meridyen2
Kayıtlı Üye
Allah’ın Vaatleri
“... Şüphesiz O’nun va’di yerine gelecektir.” (Meryem Suresi, 61)
Allah iman edenlere hem bu dünyada hem de ahirette çok büyük nimetler vereceğini vadetmiştir. Müminler, Allah'a olan imanları, yakınlıkları, teslimiyetleri ve samimiyetleri derecesinde bu nimetlere kavuşmayı ümit eder ve hayatları boyunca bunların Allah’tan birer lütuf olduğunun bilinciyle ve bu şevkle hareket ederler.
Yüce Allah Kuran’ı insanları karanlıktan aydınlığa, doğru yola çıkarmak için göndermiştir. Kuran'da Allah Kendisi'ne inananlara da, inanmayanlara da bazı vaatlerde bulunmuştur. İnkarcılar için vaat, dünyada sıkıntılı bir geçim, ahirette ise -Allah'ın dilemesi dışında- sonsuza kadar azap çekecekleri cehennemdir. İnananlara vadedilen ise dünyada da ahirette de hoşnutluk içinde bir yaşamdır ve müminler Allah'ın Sadık (vaadine sadık, doğru) sıfatının bir tecellisi olarak bu vaadini yerine getireceğine kesin olarak iman ederler.
Allah'ın Müminlere Dünyadaki Vaatleri Nelerdir?
Allah Müminlerin Tevbelerini Kabul Eder
Allah, günahlarından dolayı samimi bir şekilde tevbe eden, yani bağışlanma dileyip artık o günahı işlememeye samimi niyet eden herkesi bağışlayacağını Kuran’da şu şekilde bildirmiştir:
“Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Maide Suresi, 39)
Yüce Allah, sonsuz rahmeti ile insanlara, her zaman hatalarından dolayı bağışlanma dileme ve tevbe etme imkanı tanımıştır. Bu Allah’ın iman eden ve salih amellerde bulunan kullarına vaadidir:
“Allah, iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.” (Maide Suresi, 9)
Allah Müminlerin Kötülüklerini İyiliklere Çevirir
“Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka; işte onların günahlarını Allah iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Furkan Suresi, 70)
Allah'ın salih Müslümanların günahlarını iyiliklere çevirmesi Rabbimiz'in kulları üzerindeki sonsuz lütfunun bir tecellisidir. İnsan kolaylıkla hata yapabilen bir varlıktır. Yanılabilir, bilmeden günaha girebilir, kötü bir davranışta bulunabilir, ağzından kötü bir söz çıkabilir. Ancak önemli olan bu hatalardan sonra tevbe etmesi ve davranışlarını düzeltmesidir. Rabbimiz böyle salih bir ahlaka sahip kullarına Kuran ayetlerinde bu vaadini müjdelemektedir:
“İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar) cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara va'dolunan doğru bir vaaddir.” (Ahkaf Suresi, 16)
Allah Dinini Üstün Kılacak, Batılı Yok Edecektir
Yüce Rabbimiz “Müşrikler istemese de, O, dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur.” (Tevbe Suresi, 33) ayetiyle insanlara, İslam dininin tüm dinlere üstün kılınacağını ve Kuran ahlakının tüm dünyaya hakim olacağını müjdelemiştir. Kimi insanlar istemese de, Allah vaadini gerçekleştirecek; İslam ahlakını tüm dünyada hakim kılarak batılı yok edecektir. Elbette Yüce Allah’ın vaadi haktır.
“De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur."” (İsra Suresi, 81)
Allah İman Edenleri Güç Ve İktidar Sahibi Kılacaktır
“Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.” (Nur Suresi, 55)
Allah'ın samimi olarak iman edenlere vaadi, onları da kendilerinden öncekiler gibi "yeryüzünde güç ve iktidar sahibi" kılmasıdır. Allah’ın izniyle çok yakın zamanda, Allah iman edenleri ve salih amellerde bulunanları güç ve iktidar sahibi kılacaktır. “...Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor." (Tevbe Suresi 32) ayetiyle bildirildiği gibi, Kuran ahlakının tüm dünyaya yayılarak, yeryüzünden fitnenin kaldırılmasıyla tüm insanlığa barış ve kurtuluş geleceği Rabbimiz'in bize bir müjdesidir. İslam ahlakının dünyaya yayılacağı, insanların barışa ve güvenliğe kavuşacağı günler Allah'ın izni ile pek yakındır.
Allah Zor Anlarda Müminleri Melekleriyle Destekler
“Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır.” (Al-i İmran Suresi, 125)
Allah, sabredip sakınan müminlere melekleriyle yardım edeceğini vaat etmiştir. Müminlerin karşısına çıkan bütün zorluklar, aslında büyük kolaylıklarla birlikte yaratılmıştır. Çünkü Allah Kendi rızasını kazanmak için zorluğa talip olup sabreden ve sakınan kullarının işlerine kolaylık vereceğini, kalplerine güven duygusu ve huzur indireceğini, bedeni güçlerini artıracağını, düşmanlarının kalplerine korku salacağını, melekleriyle yardım edeceğini ve çeşitli şekillerde destekleyeceğini bildirir. Elbette Allah’ın müminleri melekleriyle desteklemesi, müminlerin ihlaslarına ve güzel ahlaklarına karşılık Rabbimiz'in lütfudur.
Allah Kendi Dinine Yardım Edenlere Dünyada Ve Ahirette Yardım Eder
“Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam'a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.” (Muhammed Suresi, 7)
İnananların tek yardımcısı ve velisi Allah'tır. Müminler her türlü zorlukta, her türlü şartta O'ndan yardım isterler ve Allah da onlara icabet eder. Yüce Rabbimiz, "...İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır." (Rum Suresi, 47) ayetiyle tüm iman eden kullarına yardım edeceğini bildirmektedir.
Allah Kendi dinine yardım edenlere, O'nun sınırlarını koruma konusunda titizlik gösterenlere ve bu uğurda çaba harcayanlara yardım edeceğini müjdelemektedir. Müminler samimi bir çabanın karşılığında daima Allah'ın yardımıyla karşılık bulmayı umabilirler. Şüphesiz dünyada müminleri yalnız ve yardımsız bırakmayan Allah, ahiret hayatlarında da onların tek velisi ve yardımcısı olacağını vaat etmiştir:
"Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahidlerin (şahitlik için) duracakları gün elbette yardım edeceğiz." (Mümin Suresi, 51)
Allah Dualara İcabet Eder
Allah Kur'an'da, Kendisi'ne dua edenlere icabet edeceğini bildirmiştir. Bu, Allah'ın insanlara vaadidir:
“Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.” (Bakara Suresi, 186)
Kullarına şah damarlarından dahi daha yakın olan Allah, tüm insanları Kendisi'ne dua etmeye çağırır. Dua ile Allah'tan yardım istemek Allah'ın lütfu ve insanlara verdiği çok büyük bir nimettir. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmemesi yalnızca Allah'ın dilemesine bağlıdır. Mümin bunu bilerek Allah'a dua ettiği takdirde, Allah o insanın duasına onun için en hayırlı olacak şekilde icabet eder. Rahman ve Rahim olan Allah'ın, her dua edenin duasına icabet edeceğini bilmek, iman edenler için Allah'ın büyük bir rahmeti, nimeti ve lütfudur.
Allah Müminler İçin Kolaylık Diler
“...Kim Allah'tan korkup-sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık gösterir.” (Talak Suresi, 4)
Allah insanlar için daima kolaylık dilemiştir ve "... Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez..." (Bakara Suresi, 185) ayetiyle de bu gerçeği haber vermiştir. Allah'ın sınırlarına uyan bir insan aynı zamanda, yaratılışına en uygun olan son derece güzel bir hayatı yaşayan insandır. İnsan samimi dindar olup, Allah’tan korkup-sakınırsa ve Rabbimiz’in nimetleri karşısında şükredici bir kul olmaya niyet ederse, Allah böyle kişilerin işlerini kolaylaştıracağını vadetmiştir. Yüce Allah Kuran’da inanan kullarına her zorluk ve güçlükle beraber bir kolaylık olduğunu şöyle bildirmektedir:
“Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” (İnşirah Suresi, 5–6)
Allah Mümin Kullarına Rahmet Eder
“Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 71)
Müminler, daima Allah'a güvenen, hep O'na yönelip dönen, sürekli O'nu razı etmeyi düşünen, ibadetlerini yerine getiren ve Kuran ahlakından asla taviz vermeyen insanlardır, bu nedenle Allah'ın hiç bitmeyen rahmeti, fazlı, koruması ve sevgisi hep onların üzerindedir. Allah müminlere rahmet edeceğini vadetmiştir. Allah'ın sonsuz rahmetinin ve sevgisinin hep üzerinde olduğunu bilmek, Allah'ın cennetiyle mükafatlandırılmayı ummak müminin kalbine büyük bir ferahlık ve huzur verir.
“Rableri onlara Katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler.” (Tevbe Suresi, 21)
Allah'ın Müminlere Ahiretteki Vaatleri
Yüce Allah pek çok ayetinde iman edenleri cennetle müjdelemektedir. Rabbimiz Kendi yolunda hizmet eden tüm iman sahiplerini ödüllendireceğini haber vermiştir. Müslümanlar da yaptıkları her salih amelin, her türlü iyiliğin ve Kuran ahlakına bağlılıkta kararlı olmanın karşılığını mutlaka Allah Katında alacaklarını bildiklerinden tevekkülün, teslimiyetin, sabrın ve imanın güzelliğini yaşarlar. Kuran'ın pek çok ayetinde Allah'ın müminlere güzel bir karşılık verdiğini, onlara fazl, ihsan ve rahmetini vaat ettiğini görürüz.
Allah Sabredenlere Karşılığını En Güzeliyle Verecektir
“… Şu halde sabret. Şüphesiz (güzel olan) sonuç takva sahiplerinindir.” (Hud Suresi, 49)
Allah Kendisi'ne gönülden bağlı olan, O’nun rızasını kazanabilmek için çaba harcayan, karşılaştıkları sıkıntılara, inkar edenlerin baskılarına, dünya hayatında yaşadıkları tüm güçlüklere sabreden ve asla Allah'ın bildirdiği din ahlakını yaşamaktan vazgeçmeyen mümin kullarına en güzel olanı vadettiğini bildirmiştir.
Müminler kesin bir imanla Allah’a yönelip, hayatlarının sonuna kadar da bu imanlarında sabır ve kararlılık gösteren kişilerdir. Hayatlarını böylesine üstün bir sabırla geçiren müminlere ahirette -alabilecekleri en güzel karşılık olarak- elbette Rabbimiz’in sevgisi, hoşnutluğu ve rızası vardır. Allah dünyadaki yaşamları boyunca güzel ahlakı yaşamakta, zor zamanlarda tevekkül etmekte, Kendisi'nin hoşnut olacağı umulan en güzel davranışları sergilemekte büyük bir kararlılık gösteren müminlere karşılıklarını kat kat olarak verir:
“İşte onlar; sabretmeleri dolayısıyla ecirleri iki defa verilir...” (Kasas Suresi, 54)
Allah Müminlere Sonsuz Nimetlerle Dolu Cennet Hayatı Vaat Etmiştir
Allah salih kullarına yaptıklarına karşılık olarak içinde sonsuza kadar kalacakları cenneti vadetmektedir:
“(Ancak) Gerçekten iman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için nimetlerle-donatılmış cennetler vardır. Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Allah'ın va'di haktır. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Lokman Suresi, 8–9)
Allah cenneti, hayatları boyunca sürekli olarak Allah’ın rızasını arayan, cenneti kazanmak için ciddi bir çaba gösteren kulları için yaratmıştır ve bu insanlar için birbirinden güzel nimetlerle donatmıştır. Cennet "çeşit çeşit inceliklere ve güzelliklere" sahiptir. (Rahman Suresi, 48) Orada "nefislerin arzuladığı ve gözlerin lezzet aldığı her şey" (Zuhruf Suresi, 71), inananlar için büyük bir mülk vardır. Allah cennet ehli için güzel evler, mücevher işli tahtlar, süzme baldan ırmaklar, bitip tükenmeyen meyveler, ipekten ve atlastan elbiseler ve daha pek çok nimet var etmiştir. Cennet Allah’ın iman edenlere verdiği sonsuz bir mükafattır.
Allah Müminlere Adn Cennetlerinde Güzel Meskenler Vaat Etmiştir
“Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaat etmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” (Tevbe Suresi, 72)
Allah cennette mümin kullarına sonsuz güzellikler vadetmektedir. Cennet, büyük mülk ve zenginliklerle dolu, her türlü güzelliğin ve nimetin hep bir arada bulunduğu bir yerdir. İnsanın arzu ettiği ve görmek isteyip de zevk alacağı her şeyin bulunduğu cennette, insanların dünyadayken hayal dahi edemeyecekleri güzellik ve nimetler müminlere sunulmuştur. Bu güzelliklerden biri de Adn cennetlerindeki meskenlerdir. Elbette cennetteki müminler çok güzel meskenlerde, köşklerde (Zümer Suresi, 20) yaşayacaklar ve bu meskenlerde özenle işlenmiş mücevher tahtlar üzerinde yaslanarak oturacaklardır. (Vakıa Suresi, 15–16). Bu güzellikler Allah'ın müminlere va'didir.
Allah, Kendisi'ne Ve Elçisine İtaat Edenlere Cenneti Vaat Etmiştir
“Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” (Nisa Suresi, 13)
Allah, tüm insanları Kendisi'ne ve elçilerine uymakla ve itaat etmekle sorumlu tutmuştur. Allah Kuran'da Kendisi'ne ve elçilerine itaat edenleri cennetine alacağını bildirmektedir. Bu nedenle itaat, önemli bir ibadettir.
Kuran’da bildirildiği gibi "İşittik ve itaat ettik" (Bakara Suresi, 285) demek, iman eden bir kişi için dünyanın en büyük lezzetidir. Kendisini yaratan, dosdoğru yola yönelten ve cenneti vaat eden Allah'a itaat etmek, müminler için olabilecek en büyük huzur, en büyük mutluluk ve şeref kaynağıdır.
Allah Salih Amellerin Karşılığını Eksiksizce Verecektir
“Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.” (Nahl Suresi, 97)
Allah iman edenleri ve güzel davranışlarda bulunanları dünyada güzel bir hayatla yaşatacağı gibi ahirette de onlara en güzel karşılığı vereceğini vadetmiştir. Allah sonsuz adaleti ile her yapılanın karşılığını eksiksiz olarak verendir.
Salih amel, Allah için sürekli hayırlı iş yapan samimi bir müminin, samimi imanının bir göstergesidir ve Müslümanların ahireti için gerekli bir ibadettir. Salih amellerde bulunan samimi kulların ahirette alacakları karşılık ise, Kuran'da şu şekilde haber verilmiştir:
“(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.” (Bakara Suresi, 25)
Mallarını İnfak Edenlerin Karşılığını Allah Artırarak Verecektir
“De ki: "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."” (Sebe Suresi, 39)
Müminlerin infak ettiği şeyin mutlaka kendilerine geri döneceği Allah'ın önemli bir vaadidir. Allah Kendi yolunda mallarını infak eden insanları hayatları boyunca hiç ummadıkları nimetlerle rızıklandırır. Hayır olarak infak ettikleri her şey yine hayır olarak kendilerine döner.
“... Allah yolunda her ne infak ederseniz, size 'eksiksiz olarak ödenir' ve siz haksızlığa uğratılmazsınız.” (Enfal Suresi, 60)
Müminler mallarını ve canlarını infak ederken sadece Allah'ın rızasını ve cennetini isterler, ancak Allah'tan bir sır olarak her ne infak ederlerse kendilerine geri ödenir. Ayette bildirildiği gibi Allah yerine başkasını verir. Bunlar hem dünyadaki nimetler hem de hepsinin üzerinde Allah'ın cennette müminler için hazırladığı nimetlerdir.
Allah Şükredenleri Ödüllendirecektir
"Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah azabınızla ne yapsın? Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir." (Nisa Suresi,147)
Şükretmek, verilen her türlü nimetten ötürü, dille ve kalple Allah'a olan minnet ve teşekkürünü ifade etmek, bu nimetleri Kuran'da bildirildiği şekilde kullanarak hakkını vermektir. Şükür Rabbimiz’in emri olan büyük bir ibadettir ve yalnızca Allah’a söz ile hamd etmekle değil, Rabbimiz'in verdiği tüm nimetleri Kuran ahlakını yaşamak için kullanmakla olur. Müminler sahip oldukları her şeyin, gerçekte Allah'ın birer lütfu olduğunu bilir ve verdiği her nimet için Allah'a şükreder. Şükreden kişi, Allah karşısındaki acizliğini bilir. Allah Kuran'da şükretmenin karşılığını en güzel şekilde vereceğini bize bildirmektedir.
Müminler Kıyamet Günü Ve Ahirette Hiçbir Zorlukla Karşılaşmayacaktır
Benzersiz olayların gerçekleşeceği kıyamet günü, o büyük korkuyu yaşamayacak olanlar sadece iman edenlerdir. Müminlerin üzülmeyeceğini ve korkmayacağını Allah bir ayette şu şekilde bildirmektedir:
“Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (Bakara Suresi, 112)
Dünyada iken bu gerçeğe inanmış bir insan, bunun gereklerini de yerine getirmişse o zorlu günde artık güvenlikte olacağının bilincindedir. Çünkü Kuran'a iman etmiş, asıl hayatın ahiret hayatı olduğuna inanmıştır. Allah müminlere kıyamet günü kolay bir hesap ile sorguya çekileceklerini ve sevinç içinde olacaklarını vadetmektedir. Müminler ahiret yaşamlarında sonsuz bir güzellikle karşılanacaklardır. Kıyamet gününde ise Allah'ın nuru müminlerle olacaktır.
“Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse, O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek, Ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır.” (İnşikak Suresi, 7–9)
Sonuç: “… Şüphesiz Allah'ın va'di haktır…” (Yunus Suresi, 55)
Kendilerine dünyada ve ahirette verilen müjdelere karşılık müminler, daima Allah'ın elçileri ve kitaplarıyla bildirdiği emirlere uyar, O'nun hoşnut olacağı umulan güzel ahlakı en güzel şekliyle yaşamak için çaba harcarlar. Yüce Allah'ın merhametli, hoşgörülü, adaletli, sabırlı, ümitvar, tevazulu, yardımsever, fedakar kullarından hoşnut olduğunu bilir ve bu ahlakın en üstününe sahip olmak için çalışırlar. Rabbimiz'in, salih ve samimi kullarına müjdelediği cenneti umarlar. Allah'ın vaadinin hak olduğunu bilen ve O’nun vaadi ile cenneti ümit eden insanın din ahlakını tüm şevki, heyecanı ve titizliğiyle yaşayacağı ise açıktır.
“Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) Kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir. Onda ‘boş bir söz’ işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır. O cennet; Biz, kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız.” (Meryem Suresi, 61–63)
(makale harun yahya)
“... Şüphesiz O’nun va’di yerine gelecektir.” (Meryem Suresi, 61)
Allah iman edenlere hem bu dünyada hem de ahirette çok büyük nimetler vereceğini vadetmiştir. Müminler, Allah'a olan imanları, yakınlıkları, teslimiyetleri ve samimiyetleri derecesinde bu nimetlere kavuşmayı ümit eder ve hayatları boyunca bunların Allah’tan birer lütuf olduğunun bilinciyle ve bu şevkle hareket ederler.
Yüce Allah Kuran’ı insanları karanlıktan aydınlığa, doğru yola çıkarmak için göndermiştir. Kuran'da Allah Kendisi'ne inananlara da, inanmayanlara da bazı vaatlerde bulunmuştur. İnkarcılar için vaat, dünyada sıkıntılı bir geçim, ahirette ise -Allah'ın dilemesi dışında- sonsuza kadar azap çekecekleri cehennemdir. İnananlara vadedilen ise dünyada da ahirette de hoşnutluk içinde bir yaşamdır ve müminler Allah'ın Sadık (vaadine sadık, doğru) sıfatının bir tecellisi olarak bu vaadini yerine getireceğine kesin olarak iman ederler.
Allah'ın Müminlere Dünyadaki Vaatleri Nelerdir?
Allah Müminlerin Tevbelerini Kabul Eder
Allah, günahlarından dolayı samimi bir şekilde tevbe eden, yani bağışlanma dileyip artık o günahı işlememeye samimi niyet eden herkesi bağışlayacağını Kuran’da şu şekilde bildirmiştir:
“Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Maide Suresi, 39)
Yüce Allah, sonsuz rahmeti ile insanlara, her zaman hatalarından dolayı bağışlanma dileme ve tevbe etme imkanı tanımıştır. Bu Allah’ın iman eden ve salih amellerde bulunan kullarına vaadidir:
“Allah, iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.” (Maide Suresi, 9)
Allah Müminlerin Kötülüklerini İyiliklere Çevirir
“Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka; işte onların günahlarını Allah iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Furkan Suresi, 70)
Allah'ın salih Müslümanların günahlarını iyiliklere çevirmesi Rabbimiz'in kulları üzerindeki sonsuz lütfunun bir tecellisidir. İnsan kolaylıkla hata yapabilen bir varlıktır. Yanılabilir, bilmeden günaha girebilir, kötü bir davranışta bulunabilir, ağzından kötü bir söz çıkabilir. Ancak önemli olan bu hatalardan sonra tevbe etmesi ve davranışlarını düzeltmesidir. Rabbimiz böyle salih bir ahlaka sahip kullarına Kuran ayetlerinde bu vaadini müjdelemektedir:
“İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar) cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara va'dolunan doğru bir vaaddir.” (Ahkaf Suresi, 16)
Allah Dinini Üstün Kılacak, Batılı Yok Edecektir
Yüce Rabbimiz “Müşrikler istemese de, O, dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur.” (Tevbe Suresi, 33) ayetiyle insanlara, İslam dininin tüm dinlere üstün kılınacağını ve Kuran ahlakının tüm dünyaya hakim olacağını müjdelemiştir. Kimi insanlar istemese de, Allah vaadini gerçekleştirecek; İslam ahlakını tüm dünyada hakim kılarak batılı yok edecektir. Elbette Yüce Allah’ın vaadi haktır.
“De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur."” (İsra Suresi, 81)
Allah İman Edenleri Güç Ve İktidar Sahibi Kılacaktır
“Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.” (Nur Suresi, 55)
Allah'ın samimi olarak iman edenlere vaadi, onları da kendilerinden öncekiler gibi "yeryüzünde güç ve iktidar sahibi" kılmasıdır. Allah’ın izniyle çok yakın zamanda, Allah iman edenleri ve salih amellerde bulunanları güç ve iktidar sahibi kılacaktır. “...Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor." (Tevbe Suresi 32) ayetiyle bildirildiği gibi, Kuran ahlakının tüm dünyaya yayılarak, yeryüzünden fitnenin kaldırılmasıyla tüm insanlığa barış ve kurtuluş geleceği Rabbimiz'in bize bir müjdesidir. İslam ahlakının dünyaya yayılacağı, insanların barışa ve güvenliğe kavuşacağı günler Allah'ın izni ile pek yakındır.
Allah Zor Anlarda Müminleri Melekleriyle Destekler
“Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır.” (Al-i İmran Suresi, 125)
Allah, sabredip sakınan müminlere melekleriyle yardım edeceğini vaat etmiştir. Müminlerin karşısına çıkan bütün zorluklar, aslında büyük kolaylıklarla birlikte yaratılmıştır. Çünkü Allah Kendi rızasını kazanmak için zorluğa talip olup sabreden ve sakınan kullarının işlerine kolaylık vereceğini, kalplerine güven duygusu ve huzur indireceğini, bedeni güçlerini artıracağını, düşmanlarının kalplerine korku salacağını, melekleriyle yardım edeceğini ve çeşitli şekillerde destekleyeceğini bildirir. Elbette Allah’ın müminleri melekleriyle desteklemesi, müminlerin ihlaslarına ve güzel ahlaklarına karşılık Rabbimiz'in lütfudur.
Allah Kendi Dinine Yardım Edenlere Dünyada Ve Ahirette Yardım Eder
“Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam'a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.” (Muhammed Suresi, 7)
İnananların tek yardımcısı ve velisi Allah'tır. Müminler her türlü zorlukta, her türlü şartta O'ndan yardım isterler ve Allah da onlara icabet eder. Yüce Rabbimiz, "...İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır." (Rum Suresi, 47) ayetiyle tüm iman eden kullarına yardım edeceğini bildirmektedir.
Allah Kendi dinine yardım edenlere, O'nun sınırlarını koruma konusunda titizlik gösterenlere ve bu uğurda çaba harcayanlara yardım edeceğini müjdelemektedir. Müminler samimi bir çabanın karşılığında daima Allah'ın yardımıyla karşılık bulmayı umabilirler. Şüphesiz dünyada müminleri yalnız ve yardımsız bırakmayan Allah, ahiret hayatlarında da onların tek velisi ve yardımcısı olacağını vaat etmiştir:
"Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahidlerin (şahitlik için) duracakları gün elbette yardım edeceğiz." (Mümin Suresi, 51)
Allah Dualara İcabet Eder
Allah Kur'an'da, Kendisi'ne dua edenlere icabet edeceğini bildirmiştir. Bu, Allah'ın insanlara vaadidir:
“Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.” (Bakara Suresi, 186)
Kullarına şah damarlarından dahi daha yakın olan Allah, tüm insanları Kendisi'ne dua etmeye çağırır. Dua ile Allah'tan yardım istemek Allah'ın lütfu ve insanlara verdiği çok büyük bir nimettir. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmemesi yalnızca Allah'ın dilemesine bağlıdır. Mümin bunu bilerek Allah'a dua ettiği takdirde, Allah o insanın duasına onun için en hayırlı olacak şekilde icabet eder. Rahman ve Rahim olan Allah'ın, her dua edenin duasına icabet edeceğini bilmek, iman edenler için Allah'ın büyük bir rahmeti, nimeti ve lütfudur.
Allah Müminler İçin Kolaylık Diler
“...Kim Allah'tan korkup-sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık gösterir.” (Talak Suresi, 4)
Allah insanlar için daima kolaylık dilemiştir ve "... Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez..." (Bakara Suresi, 185) ayetiyle de bu gerçeği haber vermiştir. Allah'ın sınırlarına uyan bir insan aynı zamanda, yaratılışına en uygun olan son derece güzel bir hayatı yaşayan insandır. İnsan samimi dindar olup, Allah’tan korkup-sakınırsa ve Rabbimiz’in nimetleri karşısında şükredici bir kul olmaya niyet ederse, Allah böyle kişilerin işlerini kolaylaştıracağını vadetmiştir. Yüce Allah Kuran’da inanan kullarına her zorluk ve güçlükle beraber bir kolaylık olduğunu şöyle bildirmektedir:
“Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” (İnşirah Suresi, 5–6)
Allah Mümin Kullarına Rahmet Eder
“Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 71)
Müminler, daima Allah'a güvenen, hep O'na yönelip dönen, sürekli O'nu razı etmeyi düşünen, ibadetlerini yerine getiren ve Kuran ahlakından asla taviz vermeyen insanlardır, bu nedenle Allah'ın hiç bitmeyen rahmeti, fazlı, koruması ve sevgisi hep onların üzerindedir. Allah müminlere rahmet edeceğini vadetmiştir. Allah'ın sonsuz rahmetinin ve sevgisinin hep üzerinde olduğunu bilmek, Allah'ın cennetiyle mükafatlandırılmayı ummak müminin kalbine büyük bir ferahlık ve huzur verir.
“Rableri onlara Katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler.” (Tevbe Suresi, 21)
Allah'ın Müminlere Ahiretteki Vaatleri
Yüce Allah pek çok ayetinde iman edenleri cennetle müjdelemektedir. Rabbimiz Kendi yolunda hizmet eden tüm iman sahiplerini ödüllendireceğini haber vermiştir. Müslümanlar da yaptıkları her salih amelin, her türlü iyiliğin ve Kuran ahlakına bağlılıkta kararlı olmanın karşılığını mutlaka Allah Katında alacaklarını bildiklerinden tevekkülün, teslimiyetin, sabrın ve imanın güzelliğini yaşarlar. Kuran'ın pek çok ayetinde Allah'ın müminlere güzel bir karşılık verdiğini, onlara fazl, ihsan ve rahmetini vaat ettiğini görürüz.
Allah Sabredenlere Karşılığını En Güzeliyle Verecektir
“… Şu halde sabret. Şüphesiz (güzel olan) sonuç takva sahiplerinindir.” (Hud Suresi, 49)
Allah Kendisi'ne gönülden bağlı olan, O’nun rızasını kazanabilmek için çaba harcayan, karşılaştıkları sıkıntılara, inkar edenlerin baskılarına, dünya hayatında yaşadıkları tüm güçlüklere sabreden ve asla Allah'ın bildirdiği din ahlakını yaşamaktan vazgeçmeyen mümin kullarına en güzel olanı vadettiğini bildirmiştir.
Müminler kesin bir imanla Allah’a yönelip, hayatlarının sonuna kadar da bu imanlarında sabır ve kararlılık gösteren kişilerdir. Hayatlarını böylesine üstün bir sabırla geçiren müminlere ahirette -alabilecekleri en güzel karşılık olarak- elbette Rabbimiz’in sevgisi, hoşnutluğu ve rızası vardır. Allah dünyadaki yaşamları boyunca güzel ahlakı yaşamakta, zor zamanlarda tevekkül etmekte, Kendisi'nin hoşnut olacağı umulan en güzel davranışları sergilemekte büyük bir kararlılık gösteren müminlere karşılıklarını kat kat olarak verir:
“İşte onlar; sabretmeleri dolayısıyla ecirleri iki defa verilir...” (Kasas Suresi, 54)
Allah Müminlere Sonsuz Nimetlerle Dolu Cennet Hayatı Vaat Etmiştir
Allah salih kullarına yaptıklarına karşılık olarak içinde sonsuza kadar kalacakları cenneti vadetmektedir:
“(Ancak) Gerçekten iman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için nimetlerle-donatılmış cennetler vardır. Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Allah'ın va'di haktır. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Lokman Suresi, 8–9)
Allah cenneti, hayatları boyunca sürekli olarak Allah’ın rızasını arayan, cenneti kazanmak için ciddi bir çaba gösteren kulları için yaratmıştır ve bu insanlar için birbirinden güzel nimetlerle donatmıştır. Cennet "çeşit çeşit inceliklere ve güzelliklere" sahiptir. (Rahman Suresi, 48) Orada "nefislerin arzuladığı ve gözlerin lezzet aldığı her şey" (Zuhruf Suresi, 71), inananlar için büyük bir mülk vardır. Allah cennet ehli için güzel evler, mücevher işli tahtlar, süzme baldan ırmaklar, bitip tükenmeyen meyveler, ipekten ve atlastan elbiseler ve daha pek çok nimet var etmiştir. Cennet Allah’ın iman edenlere verdiği sonsuz bir mükafattır.
Allah Müminlere Adn Cennetlerinde Güzel Meskenler Vaat Etmiştir
“Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaat etmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” (Tevbe Suresi, 72)
Allah cennette mümin kullarına sonsuz güzellikler vadetmektedir. Cennet, büyük mülk ve zenginliklerle dolu, her türlü güzelliğin ve nimetin hep bir arada bulunduğu bir yerdir. İnsanın arzu ettiği ve görmek isteyip de zevk alacağı her şeyin bulunduğu cennette, insanların dünyadayken hayal dahi edemeyecekleri güzellik ve nimetler müminlere sunulmuştur. Bu güzelliklerden biri de Adn cennetlerindeki meskenlerdir. Elbette cennetteki müminler çok güzel meskenlerde, köşklerde (Zümer Suresi, 20) yaşayacaklar ve bu meskenlerde özenle işlenmiş mücevher tahtlar üzerinde yaslanarak oturacaklardır. (Vakıa Suresi, 15–16). Bu güzellikler Allah'ın müminlere va'didir.
Allah, Kendisi'ne Ve Elçisine İtaat Edenlere Cenneti Vaat Etmiştir
“Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” (Nisa Suresi, 13)
Allah, tüm insanları Kendisi'ne ve elçilerine uymakla ve itaat etmekle sorumlu tutmuştur. Allah Kuran'da Kendisi'ne ve elçilerine itaat edenleri cennetine alacağını bildirmektedir. Bu nedenle itaat, önemli bir ibadettir.
Kuran’da bildirildiği gibi "İşittik ve itaat ettik" (Bakara Suresi, 285) demek, iman eden bir kişi için dünyanın en büyük lezzetidir. Kendisini yaratan, dosdoğru yola yönelten ve cenneti vaat eden Allah'a itaat etmek, müminler için olabilecek en büyük huzur, en büyük mutluluk ve şeref kaynağıdır.
Allah Salih Amellerin Karşılığını Eksiksizce Verecektir
“Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.” (Nahl Suresi, 97)
Allah iman edenleri ve güzel davranışlarda bulunanları dünyada güzel bir hayatla yaşatacağı gibi ahirette de onlara en güzel karşılığı vereceğini vadetmiştir. Allah sonsuz adaleti ile her yapılanın karşılığını eksiksiz olarak verendir.
Salih amel, Allah için sürekli hayırlı iş yapan samimi bir müminin, samimi imanının bir göstergesidir ve Müslümanların ahireti için gerekli bir ibadettir. Salih amellerde bulunan samimi kulların ahirette alacakları karşılık ise, Kuran'da şu şekilde haber verilmiştir:
“(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.” (Bakara Suresi, 25)
Mallarını İnfak Edenlerin Karşılığını Allah Artırarak Verecektir
“De ki: "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."” (Sebe Suresi, 39)
Müminlerin infak ettiği şeyin mutlaka kendilerine geri döneceği Allah'ın önemli bir vaadidir. Allah Kendi yolunda mallarını infak eden insanları hayatları boyunca hiç ummadıkları nimetlerle rızıklandırır. Hayır olarak infak ettikleri her şey yine hayır olarak kendilerine döner.
“... Allah yolunda her ne infak ederseniz, size 'eksiksiz olarak ödenir' ve siz haksızlığa uğratılmazsınız.” (Enfal Suresi, 60)
Müminler mallarını ve canlarını infak ederken sadece Allah'ın rızasını ve cennetini isterler, ancak Allah'tan bir sır olarak her ne infak ederlerse kendilerine geri ödenir. Ayette bildirildiği gibi Allah yerine başkasını verir. Bunlar hem dünyadaki nimetler hem de hepsinin üzerinde Allah'ın cennette müminler için hazırladığı nimetlerdir.
Allah Şükredenleri Ödüllendirecektir
"Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah azabınızla ne yapsın? Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir." (Nisa Suresi,147)
Şükretmek, verilen her türlü nimetten ötürü, dille ve kalple Allah'a olan minnet ve teşekkürünü ifade etmek, bu nimetleri Kuran'da bildirildiği şekilde kullanarak hakkını vermektir. Şükür Rabbimiz’in emri olan büyük bir ibadettir ve yalnızca Allah’a söz ile hamd etmekle değil, Rabbimiz'in verdiği tüm nimetleri Kuran ahlakını yaşamak için kullanmakla olur. Müminler sahip oldukları her şeyin, gerçekte Allah'ın birer lütfu olduğunu bilir ve verdiği her nimet için Allah'a şükreder. Şükreden kişi, Allah karşısındaki acizliğini bilir. Allah Kuran'da şükretmenin karşılığını en güzel şekilde vereceğini bize bildirmektedir.
Müminler Kıyamet Günü Ve Ahirette Hiçbir Zorlukla Karşılaşmayacaktır
Benzersiz olayların gerçekleşeceği kıyamet günü, o büyük korkuyu yaşamayacak olanlar sadece iman edenlerdir. Müminlerin üzülmeyeceğini ve korkmayacağını Allah bir ayette şu şekilde bildirmektedir:
“Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (Bakara Suresi, 112)
Dünyada iken bu gerçeğe inanmış bir insan, bunun gereklerini de yerine getirmişse o zorlu günde artık güvenlikte olacağının bilincindedir. Çünkü Kuran'a iman etmiş, asıl hayatın ahiret hayatı olduğuna inanmıştır. Allah müminlere kıyamet günü kolay bir hesap ile sorguya çekileceklerini ve sevinç içinde olacaklarını vadetmektedir. Müminler ahiret yaşamlarında sonsuz bir güzellikle karşılanacaklardır. Kıyamet gününde ise Allah'ın nuru müminlerle olacaktır.
“Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse, O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek, Ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır.” (İnşikak Suresi, 7–9)
Sonuç: “… Şüphesiz Allah'ın va'di haktır…” (Yunus Suresi, 55)
Kendilerine dünyada ve ahirette verilen müjdelere karşılık müminler, daima Allah'ın elçileri ve kitaplarıyla bildirdiği emirlere uyar, O'nun hoşnut olacağı umulan güzel ahlakı en güzel şekliyle yaşamak için çaba harcarlar. Yüce Allah'ın merhametli, hoşgörülü, adaletli, sabırlı, ümitvar, tevazulu, yardımsever, fedakar kullarından hoşnut olduğunu bilir ve bu ahlakın en üstününe sahip olmak için çalışırlar. Rabbimiz'in, salih ve samimi kullarına müjdelediği cenneti umarlar. Allah'ın vaadinin hak olduğunu bilen ve O’nun vaadi ile cenneti ümit eden insanın din ahlakını tüm şevki, heyecanı ve titizliğiyle yaşayacağı ise açıktır.
“Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) Kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir. Onda ‘boş bir söz’ işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır. O cennet; Biz, kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız.” (Meryem Suresi, 61–63)
(makale harun yahya)