Murat Yetkin Radikal'deki bugünkü köşe yazısında Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişikliğiyle ilgili vereceği karar doğrultusunda AK Parti'nin seçime gitme olasılığı olabileceğini ancak bunu yaparken seçim barajına takılacak sağ partilerle birlikte hareket edeceğini savunuyor.
Yetkin yazısında kulislerde konuşulan seçim senaryolarından bahsederken AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik “Koşullar ne olursa olsun, AK Parti erken, ya da baskın seçime gitmeyi yanlış buluyor.” bu senaryoların tamamını reddediyor.
"Oysa erken seçimi hemen isteyen, hatta 7 Kasım diye tarih öneren MHP lideri Devlet Bahçeli’ye göre, AK Parti seçime gidemez, çünkü artan PKK saldırıları ve işsizlik ortamında sandıktan çıkacak sonuçtan çekinir." diyor.
"AK Parti+Saadet?
İşte bu noktada tartışma başka bir boyut alıyor.
Kuliste söz edilen senaryolar arasında en aykırısı şu:
AYM’den değişikliklerin tamamen ya da kısmen iptali kararı çıkarsa, AK Parti bir koşulda erken seçime gider: ‘Ferman yargınınsa, sandık bizimdir’ gibi bir söylemle, ‘Oy verin Anayasayı değiştirelim’ diyerek...
Ancak CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu rüzgârıyla yüzde 30 eşiğini aşması durumunda ve yüzde 10 barajı tehdidi altındaki partiler gözlerini bu kadar seçime dikmiş bekliyorken, AK Parti’nin tek başına Meclis’te üçte iki çoğunluk yakalaması ihtimali daha da zorlaşıyor. Üstelik AK Parti açısından da 2009 belediye seçimlerindeki yüzde 39 oranının, haydi 40 diyelim, altına düşmeme gibi bir psikolojik eşik var.
Öte yandan, DSP’nin 2007 seçiminde CHP listesinden seçime girmiş olması nedeniyle bugün siyasette söz sahibi olması, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi (BBP) gibi dindar tabana sahip partilere örnek oluyor.
Özetle, AK Parti AYM kararına bağlı böyle bir erken seçim ihtimalinde, listesine SP’den belki BBP’den isimler alıp bir ‘Sağ koalisyon’ oluşturabilir mi? Böylece hem onlar Meclis’e girip seslerini duyurabilir, hem de (tıpkı DSP’lilerin CHP öncülüğündeki her AYM başvurusuna adeta stratejik ortak olarak imza atması gibi) yeni bir Anayasa oylamasının üçte iki çoğunlukla Meclis’ten geçmesini sağlayabilir mi? Ortaklığa giren partiler açısından bir ‘kazan-kazan’ senaryosu yani."
Yetkin yazısında kulislerde konuşulan seçim senaryolarından bahsederken AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik “Koşullar ne olursa olsun, AK Parti erken, ya da baskın seçime gitmeyi yanlış buluyor.” bu senaryoların tamamını reddediyor.
"Oysa erken seçimi hemen isteyen, hatta 7 Kasım diye tarih öneren MHP lideri Devlet Bahçeli’ye göre, AK Parti seçime gidemez, çünkü artan PKK saldırıları ve işsizlik ortamında sandıktan çıkacak sonuçtan çekinir." diyor.
"AK Parti+Saadet?
İşte bu noktada tartışma başka bir boyut alıyor.
Kuliste söz edilen senaryolar arasında en aykırısı şu:
AYM’den değişikliklerin tamamen ya da kısmen iptali kararı çıkarsa, AK Parti bir koşulda erken seçime gider: ‘Ferman yargınınsa, sandık bizimdir’ gibi bir söylemle, ‘Oy verin Anayasayı değiştirelim’ diyerek...
Ancak CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu rüzgârıyla yüzde 30 eşiğini aşması durumunda ve yüzde 10 barajı tehdidi altındaki partiler gözlerini bu kadar seçime dikmiş bekliyorken, AK Parti’nin tek başına Meclis’te üçte iki çoğunluk yakalaması ihtimali daha da zorlaşıyor. Üstelik AK Parti açısından da 2009 belediye seçimlerindeki yüzde 39 oranının, haydi 40 diyelim, altına düşmeme gibi bir psikolojik eşik var.
Öte yandan, DSP’nin 2007 seçiminde CHP listesinden seçime girmiş olması nedeniyle bugün siyasette söz sahibi olması, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi (BBP) gibi dindar tabana sahip partilere örnek oluyor.
Özetle, AK Parti AYM kararına bağlı böyle bir erken seçim ihtimalinde, listesine SP’den belki BBP’den isimler alıp bir ‘Sağ koalisyon’ oluşturabilir mi? Böylece hem onlar Meclis’e girip seslerini duyurabilir, hem de (tıpkı DSP’lilerin CHP öncülüğündeki her AYM başvurusuna adeta stratejik ortak olarak imza atması gibi) yeni bir Anayasa oylamasının üçte iki çoğunlukla Meclis’ten geçmesini sağlayabilir mi? Ortaklığa giren partiler açısından bir ‘kazan-kazan’ senaryosu yani."