ParadokS
Kayıtlı Üye
Altay Spor Kulübü Derneği adına Başkan Ahmet Taşpınar imzasıyla yapılan resmi başvurunun metni şöyle:
"İstanbul özel yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan ve yürütülen soruşturma sonucunda Türkiye’nin önemli kulüp yöneticileri, teknik adamlar, futbolcular, menajerler, taraftar temsilcileri gibi futbol ailesinin hemen her kesimden kişilerin karıştığı çirkin ilişkilerin kamuoyun yansıdığı malumdur. Bu çalışma ve hukuki süreçlerin olayların boyutu, sanık ve ilgililerin sayısının fazlalığı sebebiyle daha uzun süre devam edeceği ortadadır.
Futbolun sanayileşmesi, bu çerçevede futbol endüstrisinde dönen paraların büyümesinin, futbolun ilerlemesi yanında maalesef kirletici bir etkisinin de söz konusu olduğunu üzülerek izlemekteyiz.
100 yıla yaklaşan, asırlık bir çınar olan Altay Spor Kulübü’nün, bu güne kadar binlerce sporcu yetiştirdiği, milli takımların her kademesinde sporcularının bulunduğu tüm ülkenin bildiği bir gerçektir. Halen liglerde Altay patentli bir çok oyuncunun yer alması kulübümüz açısından kuşkusuz bir gurur kaynağıdır.
Ancak yukarıda belirttiğimiz ve futbolun bir endüstri haline dönüşmesi süreci en çok Altay gibi etik değerleri her ne pahasına olursa olsun ön planda tutan, sporun neticesinin sadece ve sadece spor alanlarındaki performans ile belirlenmesini önemseyen kulüplere zarar vermiştir. Yine tüm spor kamuoyu bilmektedir ki, kulübümüz Süper Lig yolunda en önemli aday iken Diyarbakır’da çeşitli güçler tarafından önü kesilmiş, başka bir sezon aralarında milli oyuncuların da bulunduğu rakip İstanbulspor oyuncularının üçüncü bir kulüpten aldıkları teşvik primleri konuşmaları gazete sayfalarına kadar yansımış, aynı hafta Elazığspor oyuncusunun 70 metre top sürerek attığı gol spor programlarında alay konusu yapılmış iken tüm başvuruları cevapsız kalmış ve küme düşmüştür. Özetle sporun kirlenmesi ile bu tip ilişkilere girmeyi sporun ruhuna aykırı kabul eden ve geleneklerine yakıştırması mümkün olmayan Altay en çok mağdur edilen kulüplerin başında gelmektedir.
Yine sona eren 2010-2011 sezonunda Altay, herhangi bir çirkinliğe bulaşmaya tevessül dahi etmeden mücadelesini yapmış ve Adanaspor ile yaptığı son müsabaka sonunda maalesef 2. Lig’e düşmüş bulunmaktadır. 32 maç sonunda son hafta lige veda eden Altay yanında hiç müsabaka oynamayan Ankaraspor A.Ş. genel kurul kararı ile Bank Asya 1. Ligi'ndeki yerini muhafaza etmiştir. Ayrıca sezon ile ilgili Bank Asya kulüpleri ile takımlarının futbolcu, teknik adam ve yöneticilerinin adlarının karıştığı birçok hukuk dışı işlem gerek soruşturma ve gerekse medya aracılığı ile ortaya çıkarılmıştır. Yani anlaşılmıştır ki, Altay yine daha evvel bir çok kere olduğu gibi oyunu sadece sahada oynamasının sonucunu küme düşerek ödemiş bulunmaktadır.
Sayın Federasyon Başkanımız'ın da son derece haklı ifade ettiği gibi, sporun kendi yasaları uyarınca yeni sezonda liglerin hangi takımlardan oluşacağı, olaylara karışan kulüplere verilecek cezaların tedbiren de olsa derhal uygulanmasını gerektirmektedir. Aksi halde, dava aşamasının Yargıtay’daki temyiz süreci de değerlendirildiğinde yılları alacağı ve bu durumun da kamu vicdanını rahatsız edeceği açıktır.
Yukarıda arz edilen maruz sebeplere binaen;
Savcılık soruşturmasındaki delil ve bilgilerin de Yönetim Kurulunuz tarafından değerlendirilerek, 2010-2011 sezonunda Bank Asya Ligi’nde hukuk dışı eylemlere kalkışan kulüplere gerekli sportif cezaların uygulanarak küme düşürülmelerine, Altay Spor Kulübü’nün ise olayların mağduru olduğu göz önüne alınarak, 2011-2012 sezonunda da Bank Asya 1. Lig'de yarışmaya devam etmesine dair karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz."
"İstanbul özel yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan ve yürütülen soruşturma sonucunda Türkiye’nin önemli kulüp yöneticileri, teknik adamlar, futbolcular, menajerler, taraftar temsilcileri gibi futbol ailesinin hemen her kesimden kişilerin karıştığı çirkin ilişkilerin kamuoyun yansıdığı malumdur. Bu çalışma ve hukuki süreçlerin olayların boyutu, sanık ve ilgililerin sayısının fazlalığı sebebiyle daha uzun süre devam edeceği ortadadır.
Futbolun sanayileşmesi, bu çerçevede futbol endüstrisinde dönen paraların büyümesinin, futbolun ilerlemesi yanında maalesef kirletici bir etkisinin de söz konusu olduğunu üzülerek izlemekteyiz.
100 yıla yaklaşan, asırlık bir çınar olan Altay Spor Kulübü’nün, bu güne kadar binlerce sporcu yetiştirdiği, milli takımların her kademesinde sporcularının bulunduğu tüm ülkenin bildiği bir gerçektir. Halen liglerde Altay patentli bir çok oyuncunun yer alması kulübümüz açısından kuşkusuz bir gurur kaynağıdır.
Ancak yukarıda belirttiğimiz ve futbolun bir endüstri haline dönüşmesi süreci en çok Altay gibi etik değerleri her ne pahasına olursa olsun ön planda tutan, sporun neticesinin sadece ve sadece spor alanlarındaki performans ile belirlenmesini önemseyen kulüplere zarar vermiştir. Yine tüm spor kamuoyu bilmektedir ki, kulübümüz Süper Lig yolunda en önemli aday iken Diyarbakır’da çeşitli güçler tarafından önü kesilmiş, başka bir sezon aralarında milli oyuncuların da bulunduğu rakip İstanbulspor oyuncularının üçüncü bir kulüpten aldıkları teşvik primleri konuşmaları gazete sayfalarına kadar yansımış, aynı hafta Elazığspor oyuncusunun 70 metre top sürerek attığı gol spor programlarında alay konusu yapılmış iken tüm başvuruları cevapsız kalmış ve küme düşmüştür. Özetle sporun kirlenmesi ile bu tip ilişkilere girmeyi sporun ruhuna aykırı kabul eden ve geleneklerine yakıştırması mümkün olmayan Altay en çok mağdur edilen kulüplerin başında gelmektedir.
Yine sona eren 2010-2011 sezonunda Altay, herhangi bir çirkinliğe bulaşmaya tevessül dahi etmeden mücadelesini yapmış ve Adanaspor ile yaptığı son müsabaka sonunda maalesef 2. Lig’e düşmüş bulunmaktadır. 32 maç sonunda son hafta lige veda eden Altay yanında hiç müsabaka oynamayan Ankaraspor A.Ş. genel kurul kararı ile Bank Asya 1. Ligi'ndeki yerini muhafaza etmiştir. Ayrıca sezon ile ilgili Bank Asya kulüpleri ile takımlarının futbolcu, teknik adam ve yöneticilerinin adlarının karıştığı birçok hukuk dışı işlem gerek soruşturma ve gerekse medya aracılığı ile ortaya çıkarılmıştır. Yani anlaşılmıştır ki, Altay yine daha evvel bir çok kere olduğu gibi oyunu sadece sahada oynamasının sonucunu küme düşerek ödemiş bulunmaktadır.
Sayın Federasyon Başkanımız'ın da son derece haklı ifade ettiği gibi, sporun kendi yasaları uyarınca yeni sezonda liglerin hangi takımlardan oluşacağı, olaylara karışan kulüplere verilecek cezaların tedbiren de olsa derhal uygulanmasını gerektirmektedir. Aksi halde, dava aşamasının Yargıtay’daki temyiz süreci de değerlendirildiğinde yılları alacağı ve bu durumun da kamu vicdanını rahatsız edeceği açıktır.
Yukarıda arz edilen maruz sebeplere binaen;
Savcılık soruşturmasındaki delil ve bilgilerin de Yönetim Kurulunuz tarafından değerlendirilerek, 2010-2011 sezonunda Bank Asya Ligi’nde hukuk dışı eylemlere kalkışan kulüplere gerekli sportif cezaların uygulanarak küme düşürülmelerine, Altay Spor Kulübü’nün ise olayların mağduru olduğu göz önüne alınarak, 2011-2012 sezonunda da Bank Asya 1. Lig'de yarışmaya devam etmesine dair karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz."
