ßy.MeCHuL
Kayıtlı Üye
[Her şeyin aslı birdir. Sadece "Bir" vardır. İkilik teferruattadır. Maksada bakılacak olursa, ikilik kalmaz. Esas birdir.
Mesela şeyhler'in görünüşleri değişik, işleri ve sözleri başka başka ise de maksatları itibariyle hepsi birdir. Bu da Allah'ı taleb etmektir.
Allah'ta ikilik yoktur. Binaenaleyh "Ben"i öldürmek, yok etmek lazımdır; çünki "O" ölmiyen bir diridir.
Yeganelik ve biganelik ikiliği muciptir. Mutlak varlık alemi ise küfür ve imanın, dostluk ve düşmanlığın fevkindedir. Mademki dostluk ikiliği gerektirir ve orada, ikilik olmıyan bir alem mevcuttur; sırf birlik vardır, oraya erişince bu ikisi sığmıyacağından, dostluk ve düşmanlıktan çıkmış olur.
Küfür olmadan din olmaz. Din, küfrü bırakmaktır. Öyleyse ikisi aynı şeydir. Çünkü Yaratanları birdir. Vuslatta ikilik kalmaz, tam bir birlik hasıl olur.
Yüzünü ne tarafa çevirirsen Allah oradadır. "Ene'l-Hak" demek, hakikatte büyük bir alçakgönüllülüktür. Çünkü "Ben Allah'ın kuluyum!" diyen biri kendisinin, diğeri Allah'ın olmak üzere iki varlık ispat etmiş oluyor. Halbuki: Ben Hakkım! Diyen, kendi varlığını yok etmiş olduğu için "Ene'l-Hak" diyor. Bu demektir ki "Ben yoğum, hepsi O'dur".
Ayrılıklar zahirdedir. Mana ve gaye itibariyle her şey birdir ve birleşmiştir.
Mesela Allah: "Sen olmasaydın felekleri yaratmazdım" buyuruyor. Bu aynı zamanda, "Ben Hakk'ım" demektir; yani "Felekleri kendim için yarattım." Demek, başka bir dil ve başka bir işaretle: "Ben Hakk'ım" demektir.
Kabe'ye giden ne kadar çok yol vardır ve eğer yollara bakacak olursak ayrılık büyük ve sonsuzdur; halbuki gayeye, maksada bakacak olursak, varılacak yer birdir.
Allah'tan başka varlık yoktur. O, bir ve mutlak varlıktır.
mevlana
/b]
Mesela şeyhler'in görünüşleri değişik, işleri ve sözleri başka başka ise de maksatları itibariyle hepsi birdir. Bu da Allah'ı taleb etmektir.
Allah'ta ikilik yoktur. Binaenaleyh "Ben"i öldürmek, yok etmek lazımdır; çünki "O" ölmiyen bir diridir.
Yeganelik ve biganelik ikiliği muciptir. Mutlak varlık alemi ise küfür ve imanın, dostluk ve düşmanlığın fevkindedir. Mademki dostluk ikiliği gerektirir ve orada, ikilik olmıyan bir alem mevcuttur; sırf birlik vardır, oraya erişince bu ikisi sığmıyacağından, dostluk ve düşmanlıktan çıkmış olur.
Küfür olmadan din olmaz. Din, küfrü bırakmaktır. Öyleyse ikisi aynı şeydir. Çünkü Yaratanları birdir. Vuslatta ikilik kalmaz, tam bir birlik hasıl olur.
Yüzünü ne tarafa çevirirsen Allah oradadır. "Ene'l-Hak" demek, hakikatte büyük bir alçakgönüllülüktür. Çünkü "Ben Allah'ın kuluyum!" diyen biri kendisinin, diğeri Allah'ın olmak üzere iki varlık ispat etmiş oluyor. Halbuki: Ben Hakkım! Diyen, kendi varlığını yok etmiş olduğu için "Ene'l-Hak" diyor. Bu demektir ki "Ben yoğum, hepsi O'dur".
Ayrılıklar zahirdedir. Mana ve gaye itibariyle her şey birdir ve birleşmiştir.
Mesela Allah: "Sen olmasaydın felekleri yaratmazdım" buyuruyor. Bu aynı zamanda, "Ben Hakk'ım" demektir; yani "Felekleri kendim için yarattım." Demek, başka bir dil ve başka bir işaretle: "Ben Hakk'ım" demektir.
Kabe'ye giden ne kadar çok yol vardır ve eğer yollara bakacak olursak ayrılık büyük ve sonsuzdur; halbuki gayeye, maksada bakacak olursak, varılacak yer birdir.
Allah'tan başka varlık yoktur. O, bir ve mutlak varlıktır.
mevlana
/b]