SuskunDervis
Kayıtlı Üye
Bir sinek gibi düştüm bak kavanozuna
Kanatlarım var amma hükmü yok artık (Hızır)
Elest meclisinde bi ahit vermişti Ademoğullları.Hakikat kadehine can dudakları ile şahitlik etmiştik "o vakit"...Ve bi zaman ayrılık yurduna düştük..Adem ile bilikte inledik,yüreğimizi vuslat yeriyle korladık nice zaman.Kimimiz ise perdelere saıldık,gün görmemiş odaları vardı kimimizin!Oysa O şah damaımızdan daha yakındı bize.O bize o kadar yakın;biz bi o kadar ona uzak.Kimi başını göğe çevidi,kimi ufuklara gözünü dikti...Aradık gayide seni Allah'ım!
Oysa kalp,dil,nefes,pamak ucu ve tüm azalar hep bir dilden ona şahitlik ediyordu,şayet kulak verip dinleseydik.Dinleyen işaretei özünde "insanda" buldu ve başladı candan içre cana yolculuk.Arif tuttu yükünü ve dile geldi:
Aşk ile isterdik yine bulduk o canı
Gömlek edinmiş giyer bu suret ile bu teni
Yunus imdi sen senden ayrı değilsin candan
Sen sende bulmaz isen nerde bulasın anı
Ara diyodu aşk ile tüm kalplerdeki müşterek ses.Öyle ya ne diye cümle ibadetler.Amaç neydi? Hangi güzelin kapısında sabahlıyorduk?Pencereyi taşlamasak sevgili cam da belirir miydi?.. Görmediğini nasıl severdi insan?Demiyor mu İmam Ali(as) "ben görmediğime tapmam."
Aç kalp gözünü
Gel seyreyle özünü
Hakikattir aynada olan
Döndürme peçemli yüzünü (Hızır)
Elbette bu yol zahirin ve batının kucaklaştığı yoldur.Bu makam mana bilikteliğinin yaşandığı makamdır.Arafat'ta attığımız taş nefis perdelerini araladığımızda hedefine ulaşmış olacaktır.Hadis- lerde buyrulduğu üzere "namaz sizi kötülüklerden alıkoyuyorsa namazdır".Yine bi ayette denildiği gibi bizi Allah'a yaklaştırmayan oruç açlık ve susuzluktan ibaret olacaktır.Allah'ın buna ihtiyacı yok ama bizim elbetteki namaz,ouç gibi ibadetlere ihtiyacımız var.Dışı cilalanmış şişenin içi boşsa ne kıymeti olabilir ki.
Sevgilinin cemali bizim nakıs aşkımızdan müstağnidir.
Güzel yüzün düzgüne,allığıa,bene,rastığa ne ihtiyacı var (Hafız)
İşte hedef Allah engel ise bizatihi biziz.Kaygusuz Abdal der ki "Hak ile kul arasında hicab kulun kendisidir.Allah zerreden güneşe katreden ummana kadar her yerde dopdolu..."Bu yüzden Pir Hacı Bektaş ve Mevlana şöyle diyor:
Her ne ararsan kendinde ara
Kudüs'te Mekke'de Hacc'da değil
Ey Yusuf canlı!Niçin beden kuyusunda kalıyorsun?
Bu Kur'an ipine tutun ve suhbani arşa yüksel.
İnsanın karanlık gecede görmemesi nomaldir.Ancak bazen hakikat açıkça tezahür ettiğinde nurdan hiçbir şey görmez.Oysa Rahman bütün mücevheratı bir sandığa gizlemiş,şifrelerini insana teslim etmiş ve sandığı gönül okyanusuna atmıştır.Öyle ise insan kendi iç yolculuğuna yönelmeli ve yedi kapılı zindandaki Anka kuşunu özgür bırakmalıdır.Bunun için her mümin Allah Resulü(saa)'nin izinde,İmamların(as) bize sunduğu hakikatleri iyi anlayıp hayat ahlakı haline getirmesi zaruridir. Zira insanın amacı Rabbini bilmek olmalıdır."Bilmiyorsanız Zikir ehline sorun."(Enbiya,7).Zikir Kur'an'dır ve onun gerçek ehli Resulullah(saa) ve onun temiz ve pak Ehlibeytidir.Tevhid-i Hakikiye erişmenin yolu buradan geçer elbet.
Öyle ise tez elden bizi gayeden uzaklaştıran her türlü "mahalle kavgası" endişelerinden uzak miskin değil diri,kinle değil aşkla dolu,şeyhlere ve mülke değil Allah'a teslim olan muvahhid,mücahid bi kulluğun kavgasını vermek gerektiğini bilmeliyiz.Ömür kısa yol uzun...
Öküz gelmiş eşek gitmiş
Bize ne bu hikayeden
Aman ha ömür çok azizdir.
Bu arbededen kurtulda gel (Mevlana)
Kanatlarım var amma hükmü yok artık (Hızır)
Elest meclisinde bi ahit vermişti Ademoğullları.Hakikat kadehine can dudakları ile şahitlik etmiştik "o vakit"...Ve bi zaman ayrılık yurduna düştük..Adem ile bilikte inledik,yüreğimizi vuslat yeriyle korladık nice zaman.Kimimiz ise perdelere saıldık,gün görmemiş odaları vardı kimimizin!Oysa O şah damaımızdan daha yakındı bize.O bize o kadar yakın;biz bi o kadar ona uzak.Kimi başını göğe çevidi,kimi ufuklara gözünü dikti...Aradık gayide seni Allah'ım!
Oysa kalp,dil,nefes,pamak ucu ve tüm azalar hep bir dilden ona şahitlik ediyordu,şayet kulak verip dinleseydik.Dinleyen işaretei özünde "insanda" buldu ve başladı candan içre cana yolculuk.Arif tuttu yükünü ve dile geldi:
Aşk ile isterdik yine bulduk o canı
Gömlek edinmiş giyer bu suret ile bu teni
Yunus imdi sen senden ayrı değilsin candan
Sen sende bulmaz isen nerde bulasın anı
Ara diyodu aşk ile tüm kalplerdeki müşterek ses.Öyle ya ne diye cümle ibadetler.Amaç neydi? Hangi güzelin kapısında sabahlıyorduk?Pencereyi taşlamasak sevgili cam da belirir miydi?.. Görmediğini nasıl severdi insan?Demiyor mu İmam Ali(as) "ben görmediğime tapmam."
Aç kalp gözünü
Gel seyreyle özünü
Hakikattir aynada olan
Döndürme peçemli yüzünü (Hızır)
Elbette bu yol zahirin ve batının kucaklaştığı yoldur.Bu makam mana bilikteliğinin yaşandığı makamdır.Arafat'ta attığımız taş nefis perdelerini araladığımızda hedefine ulaşmış olacaktır.Hadis- lerde buyrulduğu üzere "namaz sizi kötülüklerden alıkoyuyorsa namazdır".Yine bi ayette denildiği gibi bizi Allah'a yaklaştırmayan oruç açlık ve susuzluktan ibaret olacaktır.Allah'ın buna ihtiyacı yok ama bizim elbetteki namaz,ouç gibi ibadetlere ihtiyacımız var.Dışı cilalanmış şişenin içi boşsa ne kıymeti olabilir ki.
Sevgilinin cemali bizim nakıs aşkımızdan müstağnidir.
Güzel yüzün düzgüne,allığıa,bene,rastığa ne ihtiyacı var (Hafız)
İşte hedef Allah engel ise bizatihi biziz.Kaygusuz Abdal der ki "Hak ile kul arasında hicab kulun kendisidir.Allah zerreden güneşe katreden ummana kadar her yerde dopdolu..."Bu yüzden Pir Hacı Bektaş ve Mevlana şöyle diyor:
Her ne ararsan kendinde ara
Kudüs'te Mekke'de Hacc'da değil
Ey Yusuf canlı!Niçin beden kuyusunda kalıyorsun?
Bu Kur'an ipine tutun ve suhbani arşa yüksel.
İnsanın karanlık gecede görmemesi nomaldir.Ancak bazen hakikat açıkça tezahür ettiğinde nurdan hiçbir şey görmez.Oysa Rahman bütün mücevheratı bir sandığa gizlemiş,şifrelerini insana teslim etmiş ve sandığı gönül okyanusuna atmıştır.Öyle ise insan kendi iç yolculuğuna yönelmeli ve yedi kapılı zindandaki Anka kuşunu özgür bırakmalıdır.Bunun için her mümin Allah Resulü(saa)'nin izinde,İmamların(as) bize sunduğu hakikatleri iyi anlayıp hayat ahlakı haline getirmesi zaruridir. Zira insanın amacı Rabbini bilmek olmalıdır."Bilmiyorsanız Zikir ehline sorun."(Enbiya,7).Zikir Kur'an'dır ve onun gerçek ehli Resulullah(saa) ve onun temiz ve pak Ehlibeytidir.Tevhid-i Hakikiye erişmenin yolu buradan geçer elbet.
Öyle ise tez elden bizi gayeden uzaklaştıran her türlü "mahalle kavgası" endişelerinden uzak miskin değil diri,kinle değil aşkla dolu,şeyhlere ve mülke değil Allah'a teslim olan muvahhid,mücahid bi kulluğun kavgasını vermek gerektiğini bilmeliyiz.Ömür kısa yol uzun...
Öküz gelmiş eşek gitmiş
Bize ne bu hikayeden
Aman ha ömür çok azizdir.
Bu arbededen kurtulda gel (Mevlana)