Allah(c.c.),

SanK0

Kayıtlı Üye
Allah(c.c.), akıl ve idrak sâhibi olan varlıkları kendisine kulluk etmeleri, kendisini bilmeleri, kendisinin yanındaki âcizliklerini idrak etmeleri için yarattığını şu şekilde beyân buyurmaktadır : ZÂRİYÂT SÛRESİ / 56 Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. İnsanlar ve cinler ibâdet (kulluk) etsinler diye yaratılmışlardır ancak kulluk, yâni ibâdet nedir? Nu’man İbnî Beşir’in rivâyet ettiği bir hadiste Hz. Peygamber(a.s.) : HADÎS-İ ŞERİF : “İbâdet (kulluk), münhasıran duâdır.” diyerek, şu âyeti okumuşlardır. MÜ’MİN SÛRESİ / 60 : “Rabbiniz şöyle buyurdu : Bana duâ edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibâdeti bırakıp büyüklük taslayanlar, aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.” Demek ki duâ, her şeyden önce kibirden, büyüklük taslamaktan uzak olmak, sonra da aczini – yâni yaratılmış bir kul olduğunu – idrak ederek, her şeyi Allah(c.c.)’tan istemektir. Yaratılışın amacı kulluk, kulluk da münhasıran duâ etmektir. Zirâ : FURKÂN SÛRESİ / 77 : “De ki : (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? . . . “ Öyleyse, Allah(c.c.)’ın kullarına değer vermesinin tek bir sebebi vardır : İbâdet ve özellikle de duâ etmeleri, kendisinden istemeleri, kendisine yalvarmaları.İşte bu yüzden, “Duâ ibâdetin en büyüğüdür.” denilmiştir. Yine Âlemlerin Efendisi Peygamberimiz(a.s.) de : HADÎS-İ ŞERİF : “Allah(c.c.) indinde duâdan daha kıymetli bir şey yoktur.” buyurmuşlardır.Bu konudaki hadisler o kadar çoktur ki birkaç tânesini zikretmekle yetinmek gerekiyor. Ancak kulluğun özü ve belki de bizzat kendisi olan duânın, sâdece dille söylenmesi yeterli değildir. Bunun geçerli olabilmesi için dilimizin söylediğini, kalbimiz de tasdik edecek ve bütün varlığımızla, talebimiz doğrultusunda davranacağız. Ayrıca dünyâsal isteklerimiz için de, uhrevî dileklerimiz için de hem duâ edeceğiz hem de onun gerçekleşmesini sağlayabilmek için, gereken her meşrû şeyi yapacağız. Rızk istediysek, fiilen ve büyük bir gayretle sebeplerine yapışacağız İlim talep ettiysek, bunun için gerekli çabayı göstererek son noktasına kadar gayret edeceğiz. Hastalıktan kurtulmak ve sağlık istediysek, uzmanlara başvurup söylediklerini yapacağız. Zîrâ içinde yaşadığımız dünyâ; sonuçların, birtakım sebeplere bağlandığı bir madde âlemidir. Sebeplere sarılmazsak, sonuçları yalnızca kavlî (yâni sözlü) duâ ile elde etmemiz mümkün olmaz. Eğer âhiret saadeti için duâ edersek, bunun gerçekleşmesi için de üstümüze düşeni yapmak; ilim, irfan, tefekkür, zikir gibi sebeplere sarılmak, gönlümüzden mâsivayı silmek durumundayız. Bunun için de sözle istemek, yâni sözlü duâ yeterli değildir. Sözlü duâmızı, sebeplere yapışarak fiilî duâ hâlinde de yaşatmak ve sürdürmek zorundayız. Zîrâ : AHKAF SÛRESİ / 19 : “Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır.Allah(c.c.), onlara yaptıklarının karşılığını verir, aslâ kendilerine haksızlık yapılmaz
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst