Allah'ın Müminleri Yakın Takibi

meridyen2

Kayıtlı Üye
ALLAH'IN MÜMİNLERİ YAKIN TAKİBİ

Dünya, Yüce Allah'ın insanları imtihan etmek amacıyla özel olarak yarattığı bir mekandır. Yüce Allah bu imtihanın gereği olarak; bazen bolluk ve güzellik vererek, bazen de zor ve sıkıntılı gibi görünen bazı olaylarla kullarını dener. Bu noktada kişinin sergilediği tavır, kendisinin yeterli imani olgunluğa sahip olup olmadığını ortaya koyar. çünkü olayları Kuran'da bildirilen gerçeklere göre değerlendirme becerisi, ancak imani olgunluğa -kamil imana- sahip olmakla mümkündür.

Kuran ahlakı tam olarak kavranmadığı zaman ise, bazı kişiler karamsarlık ve ümitsizliğe düşerek karşılaştıkları zorlukları içinden çıkılamaz durumlar olarak görebilmektedirler. Oysa Yüce Allah, Kuran'da bu konuyla ilgili önemli bir sır bildirmiştir. Bu sırrı, "Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır." (İnşirah Suresi, 5-6) ayetinde Kendisine güvenen, samimi bir iman ve teslimiyete sahip müminlere haber vermektedir.


7_clip_image002.jpg


Ayetlerde bildirildiği gibi, yaşanan durum ne kadar zor ve içinden çıkılması güç gibi görünüyorsa da, Yüce Allah yakın takibi altındaki müminler için mutlaka o durumdan çıkmayı kolaylaştıracak, söz konusu zorluğu hafifletecek bir sebep yaratmıştır. Bir mümin güzel bir sabırla sabrettiğinde ve sabrında sebat gösterdiğinde, tüm zorluklarla beraber Allah'ın kolaylık verdiğini görecektir. Nitekim Allah başka ayetlerde de Kendisinden korkup sakınan kullarına yol göstereceğini, onları ummadıkları yerlerden rızıklandırarak işlerini kolaylaştıracağını şöyle müjdelemiştir:

"… Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter…" (Talak Suresi, 2-3)

Rabbimiz'in Hz. Musa üzerindeki Yakın Takibi

Yüce Allah Kuran'da mümin kullarını yakın takibiyle koruduğunu ve onlara yardım ettiğini bazı kıssalarda da bildirmektedir. Bu kıssalardan biri Hz. Musa ve kavmi ile ilgilidir. Kuran'da bildirildiğine göre; Hz. Musa, İsrailoğulları ile birlikte Mısır'ı terk ettiğinde Firavun'un ordusu peşlerine düşmüştür. Nihayet deniz kenarına geldiklerinde, arkalarında Firavun'un güçlü ordusu, önlerinde ise deniz engeli ile karşılaşarak zahiren zorlu görünen bir olayla karşı karşıya gelmişlerdir. Ancak Hz. Musa'nın Yüce Allah'a olan sonsuz güven ve teslimiyeti, bu zor gibi görünen durumda dahi onun ümitvar olmasını sağlamıştır. Bu üstün ahlakı nedeniyle de, Yüce Allah'ın kendisini ve kavmini bu durumdan kurtaracağına dair inancı hiç kaybolmamıştır. Hz. Musa'nın Kuran'da bildirilen "Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (Şuara Suresi, 62) sözlerinin ardından Yüce Allah'ın mümin kullarına olan vaadi ve yardımı hemen gerçekleşmiş, deniz ikiye ayrılmış, İsrailoğulları ve Hz. Musa karşı kıyıya rahatlıkla geçmişler, Firavun ve ordusu ise suda boğulmuştur. (Şuara Suresi, 65-66)

İnsan, hikmet gözüyle baktığında, hayatının her anında sonsuz merhamet sahibi Allah'ın yakın takibini ve kendisi için yarattığı kolaylıkları görebilir. Ancak bu gerçeği görebilen insanlar; Allah'tan korkup sakınan, Allah'a tevekkül eden, her zorlukla karşılaştığında bunun kaderinde olduğunu bilerek, tek dost ve velisinin Allah olduğuna iman edenlerdir.

Yüce Allah Müminlere Çeşitli Vesilelerle Yardım Ederek Onları Başarılı Kılar

"… Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır." (Hac Suresi, 40) ayetinde haber verildiği gibi Rabbimiz müminlere çok çeşitli yollarla destek verir. Zahiren zor gibi görünen bir işte yakın takibiyle müminleri destekler ve onların yollarını açarak işlerini kolaylaştırır. Rabbimiz Kuran'da yakın takibi ve desteği ile müminleri başarılı kıldığını çeşitli ayetlerde şöyle bildirmiştir:

Elçiler göndererek mümin kullarına yardım eder.

"Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de" (Mücadele Suresi, 21)

Melekleri müminlerin yardımcıları kılar.

"…Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır. Allah bunu size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı. 'Yardım ve zafer' ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ın Katındandır." (Al-i İmran Suresi, 125-126)

Görünmez ordularla destekler.

" …Onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı." (Tevbe Suresi, 40)

Müminler arasında kardeşlik bağı kurarak onları birbirleri ile destekler.

"Onlar, seni aldatmak isterlerse, şüphesiz Allah sana yeter. O, seni yardımıyla ve mü'minlerle destekledi." (Enfal Suresi, 62)

7_clip_image004.jpg


Kâfirlerin ve münafıkların iman edenlere galip gelmelerine kesinlikle müsaade etmez.

"Allah, kâfirlere mü'minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez. " (Nisa Suresi,141)

Müminler kâfirlerden sayıca az olsa bile müminleri güçlü ve yenilmez kılar.

"… Sizden yüz sabırlı (kişi) bulunursa, (onların) iki yüzünü bozguna uğratır; eğer sizden bin (kişi) olursa, Allah'ın izniyle (onların) iki binini yener. Allah, sabredenlerle beraberdir." (Enfal Suresi, 66).

İzzet, güç ve onur verir.

"Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resûlünün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar." (Münafikun Suresi, 8)

Müminlere güven ve huzur duygusu indirerek yardım eder.

"Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı. "Korkma" dedik. "Muhakkak sen üstün geleceksin."(Taha Suresi, 67-68)


Sonuç: Yüce Allah'ın Müminler üzerindeki Yakın Takibi, Dünyada da Ahirette de Devam Eder

Yüce Allah yakın takibi ile samimi olarak iman edenleri, kendilerinden öncekiler gibi, "yeryüzünde güç ve iktidar sahibi" kılacaktır. İman etmeyenlerin ve münafıkların olması, bu inkârcı grupların birleşerek müminlere çeşitli düzenler kurmaya çalışmaları, onların müminlerden sayıca daha kalabalık olmaları ve güç ve imkân bakımından müminlerden üstün bulunmaları Yüce Allah'ın dünyada yarattığı imtihanın özelliğidir. Kuran ahlakı yeryüzünde hemen hâkim olsa, müminler her yaptıkları işte daima başarılı neticeler alsalar, müminlere karşı olan topluluklar bulunmasa o zaman dünyada imtihan ve mücadele ortamı olmazdı. Oysa Yüce Allah böyle bir düzen yaratarak hem dünyada bir hareketlilik ve mücadele ortamı oluşturmakta, hem de müminleri, münafıkları, kafirleri ve müşrikleri imtihan ederek ayırt etmektedir. "Mü'minler (düşman) birliklerini gördükleri zaman ise (korkuya kapılmadan) dediler ki: "Bu, Allah'ın ve Resûlü'nün bize vadettiği şeydir; Allah ve Resûlü doğru söylemiştir." Ve (bu,) yalnızca onların imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı." (Ahzab Suresi, 22) ayetinde bildirildiği gibi samimi müminler, böyle bir durum karşısında Yüce Allah'a yönelerek yardım ve zaferin O'ndan geleceğini bilirler. Nitekim tüm elçiler insanlara din ahlakını tebliğ etme görevine başladıklarında tek başlarınadırlar. Ancak Yüce Allah'ın yakın desteği ile zamanla çevrelerindeki müminlerin sayıları artar. Yüce Allah Peygamber Efendimiz (sav)'e bu gerçeği müjdeleyerek, Zatı'nın yakın takibi ve koruması ile zahiren zor olan bu görevi başarıyla tamamlayacağını bildirmiştir:

"Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir." (Nasr Suresi, 1-3)

7_clip_image005.jpg


Yüce Allah'ın bu yakın takibi, tarih boyunca elçiler ve onlara tabi olan müminler için dünyada zafer ve hâkimiyet ile sonuçlanmıştır ve bundan sonra da Allah'ın izniyle o şekilde sonuçlanacaktır. Ancak en önemlisi, müminlerin dünyada olduğu gibi ahirette de Rabbimiz'in yakın takibiyle ve rızasıyla şereflenecek olmalarıdır. Yüce Allah'ın müminler üzerinde devam eden yakın takibi ve koruması ile ahirette alacakları karşılık Kuran'da şöyle haber verilir:

"...Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları Kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orada süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir." (Mücadele Suresi, 22)



Yüce Allah her zaman mümin kullarının yardımcısı, destekçisi ve tek dostudur. Müminler, samimi bir niyetle Kuran ahlakının yayılmasını ve yalnızca Yüce Allah'ın rızasını istedikleri için, daima Rabbimiz'in koruması ve yakın takibi altındadırlar. Sonsuz güç sahibi Allah'ın dosdoğru yolu üzerinde olan müminleri başarılı kılan da, Rabbimiz'in bu yakın takibi ve korumasıdır.

Allah'ın yakın takibini, dostluğunu, yardımını, desteğini kazanmak, bir insan için tüm güçlerin ve desteklerin üzerindedir. Allah'ın “Vekil” sıfatı “işlerini Kendisine bırakanların işini düzeltip, onların yapabileceğinden daha iyisini temin eden” anlamına gelmektedir. Dolayısıyla kim Allah'ı dost edinir ve O'na teslim olursa, o insanın dünyada ve ahirette çok büyük bir kazanç ve güzellik içinde yaşayacağı, Allah'ın izniyle hiçbir olaydan ve hiçbir insandan zarar görmeyeceği kesin bir gerçektir.

Allah, yazmıştır: "Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır." (Mücadele Suresi,21)
(alıntı harun yahya Allah'a yakın olmak)
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst