meridyen2
Kayıtlı Üye
Allah'ın Sizin İçin Yarattığı Sürpriz Güzellikleri Fark Edebiliyor Musunuz?
Dünyanın dört bir yanı saymakla bitirilemeyecek güzelliklerle doludur. Ancak birçok insan bu güzelliklerin farkında bile değildir. Kendi dertlerine, sıkıntılarına gömülmüş, bunların ağırlığından etraflarında olup biten sevinç duyulacak, keyif alınacak olayları, güzellikleri göremeyecek hale gelmişlerdir.
Bazı insanlar neden dünyadaki güzelliklerin farkına varamazlar?
Dünyadaki güzelliklerin kimler farkına varıp bundan büyük lezzet alırlar?
Dünyadaki güzelliklerden lezzet almak için ne yapmak gerekir?
Pek çok insana sorulacak olunsa, dünya hayatı hakkında söyleyecekleri sözlerin aşağı yukarı aynı olduğu görülür. Genelde çoğu kimse, hayatı belirli bir monotonluk içerisinde tasvir eder. Yaşamın, rutin gelişmelerden ve klasik beklentilerden ibaret olduğunu söyler. Nitekim kendi yaşamlarına bakış açıları da, aynı bu anlattıkları gibidir. Yaşadıkları eksikliklere de, güzelliklere de alışkanlık gözüyle bakar; iyi ya da kötü olsun, hemen herşeye hızla uyum sağlarlar. Hayatlarına giren güzellikler, yenilikler ya da iyilikler karşısındaki heyecanlarını adeta yitirmiş gibidirler. Tüm bunları, hayatın doğal akışı içerisinde, zaten olması gereken, sıradan gelişmeler olarak nitelendirirler. Bu nedenle de, bunlardaki olağanüstülükleri ve sıradışı güzellikleri fark edemezler. Allah, kendileri için yaratılan onlarca güzelliğe, iyiliğe, neşe ve sevinç verici olaya, ülfet ve gafletle bakan ve bunlardan etkilenmeyen kimselerin ahirette de güzellikten bir zevk alamayacağını bu nedenle onlara bu güzellikleri ahirette nimet olarak vermeyeceğini bildirmiştir.
Allah bu kimselerin durumunu bir ayette şöyle haber vermiştir:
İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir Siz dünya hayatınızda bütün güzellikleriniz ve zevklerinizi tüketip-yok ettiniz, onlarla yaşayıp-zevk sürdünüz. İşte yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz (istikbarınız) ve fasıklıkta bulunmanızdan dolayı, bugün alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız. (Ahkaf Suresi, 20)
Dünya, eksikliklerin yanı sıra, saymakla bitirilemeyecek kadar çok nimetle doludur. İman gözüyle bakanlar için dünya hayatının maddi ve manevi zevkleri bitmek tükenmek bilmez; her şartta, her ortamda yüzlerce güzellik görülebilir ve tüm bunlardan derin bir haz alınabilir.
Dünyadaki Güzelliklerden Müminler Büyük Bir Lezzet Alır
Müminlerin dünya hayatına bakış açıları, olaylara adeta bir uyku perdesinin ardından bakan bu insanlarınkinden tamamen farklıdır. İman edenler için dünya hayatı, her saniyesi birbirinden detaylı sürprizlerle, iyiliklerle, güzellikle, hayır ve hikmetlerle dolu bir yaşamdır. Allahın sonsuz güzel ahlakının ve eşsiz üstünlükteki sıfatlarının tecellilerinin hayatın her yanını sarmış olması, müminlerin, her anlarını derin bir heyecan ve coşku içerisinde yaşamalarına neden olur. Her an, Allahın kendileri için yarattığı bir başka güzelliği fark etmenin, Allahın rahmetinin tecellilerini görmenin neşesini ve sevincini tadarlar.
Allahın Yakınlığını Hissetmek Müminler İçin Büyük Bir Dünya Nimetidir:
Allah her an, insan için, ancak akılla, imanla ve vicdanla fark edilebilecek birbirinden güzel ve detaylı sürpriz güzellikler yaratır. Ancak iman gözüyle bakan kimselerin görebileceği bu olaylar ile, Allah kullarına sıcak ve yakın takibini hissettirir. Bu yakınlığı hissetmek, mümin için çok büyük bir haz ve büyük bir lütuftur. Bazen insanın aklından geçen küçük, günlük ve sıradan gibi görünen bir olayın gerçekleşmesi; bazen dua ile istediği bir güzelliği, hiç tahmin edemeyeceği şekilde karşısında bulması; bazen güzel tevafuklarla karşılaşması, insan için çok büyük bir nimet, tefekkür ve Allaha yakınlaşma vesileleridir.
Allahın Özel Tevafuklar ve Güzellikler Yarattığını Bilmek Müminlere Büyük Bir Zevk Verir:
Allah Kuran ile, insanlar üzerindeki sonsuz rahmetini; iman edenlerin mutlak dostu ve yardımcısı olduğunu ve samimi duaya kesin olarak karşılık vereceğini kullarına bildirmiştir. Dolayısıyla inanan bir kimse, zaten hayatı boyunca Allahın kendisi için yarattığı rahmet tecellilerinin daimi olarak şuurundadır. Sıkıntı ya da zorluklarla bile karşılaşsa, tüm bunların kendisi için özel yaratılan güzellikler olduğunu bilir. Ancak Allah, bu konuda bu kadar kesin ve sağlam bir inanca sahip olan bir kimsenin dahi ülfetini kıracak, onu hayrete düşürecek ve şahit olduğu olağanüstü yaratılış karşısında büyük bir iman coşkusuna kapılmasını sağlayacak özel tevafuklar, güzellikler ve detaylar yaratır. Mümin, bu olayların her birinde, Allahın sonsuz rahmetinin, sonsuz sevgisinin, kullarına olan yakınlığının ve sıcak bağlantısının tecellilerini görmenin verdiği derin heyecan ve hazları tadar. Tüm ruhu ve bedeni, Allah aşkı, Allah sevgisi ve tutkusu ile kaplanır. Yüce Allahın sonsuz kudretini, Rabbimizin herşeye Kadir, sonsuz seven ve sonsuz merhametli olduğunun tecellilerini gördükçe, Allaha olan yakini daha da artar.
Fakat müminin böyle bir iman coşkusu yaşaması için, illaki çok büyük olaylara şahit olmasına ya da çok benzersiz nimetlerle karşılaşmasına gerek yoktur. Bazen çok sıradan, ama çok arzulanan bir şeyin, tam akıldan geçtiği anda kişinin karşısına çıkması; bazen merak ettiği bir konunun cevabının, tam o anda kendisine duyurulması ya da bir an için canının çektiği bir yiyeceğin dahi hiç umulmadık şekilde kendisine ikram edilmesi gibi, küçük ve önemsiz görünen olaylar da gerçekleşebilir. Olayların kendisi belki ehemmiyetsizdir; ancak yaratılan bu tevafukların mümin için taşıdığı mana çok büyüktür. Tüm bunlar, Allahın sonsuz hakimiyetinin, sonsuz şefkatinin, her an kullarıyla birlikte olan, herşeyi gören, herşeyi bilen ve duyan olduğunun birer tecellisidir. Ve bu detayların her biri Allahın, Kendisini çok büyük bir aşk ve tutkuyla seven kullarına olan yakınlığını onlara hissettirmek için yarattığı sürpriz güzelliklerdir. Ve işte bu büyük gerçeğe şahit olmak da, müminler için çok derin heyecan oluşturan ve Allaha yakınlığı artıran vesilelerdir. Bir ayette Rabbimizin kullarına olan yakınlığı şöyle bildirilmiştir:
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)
Nimetlerden Zevk Alabilmenin Tek Yolu İmandır
İnsanların gerçek mutluluğu elde edebilmelerinin tek yolu Allaha iman etmektir. Bu gerçek Kuranda ... Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allahın zikriyle mutmain olur. (Rad Suresi, 28) ayetiyle haber verilmektedir. Yaşanılan mutsuzluktan ve bıkkınlıktan, ancak, Allahın rahmeti ve kulları üzerindeki nimeti kavrandığı ve iman ahlakı yaşandığı takdirde kurtulunabilir. Dünya hayatından ancak bu şekilde gerçek anlamda zevk alınabilir, ancak bu şekilde güzelliklerin değeri tam olarak kavranabilir.
Allahın ... Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır... (Nahl Suresi, 30) ve ... Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi... (Al-i İmran Suresi, 148) ayetleriyle hatırlattığı gibi, Allah güzel bir hayatı ancak iman edenlere yaşatır. İnkar edenler için ise, Allahın bir ayette Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır... (Taha Suresi, 124) hükmüyle belirttiği gibi, mutlaka sıkıntılı bir hayat şekli vardır. Bu insanlar, iman dışında hiçbir şekilde bu sıkıntılı yaşamdan kurtulamaz, hiçbir yolla gerçek mutluluğu elde edemezler. Maddi anlamda çok büyük imkanlara sahip olsalar bile, bunların tadına gereği gibi varamaz, bu nimetlerin sevincini tam olarak yaşayamazlar.
Zira güzelliklerin bir insana zevk verebilmesi için, kişinin bu güzellikleri takdir edebilecek bir anlayışa sahip olması gerekir. Örneğin bir karanfilin yapraklarındaki kusursuz dizilimi, kokusunu, dokusundaki yumuşaklığı fark edebilmesi daha önemlisi bu benzersiz güzelliğin büyük bir nimet olarak var edildiğini anlaması gerekir. Bunu gerçek manasıyla anlayabilecek olan kişiler de sadece iman sahipleridir. Çünkü Allaha iman eden kimseler, dünyadaki her detayın Rabbimizin büyük bir lütfu olduğunun bilincindedirler. Nimet olarak size ulaşan ne varsa, Allahtandır (Nahl Suresi, 53) ayetinin bir tecellisi olarak müminler çevrelerini saran nimetlerin Allahtan olduğunun farkındadırlar ve her güzellikte Allahın sonsuz yaratış gücünü düşünürler. Bu, Allahın izniyle onların Allaha olan sevgilerini ve bağlılıklarını artırır.
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 83. sayı (Mayıs 2011) 14. sayfada yayınlanmıştır.
Dünyanın dört bir yanı saymakla bitirilemeyecek güzelliklerle doludur. Ancak birçok insan bu güzelliklerin farkında bile değildir. Kendi dertlerine, sıkıntılarına gömülmüş, bunların ağırlığından etraflarında olup biten sevinç duyulacak, keyif alınacak olayları, güzellikleri göremeyecek hale gelmişlerdir.
Bazı insanlar neden dünyadaki güzelliklerin farkına varamazlar?
Dünyadaki güzelliklerin kimler farkına varıp bundan büyük lezzet alırlar?
Dünyadaki güzelliklerden lezzet almak için ne yapmak gerekir?
Pek çok insana sorulacak olunsa, dünya hayatı hakkında söyleyecekleri sözlerin aşağı yukarı aynı olduğu görülür. Genelde çoğu kimse, hayatı belirli bir monotonluk içerisinde tasvir eder. Yaşamın, rutin gelişmelerden ve klasik beklentilerden ibaret olduğunu söyler. Nitekim kendi yaşamlarına bakış açıları da, aynı bu anlattıkları gibidir. Yaşadıkları eksikliklere de, güzelliklere de alışkanlık gözüyle bakar; iyi ya da kötü olsun, hemen herşeye hızla uyum sağlarlar. Hayatlarına giren güzellikler, yenilikler ya da iyilikler karşısındaki heyecanlarını adeta yitirmiş gibidirler. Tüm bunları, hayatın doğal akışı içerisinde, zaten olması gereken, sıradan gelişmeler olarak nitelendirirler. Bu nedenle de, bunlardaki olağanüstülükleri ve sıradışı güzellikleri fark edemezler. Allah, kendileri için yaratılan onlarca güzelliğe, iyiliğe, neşe ve sevinç verici olaya, ülfet ve gafletle bakan ve bunlardan etkilenmeyen kimselerin ahirette de güzellikten bir zevk alamayacağını bu nedenle onlara bu güzellikleri ahirette nimet olarak vermeyeceğini bildirmiştir.
Allah bu kimselerin durumunu bir ayette şöyle haber vermiştir:
İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir Siz dünya hayatınızda bütün güzellikleriniz ve zevklerinizi tüketip-yok ettiniz, onlarla yaşayıp-zevk sürdünüz. İşte yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz (istikbarınız) ve fasıklıkta bulunmanızdan dolayı, bugün alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız. (Ahkaf Suresi, 20)
Dünya, eksikliklerin yanı sıra, saymakla bitirilemeyecek kadar çok nimetle doludur. İman gözüyle bakanlar için dünya hayatının maddi ve manevi zevkleri bitmek tükenmek bilmez; her şartta, her ortamda yüzlerce güzellik görülebilir ve tüm bunlardan derin bir haz alınabilir.
Dünyadaki Güzelliklerden Müminler Büyük Bir Lezzet Alır
Müminlerin dünya hayatına bakış açıları, olaylara adeta bir uyku perdesinin ardından bakan bu insanlarınkinden tamamen farklıdır. İman edenler için dünya hayatı, her saniyesi birbirinden detaylı sürprizlerle, iyiliklerle, güzellikle, hayır ve hikmetlerle dolu bir yaşamdır. Allahın sonsuz güzel ahlakının ve eşsiz üstünlükteki sıfatlarının tecellilerinin hayatın her yanını sarmış olması, müminlerin, her anlarını derin bir heyecan ve coşku içerisinde yaşamalarına neden olur. Her an, Allahın kendileri için yarattığı bir başka güzelliği fark etmenin, Allahın rahmetinin tecellilerini görmenin neşesini ve sevincini tadarlar.
Allahın Yakınlığını Hissetmek Müminler İçin Büyük Bir Dünya Nimetidir:
Allah her an, insan için, ancak akılla, imanla ve vicdanla fark edilebilecek birbirinden güzel ve detaylı sürpriz güzellikler yaratır. Ancak iman gözüyle bakan kimselerin görebileceği bu olaylar ile, Allah kullarına sıcak ve yakın takibini hissettirir. Bu yakınlığı hissetmek, mümin için çok büyük bir haz ve büyük bir lütuftur. Bazen insanın aklından geçen küçük, günlük ve sıradan gibi görünen bir olayın gerçekleşmesi; bazen dua ile istediği bir güzelliği, hiç tahmin edemeyeceği şekilde karşısında bulması; bazen güzel tevafuklarla karşılaşması, insan için çok büyük bir nimet, tefekkür ve Allaha yakınlaşma vesileleridir.
Allahın Özel Tevafuklar ve Güzellikler Yarattığını Bilmek Müminlere Büyük Bir Zevk Verir:
Allah Kuran ile, insanlar üzerindeki sonsuz rahmetini; iman edenlerin mutlak dostu ve yardımcısı olduğunu ve samimi duaya kesin olarak karşılık vereceğini kullarına bildirmiştir. Dolayısıyla inanan bir kimse, zaten hayatı boyunca Allahın kendisi için yarattığı rahmet tecellilerinin daimi olarak şuurundadır. Sıkıntı ya da zorluklarla bile karşılaşsa, tüm bunların kendisi için özel yaratılan güzellikler olduğunu bilir. Ancak Allah, bu konuda bu kadar kesin ve sağlam bir inanca sahip olan bir kimsenin dahi ülfetini kıracak, onu hayrete düşürecek ve şahit olduğu olağanüstü yaratılış karşısında büyük bir iman coşkusuna kapılmasını sağlayacak özel tevafuklar, güzellikler ve detaylar yaratır. Mümin, bu olayların her birinde, Allahın sonsuz rahmetinin, sonsuz sevgisinin, kullarına olan yakınlığının ve sıcak bağlantısının tecellilerini görmenin verdiği derin heyecan ve hazları tadar. Tüm ruhu ve bedeni, Allah aşkı, Allah sevgisi ve tutkusu ile kaplanır. Yüce Allahın sonsuz kudretini, Rabbimizin herşeye Kadir, sonsuz seven ve sonsuz merhametli olduğunun tecellilerini gördükçe, Allaha olan yakini daha da artar.
Fakat müminin böyle bir iman coşkusu yaşaması için, illaki çok büyük olaylara şahit olmasına ya da çok benzersiz nimetlerle karşılaşmasına gerek yoktur. Bazen çok sıradan, ama çok arzulanan bir şeyin, tam akıldan geçtiği anda kişinin karşısına çıkması; bazen merak ettiği bir konunun cevabının, tam o anda kendisine duyurulması ya da bir an için canının çektiği bir yiyeceğin dahi hiç umulmadık şekilde kendisine ikram edilmesi gibi, küçük ve önemsiz görünen olaylar da gerçekleşebilir. Olayların kendisi belki ehemmiyetsizdir; ancak yaratılan bu tevafukların mümin için taşıdığı mana çok büyüktür. Tüm bunlar, Allahın sonsuz hakimiyetinin, sonsuz şefkatinin, her an kullarıyla birlikte olan, herşeyi gören, herşeyi bilen ve duyan olduğunun birer tecellisidir. Ve bu detayların her biri Allahın, Kendisini çok büyük bir aşk ve tutkuyla seven kullarına olan yakınlığını onlara hissettirmek için yarattığı sürpriz güzelliklerdir. Ve işte bu büyük gerçeğe şahit olmak da, müminler için çok derin heyecan oluşturan ve Allaha yakınlığı artıran vesilelerdir. Bir ayette Rabbimizin kullarına olan yakınlığı şöyle bildirilmiştir:
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)
Nimetlerden Zevk Alabilmenin Tek Yolu İmandır
İnsanların gerçek mutluluğu elde edebilmelerinin tek yolu Allaha iman etmektir. Bu gerçek Kuranda ... Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allahın zikriyle mutmain olur. (Rad Suresi, 28) ayetiyle haber verilmektedir. Yaşanılan mutsuzluktan ve bıkkınlıktan, ancak, Allahın rahmeti ve kulları üzerindeki nimeti kavrandığı ve iman ahlakı yaşandığı takdirde kurtulunabilir. Dünya hayatından ancak bu şekilde gerçek anlamda zevk alınabilir, ancak bu şekilde güzelliklerin değeri tam olarak kavranabilir.
Allahın ... Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır... (Nahl Suresi, 30) ve ... Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi... (Al-i İmran Suresi, 148) ayetleriyle hatırlattığı gibi, Allah güzel bir hayatı ancak iman edenlere yaşatır. İnkar edenler için ise, Allahın bir ayette Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır... (Taha Suresi, 124) hükmüyle belirttiği gibi, mutlaka sıkıntılı bir hayat şekli vardır. Bu insanlar, iman dışında hiçbir şekilde bu sıkıntılı yaşamdan kurtulamaz, hiçbir yolla gerçek mutluluğu elde edemezler. Maddi anlamda çok büyük imkanlara sahip olsalar bile, bunların tadına gereği gibi varamaz, bu nimetlerin sevincini tam olarak yaşayamazlar.
Zira güzelliklerin bir insana zevk verebilmesi için, kişinin bu güzellikleri takdir edebilecek bir anlayışa sahip olması gerekir. Örneğin bir karanfilin yapraklarındaki kusursuz dizilimi, kokusunu, dokusundaki yumuşaklığı fark edebilmesi daha önemlisi bu benzersiz güzelliğin büyük bir nimet olarak var edildiğini anlaması gerekir. Bunu gerçek manasıyla anlayabilecek olan kişiler de sadece iman sahipleridir. Çünkü Allaha iman eden kimseler, dünyadaki her detayın Rabbimizin büyük bir lütfu olduğunun bilincindedirler. Nimet olarak size ulaşan ne varsa, Allahtandır (Nahl Suresi, 53) ayetinin bir tecellisi olarak müminler çevrelerini saran nimetlerin Allahtan olduğunun farkındadırlar ve her güzellikte Allahın sonsuz yaratış gücünü düşünürler. Bu, Allahın izniyle onların Allaha olan sevgilerini ve bağlılıklarını artırır.
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 83. sayı (Mayıs 2011) 14. sayfada yayınlanmıştır.