AySe^^
Bayan Üye
[FONT="]ANKARA (ÖZEL HABER) AK Parti Hükümeti ile Ana (CHP) ve Yavru (MHP) Muhalefet partileri arasında aylardır ortamı “geren” çatışma nihayet “TBU ile (Tatlı Bir Uzlaşma)“ sonuçlandı.[/FONT]
[FONT="]AK Parti Hükümeti’nin muhalefete danışmadan hazırladığı Anayasa değişikli paketi üzerinde özlenen ama siyasi çevrelerin “imkânsız” olarak nitelendirdikleri “uzlaşma” sağlandı. Bu durumda Anayasa değişikliklerinin referanduma götürülmeden mecliste “oy birliği” ile kabul edilme olasılığı yükseldi.İNTERNETHABER.COM yazarlarından Adnan Berk Okan’ın bizzat Başbakan’dan aldığı bilgiye göre olaylar şöyle gelişti.[/FONT]
[FONT="]Dün gecenin geç saatlerinde Başbakan Erdoğan’a gelen iki telefon, bütün sorunları çözen harekâtın ilk adımları oldu. Başbakan Erdoğan’ın yatmaya hazırlandığı sırada çalan cep telefonunun ekranındaki numara Başbakan’a “yabancı” idi ve daha önce o numaradan arandığını hiç hatırlamıyordu. Bir an için telefona cevap vermemesi gerektiğini düşünen Başbakan, “belki aile yakınlarından biridir” diyerek telefonun “kabul” tuşuna bastı. Olayın bundan sonrasını Başbakan’ın ağzından dinleyelim:[/FONT]
[FONT="]“[FONT="]Bir an, telefona cevap verip vermemek konusunda kararsız kaldım. Sonradan, ‘numarasını bilmediğim bir aile yakını olabilir ve belki de bir sağlık sorunudur’ diyerek telefona cevap verdim. Kısık bir sesle konuşan kişinin sesini hatırlayamadım ancak konuşması sırasında ‘ekönomi’ ve ‘demokraasi’ sözcüklerini işitince sesin sahibinin Sayın Devlet Bahçeli olduğunu anladım. Kendisine teşekkürlerimi arz ettim. Kendileri de bana MHP olarak, anayasa değişiklikleri lehinde oy kullanacaklarını söyledi. Tarihle ilgili not düştü ve unutmayınız Sayın Başbakan, bugün 31 Mart’ dedi….. Sanki bir şifreleme yapar gibiydi.”[/FONT][/FONT]
[FONT="]Başbakan Erdoğan, daha sonra şunları söyledi:[/FONT]
[FONT="]“[FONT="]Sayın Devlet Bahçeli’nin adına yakışır Devlet Adamı sorumluluğu taşıyan sözleri karşısında duygulanmamam mümkün değildi. Gözyaşlarımı sildiğimi göremeyeceğini (Telefonlarımız 3 G değildi) anlayınca, sağ elimin işaret parmağını orta boğumdan kırıp tersiyle gözlerimde biriken yaşları sildim. Çünkü Sayın Bahçeli, MHP Meclis gurubunun hazırladığımız anayasa değişikliklerinin lehinde oy kullanacaklarını söylüyordu. Bir an için elimdeki telefonu kalbimin üstüne bastırdım… Sanki o anda Sayın Bahçeli’yi kucaklıyor gibiydim.. ‘Yehaaaaa!’ diye bağırmamak için kendimi zor tuttum zira normal şartlarda ‘Allah, Allah!’ diye bağırmam gerekirdi… Büyük bir vakarla Sayın Bahçeli’ye teşekkür edip, kendisinin gözlerinden öptüğümü söyledim. O da bana aynı duygular içinde olduğunu söyledi. [/FONT][/FONT]
[FONT="]Tam Emine Hanım’a dönüp, ‘Meğer biz Devlet Bey’i yanlış tanımışız… Belki de şu bizim gaza getirme meraklısı yandaşlarımız yanlış tanıtmışlardır… Adam ne kadar da kibarmış’ diyecektim ki cep telefonum bir kez daha çaldı… Ekranda çıkan bu numarayı da tanımıyordum ama artık tecrübeliydim. Hemen ‘Kabul’ tuşuna basıp buyurun ‘Ben bütün bakanların başı olan Recep Tayyip Erdoğan’ım’ dedim.[/FONT]
[FONT="]Karşımdaki ses nefes nefese ‘Merhaba Tayyip Bey kardeşim’ dedi. Bu ses, Sayın Baykal’ın sesiydi. Heyecanlandım… Nefes nefese oluşunun sebebini merak ettiğimi ses tonumdan anlayınca sormamı beklemeden izah etti. ‘Sayın Başbakan, az önce 23 kilometrelik yürüyüşümü tamamlayıp döndüğümde henüz gerekli kaloriyi yakamadığımı anladım. Şu anda yürüyüş bandındayım ve 8 zorluk derecesinde bayır çıkıyorum. Biraz nefes nefese konuşursam kusuruma bakmayın’ dedi.[/FONT]
[FONT="]Daha sonra, Deniz Baykal ile aralarında geçen konuşmayı da yazarımız Adnan Berk Okan’a aktaran Başbakan şunları söyledi:[/FONT]
[FONT="]“ [FONT="]Sayın Baykal’a ‘ben de bugün başbakanlık merdivenlerini koşarak çıktım ama hiç yorulmadım” dedim. Bunun üzerine Sayın Deniz Baykal ‘“biz sizi anayasa mahkemesinin merdivenlerini de koşturarak çıkaracağız’ deyince itiraf etmeliyim ki heyecanlandım. Bunun bir ‘Yüce Divan’ iması olup olmadığını sorunca, ‘yok efendim ne Yüce Divan’ı?.. Biz arkadaşlarla karar aldık, hükümetinizin hazırladığı anayasa değişikliklerine ‘Evet’ oyu vereceğiz’ dedi.[/FONT][/FONT]
[FONT="]Karşılıklı sevgi ve sayı sözcükleriyle telefonu kapadık. Az daha unutuyordum, ben babam yaşındaki Sayın Baykal’a ‘ellerinizden öperim” deyince ‘Yahu Recep, senin için ‘saygısız’ diyenler halt etmişler yani’ diyerek cevap verdi.[/FONT]
[FONT="]Telefonu kapadıktan sonra Emine hanım’a Sayın Baykal’ın aslında çok kibar bir insan olduğunu anlatan kısa bir nutuk çektim. İşte görülüyordu ki, insanlar konuşa konuşa anlaşıyorlardı… Ve biz de anlaşmıştık işte…[/FONT]
[FONT="] ***[/FONT]
[FONT="]NOT:[FONT="]Bu Haber yayıma hazırlandığı sırada, Başbakan adına telefon eden bir yetkili, bir gece önce Başbakan’ı arayıp, “Anayasa değişikliği oylamasında ‘Evet’ diyeceğiz” diyen kişilerin Devlet Bahçeli ve Deniz Baykal değil, ünlü taklit ustası Ercan Akışık olduğunu ve 1 Nisan Şakası yaptığını belirti…[/FONT][/FONT]
[FONT="]Ne var ki biz yazıyı yayıma hazırladığımız için o bölümleri de aynen bilgilerinize sunduk…[/FONT]
[FONT="]Yaşasın 1 Nisan’lar…[/FONT]
[FONT="]Şakacıktan bile olsa insanları “mutlu” etmeye yaradığı için elbette…[/FONT]
[FONT="]AK Parti Hükümeti’nin muhalefete danışmadan hazırladığı Anayasa değişikli paketi üzerinde özlenen ama siyasi çevrelerin “imkânsız” olarak nitelendirdikleri “uzlaşma” sağlandı. Bu durumda Anayasa değişikliklerinin referanduma götürülmeden mecliste “oy birliği” ile kabul edilme olasılığı yükseldi.İNTERNETHABER.COM yazarlarından Adnan Berk Okan’ın bizzat Başbakan’dan aldığı bilgiye göre olaylar şöyle gelişti.[/FONT]
[FONT="]Dün gecenin geç saatlerinde Başbakan Erdoğan’a gelen iki telefon, bütün sorunları çözen harekâtın ilk adımları oldu. Başbakan Erdoğan’ın yatmaya hazırlandığı sırada çalan cep telefonunun ekranındaki numara Başbakan’a “yabancı” idi ve daha önce o numaradan arandığını hiç hatırlamıyordu. Bir an için telefona cevap vermemesi gerektiğini düşünen Başbakan, “belki aile yakınlarından biridir” diyerek telefonun “kabul” tuşuna bastı. Olayın bundan sonrasını Başbakan’ın ağzından dinleyelim:[/FONT]
[FONT="]“[FONT="]Bir an, telefona cevap verip vermemek konusunda kararsız kaldım. Sonradan, ‘numarasını bilmediğim bir aile yakını olabilir ve belki de bir sağlık sorunudur’ diyerek telefona cevap verdim. Kısık bir sesle konuşan kişinin sesini hatırlayamadım ancak konuşması sırasında ‘ekönomi’ ve ‘demokraasi’ sözcüklerini işitince sesin sahibinin Sayın Devlet Bahçeli olduğunu anladım. Kendisine teşekkürlerimi arz ettim. Kendileri de bana MHP olarak, anayasa değişiklikleri lehinde oy kullanacaklarını söyledi. Tarihle ilgili not düştü ve unutmayınız Sayın Başbakan, bugün 31 Mart’ dedi….. Sanki bir şifreleme yapar gibiydi.”[/FONT][/FONT]
[FONT="]Başbakan Erdoğan, daha sonra şunları söyledi:[/FONT]
[FONT="]“[FONT="]Sayın Devlet Bahçeli’nin adına yakışır Devlet Adamı sorumluluğu taşıyan sözleri karşısında duygulanmamam mümkün değildi. Gözyaşlarımı sildiğimi göremeyeceğini (Telefonlarımız 3 G değildi) anlayınca, sağ elimin işaret parmağını orta boğumdan kırıp tersiyle gözlerimde biriken yaşları sildim. Çünkü Sayın Bahçeli, MHP Meclis gurubunun hazırladığımız anayasa değişikliklerinin lehinde oy kullanacaklarını söylüyordu. Bir an için elimdeki telefonu kalbimin üstüne bastırdım… Sanki o anda Sayın Bahçeli’yi kucaklıyor gibiydim.. ‘Yehaaaaa!’ diye bağırmamak için kendimi zor tuttum zira normal şartlarda ‘Allah, Allah!’ diye bağırmam gerekirdi… Büyük bir vakarla Sayın Bahçeli’ye teşekkür edip, kendisinin gözlerinden öptüğümü söyledim. O da bana aynı duygular içinde olduğunu söyledi. [/FONT][/FONT]
[FONT="]Tam Emine Hanım’a dönüp, ‘Meğer biz Devlet Bey’i yanlış tanımışız… Belki de şu bizim gaza getirme meraklısı yandaşlarımız yanlış tanıtmışlardır… Adam ne kadar da kibarmış’ diyecektim ki cep telefonum bir kez daha çaldı… Ekranda çıkan bu numarayı da tanımıyordum ama artık tecrübeliydim. Hemen ‘Kabul’ tuşuna basıp buyurun ‘Ben bütün bakanların başı olan Recep Tayyip Erdoğan’ım’ dedim.[/FONT]
[FONT="]Karşımdaki ses nefes nefese ‘Merhaba Tayyip Bey kardeşim’ dedi. Bu ses, Sayın Baykal’ın sesiydi. Heyecanlandım… Nefes nefese oluşunun sebebini merak ettiğimi ses tonumdan anlayınca sormamı beklemeden izah etti. ‘Sayın Başbakan, az önce 23 kilometrelik yürüyüşümü tamamlayıp döndüğümde henüz gerekli kaloriyi yakamadığımı anladım. Şu anda yürüyüş bandındayım ve 8 zorluk derecesinde bayır çıkıyorum. Biraz nefes nefese konuşursam kusuruma bakmayın’ dedi.[/FONT]
[FONT="]Daha sonra, Deniz Baykal ile aralarında geçen konuşmayı da yazarımız Adnan Berk Okan’a aktaran Başbakan şunları söyledi:[/FONT]
[FONT="]“ [FONT="]Sayın Baykal’a ‘ben de bugün başbakanlık merdivenlerini koşarak çıktım ama hiç yorulmadım” dedim. Bunun üzerine Sayın Deniz Baykal ‘“biz sizi anayasa mahkemesinin merdivenlerini de koşturarak çıkaracağız’ deyince itiraf etmeliyim ki heyecanlandım. Bunun bir ‘Yüce Divan’ iması olup olmadığını sorunca, ‘yok efendim ne Yüce Divan’ı?.. Biz arkadaşlarla karar aldık, hükümetinizin hazırladığı anayasa değişikliklerine ‘Evet’ oyu vereceğiz’ dedi.[/FONT][/FONT]
[FONT="]Karşılıklı sevgi ve sayı sözcükleriyle telefonu kapadık. Az daha unutuyordum, ben babam yaşındaki Sayın Baykal’a ‘ellerinizden öperim” deyince ‘Yahu Recep, senin için ‘saygısız’ diyenler halt etmişler yani’ diyerek cevap verdi.[/FONT]
[FONT="]Telefonu kapadıktan sonra Emine hanım’a Sayın Baykal’ın aslında çok kibar bir insan olduğunu anlatan kısa bir nutuk çektim. İşte görülüyordu ki, insanlar konuşa konuşa anlaşıyorlardı… Ve biz de anlaşmıştık işte…[/FONT]
[FONT="] ***[/FONT]
[FONT="]NOT:[FONT="]Bu Haber yayıma hazırlandığı sırada, Başbakan adına telefon eden bir yetkili, bir gece önce Başbakan’ı arayıp, “Anayasa değişikliği oylamasında ‘Evet’ diyeceğiz” diyen kişilerin Devlet Bahçeli ve Deniz Baykal değil, ünlü taklit ustası Ercan Akışık olduğunu ve 1 Nisan Şakası yaptığını belirti…[/FONT][/FONT]
[FONT="]Ne var ki biz yazıyı yayıma hazırladığımız için o bölümleri de aynen bilgilerinize sunduk…[/FONT]
[FONT="]Yaşasın 1 Nisan’lar…[/FONT]
[FONT="]Şakacıktan bile olsa insanları “mutlu” etmeye yaradığı için elbette…[/FONT]