` βэγzα '
Banned
Alman "Bild am Sonntag" gazetesi, Antalya'da yaptığı tatil sırasında beyin kanamasından hayatını kaybeden 42 yaşındaki Alman Uwe-Dieter H'nın organlarıyla hayat verdiği 4 Türk ile yapılan röportajlara yayımladı.
Uwe-Dieter H'nın kalbinin takıldığı Ispartalı kantin işletmecisi Hasan Atabay (48), sigara içmemesine rağmen 9 ay önce kalp krizi geçirdiğini belirterek, "Acilen ameliyata alınmak zorunda kaldım. Burada kalbimin çok zayıf olduğu ve yeni bir kalbe ihtiyacım olduğu ortaya çıktı" dedi.
Hastaneye 3 ay önce yeniden gitmek zorunda kaldığını ve o günden bu yana tedavi gördüğünü ifade eden Atabay, 26 Mayısta kendisine bir kalp bulunduğunun söylendiğinde inanamadığını anlattı.
Atabay, sağlık durumunun şimdi çok iyi olduğunu, eşi ve çocuklarının da durumuna sevindiğini kaydederek, "Bana kalbini hediye eden Uwe'ye her gün dua ediyorum" diye konuştu.
Hayatını kaybeden Alman'ın sol böbreğini alan Eskişehirli imam Süleyman Tatlısu (35), yaklaşık 10 yıl önce ağrılarının başladığını ve sol böbreğinin işlevini yerine getiremeyecek derecede iltihaplandığının tespit edildiğini belirterek, iki yıllık ilaç tedavisinden sonra haftada üç kez diyaliz makinesine bağlanmak zorunda kaldığını anlattı.
Tatlısu, o dönemlerde doğru düzgün bir şekilde çalışamadığını ve hep evde kalmak zorunda olduğunu ifade ederek, Antalya'dan gelen haberle hayatının değiştiğini, artık bir aile kurabileceğini, daha önce bunun mümkün olmadığını kaydetti.
Uwe Dieter H'nın karaciğerinin nakledildiği Ayhan Ay (42) adlı Malatyalı işsiz vatandaş da üç yıl boyunca karaciğerindeki rahatsızlık nedeniyle büyük ağrılar çektiğini, gitmediği doktor kalmadığını, ailesini yalnız bırakmamak için yatmak istemediğini, ancak hastaneye sevk edilmek zorunda kalınca tüm ümitlerini yitirdiğini söyledi.
Eşinin her gün kendisi için dua ettiğini, 26 Mayısta kendisi için bir karaciğer bulunduğunun söylenmesi üzerine hemen kardeşiyle hastaneye gittiğini ifade eden Ay, yeni karaciğeri sayesinde artık normal bir yaşam sürdürebildiğini, karaciğerin bağışlanmış olmasının insaniyet adına büyük bir jest olduğunu kaydetti.
Uwe-Dieter H'nın sağ böbreğini alan ve Burdur da satıcılık yapan Ünal Türen'e (48) daha önce böbrek nakliyatı yapıldığı, ancak bu böbreğin işlevini yerine getirmemesi üzerine Türen'in yedi buçuk yıl önce yeniden diyaliz makinesine bağlandığı belirtildi.
Türen, dualarının kabul edildiğini, yeni böbreğiyle kendisine yeni bir hayatın verildiğini ifade ederek, 16 saat süren böbrek nakliyatından sonra bu böbreğin de bozulmaması için günde 8 hap kullandığını kaydetti.
Gazeteye açıklama yapan Alman Organ Nakliyatı Vakfı yöneticilerinden Prof. Günter Kirste ise Almanya'da geçen yıl 4 bin organ bağışı yapılırken, bu sayının Türkiye'de çok daha düşük olduğunu belirterek, "Almanya'da 1217 kişi organ bağışında bulunmuştu. Bu sayı 2008 yılında Türkiye'de sadece 262'ydi" diye konuştu.
Bu sayıların Almanya için de yeterli olmadığını ifade eden Kirste, yaklaşık 12 bin kişinin yeni bir organa ihtiyacı olduğunu, her yıl gerekli organı bulamadığı için yaklaşık 1000 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.
Uwe-Dieter H'nın kalbinin takıldığı Ispartalı kantin işletmecisi Hasan Atabay (48), sigara içmemesine rağmen 9 ay önce kalp krizi geçirdiğini belirterek, "Acilen ameliyata alınmak zorunda kaldım. Burada kalbimin çok zayıf olduğu ve yeni bir kalbe ihtiyacım olduğu ortaya çıktı" dedi.
Hastaneye 3 ay önce yeniden gitmek zorunda kaldığını ve o günden bu yana tedavi gördüğünü ifade eden Atabay, 26 Mayısta kendisine bir kalp bulunduğunun söylendiğinde inanamadığını anlattı.
Atabay, sağlık durumunun şimdi çok iyi olduğunu, eşi ve çocuklarının da durumuna sevindiğini kaydederek, "Bana kalbini hediye eden Uwe'ye her gün dua ediyorum" diye konuştu.
Hayatını kaybeden Alman'ın sol böbreğini alan Eskişehirli imam Süleyman Tatlısu (35), yaklaşık 10 yıl önce ağrılarının başladığını ve sol böbreğinin işlevini yerine getiremeyecek derecede iltihaplandığının tespit edildiğini belirterek, iki yıllık ilaç tedavisinden sonra haftada üç kez diyaliz makinesine bağlanmak zorunda kaldığını anlattı.
Tatlısu, o dönemlerde doğru düzgün bir şekilde çalışamadığını ve hep evde kalmak zorunda olduğunu ifade ederek, Antalya'dan gelen haberle hayatının değiştiğini, artık bir aile kurabileceğini, daha önce bunun mümkün olmadığını kaydetti.
Uwe Dieter H'nın karaciğerinin nakledildiği Ayhan Ay (42) adlı Malatyalı işsiz vatandaş da üç yıl boyunca karaciğerindeki rahatsızlık nedeniyle büyük ağrılar çektiğini, gitmediği doktor kalmadığını, ailesini yalnız bırakmamak için yatmak istemediğini, ancak hastaneye sevk edilmek zorunda kalınca tüm ümitlerini yitirdiğini söyledi.
Eşinin her gün kendisi için dua ettiğini, 26 Mayısta kendisi için bir karaciğer bulunduğunun söylenmesi üzerine hemen kardeşiyle hastaneye gittiğini ifade eden Ay, yeni karaciğeri sayesinde artık normal bir yaşam sürdürebildiğini, karaciğerin bağışlanmış olmasının insaniyet adına büyük bir jest olduğunu kaydetti.
Uwe-Dieter H'nın sağ böbreğini alan ve Burdur da satıcılık yapan Ünal Türen'e (48) daha önce böbrek nakliyatı yapıldığı, ancak bu böbreğin işlevini yerine getirmemesi üzerine Türen'in yedi buçuk yıl önce yeniden diyaliz makinesine bağlandığı belirtildi.
Türen, dualarının kabul edildiğini, yeni böbreğiyle kendisine yeni bir hayatın verildiğini ifade ederek, 16 saat süren böbrek nakliyatından sonra bu böbreğin de bozulmaması için günde 8 hap kullandığını kaydetti.
Gazeteye açıklama yapan Alman Organ Nakliyatı Vakfı yöneticilerinden Prof. Günter Kirste ise Almanya'da geçen yıl 4 bin organ bağışı yapılırken, bu sayının Türkiye'de çok daha düşük olduğunu belirterek, "Almanya'da 1217 kişi organ bağışında bulunmuştu. Bu sayı 2008 yılında Türkiye'de sadece 262'ydi" diye konuştu.
Bu sayıların Almanya için de yeterli olmadığını ifade eden Kirste, yaklaşık 12 bin kişinin yeni bir organa ihtiyacı olduğunu, her yıl gerekli organı bulamadığı için yaklaşık 1000 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.