Ankara Savaşı, Osmanlı İmparatoru 1. Beyazıt ile Timur İmparatorluğunun Hanı Timur (Aksak Timur) arasında 28 Temmuz 1402 yılında gerçekleşmiş, Timur İmparatorluğunun kazandığı bu savaş sonucunda Osmanlı İmparatoru Beyazıt esir düşmüştür.
Ankara Savaşı, Osmanlı İmparatoru 1. Beyazıt ile Timur İmparatorluğunun Hanı Timur (Aksak Timur) arasında 28 Temmuz 1402 yılında gerçekleşmiş, Timur İmparatorluğunun kazandığı bu savaş sonucunda Osmanlı İmparatoru Beyazıt esir düşmüştür.
1400lü yıllarda Osmanlı Balkanlar cenahında taarruzlarla hâkimiyetini sağlamış ancak Anadolu üzerindeki hâkimiyeti kesinleşmemişti. Her ne kadar Anadolu üzerinde hüküm sürüyor olsa da Selçuklular döneminde ortaya çıkan bağımsız beylik sistemi halen devam etmekteydi. Bu bakımdan Anadolu Birliğinin sağlanması ve beyliklerin tam anlamıyla ilhak edilerek Osmanlı tebaası haline getirilmesi gerekiyordu. Bu gereklilik üzerine Beyazıt, bir taraftan İstanbul kuşatmasına devam ederken diğer yandan Anadolu seferleri ile de Anadolu hâkimiyetini kesinleştirmeye çalışıyordu.
Ankara Savaşı Öncesi Tarafların Durumu
1. Beyazıt, 1390-1400 yılları arasında, Anadolu içlerine yaptığı seferlerle Konya, Niğde, Karaman, Develi, Sivas, Tokat ve Kayseride hâkimiyetini kesinleştirerek bu bölgelerde yaşayan Türk Beyliklerini Tebaası haline getirdi ve kurduğu merkeziyetçi yapıyla hem sınırlarını hem tebaasını arttırmış oldu. Bunun yanında, 1370 yılında kurulmuş olan Timur İmparatorluğu, giderek güçlenmiş ve İran coğrafyasının hâkimi durumuna gelmişti. Timur, kendisini İlhanlı Devletinin varisi sayarak Anadolu üzerinde hak iddia ediyordu. Anadolu Selçuklularının yıkılmasıyla Anadolu ve Orta Asyada kalabalık kitlelerle dağınık şekilde yaşayan Türk beylikleri Osmanlı ile Timur İmparatorluğu arasında mücadele unsuru haline geldiler.
Ankara Savaşının Nedenleri
Bir yandan Beyazıt, bir yandan Timur, Anadolu üzerindeki beylikleri tebaası haline getirmeye çalışıyorlardı. Timurun taarruzlarıyla yıkılan Celayirin Sultanı Ahmet Han ve Karakoyunlu Devletinin hükümdarı Kara Yusuf, Timurun eline geçmemek için Osmanlıya sığındılar. Timur, kendisinden kaçan Ahmet Han ve Kara Yusufun iade edilmesi için Beyazıta mektup göndererek esir edilmek üzere kendisine teslim edilmesini istedi. Ancak Beyazıt, kendisine sığınan beyleri vermek istemeyince Timur ile Beyazıt arasında mektuplaşmalar başladı. Timur, ısrarla esirlerinin kendisine verilmesini istiyor ve tehdit ediyor, Beyazıt ise esirlerini vermeyi reddedip Timurun meydan okumasına ağır sözler ve tehditlerle karşılık veriyordu. Karşılıklı tehdit ve hakaretlerle gerçekleşen bu mektuplaşmalar neticesinde Timur, Beyazıtın ele geçirdiği Sivas, Halep ve Şama istila etti ve esir iadesi meselesi savaşa dönüşmeye başladı. Timur, Sivas, Halep ve Şamdan sonra Bağdata yönelince, Beyazıt da karşı taarruzla Timurun hâkimiyeti altındaki Erzincan ve Kemahı istila etti. Bu karşılıklı taarruzlar büyük bir savaşı artık kaçınılmaz hale getirmişti. Yaşanan anlaşmazlıklar neticesinde Timur, Beyazıta elçi göndererek Kemahın geri verilmesini, Ahmet Han ve Kara Yusufun iadesini ve Osmanlıların kendisine bağlanmasını talep etti. Bu talep, açıkça bir savaş ilanıydı.
Ankara Savaşının Tezahürü
Beyazıtın, söz konusu ağır taleplerini açıkça reddederek kendisini tehdit etmesi üzerine Timur, 140 Bin kişilik bir ordu hazırladı. Bu orduda Timura destek veren irili ufaklı 20 Sultanlıktan askerler ve Hindistandan temin edilen savaş filleri bulunuyordu. Beyazıt, Timurun taarruza giriştiği haberini alınca, himayesi altındaki Türk Beyliklerinden oluşturduğu orduları hazırladı. Ancak bu ordu, Timurun ordusunun karşısında sayıca oldukça zayıf kalıyordu. Özgün güçleri yetersiz kalınca Sırplardan asker desteği alarak ordusunun gücünü 85 Bine çıkartı ve Timurun ordusunu karşılamak üzere Ankaraya doğru harekete geçti.
Beyazıt, Ankaraya ulaştığında Timurun Tokat cenahına yöneldiği haberini aldı. Bunun üzerine zaten sayıca az olan ordusunun mevcut gücünü de bölmek zorunda kaldı ve yaya güçlerini dağlık bölgelerdeki stratejik noktalara yerleştirerek süvarilerden oluşan güçlerle ormanlık araziye konuşlandı. Bu hareket Timur için büyük bir avantaj sağladı. Hızlı hareket kabiliyetine sahip olan güçleri, bu mücadelede Timurun ordusunu yenilmez kılmaya yetiyordu. Beyazıtın hareket düzenini ve savaş tertibatını öğrenen Timur, şaşırtmak amacıyla güçlerini güneye, Kayseriye doğru kaydırdı. Beyazıt, Timuru Tokat ve Sivas istikametinden beklerken, Timur Kayseri üzerinden Ankaraya doğru ilerleyip şehri kuşattı. Timurun Ankarayı kuşattığını öğrenen Beyazıt, Savunma savaşı yapacakken taarruz etmek zorunda kaldı ve büyük bir hata yaparak Temmuz ayı sıcağında ordusunu Ankaraya yürüttü. Hem sayıca az olan hem de Temmuz sıcağında susuz ve yorgun düşen Osmanlı ordusu, Ankaraya ulaştığında, Timur beklemediği bu manevra karşısında kuşatmayı kaldırarak daha kuzeye, Ankara Savaşının gerçekleşeceği Çubuk Ovasına çekildi.
Beyazıt, Timurun ordusunu çok hızlı bir şekilde takip ederek kuzeye yöneldiğinde Timur ordusunu emniyetsiz ve askerlerin istirahat ettiği bir anda yakaladı. Ancak Beyazıtın ordusu yoğun sıcak altında sürdürdüğü sürek takip sonrasında yorgun düşmüş ve susuz kalmıştı. Durumu mahiyetiyle istişare eden Beyazıt, hemen taarruz edip sonuç alma tekliflerine karşın, bu hareketin mertçe olmayacağını düşünerek askerlerini dinlendirmeyi tercih etti. Nihayet Timur, Beyazıtın geldiğini haber alınca ordusunu teyakkuza geçirip savaş tertibi aldı. Osmanlı ordusu da istirahat edip su ihtiyacını giderdikten sonra savaş düzeni alarak hazırlıklarını karşılıklı olarak tamamlanmasını beklediler.
Ankara Savaşında Osmanlının Durumu
Osmanlı Ordusunda, Azaplar, Yeniçeriler ve Tımarlı Sipahiler merkez kuvveti teşkil ediyor ve Beyazıt tarafından kumanda ediliyordu. Merkez gücün yanında Sadrazam Çandarlı Ali Paşa, Mustafa Çelebi, İsa Çelebi ve Musa Çelebi kumanda ettiği güçler eşlik ediyordu. Sol cenahta Süleyman Çelebinin komutasında Rumeliden tedarik edilen birlikler bulunuyor, Sağ cenahta ise Vezir Kara Timurtaş Paşa komutasında Anadolu Beyliklerinden tedarik edilen birlikler hazır tutuluyordu. Mehmet Çelebi, Karakoyunlu Beyliğinden tedarik edilen ihtiyat kuvvetleriyle ordunun en gerisine konuşlanmıştı. Sol cenahın ihtiyatında, Beyazıtın kayınbiraderi Stefan Lazareviçin komutasındaki 10 Bin kişilik Sırp gücü bulunuyordu. Ordunun sağ cenahının ihtiyatını ise Kara Tatar Süvarilerinden oluşuyordu.
Ankara Savaşında Timur Devletinin Durumu
Timur Ordusu ise, ordu merkezinde Timurun komutasındaki güçler, Sağ cenahta Miran Şah, Sol cenahta Şahruh Mirza ve Halil Sultanın güçleri bulunuyordu. Ayrıca Hindistandan getirtilen 32 zırhlı savaş fili ordunun en önünde sıralanmıştı. Muhammed Mirza, ana ordunun gerisinde ihtiyat olarak konuşlanmış, beraberinde Harezm ve Maveraünnehirden tedarik edilen zırhlı süvari alayları ile Pir Muhammed ve İskender Mirza yer alıyordu. Ordunun sol cenahını Emir Celal İslam, sağ cenahında Şeyh Ömer Mirza tarafından kumanda ediliyordu. Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Saruhanoğulları, Menteşoğulları ve diğer küçük Anadolu Beylikleri de sağ cenahın önünde konuşlanmışlardı.
Ankara Savaşının Gelişimi
İki tarafta tüm hazırlıklarını tamamlayıp 28 Temmuz sabahı, sabah namazından sonra savaş düzeni aldılar. Beyazıt, Niğbolu savaşında kullandığı Kurt Kapanı (Hilal) taktiğini uygulamak için ordunun en önünde yer aldı. Beyazıt, kendisine bağlı Azaplarla birlikte çalılık ve otluk bir düzlük üzerinden hücum ederek ilk taarruzu başlattı. Ancak bodur ağaçlar ve çalılıklar, ileri taarruz için hızı yavaşlatan bir etkendi. Öncü kuvvetlerin taarruza kalktığını gören Timur, ilk karşılığı okçularla verdi. Timurun ordusundan gelen yoğun oklar, çalılıklar ve otluklar sebebiyle yavaşlayan Azaplar üzerinde etkili olunca Azaplar, ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı. İlk hamlesi başarılı olmayan Beyazıt, Yeniçeriler ve Sipahilerden oluşan güçlerine taarruz emri verdi. Timur, ilerleyen yaya kuvvetlerine karşı savaşçı fillerini ve ormanlık alan içerisinde gizlenen süvarileri görevlendirince avantaj yine Timurun güçlerinin eline geçti. Mirah Şahın birlikleri de Süleyman Çelebi komutasındaki birliklerin üzerine taarruz edince zor durumda kalan Süleyman Çelebi birliklerine Merkez güçte yer alan Yeniçeriler yardıma gitti. Sayıca az olan Osmanlı ordusu, Yeniçerilerin ordu merkezinden ayrılmasıyla ikiye bölündü ve Timurun savaşçı filleri daha da ileri sürmesiyle sağdan, soldan ve ön cepheden hücum eden güçlere karşı yeterli direnişi gösteremedi. Üstelik Osmanlı ordusu, savaşçı fillerle ilk kez karşılaşıyorlardı. Fillere karşı nasıl bir taktik izleyeceğini bilmeyen Osmanlı ordusu, karşı koyulmaz fillerin taarruzları karşısında disiplin ve düzenini kaybetmeye başlamıştı.
Bunun üzerine Beyazıt, büyük bir hata yapıp kurt kapanı taktiğini tekrar uygulayarak Sipahilerle Filleri karşı karşıya getirdi. Savaşın en kanlı ve şiddetli anı o andı. Yeniçerilerin ok atışları ve Sipahilerin başarılı taarruzlarıyla Filler etkisiz hale getirilebilmişti ancak hem Sipahiler, hem Yeniçeriler çok ağır kayıplar verdiler. Fillerinin devre dışı kaldığını gören Timur, Şeyh Ömer Mirza komutasındaki birliklerini Yeniçerilerin üzerine gönderdi. Beyazıt, bu hamleye karşılık olarak Anadolu beyliklerinden toplanan Askerleri ve Kara Tatarları takviye etti. Ancak Kara Tatarlar, Timur ile savaş öncesinde anlaşmışlardı. Yeniçerilerin yanına gitmek yerine Rumeli ve Sırp askerlerinin arka cenahından ok atışlarıyla arkadan saldırdılar. Miran Şah ile Süleyman Çelebi birliklerinin arasında geçen çarpışmalarda takviye olarak gelen güçlerden Anadolu Beylikleri taarruz etmekteyken, Timurun ordusuna bağlı Anadolu Beylikleri kendi bayraklarını açınca Beyazıta bağlı Anadolu beylikleri de Timurun ordusundaki Anadolu Beyliklerinin safına geçerek Osmanlı ordusundaki dengeleri alt üst ettiler. Yeniçeriler ve Rumeli birlikleri, önce Kara Tatarlar, sonrasında Anadolu Beyliklerinin Timurun safına geçmesiyle savaş alanındaki inisiyatiflerini kaybederek ağır kayıplar vermeye başladılar. Rumeli ve Sırp birlikleriyle Yeniçeriler dışındaki güçlerin kendilerine sırt çevirip Timurun tarafına geçmesiyle Beyazıt tam anlamıyla sükûtu hayale uğradı. Osmanlı ordusunda, yalnızca Yeniçeriler ev Rumeli-Sırp birlikler Beyazıta sırt çevirmemiş ve savaşın sonuna kadar mücadele etmişlerdi.
Adım adım mücadeleyi kaybeden Osmanlı ordusu, mağlup olunan cephelerden çekilmeye başladılar. Timur, son emrini vererek Beyazıtın sağ ele geçirilmesini emredince sonuç almak için son taarruz başladı. Vezirler İsa Çelebi, Süleyman Çelebi, Mustafa Çelebi ve Mehmet Çelebi, kuşatmayı yararak kaçmayı başardılar. Şehzadelerin kaçtığını fark eden Sırp Birliklerinin komutanı ve Beyazıtın kayınbiraderi olan Stefan Lazareviç, Beyazıta çekilmesi için tavsiyede bulunsa da, Beyazıt mücadele etmeye devam etti. Çatalpetede emrinde 300 kişilik askeriyle atının sırtında çarpışarak Timur tarafından yakalandı ve esir edildi ve Ankara Savaşı, Osmanlı Devleti için büyük bir hezimet olarak tarihe maloldu.
Ankara Savaşı, Osmanlı İmparatoru 1. Beyazıt ile Timur İmparatorluğunun Hanı Timur (Aksak Timur) arasında 28 Temmuz 1402 yılında gerçekleşmiş, Timur İmparatorluğunun kazandığı bu savaş sonucunda Osmanlı İmparatoru Beyazıt esir düşmüştür.
1400lü yıllarda Osmanlı Balkanlar cenahında taarruzlarla hâkimiyetini sağlamış ancak Anadolu üzerindeki hâkimiyeti kesinleşmemişti. Her ne kadar Anadolu üzerinde hüküm sürüyor olsa da Selçuklular döneminde ortaya çıkan bağımsız beylik sistemi halen devam etmekteydi. Bu bakımdan Anadolu Birliğinin sağlanması ve beyliklerin tam anlamıyla ilhak edilerek Osmanlı tebaası haline getirilmesi gerekiyordu. Bu gereklilik üzerine Beyazıt, bir taraftan İstanbul kuşatmasına devam ederken diğer yandan Anadolu seferleri ile de Anadolu hâkimiyetini kesinleştirmeye çalışıyordu.
Ankara Savaşı Öncesi Tarafların Durumu
1. Beyazıt, 1390-1400 yılları arasında, Anadolu içlerine yaptığı seferlerle Konya, Niğde, Karaman, Develi, Sivas, Tokat ve Kayseride hâkimiyetini kesinleştirerek bu bölgelerde yaşayan Türk Beyliklerini Tebaası haline getirdi ve kurduğu merkeziyetçi yapıyla hem sınırlarını hem tebaasını arttırmış oldu. Bunun yanında, 1370 yılında kurulmuş olan Timur İmparatorluğu, giderek güçlenmiş ve İran coğrafyasının hâkimi durumuna gelmişti. Timur, kendisini İlhanlı Devletinin varisi sayarak Anadolu üzerinde hak iddia ediyordu. Anadolu Selçuklularının yıkılmasıyla Anadolu ve Orta Asyada kalabalık kitlelerle dağınık şekilde yaşayan Türk beylikleri Osmanlı ile Timur İmparatorluğu arasında mücadele unsuru haline geldiler.
Ankara Savaşının Nedenleri
Bir yandan Beyazıt, bir yandan Timur, Anadolu üzerindeki beylikleri tebaası haline getirmeye çalışıyorlardı. Timurun taarruzlarıyla yıkılan Celayirin Sultanı Ahmet Han ve Karakoyunlu Devletinin hükümdarı Kara Yusuf, Timurun eline geçmemek için Osmanlıya sığındılar. Timur, kendisinden kaçan Ahmet Han ve Kara Yusufun iade edilmesi için Beyazıta mektup göndererek esir edilmek üzere kendisine teslim edilmesini istedi. Ancak Beyazıt, kendisine sığınan beyleri vermek istemeyince Timur ile Beyazıt arasında mektuplaşmalar başladı. Timur, ısrarla esirlerinin kendisine verilmesini istiyor ve tehdit ediyor, Beyazıt ise esirlerini vermeyi reddedip Timurun meydan okumasına ağır sözler ve tehditlerle karşılık veriyordu. Karşılıklı tehdit ve hakaretlerle gerçekleşen bu mektuplaşmalar neticesinde Timur, Beyazıtın ele geçirdiği Sivas, Halep ve Şama istila etti ve esir iadesi meselesi savaşa dönüşmeye başladı. Timur, Sivas, Halep ve Şamdan sonra Bağdata yönelince, Beyazıt da karşı taarruzla Timurun hâkimiyeti altındaki Erzincan ve Kemahı istila etti. Bu karşılıklı taarruzlar büyük bir savaşı artık kaçınılmaz hale getirmişti. Yaşanan anlaşmazlıklar neticesinde Timur, Beyazıta elçi göndererek Kemahın geri verilmesini, Ahmet Han ve Kara Yusufun iadesini ve Osmanlıların kendisine bağlanmasını talep etti. Bu talep, açıkça bir savaş ilanıydı.
Ankara Savaşının Tezahürü
Beyazıtın, söz konusu ağır taleplerini açıkça reddederek kendisini tehdit etmesi üzerine Timur, 140 Bin kişilik bir ordu hazırladı. Bu orduda Timura destek veren irili ufaklı 20 Sultanlıktan askerler ve Hindistandan temin edilen savaş filleri bulunuyordu. Beyazıt, Timurun taarruza giriştiği haberini alınca, himayesi altındaki Türk Beyliklerinden oluşturduğu orduları hazırladı. Ancak bu ordu, Timurun ordusunun karşısında sayıca oldukça zayıf kalıyordu. Özgün güçleri yetersiz kalınca Sırplardan asker desteği alarak ordusunun gücünü 85 Bine çıkartı ve Timurun ordusunu karşılamak üzere Ankaraya doğru harekete geçti.
Beyazıt, Ankaraya ulaştığında Timurun Tokat cenahına yöneldiği haberini aldı. Bunun üzerine zaten sayıca az olan ordusunun mevcut gücünü de bölmek zorunda kaldı ve yaya güçlerini dağlık bölgelerdeki stratejik noktalara yerleştirerek süvarilerden oluşan güçlerle ormanlık araziye konuşlandı. Bu hareket Timur için büyük bir avantaj sağladı. Hızlı hareket kabiliyetine sahip olan güçleri, bu mücadelede Timurun ordusunu yenilmez kılmaya yetiyordu. Beyazıtın hareket düzenini ve savaş tertibatını öğrenen Timur, şaşırtmak amacıyla güçlerini güneye, Kayseriye doğru kaydırdı. Beyazıt, Timuru Tokat ve Sivas istikametinden beklerken, Timur Kayseri üzerinden Ankaraya doğru ilerleyip şehri kuşattı. Timurun Ankarayı kuşattığını öğrenen Beyazıt, Savunma savaşı yapacakken taarruz etmek zorunda kaldı ve büyük bir hata yaparak Temmuz ayı sıcağında ordusunu Ankaraya yürüttü. Hem sayıca az olan hem de Temmuz sıcağında susuz ve yorgun düşen Osmanlı ordusu, Ankaraya ulaştığında, Timur beklemediği bu manevra karşısında kuşatmayı kaldırarak daha kuzeye, Ankara Savaşının gerçekleşeceği Çubuk Ovasına çekildi.
Beyazıt, Timurun ordusunu çok hızlı bir şekilde takip ederek kuzeye yöneldiğinde Timur ordusunu emniyetsiz ve askerlerin istirahat ettiği bir anda yakaladı. Ancak Beyazıtın ordusu yoğun sıcak altında sürdürdüğü sürek takip sonrasında yorgun düşmüş ve susuz kalmıştı. Durumu mahiyetiyle istişare eden Beyazıt, hemen taarruz edip sonuç alma tekliflerine karşın, bu hareketin mertçe olmayacağını düşünerek askerlerini dinlendirmeyi tercih etti. Nihayet Timur, Beyazıtın geldiğini haber alınca ordusunu teyakkuza geçirip savaş tertibi aldı. Osmanlı ordusu da istirahat edip su ihtiyacını giderdikten sonra savaş düzeni alarak hazırlıklarını karşılıklı olarak tamamlanmasını beklediler.
Ankara Savaşında Osmanlının Durumu
Osmanlı Ordusunda, Azaplar, Yeniçeriler ve Tımarlı Sipahiler merkez kuvveti teşkil ediyor ve Beyazıt tarafından kumanda ediliyordu. Merkez gücün yanında Sadrazam Çandarlı Ali Paşa, Mustafa Çelebi, İsa Çelebi ve Musa Çelebi kumanda ettiği güçler eşlik ediyordu. Sol cenahta Süleyman Çelebinin komutasında Rumeliden tedarik edilen birlikler bulunuyor, Sağ cenahta ise Vezir Kara Timurtaş Paşa komutasında Anadolu Beyliklerinden tedarik edilen birlikler hazır tutuluyordu. Mehmet Çelebi, Karakoyunlu Beyliğinden tedarik edilen ihtiyat kuvvetleriyle ordunun en gerisine konuşlanmıştı. Sol cenahın ihtiyatında, Beyazıtın kayınbiraderi Stefan Lazareviçin komutasındaki 10 Bin kişilik Sırp gücü bulunuyordu. Ordunun sağ cenahının ihtiyatını ise Kara Tatar Süvarilerinden oluşuyordu.
Ankara Savaşında Timur Devletinin Durumu
Timur Ordusu ise, ordu merkezinde Timurun komutasındaki güçler, Sağ cenahta Miran Şah, Sol cenahta Şahruh Mirza ve Halil Sultanın güçleri bulunuyordu. Ayrıca Hindistandan getirtilen 32 zırhlı savaş fili ordunun en önünde sıralanmıştı. Muhammed Mirza, ana ordunun gerisinde ihtiyat olarak konuşlanmış, beraberinde Harezm ve Maveraünnehirden tedarik edilen zırhlı süvari alayları ile Pir Muhammed ve İskender Mirza yer alıyordu. Ordunun sol cenahını Emir Celal İslam, sağ cenahında Şeyh Ömer Mirza tarafından kumanda ediliyordu. Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Saruhanoğulları, Menteşoğulları ve diğer küçük Anadolu Beylikleri de sağ cenahın önünde konuşlanmışlardı.
Ankara Savaşının Gelişimi
İki tarafta tüm hazırlıklarını tamamlayıp 28 Temmuz sabahı, sabah namazından sonra savaş düzeni aldılar. Beyazıt, Niğbolu savaşında kullandığı Kurt Kapanı (Hilal) taktiğini uygulamak için ordunun en önünde yer aldı. Beyazıt, kendisine bağlı Azaplarla birlikte çalılık ve otluk bir düzlük üzerinden hücum ederek ilk taarruzu başlattı. Ancak bodur ağaçlar ve çalılıklar, ileri taarruz için hızı yavaşlatan bir etkendi. Öncü kuvvetlerin taarruza kalktığını gören Timur, ilk karşılığı okçularla verdi. Timurun ordusundan gelen yoğun oklar, çalılıklar ve otluklar sebebiyle yavaşlayan Azaplar üzerinde etkili olunca Azaplar, ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı. İlk hamlesi başarılı olmayan Beyazıt, Yeniçeriler ve Sipahilerden oluşan güçlerine taarruz emri verdi. Timur, ilerleyen yaya kuvvetlerine karşı savaşçı fillerini ve ormanlık alan içerisinde gizlenen süvarileri görevlendirince avantaj yine Timurun güçlerinin eline geçti. Mirah Şahın birlikleri de Süleyman Çelebi komutasındaki birliklerin üzerine taarruz edince zor durumda kalan Süleyman Çelebi birliklerine Merkez güçte yer alan Yeniçeriler yardıma gitti. Sayıca az olan Osmanlı ordusu, Yeniçerilerin ordu merkezinden ayrılmasıyla ikiye bölündü ve Timurun savaşçı filleri daha da ileri sürmesiyle sağdan, soldan ve ön cepheden hücum eden güçlere karşı yeterli direnişi gösteremedi. Üstelik Osmanlı ordusu, savaşçı fillerle ilk kez karşılaşıyorlardı. Fillere karşı nasıl bir taktik izleyeceğini bilmeyen Osmanlı ordusu, karşı koyulmaz fillerin taarruzları karşısında disiplin ve düzenini kaybetmeye başlamıştı.
Bunun üzerine Beyazıt, büyük bir hata yapıp kurt kapanı taktiğini tekrar uygulayarak Sipahilerle Filleri karşı karşıya getirdi. Savaşın en kanlı ve şiddetli anı o andı. Yeniçerilerin ok atışları ve Sipahilerin başarılı taarruzlarıyla Filler etkisiz hale getirilebilmişti ancak hem Sipahiler, hem Yeniçeriler çok ağır kayıplar verdiler. Fillerinin devre dışı kaldığını gören Timur, Şeyh Ömer Mirza komutasındaki birliklerini Yeniçerilerin üzerine gönderdi. Beyazıt, bu hamleye karşılık olarak Anadolu beyliklerinden toplanan Askerleri ve Kara Tatarları takviye etti. Ancak Kara Tatarlar, Timur ile savaş öncesinde anlaşmışlardı. Yeniçerilerin yanına gitmek yerine Rumeli ve Sırp askerlerinin arka cenahından ok atışlarıyla arkadan saldırdılar. Miran Şah ile Süleyman Çelebi birliklerinin arasında geçen çarpışmalarda takviye olarak gelen güçlerden Anadolu Beylikleri taarruz etmekteyken, Timurun ordusuna bağlı Anadolu Beylikleri kendi bayraklarını açınca Beyazıta bağlı Anadolu beylikleri de Timurun ordusundaki Anadolu Beyliklerinin safına geçerek Osmanlı ordusundaki dengeleri alt üst ettiler. Yeniçeriler ve Rumeli birlikleri, önce Kara Tatarlar, sonrasında Anadolu Beyliklerinin Timurun safına geçmesiyle savaş alanındaki inisiyatiflerini kaybederek ağır kayıplar vermeye başladılar. Rumeli ve Sırp birlikleriyle Yeniçeriler dışındaki güçlerin kendilerine sırt çevirip Timurun tarafına geçmesiyle Beyazıt tam anlamıyla sükûtu hayale uğradı. Osmanlı ordusunda, yalnızca Yeniçeriler ev Rumeli-Sırp birlikler Beyazıta sırt çevirmemiş ve savaşın sonuna kadar mücadele etmişlerdi.
Adım adım mücadeleyi kaybeden Osmanlı ordusu, mağlup olunan cephelerden çekilmeye başladılar. Timur, son emrini vererek Beyazıtın sağ ele geçirilmesini emredince sonuç almak için son taarruz başladı. Vezirler İsa Çelebi, Süleyman Çelebi, Mustafa Çelebi ve Mehmet Çelebi, kuşatmayı yararak kaçmayı başardılar. Şehzadelerin kaçtığını fark eden Sırp Birliklerinin komutanı ve Beyazıtın kayınbiraderi olan Stefan Lazareviç, Beyazıta çekilmesi için tavsiyede bulunsa da, Beyazıt mücadele etmeye devam etti. Çatalpetede emrinde 300 kişilik askeriyle atının sırtında çarpışarak Timur tarafından yakalandı ve esir edildi ve Ankara Savaşı, Osmanlı Devleti için büyük bir hezimet olarak tarihe maloldu.