ve müşterileri nasıl etkileyeceğinin farkında olmalıdırlar. Müşteri memnuniyetini sağlamak için işi nasıl yapmaları gerektiğini, hangi standartlara uygun olarak hareket etmeleri gerektiğini bilmeliler.
Belki de dünyanın en sessiz, en gizliliğe özen gösteren kuruluşlarından biri olan Amerikan gizli servisinin konferans odalarından birinin duvarında şu kurallar asılıdır.
Anlamak için dinle, aksini ıspat etmek için değil;
Kişisel saldırılarda bulunmayın;
Farklı iletişim şekillerinin farkına varın ve insanları kendi yöntemlerini kullanmaları için cesaretlendirin
Açık ve dürüst olun.
Bir iş organizasyonunda sükut altın değildir. Sürekli iletişimi olmayan bir şirket gücünü kaybetmeye başlamış demektir.
Bir iş yerinde çalışanlar bazen anlaşmazlık yaşamaktan ve beraberinde gelebilecek sözlü saldırılardan öyle çekinirler ki her tür tartışmadan ve aykırılıktan kaçınırlar. Halbuki tartışma iş için sağlıklı bir olay olabilir, çünkü tartışma sorunları açığa çıkarır ve çözüm bulunmasını sağlar. Sorunun temelini açığa çıkarmak, analiz etmek, gizli kalmış hedefleri görmek gibi pek çok faydalı sonuçlar doğurabilir. Fakat bir başkasının fikirlerini küçümsememeye özen göstermek gerekir.
Etkili bir şekilde tartışarak ve şeytanın avukatlığını oynayarak diğer insanların pozisyonunu görebilir ve bir proje ile ilgili oluşabilecek problemleri önceden belirleyebiliriz. Patron ile tartışmak yada patronun bir elemanı ile tartışması diğer insanın düşüncelerine değer verdiği mesajını taşır. Çünkü cevap vermeye layık bulmadığımız insanların fikirlerini çoğunlukla göz ardı ederiz ve sadece fikirlerine saygı duyduğumuz ve düşüncelerini değerli bulduğumuz insanlar ile tartışırız.
Modern yöneticiler bir işin psikolojik olarak benimsenmesi için kişilerin karar mekanizmasına bir şekilde katılmış olması gerektiğini bilirler. Fakat karar mekanizmasına katılım çoğunlukla komiteler ile sonuçlanır ve insanlar grubun fikrine uyum göstererek kendi fikirlerini açığa çıkarmaktan çekinirler. Bunu engellemenin yolu, çalışanlar arasına biraz olsun iddiacılık yaratmak, farklı fikirlerin açığa çıkmasını teşvik etmek ve ne yapılması gerektiğine dair etkili tartışmalar başlatmaktır.
İletişimin neredeyse hiç olmadığı iş ortamlarında insanlar dedikodu, söylenti ve korku ile yaşarlar. Bir çok yöneticinin önemle üzerinde durduğu açık kapı uygulaması, açık olmaktan çok uzaktır. Öyle ki yöneticilerin kendileri bile bilginin ne kadarının paylaşılması gerektiğinden emin olamazlar. Dolayısıyla bütün kapıları kapatmanın daha güvenli olduğuna karar verirler.
Diğer taraftan iletişim bakımından zengin bir iş ortamı gerçeğin güven ile ulaşılabileceği fikrini benimsemişlerdir. İş ile ilgili bilgiler ne kadar paylaşılırsa çalışanlar o kadar kendilerini organizasyonun bir parçası olarak görmeye başlarlar. Böylece elemanlar bir işin başarı ile sonuçlandırılabilmesi için neyin çalışıp neyin çalışmayacağı konusunda daha sağlıklı yargılarda bulunabilirler.
Peki çalışanların hangi bilgilere ihtiyacı vardır? Bir organizasyonda görev alan herkesin hedefleri, görevleri ve piyasayı bilmesi gerekir. Bu açık-kitap yönetimi anlamına gelir. Elemanlar bir işi yaparken ne kaybedilebileceğini bilmeliler. Yaptıkları işin diğer çalışanları, üreticileri ve müşterileri nasıl etkileyeceğinin farkında olmalıdırlar. Müşteri memnuniyetini sağlamak için işi nasıl yapmaları gerektiğini, hangi standartlara uygun olarak hareket etmeleri gerektiğini bilmeliler.
Belki de dünyanın en sessiz, en gizliliğe özen gösteren kuruluşlarından biri olan Amerikan gizli servisinin konferans odalarından birinin duvarında şu kurallar asılıdır.
Anlamak için dinle, aksini ıspat etmek için değil;
Kişisel saldırılarda bulunmayın;
Farklı iletişim şekillerinin farkına varın ve insanları kendi yöntemlerini kullanmaları için cesaretlendirin
Açık ve dürüst olun.
Bir iş organizasyonunda sükut altın değildir. Sürekli iletişimi olmayan bir şirket gücünü kaybetmeye başlamış demektir.