Anam-Babam Sana Feda Olsun ya Resulallah

RaPizM^^

Bayan Üye
Kureyş kâfirleri hicret etmiş mü'minlerin Mekke'de kalan mal ve mülklerine el koymuş vermiyorlar. Az sayıdaki Mekkeli müslüman tam bir ateş çemberi içinde. Müşrikler bunlara eziyet üstüne eziyet yapıyor; hatta ev ve eşyalarını bile tahrip ederek kullanılamaz hâle getiriyorlar... Ama buna rağmen kâfirler için asıl hedef Mekke'den çıkamamış bu bir avuç garip mümin değil; onlar için düşman ve tehlike Medine. "Medine" denince tüyleri diken diken oluyor. Biliyorlar ki Medine gün gün devleşmektedir...bu tehlikeyi yerinde ve daha büyümeden boğmak lâzım. Bunun için Medineli yahudiler kışkırtılıyor; Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem'i ortadan kaldırma planları tezgâhlanıyor savaşlar tasarlanıyor.Ancak "savaş" para demek. Parayla savaşılır; parayla zafer kazanılır...öyle zannediyorlar. O halde bir büyük savaşı karşılayacak para nasıl bulunacaktır?
...düşünülen çare şudur:
Ev ev bütün Mekke'den para eşya veya hayvan ne varsa toplanarak Şam'a büyük bir ticaret kervanı gönderilecektir. ihraç edilerek orada satılan emtia bedeli ile Şam'dan ithal edilip Mekke'de nakde çevrilecek mallardan elde edilecek para müslümanlarla yapılacak muharebeye harcanacaktır. Başta Mahzumoğulları Abdi Menafoğulları Ümmeyye bin Halef Ebu Cehil olmak üzere kadın-erkek bütün Kureyş'in iştirak ettiği ellibin dinar sermayeli bin develik bir kervan kısa zamanda hazırlanarak Şam yoluna girdi.
Eşrafdan Mahreme bin Nevfel ve Amr bin Âs da kervanda.
Müşrik kervanına otuz kadar silahlı muhafız eşlik ediyor.
Şam'ın Gazze Pazarı'na gitmekte olan bu kervanın reisi Mekkeli seçkinlerden Ebû Süfyan..
...tam ismi ile Sahr bin Harb. Ebû Süfyan ve Ebû Hanzala iki ayrı künyesi. Amr bin Âs; bu dahi insan gibi o da ileride islâmla ve ayrıca Ümmi Habibe radıyallahü anha anneciğimizden dolayı Resulullah'ın kayınpederi olmakla şereflenecek ve küffar orduları-na karşı yaptığı cihadlardan birinde bir gözünü ve diğerinde de öbür gözünü kaybedecektir...lâkin şimdi büyük bir islâm düşmanı. Hidayete kavuştuktan sonra ne kadar dövünecek; ne kadar gözyaşı dökecek ama maalesef bugün inkâr cephesinin yaman adamlarından biri.
.....
Sevgili Peygamberimiz kervan haberini alınca bu malumatı daha da derinleştirmek istediler. Bu maksatla bir kaç muhacire vazife tevdi ettiler...görevli sahabiler Zül Aşire mevkiine geldiklerinde Ebu Süfyan idaresinde bir büyük Şam kervanının bir kaç gün evvel buradan Şam istikametine geçip gittiğini öğrendiler.
İstihbarat peşindeki sahabiler bu malumatı getirince İki Cihanın en üstünü hemen bir durum değerlendirmesi yaptılar...anlaşılan ve görünen o ki Kureyş bir büyük hücûma geçmek için ciddî hazırlıklar içindedir. Bu alış-verişten elde edeceği kazancı silah ve diğer ihtiyaçlara yatırarak Medine üzerine taarruza geçecektir...buna mutlaka ama mutlaka mani olmak lâzımdır...her ne pahasına olursa olsun düşmanın bu maksadına sed çekilmeli.
İslâm düşmanlarının bu niyet ve faaliyetlerinden gününde haber alınmış olması ilâhî bir lütuf olmuştur. Eğer teşebbüs vaktinde öğrenilmemiş olsaydı müminler toparlanılması zor ağır bir sarsıntı geçirebilirlerdi...
.....
Efendimiz emir buyurdular:
-Talha İbni Abdullah ve Sa'd ibni Zeyd kervanının dönüşünü takip edecektir!...
-Başüstüne ey Allahın Resulü!...
-Başüstüne ey Allahın Resulü!...
.....
Hazreti Talha ve Hazreti Sa'd radıyallahü anhüma Cebar mevkiine kadar geldiler. Keşdi-i Cehni isminde biri onları misafir etti.
Diğer taraftan Seçkinlerin Seçkini sallallahü aleyhi ve sellem derhal hazırlığa başladılar.
Danışıp-konuşarak varılan karar:
Düşman kervanına Şam dönüşü el konacaktır.
Kâinatın Efendisi'nin emir ve komutasında dinimizin şan şeref ve izzeti ve varolması ve yükselmesi için düşmana hücum etmek esir almak esir olmak mecbur kalınırsa öldürmek veya şehid olmak... islâmın karasevdalısı Sahabiler için en büyük arzu...bu sebeple imanları uğruna ecdat yurdu Mekke'yi bırakarak Sevgili Peygamberimiz'in peşinde Medine'ye göçen Muhacirler; Akabe'de Resulallah'a biat eden ve şehirlerine hicret ettiği takdirde kanlarının son damlasına kadar kendisini koruyacaklarına dair söz veren Medineli seçilmişler / ensar....yani çocuklar gençler bahadırlar ihtiyarlar hatta sakatlar hatta kadınlar...şimdi de sevgililer sevgilisi büyük Nebi'nin etrafında Allah için; ser vermek ve ser almak için toplanıyorlar.
.....
Sefere iştirak etmek isteyenleden biri de Ümmü Varaka isminde bir hanım sahabi; radıyallahü anha... daha sonraki asırlarda hep şanlı numuneleri görülecek olan binlerce arslan yürekli anadan biri. Cephenin gerisinde hizmete; en önünde cihada koşan mubarek kadınların ilki ve öncüsü...
İşte aynı zamanda hafız-ı Kur'an olan Ümmü Varaka Sevgili Peygamberimiz'e istirhamlarda bulunuyor... bütün eshab yek vücud yek kalb konuşmaları dinliyorlar. Uzakta rüzgâr hurma ağaçlarını hışırdatıp geçiyor; iki-üç kırlangıç eshabın ihlasından koklamak için çığlık çığlığa şöyle bir dalış yaparak aynı çığlıklarla göğün uçuk maviliğinde kaybolup gidiyorlar.
-Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah! Ben de sizlerle gelmek müminlere hizmet etmek; şehid olmak istiyorum!...
O ne güzel sözdür öyle:
"Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah!"
Bir mümin Peygamberini anasından babasından ve öz canından daha çok sevmedikçe îmânı kâmil değildir. Bu sebeple Ümmü Varaka en tabii en içten yalvarışla "anam-babam sana feda olsun" diyor...bir şey daha feda olsun: Can; bu din uğruna şehid olmak için can da fedaya hazırdır.
Eshab-ı güzinin erkekleri bir tarafa kadınlarının bile böylesine kahramanca duygular içinde olmaları Efendimizi çok memnun etti.
Buyurdular ki:
-Ya ümmü Varaka sen burada kal; evinde Kur'an-ı Kerim oku ve bizlere dua et. Şüphesiz ki Allahü teâlâ sana şehidliği nasip eder...
Peygamberimiz şehidlik müjdesi verdiği bu yiğit hanımdan "şehide" diye bahsederlerdi...daha hayatta iken "şehide" sıfatına kavuşan Ümmü Varaka radıyallahü anha hazretleri Hazreti Ömer zamanında şahadet şerbetini içecektir.
.....
.....
Üç kişi muhacirînden beş kişi ensardan olmak üzere toplam sekiz sahabi Bedr seferinden izinli. Muhacirlerden izinli olanların ilki Hazreti Osman bin Affan. Hanımı Sevgili Peygamberimizin kızları Rukayye radıyallahü anha ağır hasta olduğu için hizmetinde bulunmak maksadıyla müsaadeli...diğer iki muhacir ise kervanın dönüş gününü öğrenmek için giden Talha ibni Abdullah ve Said ibni Zeyd.
Ensar-ı kiramdan izinli olanlar ise şunlar:
Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem namaz kıldırmak için Abdullah ibni Ümmi Mektum'u Medine'de vekil bıraktılar.
Medine'den çıkış tarihi oniki ramazan Pazartesi.

Ruha'ya varıp da mola verince orada da Asım İbni Abdil Ensar'ı bozgun ve ayrılık haberleri alınan Kuba ve Avil denilen köyler üzerine idareci Ebu Lübabe'yi de Medine'ye Vali olarak gönderdiler. Haris İbni Samed ve Havvab İbni Cübeyr ise deveden düşerek kaza geçirdikleri için yola devam edemiyorlardı; bu sebeple bunların da Medine'ye dönmelerine müsaade edildi ki böylece Bedr'den izinli Ensar yekunu beş kişi olmaktadır.
.....
Medine'den bir mil ayrıldıktan sonra Buyütussukya'-nın Ebu Ukbe kapısında Ebu İnebe kuyusu yanında Peygamber Efendimiz'in emriyle çadırlar kuruldu. Allah'ın Resulü eshabını teftiş ediyorlar...hasta sakat çocuk ve yaşlılara sefere çıkma izni yok.
Bera bin Azib'le Abdullah bin Ömer'in her ikisi de önüç yaşındalar.. Tabii çok küçük olmaları sebebiyle onlara müsaade edilmiyor. Ve daha başka küçük yaşta olanlarla çok ihtiyar olduğu için Amr bin Cemuh geri gönderiliyor
Fakat bir sahabi daha onaltısı gibi çocuk sayılacak kadar körpe yaşta olduğu halde O'na izin veriliyor.
İşte manzara:
Umeyr bin Ebi Vakkas'ı ilk müslüman olanların yedincisi; aşere-i mübeşşere'den bütün gazalarda bulunup kahramanca vuruşan ve islamda ilk ok atma şerefine sahib ağabeyi Sa'd bin Ebi Vakkas'dan dinleyelim:
-Ebu Ukbe kapısında kardeşim Umeyr bin Ebi Vakkas'ı bir kayanın arkasına saklanırken gördüm. "Umeyr ne yapıyorsun orada?" dediğimde; "Resulullah beni de çocuk sayarak geri gönderebilir. Halbuki ben Allah yolunda şehid olmak istiyorum. O'nun için gizleniyordum" dedi.
-Az sonra o'nu gören arkadaşlarım Peygamberimize haber verdiler; Efendimiz Umeyr'i çağırdılar. Resulullah'ın huzurunda ayakta dururken belindeki kılıcın ucu nerede ise yere değiyordu. Yola çıkarken kılıcını kendisi kuşanamamış ben bağlamıştım... Merhamet Sultanı büyük Nebi Umeyr'e "olmaz buyurdular. Sen geri dön yaşın daha çok küçük!" Fakat korktuğuna uğrayan Umeyr ağlamaya başladı. "Ya Resulallah anam-babam sana feda olsun. Lütfen müsaade ediniz. Ben de gelmek istiyorum. Ben de şehid olmak istiyorum! Lütfen beni geri yollamayınız! Şehid olmak istiyorum!"
Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem bu günahsız gencin arzulu yalvarışına; boncuk boncuk akan göz yaşlarına dayanamayarak "peki dediler gel"...
.....
O ne coşkun ve parlak îmân ki henüz çocukluktan çıkıp gençliğe adım atmak üzere iken; onaltı yaşının baharında ölüme koşan; düşmanla çarpışmaya gittiği için değil; gidemediği için billur gözyaşları döken; tarihin kaydettiği en yüksek insan örneklerinden biri ile karşı karşıyayız...Allahım senin ne kahraman kulların var...radıyallahü anh...
.....
Ensar'dan ibni Hiram ve bazı sahabiler Resulullah'ı sevindirmek için şu haberi veriyorlar:
-Cahiliyet zamanımızda yahudilerle çarpışmaya gittiğimiz zamanlarda giderken yine burada; Ebu Ukbe kapısında mola vermiş; kumandanlarımız orduyu denetlemişlerdi. O seferlerden ganimet ve zaferle dönmüştük...inşallah bu defa da biz müminler muzaffer olarak döneriz...
.....
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst