ßy.MeCHuL
Kayıtlı Üye
BİR ALLAH DOSTUNDAN İNCİLER
Yüce Allah' ın rahmeti çok geniştir. O, bu rahmetini kullarına vermek istiyor, bunun için ufak bir bahane arıyor. Siz bu rahmete ermek için bir bahane bulun. Küçük - büyük demeden Allah rızası için önünüze gelen hayırlı işleri yapın. Önceki büyükler zamanında şöyle bir hadise anlatılır:
Ibn-i Asfur diye birisi vardı. Bu zatın hayırlı ameli azdı. Bu zat bir gün bir kuşu yakalayıp onunla oynayan bir çocuk gördü. Çocuk kuşla oynuyor, oynarken de kuşa eziyet ediyordu. Bu zat, Allah rızası için su kuşu çocuğun elinden kurtarayım diye niyet etti. Biraz para çıkardı, çocuğa verdi. Çocuk parayı görünce kuşu ona verdi. Ibn-i Asfur da kuşu salıp azat etti. Bu zat bir zaman sonra vefat etti. Bunun Allah dostlarından bir komşusu vardı. Bu veli bir gün onun kabrine gitti. Ona dua ve istiğfar etti. Sonra gözlerini yumdu, murakebeye girdi. Yüce Allah'tan onun kabirdeki halini göstermesini istedi. Yüce Allah onun kabir halini bu veliye gösterdi.
Adam evliyalar gibi güzel bir haldeydi. Ona, " bu halin ne güzel, bu hali
nasıl elde ettin, sana ne muamele edildi?" diye sordu. Adam: " Bu ise ben de şaşırdım fakat çok memnunum. Bana, sen bizim rızamız için gücün yetti bir kuşu azat ettin; biz de seni günahlarından azat edeceğiz, bizim de buna gücümüz yeter. Sen bizim rızamız için o çocuğu ve kuşu sevindirdiğin gibi, biz de seni sevindireceğiz, dendi ve işte bu güzel nimetler bana verildi." Dedi.
...
Sen niyetini Allah için yap, gerisi güzel gelir. Allah kuluna kafidir. " Benim Allah' ın rızasından başka bir derdim ve Rasulullah (s.a.s) in sünnetini ihyadan başka bir isim yoktur."
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun." : "Sadıklarla beraber olan kimse, onlarla birlikte haşredilir (diriltilir). Baksanıza, Ashab-ı Kehf'in köpeği necisül ayn olduğu halde onlarla birlikte bulunması bereketiyle cennete girecektir. insan ne olursa olsun sadık kullarla, kamil mürşitlerle birlikte bulunmalıdır. Zahiren beraber olamayan kimseler manen (kalb ve hayali ile) onlarla birlikte olmaya çalışmalıdır.
"iki gün hırsızla gezersen üçüncü gün sen de hırsız olursun." Bunun için Rasulullah( a.s) : " Kişi arkadaşının dini ( hal ve gidişatı) üzeredir." buyurmuştur.
" Başkalarına hizmet etmek isteyenler, kendilerini ıslah etsin yeter. Çünkü nefsini ıslah eden kimse başkalarına fayda verebilir ve güzel şeyleri temsil edebilir. nefislerini ıslah edip güzel ahlakı elde ettikleri için Allah yolunda insanlara büyük fayda vermişlerdir. En büyük hizmet, güzel ahlaklı ve edepli bir insan olmaktır."
" Kalbin gıdası zikirdir. Günahlar ise, şeytanın gıdasıdır. Kalbini diriltmek ve beslemek isteyen kimse Yüce Allah' ın zikrini çok yapmalıdır. Günah işleyenler, kalplerini zayıflatıp şeytanı kuvvetlendirmiş olurlar. Şeytanı kuvvetli olanın dini zayıf olur. Onun için haramlardan uzak durmalıdır.
" Bu dünya bir han gibidir; ahiret yolcusu bütün hazırlığını bu handa yapmalıdır. Yolda tedarik görülmez. Zira kervan yola çıkmıştır. Ölümle başlayan bir yolculuğun geri dönüsü yoktur. Yola çıkan kimsenin, hedefine ulaşması için belli bir yol ve usul takip etmesi gerekir. Başı boş ve hedefsiz yol giden kimsenin hedefine varması mümkün değildir. Onun nereye varacağı da belli olmaz. Allah yolu da böyledir. O yol da Hz. Rasulullah (s.a.v) in izinden başka Allah'a giden bir yol ve kapı yoktur. Hz. Rasulullah'ın ( s.a.v) hayatını yaşamak için de ulu ALLAH dostlarına uymak gerekir. Hz. Peygamber'e (s.a.v) hakkıyla uymanın en güzel yolu, sünnet üzere yaşayan ALLAH dostlarını takip etmektir. Allah dostları, sünnet-i seniyyeyi kal olarak değil, hal olarak yaşar ve yayarlar. Onlara uymakla iman selameti ile ölmek nasip olur. Böylece ebedi ahiret yolculuğu iman ile başlamış olur. En büyük saadet te budur."
İnsanın kalbi yumruk kadardır. Bunun içinde muhabbetullah olması lazımdır... Sonra orda yanan ışığı göstererek; şu anda ışık yanıyor, etraf aydınlık. Bu ışık sönerse etraf karanlık olacak. Aynı anda hem ışık hem karanlık olmaz. Işık yanarsa aydınlık olur; sönerse karanlık olur. Kalbin durumu da böyledir. Onun içinde muhabbetullah/Allah sevgisi olması lazımdır. Muhabbetullah yoksa başka şeyler vardır. Başka şeyler olunca kalbe Allah muhabbeti girmez.
''Bir insan sabah kalkınca, güzelce abdestini alsa, evinden işine giderken:
''Ya Rabbi! sen Rezzak-ı Mutlaksın/bütün yarattıklarının rızkını verirsin. Biz çalışsak da çalışmasak da sen bizim rızkımızı verirsin. Lakin rızık için çalışmayı bize sen emrettin. Biz senin emrine uyup rızkımızı aramaya gidiyoruz'' diyerek niyet etse ve bu niyetle işe başlasa bütün gün boyunca başını secdeden kaldırmayıp nafile namaz kılan kimse gibi sevap kazanır. İnsan için bunu yapmak çok kolaydır. Bu sevabı kazanmak için güzel niyet etmesi yeterlidir.''
''Yüce Allah' ı zikre devam ediniz. Zikir çekerken uyanık olunuz. Allah zikrini kalbinizin içine yerleştiriniz. Zikir kalbe yerleşince siz istemeseniz de kalp Yüce Allah' ı zikreder. Midenizi düşünün; o, siz istemesiniz de kendi işini görür. Siz uyurken bile işine devam eder. İçine zikir yerleşen kalp de böyledir.''
Yüce Allah' ın rahmeti çok geniştir. O, bu rahmetini kullarına vermek istiyor, bunun için ufak bir bahane arıyor. Siz bu rahmete ermek için bir bahane bulun. Küçük - büyük demeden Allah rızası için önünüze gelen hayırlı işleri yapın. Önceki büyükler zamanında şöyle bir hadise anlatılır:
Ibn-i Asfur diye birisi vardı. Bu zatın hayırlı ameli azdı. Bu zat bir gün bir kuşu yakalayıp onunla oynayan bir çocuk gördü. Çocuk kuşla oynuyor, oynarken de kuşa eziyet ediyordu. Bu zat, Allah rızası için su kuşu çocuğun elinden kurtarayım diye niyet etti. Biraz para çıkardı, çocuğa verdi. Çocuk parayı görünce kuşu ona verdi. Ibn-i Asfur da kuşu salıp azat etti. Bu zat bir zaman sonra vefat etti. Bunun Allah dostlarından bir komşusu vardı. Bu veli bir gün onun kabrine gitti. Ona dua ve istiğfar etti. Sonra gözlerini yumdu, murakebeye girdi. Yüce Allah'tan onun kabirdeki halini göstermesini istedi. Yüce Allah onun kabir halini bu veliye gösterdi.
Adam evliyalar gibi güzel bir haldeydi. Ona, " bu halin ne güzel, bu hali
nasıl elde ettin, sana ne muamele edildi?" diye sordu. Adam: " Bu ise ben de şaşırdım fakat çok memnunum. Bana, sen bizim rızamız için gücün yetti bir kuşu azat ettin; biz de seni günahlarından azat edeceğiz, bizim de buna gücümüz yeter. Sen bizim rızamız için o çocuğu ve kuşu sevindirdiğin gibi, biz de seni sevindireceğiz, dendi ve işte bu güzel nimetler bana verildi." Dedi.
...
Sen niyetini Allah için yap, gerisi güzel gelir. Allah kuluna kafidir. " Benim Allah' ın rızasından başka bir derdim ve Rasulullah (s.a.s) in sünnetini ihyadan başka bir isim yoktur."
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun." : "Sadıklarla beraber olan kimse, onlarla birlikte haşredilir (diriltilir). Baksanıza, Ashab-ı Kehf'in köpeği necisül ayn olduğu halde onlarla birlikte bulunması bereketiyle cennete girecektir. insan ne olursa olsun sadık kullarla, kamil mürşitlerle birlikte bulunmalıdır. Zahiren beraber olamayan kimseler manen (kalb ve hayali ile) onlarla birlikte olmaya çalışmalıdır.
"iki gün hırsızla gezersen üçüncü gün sen de hırsız olursun." Bunun için Rasulullah( a.s) : " Kişi arkadaşının dini ( hal ve gidişatı) üzeredir." buyurmuştur.
" Başkalarına hizmet etmek isteyenler, kendilerini ıslah etsin yeter. Çünkü nefsini ıslah eden kimse başkalarına fayda verebilir ve güzel şeyleri temsil edebilir. nefislerini ıslah edip güzel ahlakı elde ettikleri için Allah yolunda insanlara büyük fayda vermişlerdir. En büyük hizmet, güzel ahlaklı ve edepli bir insan olmaktır."
" Kalbin gıdası zikirdir. Günahlar ise, şeytanın gıdasıdır. Kalbini diriltmek ve beslemek isteyen kimse Yüce Allah' ın zikrini çok yapmalıdır. Günah işleyenler, kalplerini zayıflatıp şeytanı kuvvetlendirmiş olurlar. Şeytanı kuvvetli olanın dini zayıf olur. Onun için haramlardan uzak durmalıdır.
" Bu dünya bir han gibidir; ahiret yolcusu bütün hazırlığını bu handa yapmalıdır. Yolda tedarik görülmez. Zira kervan yola çıkmıştır. Ölümle başlayan bir yolculuğun geri dönüsü yoktur. Yola çıkan kimsenin, hedefine ulaşması için belli bir yol ve usul takip etmesi gerekir. Başı boş ve hedefsiz yol giden kimsenin hedefine varması mümkün değildir. Onun nereye varacağı da belli olmaz. Allah yolu da böyledir. O yol da Hz. Rasulullah (s.a.v) in izinden başka Allah'a giden bir yol ve kapı yoktur. Hz. Rasulullah'ın ( s.a.v) hayatını yaşamak için de ulu ALLAH dostlarına uymak gerekir. Hz. Peygamber'e (s.a.v) hakkıyla uymanın en güzel yolu, sünnet üzere yaşayan ALLAH dostlarını takip etmektir. Allah dostları, sünnet-i seniyyeyi kal olarak değil, hal olarak yaşar ve yayarlar. Onlara uymakla iman selameti ile ölmek nasip olur. Böylece ebedi ahiret yolculuğu iman ile başlamış olur. En büyük saadet te budur."
İnsanın kalbi yumruk kadardır. Bunun içinde muhabbetullah olması lazımdır... Sonra orda yanan ışığı göstererek; şu anda ışık yanıyor, etraf aydınlık. Bu ışık sönerse etraf karanlık olacak. Aynı anda hem ışık hem karanlık olmaz. Işık yanarsa aydınlık olur; sönerse karanlık olur. Kalbin durumu da böyledir. Onun içinde muhabbetullah/Allah sevgisi olması lazımdır. Muhabbetullah yoksa başka şeyler vardır. Başka şeyler olunca kalbe Allah muhabbeti girmez.
''Bir insan sabah kalkınca, güzelce abdestini alsa, evinden işine giderken:
''Ya Rabbi! sen Rezzak-ı Mutlaksın/bütün yarattıklarının rızkını verirsin. Biz çalışsak da çalışmasak da sen bizim rızkımızı verirsin. Lakin rızık için çalışmayı bize sen emrettin. Biz senin emrine uyup rızkımızı aramaya gidiyoruz'' diyerek niyet etse ve bu niyetle işe başlasa bütün gün boyunca başını secdeden kaldırmayıp nafile namaz kılan kimse gibi sevap kazanır. İnsan için bunu yapmak çok kolaydır. Bu sevabı kazanmak için güzel niyet etmesi yeterlidir.''
''Yüce Allah' ı zikre devam ediniz. Zikir çekerken uyanık olunuz. Allah zikrini kalbinizin içine yerleştiriniz. Zikir kalbe yerleşince siz istemeseniz de kalp Yüce Allah' ı zikreder. Midenizi düşünün; o, siz istemesiniz de kendi işini görür. Siz uyurken bile işine devam eder. İçine zikir yerleşen kalp de böyledir.''