eternal
Banned
Yıldırımlar düşüyor boynuna
Damlalar saatte 300 km hızla
Çarpıyor yerlere..
Kaldırımlar saklanacak yer arıyor
Cadde ışıkları bir yanıyor
bir sönüyor.
Saat beni çoktan geçmiş
Ellerin titriyor, gözlerin aşkı
çoktan terketmiş canım..
Ne kadifenin huzur verici dokunuşları
var bu gece yanında
ne de pembenin insanı düşe sevkeden
yalancılığı…
Bacadan çıkan dumanları deli gibi
içine çekiyorsun..
Ayakkabıların soğuktan katılaşmış
içinde ayakların..
Bu arada saat beni çoktan geçmiş…
Rezilliğin diz boyu…
Ağaçlar yaprak yaprak omuzlarına
dökülüyor..
Dün geceden kalma bir sevdanın yükü
dizlerinde..
Şeriat tutkunu bir emir tonuyla söylüyor
şarkılarını bu gece deniz.
Vaktin çokta önemli olmadığını kavrarken
henüz beynim
Sen bir adım daha atıyorsun uzağa doğru
Bu arada saat beni çoktan geçmiş
Ama biliyorum,gitmek ve dönmek duygusu
arasında gidip geliyorsun..
Rüzgar üzerindeki şalı asılıyor bana doğru
Parmaklarındaki ojeler müdafa etmeye çalışırken
renklerini diğer parmaklarından
Senin inatçılığın üzerinde yine..
Hala içinden bana küfrediyorsun..
Ama o kadar belli ki ağlamak üzere olduğun..
Bu arada saat beni çoktan geçmiş..
O kadar belli ki…
Yol gittikçe uzuyor sanki ve sen
herhangi bir yere varmakta ısrar ediyorsun
izlenimi bırakıyorsun insanlarda..
Yine de pek aldırış etmiyor gibisin..
Ölüm döşeğinde Allah’ı reddetme cesareti
ile öldükten sonra hesap verememe korkusu
birleşmiş soğuktan çatlamış yüzünde…
Belki de ben yanlış görüyorum..
Bu arada saat beni çoktan geçmiş
Azıcık yaşadığın şu hayatta geride güzel
hiçbir şey bırakamamış olduğun geliyor
aklına galiba..
Buna bende dahilmiyim bilmiyorum ama
zaten farketmez..
Kara kara yollara düşen renkli trafik ışıkları
eşliğinde ilerliyorsun..
Yağmur şiddetini arttırıyor..
Damlalar saatte 400 km. hızla düşmeye
başlıyor yerlere..
Bu arada saat beni çoktan geçmiş..
Bozuk saatlerin günde iki defa da olsa doğruyu
gösterdiği umuduyla bakıyorum arkandan.
Sen durmuyorsun…
…
…
…
??
Terkedilme korkusu ile sarılıyorum
şimdi geceye..
Tasvir gücü yüksek bir şehre bırakıyorum
İzlerimi..
Öyle çaresiz kaldım ki bugün canım,
sokak lambalarını okşuyorum şimdi
içinden bir cin çıksın diye...
Bu arada saat beni çoktan geçmiş
Ve ben en iyi ayrılma çabası içerisindeyim..
Somut düşünme zekamı seninle yolcu ederken
sadece bakakalıyorum arkandan..
Ne elimi uzatabiliyorum ne de anlamlı bir sözcük
çıkarabiliyorum…
An an uzaklaşıyorsun ,
önce kendin sonra da şalın geliyor uçaraktan..
An an uzaklaşıyorsun..
Titrek karbondioksit çekişlerini duyabiliyorum..
O kadar sessiz ki hava..
Sanki benden bir aşk götürüyorsun…
Ramazan Kınay
Damlalar saatte 300 km hızla
Çarpıyor yerlere..
Kaldırımlar saklanacak yer arıyor
Cadde ışıkları bir yanıyor
bir sönüyor.
Saat beni çoktan geçmiş
Ellerin titriyor, gözlerin aşkı
çoktan terketmiş canım..
Ne kadifenin huzur verici dokunuşları
var bu gece yanında
ne de pembenin insanı düşe sevkeden
yalancılığı…
Bacadan çıkan dumanları deli gibi
içine çekiyorsun..
Ayakkabıların soğuktan katılaşmış
içinde ayakların..
Bu arada saat beni çoktan geçmiş…
Rezilliğin diz boyu…
Ağaçlar yaprak yaprak omuzlarına
dökülüyor..
Dün geceden kalma bir sevdanın yükü
dizlerinde..
Şeriat tutkunu bir emir tonuyla söylüyor
şarkılarını bu gece deniz.
Vaktin çokta önemli olmadığını kavrarken
henüz beynim
Sen bir adım daha atıyorsun uzağa doğru
Bu arada saat beni çoktan geçmiş
Ama biliyorum,gitmek ve dönmek duygusu
arasında gidip geliyorsun..
Rüzgar üzerindeki şalı asılıyor bana doğru
Parmaklarındaki ojeler müdafa etmeye çalışırken
renklerini diğer parmaklarından
Senin inatçılığın üzerinde yine..
Hala içinden bana küfrediyorsun..
Ama o kadar belli ki ağlamak üzere olduğun..
Bu arada saat beni çoktan geçmiş..
O kadar belli ki…
Yol gittikçe uzuyor sanki ve sen
herhangi bir yere varmakta ısrar ediyorsun
izlenimi bırakıyorsun insanlarda..
Yine de pek aldırış etmiyor gibisin..
Ölüm döşeğinde Allah’ı reddetme cesareti
ile öldükten sonra hesap verememe korkusu
birleşmiş soğuktan çatlamış yüzünde…
Belki de ben yanlış görüyorum..
Bu arada saat beni çoktan geçmiş
Azıcık yaşadığın şu hayatta geride güzel
hiçbir şey bırakamamış olduğun geliyor
aklına galiba..
Buna bende dahilmiyim bilmiyorum ama
zaten farketmez..
Kara kara yollara düşen renkli trafik ışıkları
eşliğinde ilerliyorsun..
Yağmur şiddetini arttırıyor..
Damlalar saatte 400 km. hızla düşmeye
başlıyor yerlere..
Bu arada saat beni çoktan geçmiş..
Bozuk saatlerin günde iki defa da olsa doğruyu
gösterdiği umuduyla bakıyorum arkandan.
Sen durmuyorsun…
…
…
…
??
Terkedilme korkusu ile sarılıyorum
şimdi geceye..
Tasvir gücü yüksek bir şehre bırakıyorum
İzlerimi..
Öyle çaresiz kaldım ki bugün canım,
sokak lambalarını okşuyorum şimdi
içinden bir cin çıksın diye...
Bu arada saat beni çoktan geçmiş
Ve ben en iyi ayrılma çabası içerisindeyim..
Somut düşünme zekamı seninle yolcu ederken
sadece bakakalıyorum arkandan..
Ne elimi uzatabiliyorum ne de anlamlı bir sözcük
çıkarabiliyorum…
An an uzaklaşıyorsun ,
önce kendin sonra da şalın geliyor uçaraktan..
An an uzaklaşıyorsun..
Titrek karbondioksit çekişlerini duyabiliyorum..
O kadar sessiz ki hava..
Sanki benden bir aşk götürüyorsun…
Ramazan Kınay