meridyen2
Kayıtlı Üye
Allah Kuranda İslam Ahlakının Tüm Dünyaya Hakim Olacağını Vadetmiştir
Yüce Allah, Kuran-ı Kerimde İslam ahlakını yeryüzüne hakim kılacağını bildirmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de, hadislerinde bu büyük ve kutlu olaya ahir zamanda Hz. Mehdi (a.s.)ın vesile olacağını haber vermiştir. Allahın Kuranda vadettiği Peygamberimiz (s.a.v.)in hadislerinde bildirdiği dünya tarihinin bu en büyük olayı çok yakın bir zamanda Allahın izniyle mutlaka gerçekleşecektir.
Allah içinizden iman edenlere ve salih amelde bulunanlara vaad etmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir... (Nur Suresi, 55)
... Onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık. (Yunus Suresi, 13-14)
Rabbimiz, yukarıdaki ayetlerde bildirildiğine göre Müslümanlara bir söz vermiştir. Ve Allah, Kuranın pek çok ayetinde Allahın sözünden asla dönmeyen olduğunu haber vermiştir (Rad Suresi, 31; İbrahim Suresi, 47). Öyleyse Allahın bu ayetteki sözü de kesin olarak gerçekleşecektir. Gerçekten samimi iman ahlakı yaşandığı takdirde, Allah inananları yeryüzünün hakimi kılacaktır. İslam ahlakı tüm dünyaya yayılacak, dünyadaki korku ortamı ortadan kalkacak; yerine güven, huzur, sevinç dolu günler gelecektir. Savaşlar, katliamlar, terör ve anarşi son bulacak; haklarına tecavüz edilen, zulme uğrayan mazlum insanlar kurtuluş bulacaklardır.
Allah bu vaadini açıklarken, sizden öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa diye bildirmiştir. Ve Kuranda bizden önceki dönemlerde dünyaya hükmetmiş, hakim olmuş bu kimselerin Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) olduğu haber verilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) de, Kuranda yer alan bu vaade göre, Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) gibi dünyaya İslam ahlakını hakim kılacak üçüncü şahsın Hz. Mehdi (a.s.) olduğunu haber vermiştir:
Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)
Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendir. Yere beşinci olarak ehli beytimden biri sahip olacak. Yani Mehdi. (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)
İnşaAllah Rabbimiz vadetmiştir; vadettiği için mutlaka gerçekleşecektir: Allahın izniyle Hz. Mehdi (a.s.) İslam ahlakını tüm dünyada yerleşik kılacak, tüm inananlar birlik olacak, dünyada kardeşlik, huzur ve barış tam anlamıyla tesis edilecektir.
Andolsun, Biz Zikirden sonra Zeburda da: Şüphesiz Arza salih kullarım varisçi olacaktır diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105)
Kuran, Allahın asla değişmeyecek, kesin sözünü bildiren hak kitaptır. Ve Allah samimi iman eden Müslümanları mutlaka dünya hakimi kılacağını, İslam ahlakının dünyanın her yerine yayılacağını vadetmiştir. Allahın bu sözü, Kurandan önceki hak kitaplarda da bildirilmiştir kesin bir vaaddir.
Allahın yardımı ve fetih geldiği zaman, Ve insanların Allahın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve Ondan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3)
Allah inanan kullarını Kendi Katından bir yardım ve bir fetih ile müjdelemiştir. Fetih, hakimiyettir. Öyleyse Allahın bu yardımı ve bu fetih mutlaka gerçek olacaktır. Manevi bir fetih gerçekleşecek ve insanlar imana yöneleceklerdir. Rabbimiz bu yardım ve fetih sonucunda dünyadaki insanların dalga dalga, yani çok büyük kitleler halinde hak din olan İslama döneceklerini ve İslam ahlakının tüm dünyaya hakim olacağını müjdelemiştir.
Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allahtan yardım ve zafer (nusret) ve yakın bir fetih. Müminleri müjdele. (Saff Suresi, 13)
Rabbimiz Müslümanları çok sevinecekleri büyük bir nimet ile müjdelediğini haber vermektedir: Allahın yardımı, zafer ve yakın bir fetih. Bu fetih, manevi bir fetihtir. Müslümanların özlemle bekledikleri Allahın vaadi gerçek olacak, Allahın yardımıyla tüm dünya hidayet bulacaktır. Allah, dünyanın dört bir yanında ezilen, zulme uğrayan, baskı altında tutulan, dinlerini yaşamaları engellenen Müslümanlara kesin olarak yardımını ulaştıracağını vadetmiştir. Allah onlara zafer ve fetih vereceğini; yani onları üstün kılacağını bildirmiştir. İslam ahlakı tüm dünyaya hakim olacak, Müslümanlar Allahın yardımı, zafer ve fetih ile galip geleceklerdir.
Andolsun, gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. (Saffat Suresi, 171-173)
Ahir zaman, dünyanın en şiddetli şekilde bozulmaya uğradığı bir dönemdir. İnsanların vicdanen, ahlaken en çok yozlaştığı, dünyada savaş ve kargaşa ortamının, katliam ve cinayetlerin en üst seviyelere ulaştığı yıllardır. İşte bu manzara karşısında pek çok insan, barıştan, sevgi, şefkat ve hoşgörünün yeniden yeryüzüne hakim olmasından tümüyle umudunu kesmiştir. Oysa ki Allah vadetmiştir. Kullarına söz vermiştir. Muhakkak nusret bulacaksınız diye bildirmiştir. Allahın yardımı muhakkak gerçekleşecek ve güzel ahlak, sevgi, barış mutlaka dünyaya hakim olacaktır. Çünkü Allah doğru yolda olan kullarına zafer vadetmiştir. Ve Allah ayetin devamındaki hiç şüphesiz sözleriyle, bu vaadinde hiçbir şüpheye yer olmadığını da bildirmiştir. Bu zafer ve galibiyet kesindir. Allah, sonunda üstün gelecek olan tarafın inkar edenler değil, inşaAllah Allah taraftarları olduğunu müjdelemiştir.
Allah, yazmıştır: Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de. Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21)
Allahtan başka bir kuvvet ve güç yoktur. Dünyadaki tüm olaylara, tüm insanlara hükmeden Allahtır. Allah Ben galip geleceğim demiştir. Allahın sözünü değiştirebilecek başka hiçbir güç yoktur. Allah, bu galibiyet ve hakimiyete elçilerini vesile edeceğini bildirmiştir. İçerisinde bulunduğumuz ahir zamanda ise, Allahın, Hadi ismini tecelli ettirerek insanları hidayete yöneltmekle görevlendirdiği, Hatem-ül veli kıldığı kişi ise Hz. Mehdi (a.s.)dır. Hz. Mehdi (a.s.) Allahın elçisi olarak tüm inkarcı düşünce ve sistemlere karşı Allahın izniyle fikren galip gelecek, dünyaya İslamı, Kuran ahlakını, sevgi ve barışı hakim edecektir.
Allahı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir. (İbrahim Suresi, 47)
Bazı insanlar dünyadaki kargaşanın bir türlü son bulmayıp giderek şiddetlenmesinden dolayı ümitsizliğe kapılmaktadırlar. Allaha, Kurana iman ettiklerini söyledikleri halde, Allahın vaatlerini unutmakta ve kurtuluşun hiç gerçekleşmeyeceğine inanmaktadırlar. İşte Rabbimiz gaflete kapılan bu insanları uyarmaktadır. Allahı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma sözüyle Allah, vaadinin kesin olduğunu bildirmektedir. İslam ahlakı galip gelecek, tüm dünyaya fikren hakim olacaktır. Dünyadaki bozulma son bulacak, yeryüzü Kuran ahlakının en mükemmel şekilde yaşandığı bir güzellik yurduna dönüşecektir. Ve Allah elçilerini de buna vesile kılacaktır.
Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen Odur. Öyle ki onu (hak din olan İslamı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 9)
Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. (Fetih Suresi, 28)
Dünyada hüküm süren batıl ve sapkın inanışlar ne kadar yaygın olarak kabullenilmiş olsa da, Allah bunların mutlaka son bulacağını müjdelemiştir. Tahrif olmuş, bozulmaya uğramış eski hak dinler; Darwinizm, materyalizm, ateizm gibi sapkın ideolojiler; Allaha şirk koşan, hurafe ve bağnaz düşüncelerle dini değiştirmeyi esas alan tüm batıl düşünceler ortadan kalkacaktır. Gerçek İslam ahlakı tüm bu sapkın fikirlere karşı üstün ve galip gelecektir. Sonunda dünyaya hakim olan Kuran ahlakı ve samimi iman olacaktır.
Müşrikler istemese de O dini (İslamı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen Odur. (Tevbe Suresi, 33)
Gerçek İslam ahlakının dünyaya hakim olmasının en büyük engellerinden biri de bağnazlıktır. Dini, Kuranda anlatılan ve Peygamberimiz (s.a.v.)in tebliğ ettiği şeklinden değiştirerek kendi sapkın inançlarına uydurmaya çalışan bağnaz anlayış, gerçek Kuran ahlakının anlatılmasına, sevilip benimsenmesine ve dünya çapında yayılmasına karşı çok ciddi bir mücadele vermektedir. Ancak Allah, bu zorlu mücadelenin, gerçek Kuran ahlakının zaferi ve dünya hakimiyetiyle sonuçlanacağını bildirmiştir. Dünyadaki Allaha şirk koşan tüm sapkın inançların var güçleriyle karşı koymasına rağmen, Allahın vaadi geçekleşecek, İslam ahlakı, bütün sapkın inançlara, ideoloji ve fikirlere manen üstün gelip hakim olacaktır.
Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır). Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 14-15)
Allah arza, yani dünyaya sizi yerleştireceğiz buyurmaktadır. Allah bunun, Kendisinden çok korkup sakınan kullarına, Katından bir lütuf, nimet ve müjde olduğunu bildirmektedir. Günümüzde dünyanın dört bir yanında inananlar Allahtan yardım dilemekte, yaşadıkları zorluk ve sıkıntılardan kendilerini koruyup kurtarması için Allaha yalvarmaktadırlar. Zulmedenlerin hükümranlığının son bulmasını Allahtan istemektedirler. İşte Rabbimiz ayette, insanların istediği bu manevi fethin gerçekleşeceğini; zulmedenlerin hakimiyetinin ve eziyetlerinin muhakkak sona ereceğini müjdelemektedir. Sonunda dünyada galip gelip hakim olacak olan, mutlaka İslam ahlakıdır.
Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; müminleri kurtarmamız Bizim üzerimize bir haktır. (Yunus Suresi, 103)
Zorluklar, sıkıntılar, dünyadaki çatışma ve kargaşa ortamı, Allahın, insanların denenmesi için yarattığı özel durumlardır. Allah bu zorluklarla karşılaştıklarında, Kendisine gönülden iman eden samimi kulları için mutlaka kurtuluş vadetmiştir. Bu Allahın kesin bir adetullahıdır. Tarih boyunca tüm elçiler, tüm Müslümanlar bu zorlukla sınanmış, ancak sonunda mutlaka Allahın yardımıyla karşılık bulmuşlardır. İşte ahir zamanda da Allahın bu adetullahı aynı şekilde tecelli edecektir. Allah elçilerini ve gerçek inananları mutlaka kurtaracak, galip ve üstün kılacaktır. Rabbimiz bu yardımın, kesin ve hak bir vaat olduğunu bildirmiştir.
... Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı. (Fetih Suresi, 27)
... Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir. (Rad Suresi, 42)
De ki: Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz. (Taha Suresi, 135)
Allah ayetlerde çok önemli bir gerçeği hatırlatmaktadır: Allah insanların bilmediklerini bilendir. Bu gerçeği düşünmeyen kimi insanlar dünyayı, olayları, insanları, meydana gelecek olası gelişmeleri sadece kendi gördükleri, duydukları ve bildikleriyle değerlendirmektedirler. Ve dünyanın şu anki haline baktıklarında da, pek çok insan, böyle bir yozlaşma ve bozulmanın, tam zıttı bir düzelmeye dönüşmesinin mümkün olamayacağını düşünmektedirler. Oysaki işte bu, Allahın yarattığı imtihanın bir sırrıdır. Allah insanların bilmediklerini bilendir. Gelecekte olacakları bilen de yalnızca Rabbimizdir. Ve Allah bu dünyanın sonunun yozlaşma ve bozulma değil, Altın Çağ şeklinde bir güzellik, barış, mutluluk, refah sevinç ortamı olduğunu belirtmiştir. Allah bu dünyanın, müminlerin zaferi ve manevi hakimiyetiyle, İslam ahlakının hüküm sürmesiyle sonuçlanacağını vadetmiştir. Allah, bu gerçeğe ihtimal vermeyen ya da inanmayan insanların da bu güzel sona şahit olacaklarını hatırlatmıştır.
Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allahı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir. (Şuara Suresi, 227)
Dünyadaki zulmün ve zulüm sahiplerinin hakimiyeti, bu hakimiyetin hiç sarsılmayacak gibi güçlü olması insanları yanıltmamalıdır. Rabbimiz bu zulüm hükümranlığının, mutlaka yıkılmak üzere yaratıldığını haber vermiştir. Zulmetmekte olanlar mutlaka Allahın azabıyla karşılık bulacak ve samimi iman edenler mutlaka bu kimselere üstün geleceklerdir. Allah, samimi iman ettikleri, salih amellerde bulundukları ve Allahı çokça zikrettikleri takdirde, bu zulmün ardından Müslümanlara mutlaka kesin bir zafer vereceğini vadetmiştir. Ve Allah ayette bu zaferin pek yakın olduğunu da bildirmiştir.
Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allaha karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)
Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. (Yunus Suresi, 82)
Allah dünya hayatında imtihanın bir gereği olarak tüm zıtlıkları bir arada yaratmıştır. Rabbimiz insanların en doğru olanı vicdanlarıyla görüp haktan yana tavır koymalarını istemiştir. İşte bu yüzden dünyada hak din ile birlikte çok fazla sapkın inanç, düşünce ve ideoloji de vardır. Ve Allah çoğunluğun bu sapkın fikirlerden yana olacağını da bildirmiştir. Ancak sonuç mutlaka haktan yana olacaktır. Allah hak düşüncenin, yani Kuran ahlakının, tüm bu batıl fikirlere mutlaka üstün geleceğini vadetmiştir. Her ne kadar bu fikirler hakim konumda olsa da, yine de sonuç değişmeyecektir. Batıl olan mutlaka yok olucudur. Hak olan ise her zaman mutlaka galip gelecektir.
Ağızlarıyla Allahın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe suresi, 32)
Onlar, Allahın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 8)
Rabbimiz Kuranda çok önemli bir bilgi vermiştir: Kimi insanlar hakkın üstünü örtmek adına mücadele vereceklerdir. Bunun için yazılı, görsel her türlü imkanı kullanarak hakkı yok etmek için tebliğ yapacaklardır. Ancak ayetlere göre, bu hiçbir şekilde mümkün değildir. Çünkü Allah kullarına, nurunu tamamlayacağını vadetmiştir. Allahın nurunu tamamlaması, İslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılmasıyla olacaktır inşaAllah... Allahın ayette bildirdiği tamamlama ifadesi çok önemlidir. Çünkü Rabbimiz sadece belirli bir çoğunluğun İslam ahlakını yaşayacağını değil, bu tebliğin tam olarak sonuç bulacağını ve tüm insanların hidayet bulacağını müjdelemektedir.
Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir. (Ahzab Suresi, 27)
Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstazafları) mirasçılar kıldık... (Araf Suresi, 137)
Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır. (Zümer Suresi, 61)
Dünyada gerçek inananların sayısı az, inkar edenlerin sayısı ise çoktur. Bu, Allahın Kuranda bildirdiği bir adetullahıdır. Bu nedenle günümüzde de, dünyanın çeşitli yerlerinde samimi iman etmiş pek çok insan, inkar edenlerin baskı, zulüm ve eziyetleriyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Pek çoğu yurtlarından sürülmekte, mallarına el konulmakta, her türlü insani ve hukuki hakları ellerinden alınmakta, esir alınmakta, hatta şehit edilmektedirler. Ancak Rabbimiz mazlum insanların maruz kaldığı bu acı ve sıkıntıların mutlaka ve mutlaka son bulacağını vadetmiştir. Allah tüm bu sıkıntıların sonunda yeryüzünün dört bir yanına gerçekten iman etmiş samimi Müslümanların mirasçı olacağını haber vermiştir. Yeryüzünün doğusuna ve batısına sözleriyle Rabbimiz, iman edenlerin bu manevi hakimiyetinin dünyanın tamamını kapsayacağını bildirmiştir.
Yüzyıllardır insanların karşı karşıya oldukları sorunların hallolmamasının nedeni çözümün hep yanlış sistem ve inançlarda aranmış olmasıdır. Oysa çözüm Allahın insanlar için seçip beğendiği Kuran ahlakındadır. Dünyayı bu çözülmemiş sorunları ile kabullenmek, olaylara seyirci kalmak veya tüm bu sorunların çözülmesini uzak ve erişilmezmiş gibi görmek büyük bir hata olur. Çünkü tüm insanları yaratan Allah onların en rahat edecekleri, refah, huzur ve güven duygusu içinde yaşayacakları sistemi de yaratmış ve bunu insanlara Kuran aracılığı ile bildirmiştir. Allah, Biz Kitabı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl Suresi, 89) buyurmaktadır.
Kuran her konuda insanlara yol gösterici bir Kitaptır ve inşaAllah, İslam ahlakı çok yakın bir gelecekte yeryüzüne ilimle, sevgiyle hakim olacaktır.
Sayın Adnan Oktarın, konuşmalarında İslam ahlakının hakimiyeti ve Mehdiyet konularına özel yer ayırması, Kuran ahlakının bir gereği ve Peygamberimiz (s.a.v.)in bir sünnetidir
Sayın Adnan Oktar sohbetlerinde Mehdiyet konusuna özel önem vermekte ve bu konuya geniş yer ayırmaktadır. Kuşkusuz ki bu durum, her konuda olduğu gibi Sayın Adnan Oktarın kendisine Kuran ayetlerini ve Peygamberimiz (s.a.v.)in sünnetini rehber edinmesinden kaynaklanmaktadır.
Allah Kuranda, İslam ahlakının yeryüzüne hakim olması için gayret etmenin tüm Müslümanların önemli bir sorumluluğu olduğunu bildirmiştir. Kuranda bu konuda çok fazla ayet yer almaktadır. Ve Allahın adetullahı gereği, tarihin her döneminde hak dinin tebliğinde Müslümanlara önderlik eden, onları hidayete yönelten manevi bir lider olmuştur. Allah Kuran ayetlerinde tüm toplumlara, onlara yol gösterecek bir elçi gönderdiğini bildirmiştir. İşte ahir zamanda Müslümanları Kuran ahlakına ve hidayete yöneltecek, onları birleştirip tek bir çatı altında toplayacak olan kişi de Hz. Mehdi (a.s.)dır. Peygamberimiz (s.a.v.)in tevatür derecesindeki sahih hadisleriyle bu konu yaklaşık 14 asır önce insanlara müjdelenmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) bu konunun önemini hadislerinde çok açık bir şekilde vurgulamış ve Müslümanların da birbirlerini bu konuyu gündeme getirerek müjdelemelerini bildirmiştir:
HZ. MEHDİ İLE MÜJDELENİN. O Kureyşten ve Ehl-i Beytimden bir kişidir. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Ahir zaman, s.13)
Kurandaki İslam Ahlakının Hakimiyetine Bakan Ayetlerin Ebced Değerleri Ahir Zamanı Müjdeliyor
Allah içinizden iman edenlere ve salih amelde bulunanlara vaad etmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir... (Nur Suresi, 55) 2013
... Onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık. (Yunus Suresi, 13-14) 2048
Andolsun, Biz Zikirden sonra Zeburda da: Şüphesiz Arza salih kullarım varisçi olacaktır diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105) 2051
Allahın yardımı ve fetih geldiği zaman, Ve insanların Allahın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve Ondan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3) 2016
Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allahtan yardım ve zafer (nusret) ve yakın bir fetih. Müminleri müjdele. (Saff Suresi, 13) 1981
Andolsun, gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. (Saffat Suresi, 171-173)
Ve hiç şüphesiz, Bizim ordularımız üstün gelecek olanlar onlardır. 1988
Şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. 1994
Allah, yazmıştır: Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de. Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21) 1959
Allahı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir. (İbrahim Suresi, 47) 1988 (şeddesiz) 2037 (şeddeli).
Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen Odur. Öyle ki onu (hak din olan İslamı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 9) 2021
Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. (Fetih Suresi, 28) 2022
Müşrikler istemese de O dini (İslamı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen Odur. (Tevbe Suresi, 33) 2005
Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır). Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 14-15) 1993
Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; müminleri kurtarmamız bizim üzerimize bir haktır. (Yunus Suresi, 103) 2003
... Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir. (Rad Suresi, 42) 1990 ( şeddesiz), 2074 (şeddeli)
De ki: Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz. (Taha Suresi, 135) 2023
Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allahı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir. (Şuara Suresi, 227) hicri 1440
Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) Kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. (Yunus Suresi, 82) 2042
Ağızlarıyla Allahın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe suresi, 32) 2002
Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen Odur. Öyle ki onu (hak din olan İslamı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile.(Saff Suresi, 9) 2021
Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir. (Ahzab Suresi, 27) 2079
Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır. (Zümer Suresi, 61) 2019
(makale harun yahya)
Yüce Allah, Kuran-ı Kerimde İslam ahlakını yeryüzüne hakim kılacağını bildirmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de, hadislerinde bu büyük ve kutlu olaya ahir zamanda Hz. Mehdi (a.s.)ın vesile olacağını haber vermiştir. Allahın Kuranda vadettiği Peygamberimiz (s.a.v.)in hadislerinde bildirdiği dünya tarihinin bu en büyük olayı çok yakın bir zamanda Allahın izniyle mutlaka gerçekleşecektir.
Allah içinizden iman edenlere ve salih amelde bulunanlara vaad etmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir... (Nur Suresi, 55)
... Onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık. (Yunus Suresi, 13-14)
Rabbimiz, yukarıdaki ayetlerde bildirildiğine göre Müslümanlara bir söz vermiştir. Ve Allah, Kuranın pek çok ayetinde Allahın sözünden asla dönmeyen olduğunu haber vermiştir (Rad Suresi, 31; İbrahim Suresi, 47). Öyleyse Allahın bu ayetteki sözü de kesin olarak gerçekleşecektir. Gerçekten samimi iman ahlakı yaşandığı takdirde, Allah inananları yeryüzünün hakimi kılacaktır. İslam ahlakı tüm dünyaya yayılacak, dünyadaki korku ortamı ortadan kalkacak; yerine güven, huzur, sevinç dolu günler gelecektir. Savaşlar, katliamlar, terör ve anarşi son bulacak; haklarına tecavüz edilen, zulme uğrayan mazlum insanlar kurtuluş bulacaklardır.
Allah bu vaadini açıklarken, sizden öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa diye bildirmiştir. Ve Kuranda bizden önceki dönemlerde dünyaya hükmetmiş, hakim olmuş bu kimselerin Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) olduğu haber verilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) de, Kuranda yer alan bu vaade göre, Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) gibi dünyaya İslam ahlakını hakim kılacak üçüncü şahsın Hz. Mehdi (a.s.) olduğunu haber vermiştir:
Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)
Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendir. Yere beşinci olarak ehli beytimden biri sahip olacak. Yani Mehdi. (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)
İnşaAllah Rabbimiz vadetmiştir; vadettiği için mutlaka gerçekleşecektir: Allahın izniyle Hz. Mehdi (a.s.) İslam ahlakını tüm dünyada yerleşik kılacak, tüm inananlar birlik olacak, dünyada kardeşlik, huzur ve barış tam anlamıyla tesis edilecektir.
Andolsun, Biz Zikirden sonra Zeburda da: Şüphesiz Arza salih kullarım varisçi olacaktır diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105)
Kuran, Allahın asla değişmeyecek, kesin sözünü bildiren hak kitaptır. Ve Allah samimi iman eden Müslümanları mutlaka dünya hakimi kılacağını, İslam ahlakının dünyanın her yerine yayılacağını vadetmiştir. Allahın bu sözü, Kurandan önceki hak kitaplarda da bildirilmiştir kesin bir vaaddir.
Allahın yardımı ve fetih geldiği zaman, Ve insanların Allahın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve Ondan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3)
Allah inanan kullarını Kendi Katından bir yardım ve bir fetih ile müjdelemiştir. Fetih, hakimiyettir. Öyleyse Allahın bu yardımı ve bu fetih mutlaka gerçek olacaktır. Manevi bir fetih gerçekleşecek ve insanlar imana yöneleceklerdir. Rabbimiz bu yardım ve fetih sonucunda dünyadaki insanların dalga dalga, yani çok büyük kitleler halinde hak din olan İslama döneceklerini ve İslam ahlakının tüm dünyaya hakim olacağını müjdelemiştir.
Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allahtan yardım ve zafer (nusret) ve yakın bir fetih. Müminleri müjdele. (Saff Suresi, 13)
Rabbimiz Müslümanları çok sevinecekleri büyük bir nimet ile müjdelediğini haber vermektedir: Allahın yardımı, zafer ve yakın bir fetih. Bu fetih, manevi bir fetihtir. Müslümanların özlemle bekledikleri Allahın vaadi gerçek olacak, Allahın yardımıyla tüm dünya hidayet bulacaktır. Allah, dünyanın dört bir yanında ezilen, zulme uğrayan, baskı altında tutulan, dinlerini yaşamaları engellenen Müslümanlara kesin olarak yardımını ulaştıracağını vadetmiştir. Allah onlara zafer ve fetih vereceğini; yani onları üstün kılacağını bildirmiştir. İslam ahlakı tüm dünyaya hakim olacak, Müslümanlar Allahın yardımı, zafer ve fetih ile galip geleceklerdir.
Andolsun, gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. (Saffat Suresi, 171-173)
Ahir zaman, dünyanın en şiddetli şekilde bozulmaya uğradığı bir dönemdir. İnsanların vicdanen, ahlaken en çok yozlaştığı, dünyada savaş ve kargaşa ortamının, katliam ve cinayetlerin en üst seviyelere ulaştığı yıllardır. İşte bu manzara karşısında pek çok insan, barıştan, sevgi, şefkat ve hoşgörünün yeniden yeryüzüne hakim olmasından tümüyle umudunu kesmiştir. Oysa ki Allah vadetmiştir. Kullarına söz vermiştir. Muhakkak nusret bulacaksınız diye bildirmiştir. Allahın yardımı muhakkak gerçekleşecek ve güzel ahlak, sevgi, barış mutlaka dünyaya hakim olacaktır. Çünkü Allah doğru yolda olan kullarına zafer vadetmiştir. Ve Allah ayetin devamındaki hiç şüphesiz sözleriyle, bu vaadinde hiçbir şüpheye yer olmadığını da bildirmiştir. Bu zafer ve galibiyet kesindir. Allah, sonunda üstün gelecek olan tarafın inkar edenler değil, inşaAllah Allah taraftarları olduğunu müjdelemiştir.
Allah, yazmıştır: Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de. Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21)
Allahtan başka bir kuvvet ve güç yoktur. Dünyadaki tüm olaylara, tüm insanlara hükmeden Allahtır. Allah Ben galip geleceğim demiştir. Allahın sözünü değiştirebilecek başka hiçbir güç yoktur. Allah, bu galibiyet ve hakimiyete elçilerini vesile edeceğini bildirmiştir. İçerisinde bulunduğumuz ahir zamanda ise, Allahın, Hadi ismini tecelli ettirerek insanları hidayete yöneltmekle görevlendirdiği, Hatem-ül veli kıldığı kişi ise Hz. Mehdi (a.s.)dır. Hz. Mehdi (a.s.) Allahın elçisi olarak tüm inkarcı düşünce ve sistemlere karşı Allahın izniyle fikren galip gelecek, dünyaya İslamı, Kuran ahlakını, sevgi ve barışı hakim edecektir.
Allahı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir. (İbrahim Suresi, 47)
Bazı insanlar dünyadaki kargaşanın bir türlü son bulmayıp giderek şiddetlenmesinden dolayı ümitsizliğe kapılmaktadırlar. Allaha, Kurana iman ettiklerini söyledikleri halde, Allahın vaatlerini unutmakta ve kurtuluşun hiç gerçekleşmeyeceğine inanmaktadırlar. İşte Rabbimiz gaflete kapılan bu insanları uyarmaktadır. Allahı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma sözüyle Allah, vaadinin kesin olduğunu bildirmektedir. İslam ahlakı galip gelecek, tüm dünyaya fikren hakim olacaktır. Dünyadaki bozulma son bulacak, yeryüzü Kuran ahlakının en mükemmel şekilde yaşandığı bir güzellik yurduna dönüşecektir. Ve Allah elçilerini de buna vesile kılacaktır.
Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen Odur. Öyle ki onu (hak din olan İslamı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 9)
Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. (Fetih Suresi, 28)
Dünyada hüküm süren batıl ve sapkın inanışlar ne kadar yaygın olarak kabullenilmiş olsa da, Allah bunların mutlaka son bulacağını müjdelemiştir. Tahrif olmuş, bozulmaya uğramış eski hak dinler; Darwinizm, materyalizm, ateizm gibi sapkın ideolojiler; Allaha şirk koşan, hurafe ve bağnaz düşüncelerle dini değiştirmeyi esas alan tüm batıl düşünceler ortadan kalkacaktır. Gerçek İslam ahlakı tüm bu sapkın fikirlere karşı üstün ve galip gelecektir. Sonunda dünyaya hakim olan Kuran ahlakı ve samimi iman olacaktır.
Müşrikler istemese de O dini (İslamı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen Odur. (Tevbe Suresi, 33)
Gerçek İslam ahlakının dünyaya hakim olmasının en büyük engellerinden biri de bağnazlıktır. Dini, Kuranda anlatılan ve Peygamberimiz (s.a.v.)in tebliğ ettiği şeklinden değiştirerek kendi sapkın inançlarına uydurmaya çalışan bağnaz anlayış, gerçek Kuran ahlakının anlatılmasına, sevilip benimsenmesine ve dünya çapında yayılmasına karşı çok ciddi bir mücadele vermektedir. Ancak Allah, bu zorlu mücadelenin, gerçek Kuran ahlakının zaferi ve dünya hakimiyetiyle sonuçlanacağını bildirmiştir. Dünyadaki Allaha şirk koşan tüm sapkın inançların var güçleriyle karşı koymasına rağmen, Allahın vaadi geçekleşecek, İslam ahlakı, bütün sapkın inançlara, ideoloji ve fikirlere manen üstün gelip hakim olacaktır.
Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır). Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 14-15)
Allah arza, yani dünyaya sizi yerleştireceğiz buyurmaktadır. Allah bunun, Kendisinden çok korkup sakınan kullarına, Katından bir lütuf, nimet ve müjde olduğunu bildirmektedir. Günümüzde dünyanın dört bir yanında inananlar Allahtan yardım dilemekte, yaşadıkları zorluk ve sıkıntılardan kendilerini koruyup kurtarması için Allaha yalvarmaktadırlar. Zulmedenlerin hükümranlığının son bulmasını Allahtan istemektedirler. İşte Rabbimiz ayette, insanların istediği bu manevi fethin gerçekleşeceğini; zulmedenlerin hakimiyetinin ve eziyetlerinin muhakkak sona ereceğini müjdelemektedir. Sonunda dünyada galip gelip hakim olacak olan, mutlaka İslam ahlakıdır.
Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; müminleri kurtarmamız Bizim üzerimize bir haktır. (Yunus Suresi, 103)
Zorluklar, sıkıntılar, dünyadaki çatışma ve kargaşa ortamı, Allahın, insanların denenmesi için yarattığı özel durumlardır. Allah bu zorluklarla karşılaştıklarında, Kendisine gönülden iman eden samimi kulları için mutlaka kurtuluş vadetmiştir. Bu Allahın kesin bir adetullahıdır. Tarih boyunca tüm elçiler, tüm Müslümanlar bu zorlukla sınanmış, ancak sonunda mutlaka Allahın yardımıyla karşılık bulmuşlardır. İşte ahir zamanda da Allahın bu adetullahı aynı şekilde tecelli edecektir. Allah elçilerini ve gerçek inananları mutlaka kurtaracak, galip ve üstün kılacaktır. Rabbimiz bu yardımın, kesin ve hak bir vaat olduğunu bildirmiştir.
... Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı. (Fetih Suresi, 27)
... Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir. (Rad Suresi, 42)
De ki: Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz. (Taha Suresi, 135)
Allah ayetlerde çok önemli bir gerçeği hatırlatmaktadır: Allah insanların bilmediklerini bilendir. Bu gerçeği düşünmeyen kimi insanlar dünyayı, olayları, insanları, meydana gelecek olası gelişmeleri sadece kendi gördükleri, duydukları ve bildikleriyle değerlendirmektedirler. Ve dünyanın şu anki haline baktıklarında da, pek çok insan, böyle bir yozlaşma ve bozulmanın, tam zıttı bir düzelmeye dönüşmesinin mümkün olamayacağını düşünmektedirler. Oysaki işte bu, Allahın yarattığı imtihanın bir sırrıdır. Allah insanların bilmediklerini bilendir. Gelecekte olacakları bilen de yalnızca Rabbimizdir. Ve Allah bu dünyanın sonunun yozlaşma ve bozulma değil, Altın Çağ şeklinde bir güzellik, barış, mutluluk, refah sevinç ortamı olduğunu belirtmiştir. Allah bu dünyanın, müminlerin zaferi ve manevi hakimiyetiyle, İslam ahlakının hüküm sürmesiyle sonuçlanacağını vadetmiştir. Allah, bu gerçeğe ihtimal vermeyen ya da inanmayan insanların da bu güzel sona şahit olacaklarını hatırlatmıştır.
Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allahı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir. (Şuara Suresi, 227)
Dünyadaki zulmün ve zulüm sahiplerinin hakimiyeti, bu hakimiyetin hiç sarsılmayacak gibi güçlü olması insanları yanıltmamalıdır. Rabbimiz bu zulüm hükümranlığının, mutlaka yıkılmak üzere yaratıldığını haber vermiştir. Zulmetmekte olanlar mutlaka Allahın azabıyla karşılık bulacak ve samimi iman edenler mutlaka bu kimselere üstün geleceklerdir. Allah, samimi iman ettikleri, salih amellerde bulundukları ve Allahı çokça zikrettikleri takdirde, bu zulmün ardından Müslümanlara mutlaka kesin bir zafer vereceğini vadetmiştir. Ve Allah ayette bu zaferin pek yakın olduğunu da bildirmiştir.
Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allaha karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)
Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. (Yunus Suresi, 82)
Allah dünya hayatında imtihanın bir gereği olarak tüm zıtlıkları bir arada yaratmıştır. Rabbimiz insanların en doğru olanı vicdanlarıyla görüp haktan yana tavır koymalarını istemiştir. İşte bu yüzden dünyada hak din ile birlikte çok fazla sapkın inanç, düşünce ve ideoloji de vardır. Ve Allah çoğunluğun bu sapkın fikirlerden yana olacağını da bildirmiştir. Ancak sonuç mutlaka haktan yana olacaktır. Allah hak düşüncenin, yani Kuran ahlakının, tüm bu batıl fikirlere mutlaka üstün geleceğini vadetmiştir. Her ne kadar bu fikirler hakim konumda olsa da, yine de sonuç değişmeyecektir. Batıl olan mutlaka yok olucudur. Hak olan ise her zaman mutlaka galip gelecektir.
Ağızlarıyla Allahın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe suresi, 32)
Onlar, Allahın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 8)
Rabbimiz Kuranda çok önemli bir bilgi vermiştir: Kimi insanlar hakkın üstünü örtmek adına mücadele vereceklerdir. Bunun için yazılı, görsel her türlü imkanı kullanarak hakkı yok etmek için tebliğ yapacaklardır. Ancak ayetlere göre, bu hiçbir şekilde mümkün değildir. Çünkü Allah kullarına, nurunu tamamlayacağını vadetmiştir. Allahın nurunu tamamlaması, İslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılmasıyla olacaktır inşaAllah... Allahın ayette bildirdiği tamamlama ifadesi çok önemlidir. Çünkü Rabbimiz sadece belirli bir çoğunluğun İslam ahlakını yaşayacağını değil, bu tebliğin tam olarak sonuç bulacağını ve tüm insanların hidayet bulacağını müjdelemektedir.
Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir. (Ahzab Suresi, 27)
Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstazafları) mirasçılar kıldık... (Araf Suresi, 137)
Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır. (Zümer Suresi, 61)
Dünyada gerçek inananların sayısı az, inkar edenlerin sayısı ise çoktur. Bu, Allahın Kuranda bildirdiği bir adetullahıdır. Bu nedenle günümüzde de, dünyanın çeşitli yerlerinde samimi iman etmiş pek çok insan, inkar edenlerin baskı, zulüm ve eziyetleriyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Pek çoğu yurtlarından sürülmekte, mallarına el konulmakta, her türlü insani ve hukuki hakları ellerinden alınmakta, esir alınmakta, hatta şehit edilmektedirler. Ancak Rabbimiz mazlum insanların maruz kaldığı bu acı ve sıkıntıların mutlaka ve mutlaka son bulacağını vadetmiştir. Allah tüm bu sıkıntıların sonunda yeryüzünün dört bir yanına gerçekten iman etmiş samimi Müslümanların mirasçı olacağını haber vermiştir. Yeryüzünün doğusuna ve batısına sözleriyle Rabbimiz, iman edenlerin bu manevi hakimiyetinin dünyanın tamamını kapsayacağını bildirmiştir.
Yüzyıllardır insanların karşı karşıya oldukları sorunların hallolmamasının nedeni çözümün hep yanlış sistem ve inançlarda aranmış olmasıdır. Oysa çözüm Allahın insanlar için seçip beğendiği Kuran ahlakındadır. Dünyayı bu çözülmemiş sorunları ile kabullenmek, olaylara seyirci kalmak veya tüm bu sorunların çözülmesini uzak ve erişilmezmiş gibi görmek büyük bir hata olur. Çünkü tüm insanları yaratan Allah onların en rahat edecekleri, refah, huzur ve güven duygusu içinde yaşayacakları sistemi de yaratmış ve bunu insanlara Kuran aracılığı ile bildirmiştir. Allah, Biz Kitabı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl Suresi, 89) buyurmaktadır.
Kuran her konuda insanlara yol gösterici bir Kitaptır ve inşaAllah, İslam ahlakı çok yakın bir gelecekte yeryüzüne ilimle, sevgiyle hakim olacaktır.
Sayın Adnan Oktarın, konuşmalarında İslam ahlakının hakimiyeti ve Mehdiyet konularına özel yer ayırması, Kuran ahlakının bir gereği ve Peygamberimiz (s.a.v.)in bir sünnetidir
Sayın Adnan Oktar sohbetlerinde Mehdiyet konusuna özel önem vermekte ve bu konuya geniş yer ayırmaktadır. Kuşkusuz ki bu durum, her konuda olduğu gibi Sayın Adnan Oktarın kendisine Kuran ayetlerini ve Peygamberimiz (s.a.v.)in sünnetini rehber edinmesinden kaynaklanmaktadır.
Allah Kuranda, İslam ahlakının yeryüzüne hakim olması için gayret etmenin tüm Müslümanların önemli bir sorumluluğu olduğunu bildirmiştir. Kuranda bu konuda çok fazla ayet yer almaktadır. Ve Allahın adetullahı gereği, tarihin her döneminde hak dinin tebliğinde Müslümanlara önderlik eden, onları hidayete yönelten manevi bir lider olmuştur. Allah Kuran ayetlerinde tüm toplumlara, onlara yol gösterecek bir elçi gönderdiğini bildirmiştir. İşte ahir zamanda Müslümanları Kuran ahlakına ve hidayete yöneltecek, onları birleştirip tek bir çatı altında toplayacak olan kişi de Hz. Mehdi (a.s.)dır. Peygamberimiz (s.a.v.)in tevatür derecesindeki sahih hadisleriyle bu konu yaklaşık 14 asır önce insanlara müjdelenmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) bu konunun önemini hadislerinde çok açık bir şekilde vurgulamış ve Müslümanların da birbirlerini bu konuyu gündeme getirerek müjdelemelerini bildirmiştir:
HZ. MEHDİ İLE MÜJDELENİN. O Kureyşten ve Ehl-i Beytimden bir kişidir. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Ahir zaman, s.13)
Kurandaki İslam Ahlakının Hakimiyetine Bakan Ayetlerin Ebced Değerleri Ahir Zamanı Müjdeliyor
Allah içinizden iman edenlere ve salih amelde bulunanlara vaad etmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir... (Nur Suresi, 55) 2013
... Onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık. (Yunus Suresi, 13-14) 2048
Andolsun, Biz Zikirden sonra Zeburda da: Şüphesiz Arza salih kullarım varisçi olacaktır diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105) 2051
Allahın yardımı ve fetih geldiği zaman, Ve insanların Allahın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve Ondan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3) 2016
Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allahtan yardım ve zafer (nusret) ve yakın bir fetih. Müminleri müjdele. (Saff Suresi, 13) 1981
Andolsun, gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. (Saffat Suresi, 171-173)
Ve hiç şüphesiz, Bizim ordularımız üstün gelecek olanlar onlardır. 1988
Şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. 1994
Allah, yazmıştır: Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de. Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21) 1959
Allahı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir. (İbrahim Suresi, 47) 1988 (şeddesiz) 2037 (şeddeli).
Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen Odur. Öyle ki onu (hak din olan İslamı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 9) 2021
Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. (Fetih Suresi, 28) 2022
Müşrikler istemese de O dini (İslamı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen Odur. (Tevbe Suresi, 33) 2005
Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır). Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 14-15) 1993
Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; müminleri kurtarmamız bizim üzerimize bir haktır. (Yunus Suresi, 103) 2003
... Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir. (Rad Suresi, 42) 1990 ( şeddesiz), 2074 (şeddeli)
De ki: Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz. (Taha Suresi, 135) 2023
Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allahı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir. (Şuara Suresi, 227) hicri 1440
Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) Kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. (Yunus Suresi, 82) 2042
Ağızlarıyla Allahın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe suresi, 32) 2002
Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen Odur. Öyle ki onu (hak din olan İslamı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile.(Saff Suresi, 9) 2021
Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir. (Ahzab Suresi, 27) 2079
Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır. (Zümer Suresi, 61) 2019
(makale harun yahya)