Allah'ın Hz. Musa ile konuşması

PuZzL3

Banned
Hz. Musa Tur Dağı’ndaki ateşin yanına vardığında, çok büyük bir gerçekle yüz yüze geldi. Allah, Hz. Musa’ya bir çalıdan seslendi ve ona vahiyde bulundu. Kuran’da Allah’ın Hz. Musa’ya bu ilk vahyi şöyle anlatılır:

Derken oraya geldiğinde, o kutlu yerdeki vadinin sağ yanında olan bir ağaçtan: “Ey Musa, Alemlerin Rabbi olan Allah benim;” diye seslenildi. (Kasas Suresi, 30)
Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: “Ey Musa.”

“Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva’dasın.”

“Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle.”

“Gerçekten Ben, Ben Allah’ım, Ben’den başka ilah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl.” (Taha Suresi, 11-14)

Bu, Hz. Musa’nın aldığı ilk vahiydir ve artık o Allah’ın elçisidir. Allah onu elçi olarak seçtiğini bildirmiştir. Allah ona bir ağaçtan seslenmiştir ve insanın dünyada ulaşabileceği en şerefli makamla şereflendirmiştir.
Tur’da gerçekleşen bu olayda dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta vardır: Allah’ın Hz. Musa ile konuşması…Allah bir ağaçtan Hz. Musa’ya seslenmiştir. Allah, Hz. Musa’ya konuşacak kadar yakındır. Aslında Allah herkese konuşacak kadar yakındır. Mesela siz bu yazıları okurken de Allah size en yakındır. Sizinle konuşacak, sizin sesinizi duyacak ve size de sesini duyuracak kadar yakındır. Hatta Kuran’daki ifadeyle “Allah insana şah damarından daha yakındır”. Allah şu anda bizimle konuşmadığı için biz O’nu duymayız. Fakat O bizim her konuşmamızı duyacak kadar yakındır. Hatta biz fısıldasak bile O bizi duyar.

Allah, Hz. Musa’ya kendisini tanıtıp onun Rabbi olduğunu söyledikten sonra ona asasını sorar:

“Sağ elindeki nedir ey Musa?”
Dedi ki: “O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var.” (Taha Suresi, 17-18)

Kuşkusuz Hz. Musa’nın elindekinin asa olduğunu Allah bilmektedir. Fakat Hz. Musa’yı eğitmek ve ona kendi gücünü göstermek için asasını atmasını istemiştir:
“Asanı bırak.” (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı... (Kasas Suresi, 31)
“Asanı bırak;” (Bıraktı ve) onun çevik bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı... (Neml Suresi, 10)

Hz. Musa, her zaman kullandığı asasının bir yılana dönüştüğünü görünce, ayetlerde bildirildiği gibi korkuya kapılmıştır. Ancak Allah bu olayla birlikte Hz. Musa’yı eğitmiş, ona teslimiyeti ve Allah’tan başka hiç bir şeyden korkmamayı öğretmiştir:
...”Ey Musa, korkma; şüphesiz Ben(im); Benim yanımda gönderilen (elçiler) korkmaz.” (Neml Suresi, 10)
Dedi ki: “Onu al ve korkma, biz onu ilk durumuna çevireceğiz.” (Taha Suresi, 21)

Hz. Musa, ayette bildirilen emir gereği asasını geri almıştır. Nitekim bu asa ileride, Firavun’a karşı kullanacağı bir mucize olacaktır. Allah, bunun ardından Hz. Musa’ya ikinci bir mucize daha vermiştir:
Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın. (Kasas Suresi, 32)
Hz. Musa’nın ikinci mucizesi ise ayette haber verildiği üzere, elinin bembeyaz olmasıdır. Musa peygamber ardarda gelişen bu olaylardan dolayı heyecana ve ayetin ifadesiyle dehşete kapılmıştı. Ancak Allah, kendisini toparlamasını ve bu mucizelerle Firavun’a gitmesini emretmiştir:
...Ve (her türlü) dehşetten yana kanatlarını kendine doğru çek. İşte bunlar, senin Rabbinden Firavun ve önde gelen adamlarına iki kesin-kanıt (mucize)dır. Gerçekten onlar, fasık bir topluluktur.” (Kasas Suresi, 32)
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst