Amerikalı general Büyükelçi Tan'a neden miğfer ve zırh vermek istedi?
Potomac Institute adlı düşünce kuruluşunda konuşan Washington Büyükelçisi Namık Tan konferans sonrası Türkiye'nin politikalarına ilişkin kuşkucu ve eleştirel sorularla karşılaştı. Tan'ın tüm soruları serinkanlılıkla cevaplaması emekli General Alfred Gray'i de etkiledi: "Ateşe maruz kaldınız ama aynı derecede iyi şekilde mukabele ettiniz."
Siz son derece beliğ ve açık kalpli beyanlarınızı yaparken Silahendaz Kuvvetleri'ndeki (Marine Corps) eşyalarıma uzanıp size bir miğfer ve kurşun geçirmez zırh vermem gerektiğini düşündüm. Ateşe maruz kaldınız ama aynı derecede iyi şekilde mukabele ettiniz." ABD başkentindeki düşünce kuruluşlarından Potomac Institute yöneticilerinden emekli General Alfred Gray Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan'ı kurumda verdiği konferansın ve soru cevap faslının ardından bu yerinde tespitlerle uğurluyordu.
Enstitüde 'Türk-Amerikan Stratejik Ortaklığı: Geçmiş Bugün ve Gelecek' konulu bir sunum yapan Büyükelçi Tan'a genelde Ortadoğu politikasına ilişkin çoğu kuşkucu ve eleştirel sorular yöneltilmesi Türkiye'nin ABD başkentinden son dönemlerdeki görünüşü hususunda da kayda değer ipuçları veriyordu.
Sunumunda Türkiye'nin eksen değiştirmediği İran dahil 'komşularla sıfır problem' politikasının dini ve ideolojik gerekçelere dayanmadığı İsrail'le aslında hâlâ dost olduğu gibi Ankara tezlerini işleyen Tan soru cevap kısmında Arlington semtindeki salonda hazır bulunan birçok Amerikalı araştırmacı ve gözlemciden gelen yaylım ateşine tutuldu. Toplantıya Yahudi cemaatinden ve İsrail tezlerini işleyenlerden yoğun katılım olması dikkat çekti. Tecrübeli diplomat art arda gelen salvolar karşısında kimseye pabuç bırakmaksızın serinkanlılığını da kaybetmeden sorulara tane tane cevap verirken uçuk iddialarda bulunan bazı muhataplarına yer yer dostça nasihatler de yaptı.
"Türkiye nükleer silahsız bir Ortadoğu çağrısı yapıyor. Bu bağlamda sınırlarındaki NATO'ya ait taktik nükleer silahları kaldırmak ister mi?" mealindeki sorunun sahibine"Sorunuzun arkasında yatan soruyu anlıyorum" diyen Tan topu karşı kale sahasına şöyle gönderdi:
"Bu (sadece) Türkiye'nin sözü değil. Lütfen Başkan Obama'nın Amerikan yönetimi yetkililerinin Avrupa Birliği yetkililerinin diğer herkesin yaptığı açıklamaları kontrol ediniz. Bu soruyu (bizimle) aynı şeyleri söyleyen müttefiklerimize kolayca sorabilirsiniz. Sadece onları değil lütfen BM karar tasarılarını da bir kontrol edin."
Büyükelçi Tan Mavi Marmara gemisinde dokuz Türk vatandaşının tartışmalı şekilde öldürülmesiyle sonuçlanan Gazze'ye destek eyleminden sonra Ankara'nın İsrail yönetimine takındığı sert tavra ilişkin yoğun soru ve eleştirilere maruz kaldı. İki ülkenin hâlâ dost olduğunu İsrail'in özür dilemesi ve tazminat ödemesi halinde bu krizin sona ereceğini vurguladı. İsrail gibi 'incelikli' (sophisticated) bir ülkenin yapılanın hata olduğunu bildiğine inandığını kaydeden Türk diplomat "Bazen hata yapmak kolaydır. Bu hata bir dosta karşı yapılmışsa müşkül durumdan kurtulmak daha kolaydır." şeklinde konuştu.
"Özür dilemezse İsrail en iyi dostlarından birini kaybeder" mealindeki uyarısını biraz 'sert' bulduğunu ifade eden bir katılımcıya Tan şu karşılığı verdi: "Sizce ne söylemeliyim? Hadi bunu unutalım olanlara gözümüzü kapayıp stratejik işlerimizi hiçbir şey olmamış gibi sürdürelim mi demeliyim? Bunu yapamayız."
Mavi Marmara'da teröristler ve silah bulunduğu yönündeki iddiaları gündeme getiren bir katılımcıya olayla ilgili birçok tarafın farklı anlatımları olduğunu hatırlatan Namık Tan "Biz işte bu nedenle bağımsız bir uluslararası soruşturma talebinde bulunduk... Herkesin elinde ne varsa getirip masaya koysun istedik. Ancak İsrailli dostlarımızdan aynı yaklaşımı görmedik." dedi. Türkiye'de İsrail karşıtlığı ve antisemitizmin laikliğin zayıflaması nedeniyle arttığına ilişkin bir yoruma ise katılmayan Tan laiklik ilkesinin Türk anayasasında yer aldığına işaret etti.
İran'la angajman obama'nın fikri
Büyükelçi Tan Ankara'nın İran'a karşı yaptırımları uygulamadığı yolunda bir iddianın seslendirilmesine karşılık ise BM yaptırımlarının harfiyen uygulandığını ABD gibi bazı ülkelerin ilan ettiği tek taraflı yaptırımlara uyup uymama kararının ise özel sektöre bırakıldığını izah etti. 'Angajman'ı Türkiye'nin icat etmediğini bu fikri Amerikan yönetiminin bizzat Başkan Obama'nın geliştirdiğini söyleyen Tan İran'la angajman noktasında hükümetin şimdiye dek her şeyi 'Amerikalılarla koordineli' yaptığını öne sürdü.
Türkiye'nin İran'dan 10 bin mil uzaktaki ABD'den çok daha fazla bölgede olanlardan etkilendiğini hatırlatan Büyükelçi Tan son Irak savaşlarının Türkiye'ye olumsuz etkilerine ve söz verildiği halde tazmin edilmeyen zararlarına işaret etti. Ankara'nın barış istediğini İran'ın nükleer silaha erişmesini de arzu etmediğini ancak bu hedefe ikna yoluyla ulaşmak gerektiğine inandığını kaydetti.
Bir katılımcı Tan'a "Türkiye büyük bir ülke. Sizin sunumunuzdan Türklerin ABD'yi iyi anladığı görülüyor. Sizce ABD ve Avrupa Türkiye'yi yeterince anlıyor mu?" diye sordu. Görev yeri olan ev sahibi ABD ile ilgili bu konuda yoruma girmekten kaçınan Tan Avrupa'dan ise sözlerini esirgemedi: "Avrupalılar Türkiye'yi anlamayı başaramadı... Saygılarımı arzla söylüyorum Avrupalı dostlarımızın büyük düşünme yeteneği yok."
Potomac Institute adlı düşünce kuruluşunda konuşan Washington Büyükelçisi Namık Tan konferans sonrası Türkiye'nin politikalarına ilişkin kuşkucu ve eleştirel sorularla karşılaştı. Tan'ın tüm soruları serinkanlılıkla cevaplaması emekli General Alfred Gray'i de etkiledi: "Ateşe maruz kaldınız ama aynı derecede iyi şekilde mukabele ettiniz."
Siz son derece beliğ ve açık kalpli beyanlarınızı yaparken Silahendaz Kuvvetleri'ndeki (Marine Corps) eşyalarıma uzanıp size bir miğfer ve kurşun geçirmez zırh vermem gerektiğini düşündüm. Ateşe maruz kaldınız ama aynı derecede iyi şekilde mukabele ettiniz." ABD başkentindeki düşünce kuruluşlarından Potomac Institute yöneticilerinden emekli General Alfred Gray Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan'ı kurumda verdiği konferansın ve soru cevap faslının ardından bu yerinde tespitlerle uğurluyordu.
Enstitüde 'Türk-Amerikan Stratejik Ortaklığı: Geçmiş Bugün ve Gelecek' konulu bir sunum yapan Büyükelçi Tan'a genelde Ortadoğu politikasına ilişkin çoğu kuşkucu ve eleştirel sorular yöneltilmesi Türkiye'nin ABD başkentinden son dönemlerdeki görünüşü hususunda da kayda değer ipuçları veriyordu.
Sunumunda Türkiye'nin eksen değiştirmediği İran dahil 'komşularla sıfır problem' politikasının dini ve ideolojik gerekçelere dayanmadığı İsrail'le aslında hâlâ dost olduğu gibi Ankara tezlerini işleyen Tan soru cevap kısmında Arlington semtindeki salonda hazır bulunan birçok Amerikalı araştırmacı ve gözlemciden gelen yaylım ateşine tutuldu. Toplantıya Yahudi cemaatinden ve İsrail tezlerini işleyenlerden yoğun katılım olması dikkat çekti. Tecrübeli diplomat art arda gelen salvolar karşısında kimseye pabuç bırakmaksızın serinkanlılığını da kaybetmeden sorulara tane tane cevap verirken uçuk iddialarda bulunan bazı muhataplarına yer yer dostça nasihatler de yaptı.
"Türkiye nükleer silahsız bir Ortadoğu çağrısı yapıyor. Bu bağlamda sınırlarındaki NATO'ya ait taktik nükleer silahları kaldırmak ister mi?" mealindeki sorunun sahibine"Sorunuzun arkasında yatan soruyu anlıyorum" diyen Tan topu karşı kale sahasına şöyle gönderdi:
"Bu (sadece) Türkiye'nin sözü değil. Lütfen Başkan Obama'nın Amerikan yönetimi yetkililerinin Avrupa Birliği yetkililerinin diğer herkesin yaptığı açıklamaları kontrol ediniz. Bu soruyu (bizimle) aynı şeyleri söyleyen müttefiklerimize kolayca sorabilirsiniz. Sadece onları değil lütfen BM karar tasarılarını da bir kontrol edin."
Büyükelçi Tan Mavi Marmara gemisinde dokuz Türk vatandaşının tartışmalı şekilde öldürülmesiyle sonuçlanan Gazze'ye destek eyleminden sonra Ankara'nın İsrail yönetimine takındığı sert tavra ilişkin yoğun soru ve eleştirilere maruz kaldı. İki ülkenin hâlâ dost olduğunu İsrail'in özür dilemesi ve tazminat ödemesi halinde bu krizin sona ereceğini vurguladı. İsrail gibi 'incelikli' (sophisticated) bir ülkenin yapılanın hata olduğunu bildiğine inandığını kaydeden Türk diplomat "Bazen hata yapmak kolaydır. Bu hata bir dosta karşı yapılmışsa müşkül durumdan kurtulmak daha kolaydır." şeklinde konuştu.
"Özür dilemezse İsrail en iyi dostlarından birini kaybeder" mealindeki uyarısını biraz 'sert' bulduğunu ifade eden bir katılımcıya Tan şu karşılığı verdi: "Sizce ne söylemeliyim? Hadi bunu unutalım olanlara gözümüzü kapayıp stratejik işlerimizi hiçbir şey olmamış gibi sürdürelim mi demeliyim? Bunu yapamayız."
Mavi Marmara'da teröristler ve silah bulunduğu yönündeki iddiaları gündeme getiren bir katılımcıya olayla ilgili birçok tarafın farklı anlatımları olduğunu hatırlatan Namık Tan "Biz işte bu nedenle bağımsız bir uluslararası soruşturma talebinde bulunduk... Herkesin elinde ne varsa getirip masaya koysun istedik. Ancak İsrailli dostlarımızdan aynı yaklaşımı görmedik." dedi. Türkiye'de İsrail karşıtlığı ve antisemitizmin laikliğin zayıflaması nedeniyle arttığına ilişkin bir yoruma ise katılmayan Tan laiklik ilkesinin Türk anayasasında yer aldığına işaret etti.
İran'la angajman obama'nın fikri
Büyükelçi Tan Ankara'nın İran'a karşı yaptırımları uygulamadığı yolunda bir iddianın seslendirilmesine karşılık ise BM yaptırımlarının harfiyen uygulandığını ABD gibi bazı ülkelerin ilan ettiği tek taraflı yaptırımlara uyup uymama kararının ise özel sektöre bırakıldığını izah etti. 'Angajman'ı Türkiye'nin icat etmediğini bu fikri Amerikan yönetiminin bizzat Başkan Obama'nın geliştirdiğini söyleyen Tan İran'la angajman noktasında hükümetin şimdiye dek her şeyi 'Amerikalılarla koordineli' yaptığını öne sürdü.
Türkiye'nin İran'dan 10 bin mil uzaktaki ABD'den çok daha fazla bölgede olanlardan etkilendiğini hatırlatan Büyükelçi Tan son Irak savaşlarının Türkiye'ye olumsuz etkilerine ve söz verildiği halde tazmin edilmeyen zararlarına işaret etti. Ankara'nın barış istediğini İran'ın nükleer silaha erişmesini de arzu etmediğini ancak bu hedefe ikna yoluyla ulaşmak gerektiğine inandığını kaydetti.
Bir katılımcı Tan'a "Türkiye büyük bir ülke. Sizin sunumunuzdan Türklerin ABD'yi iyi anladığı görülüyor. Sizce ABD ve Avrupa Türkiye'yi yeterince anlıyor mu?" diye sordu. Görev yeri olan ev sahibi ABD ile ilgili bu konuda yoruma girmekten kaçınan Tan Avrupa'dan ise sözlerini esirgemedi: "Avrupalılar Türkiye'yi anlamayı başaramadı... Saygılarımı arzla söylüyorum Avrupalı dostlarımızın büyük düşünme yeteneği yok."