meridyen2
Kayıtlı Üye
Allah'ın Sadece İman Eden İnsanların Ruhunda Yarattığı Mucize Duygu: Sevgi
Sevgi, yalnızca Kuran ile düşünüldüğünde gerçek şekliyle anlam kazanan bir duygudur. İnsanların birçoğu sevgiyi yaşadıkları iddiasıyla ortaya çıkarlar. Karşılarındakini sevdiklerini, değer verdiklerini söylerler. Oysa hayatlarına bakıldığında, yaşamları boyunca süreceklerini iddia ettikleri sevginin çok kısa zamanlar içinde tükendiği; sevgilerinin bittiği ve bu kişilerin karşılıklı olarak artık birbirlerini eskisi gibi sevmedikleri görülür. Bu durum insanların gerek arkadaş sevgisi, gerek akraba, gerek iş arkadaşlığı gerekse ikili diyaloglarında hep bu şekilde gelişir.
Bu durum, insanların sevgiyi, asıl yeri olan ruhta değil, fiziki ve maddi birtakım kavramlarda aramalarından kaynaklanmaktadır. Sevgi, fiziki görünüş, maddi imkanlar, sosyal çevre, ortak kültür, meslek gibi kavramlar devreye girdiğinde, gerçek anlamını kaybeder. Yerini bir tür çıkar birlikteliği veya çıkar arkadaşlığına bırakır. Boyutu ne olursa olsun, çıkarlara dayanan bu sözde sevgi ise her zaman için geçicidir.
İnsanların birçoğunun yaşamayı istedikleri ancak bir türlü bulamadıkları gerçek sevgi, ancak Kuran ile ve Allahın rızası doğrultusunda düşünüldüğünde yaşanabilir. Eğer insan Allah sevgisini yaşamadan sevgiyi bulma arayışına girerse, ne yaparsa yapsın amacına ulaşamaz. Çünkü gerçek olan tek bir sevgi vardır, o da Allah sevgisidir. İnsanın Allahın yarattıklarına, Allahın tecellilerine duyduğu sevgi, temelde Allahı sevmesinden kaynaklanır. Bir insana, bir çiçeğe veya canlı ya da cansız güzel bir başka varlığa yöneltilen sevgi, ancak temelinde Allah sevgisi varsa anlam kazanır. Bir Müslümanı severken ona gösterilen sevgi, aslında Allaha yöneltilen sevgidir. Çünkü Müslümanları ruhlarındaki güzel özelliklerinden ve üstün ahlaklarından ötürü severiz. Onlarda gördüğümüz tüm özellikler ise, yalnızca Allahın birer tecellisidir. Dolayısıyla onları severken aslında temelde Allaha karşı coşkun bir sevgi duyarız. Müslüman, Allahın sonsuz yaratma gücünü, tüm güzelliklerin tek ve gerçek sahibinin Rabbimiz olduğunu; merhametin, hoşgörünün, affediciliğin Allahın ahlakında sonsuz şekilde tecelli ettiğini, Allahın sonsuz akıl sahibi olduğunu, herşeyi mükemmel hikmetlerle yarattığını, tüm dünyanın ve yarattığı her canlının kaderini kusursuz şekilde varettiğini ve Allahın sonsuz rahmet sahibi olduğunu düşündüğünde, Allaha olan sevgisi artar. Allahı aşkla, şevkle, kul olma bilinciyle coşkuyla sever. Kendisini yaratan ve saymakla bitiremeyeceği kadar nimet veren, ona çeşitli güzellikler sunan sonsuz güç sahibi Rabbimiz'e çok derin bir sevgi duyar. Müminin Allaha olan sevgisinde bir sınırı yoktur; Allahı sürekli artan bir imanla ve heyecanla sever.
Allah, insana sürekli olarak Kendisini razı edebilmesi için fırsatlar yaratır. Rabbimiz müminlere, iman, hayatını şuurla yaşayacağı şekilde anlayış, Kuranı anlayacağı bir akıl, sevgi gücü vermektedir. Bu özellikler insanın Allaha olan sevgisinde derinleşmesinin, Allahın üstün ahlakını daha derin, daha akıllı ve vicdanlı şekilde düşünüp takdir edebilmesinin yollarından birisidir. Allah sevgisi, tüm sevgileri kapsayan ve tüm sevgi çeşitlerinin temelinde olan sevgidir. İnsanın ruhuna en büyük zevki ve mutluluğu veren sevgidir. Allahın bizim sevmemiz için yarattığı Müslümanları, güzel varlıkları ve tüm güzellikleri sevmenin tek yolu, Allaha karşı duyulan karşılıksız sevgidir. Allaha derin bir sevgi duymayan, Allahın tecellilerini de sevemez.
(makale harun yahya)
Sevgi, yalnızca Kuran ile düşünüldüğünde gerçek şekliyle anlam kazanan bir duygudur. İnsanların birçoğu sevgiyi yaşadıkları iddiasıyla ortaya çıkarlar. Karşılarındakini sevdiklerini, değer verdiklerini söylerler. Oysa hayatlarına bakıldığında, yaşamları boyunca süreceklerini iddia ettikleri sevginin çok kısa zamanlar içinde tükendiği; sevgilerinin bittiği ve bu kişilerin karşılıklı olarak artık birbirlerini eskisi gibi sevmedikleri görülür. Bu durum insanların gerek arkadaş sevgisi, gerek akraba, gerek iş arkadaşlığı gerekse ikili diyaloglarında hep bu şekilde gelişir.
Bu durum, insanların sevgiyi, asıl yeri olan ruhta değil, fiziki ve maddi birtakım kavramlarda aramalarından kaynaklanmaktadır. Sevgi, fiziki görünüş, maddi imkanlar, sosyal çevre, ortak kültür, meslek gibi kavramlar devreye girdiğinde, gerçek anlamını kaybeder. Yerini bir tür çıkar birlikteliği veya çıkar arkadaşlığına bırakır. Boyutu ne olursa olsun, çıkarlara dayanan bu sözde sevgi ise her zaman için geçicidir.
İnsanların birçoğunun yaşamayı istedikleri ancak bir türlü bulamadıkları gerçek sevgi, ancak Kuran ile ve Allahın rızası doğrultusunda düşünüldüğünde yaşanabilir. Eğer insan Allah sevgisini yaşamadan sevgiyi bulma arayışına girerse, ne yaparsa yapsın amacına ulaşamaz. Çünkü gerçek olan tek bir sevgi vardır, o da Allah sevgisidir. İnsanın Allahın yarattıklarına, Allahın tecellilerine duyduğu sevgi, temelde Allahı sevmesinden kaynaklanır. Bir insana, bir çiçeğe veya canlı ya da cansız güzel bir başka varlığa yöneltilen sevgi, ancak temelinde Allah sevgisi varsa anlam kazanır. Bir Müslümanı severken ona gösterilen sevgi, aslında Allaha yöneltilen sevgidir. Çünkü Müslümanları ruhlarındaki güzel özelliklerinden ve üstün ahlaklarından ötürü severiz. Onlarda gördüğümüz tüm özellikler ise, yalnızca Allahın birer tecellisidir. Dolayısıyla onları severken aslında temelde Allaha karşı coşkun bir sevgi duyarız. Müslüman, Allahın sonsuz yaratma gücünü, tüm güzelliklerin tek ve gerçek sahibinin Rabbimiz olduğunu; merhametin, hoşgörünün, affediciliğin Allahın ahlakında sonsuz şekilde tecelli ettiğini, Allahın sonsuz akıl sahibi olduğunu, herşeyi mükemmel hikmetlerle yarattığını, tüm dünyanın ve yarattığı her canlının kaderini kusursuz şekilde varettiğini ve Allahın sonsuz rahmet sahibi olduğunu düşündüğünde, Allaha olan sevgisi artar. Allahı aşkla, şevkle, kul olma bilinciyle coşkuyla sever. Kendisini yaratan ve saymakla bitiremeyeceği kadar nimet veren, ona çeşitli güzellikler sunan sonsuz güç sahibi Rabbimiz'e çok derin bir sevgi duyar. Müminin Allaha olan sevgisinde bir sınırı yoktur; Allahı sürekli artan bir imanla ve heyecanla sever.
Allah, insana sürekli olarak Kendisini razı edebilmesi için fırsatlar yaratır. Rabbimiz müminlere, iman, hayatını şuurla yaşayacağı şekilde anlayış, Kuranı anlayacağı bir akıl, sevgi gücü vermektedir. Bu özellikler insanın Allaha olan sevgisinde derinleşmesinin, Allahın üstün ahlakını daha derin, daha akıllı ve vicdanlı şekilde düşünüp takdir edebilmesinin yollarından birisidir. Allah sevgisi, tüm sevgileri kapsayan ve tüm sevgi çeşitlerinin temelinde olan sevgidir. İnsanın ruhuna en büyük zevki ve mutluluğu veren sevgidir. Allahın bizim sevmemiz için yarattığı Müslümanları, güzel varlıkları ve tüm güzellikleri sevmenin tek yolu, Allaha karşı duyulan karşılıksız sevgidir. Allaha derin bir sevgi duymayan, Allahın tecellilerini de sevemez.
(makale harun yahya)