Buğra1
Kayıtlı Üye
“Ogul!.. Ey Türk oglu!.. Alnini yükselt, gögsünü ger, etrafina gurur ile bak!.. Ayaginin altinda görünen su genis cihânin hâkimi sensin, senin neslin olacaktir. Kâinatin en büyük kahramanlari, cihangirleri bütün senden dogacaktir. Masriktaki Çin’in pâyitahtindan, magribteki Septe Bogazi hizâsina kadar olan yol senin atlarinin ayaklarinin altinda çignenecektir. Cenubun yanan çöllerinden, Simâlin donduran bozkirlarina dogru bak!.. Yenisu kiyilarinda, Baykal, Aral gölleri etrafinda doguran kisraklarinin taylari, Tuna’nin menbaindan hararetlerini teskin edeceklerdir... Azak ve Kara denizleri torunlarinin birer küçük havuzlari, Pamir ve Cezretülarap yaylalari cirid meydanlari olacaktir... Kafkas, Balkan, Karpat ve Ararat daglarinin eteklerini harp sâhalari, Ural geçitlerini, Volga, Firat nehirlerini akin yollari yapacaksin!..
Ne kaya kaleler, ne demir kapilar, ne çelik silahlar yolunu kesemeyecek... Yari cihan ümmetleriyle dögüseceksin... Ezdikçe magrur, ezildikçe me’yus olma!.. Dâima didin ve ögren, dâima iste ve yüksel. Âdil ve rahim ol! Korkutmaktan ziyâde sevdirmege çalis.”
Ahmet Hikmet MÜFTÜOGLU, ÇAGLAYANLAR, Sahife 23-24.
Ne kaya kaleler, ne demir kapilar, ne çelik silahlar yolunu kesemeyecek... Yari cihan ümmetleriyle dögüseceksin... Ezdikçe magrur, ezildikçe me’yus olma!.. Dâima didin ve ögren, dâima iste ve yüksel. Âdil ve rahim ol! Korkutmaktan ziyâde sevdirmege çalis.”
Ahmet Hikmet MÜFTÜOGLU, ÇAGLAYANLAR, Sahife 23-24.