Alişan Satılmış Şiirleri

'Gülümse

:D
Prenses
Olmak İsterim

Haksızlığa başkaldırı
Kavgalarında!
Savaş parolası,
Türkülerde,
Dilden dile...
Afganistan, Filistin , Moro..
Orta Asya steplerine...
Kanayan yüreklere,
'Dua' yerine 'Kılıç'
Bayrak olmak isterim.
Kutlu direnişlerde...
Ne, 'Chero',
Ne, 'Kastro',
Ne, 'Karlos',
Ne, 'Gapon',
Kurt soylu bir 'TÜRK'
KÜR ŞAD.. 'Halit bin Velit'.
Olmak isterim,
Savaş naralarında
Kutlu direniş kavgalarının
Hizbi Allah savaşlarında...
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Öyle Bir Şiir

Çırpındık bir ağıt faslında
Yüreğimiz alabora
Okyanuslara açılan bir gemide
Darağacı iklimlerine çiçekler sunduk
Sesimizi duyan yok
Sevdalarımız muhtaç, cankurtaran simidine
Boğuluyorum, boğuluyoruz bu anaforda
Yaşamaya çalıştık zamanda
Uzatan yok elini, hatırlayan yok dünü
Mazim kocarken gün be gün
Haykırdık mazi mimberinden
Kimdik? Neydik biz..!
Çırpınmamız boşuna
Limanlar kayıp
Siz, memnun görünenler, nerelerdeydiniz?
Nerdeydiniz?
Güldüler sesimize
Bizimle, benimle çırpındı pusula!
Sahiplendiler, kimliğimize! ..
Boğdular bizi bir ağıt faslında
Gün ortasında, karanlıkta
Yandık Vallahül Alem insanlık adına
Alem seyirci kaldı feryadımıza...
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Sakın Ağlama Sen

Ne zaman bir sıla türküsü dinlesem
Sen girersin düşüme
Gözlerin gurbet olur
Hep özlemini çektiğim
Gönül ufkumda!
Ne olursun bir mektup yaz
Hasretini çektiğim duygularca yüklü
Gözyaşların damlasın satır aralarına
Aslı ol/Kerem olayım/Leyla ol
Akışına kapılayım
Kavuşmasamda seninle yanayım
Yanmada derman bulayım
Gözlerinde gözlerim unutulsun diye
Kaç kere çaresizliğin elemiyle
Bir kenara attığım
Sevdamıza mağrur hatıralar
Derin yaramda közlenip
Hicranı bin elem kanar
Sensin an sıkıntım
Ve her sıla türküsünde ahım!
Sen yerine ben ağlarım
Sakın ağlama sen! ...
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Sen Ne Desin Bilmem

Bir aksi rüzgar!
Alnımızın solgunluğunda
Esrik, esrik alazlanınca
Kırık dökük bir hayatın
Masalımsı tutkuları içinde
Palandöken hüznü eser
Ve bir dağ yamacında
Üşümüş bir sevda çiçeğini
Hasret, hasret koklarken
Yeni bir sonbahar düşer
Gurbet telaşı yaşayan gönlümüze
İşte geldik gidiyoruz
Bu dünyadan! ..
Kireç rengi zamanlara
Gökyüzü sevdiğimizi tatmadan..
Sen ne dersin bilmem?
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Sensizliğim

Bak yine zifiri bir ayaz
Solukluyor
Günlerin geçmezliğinde
Sensizliğim
Onca sıkıntı/bitmez azap
Çaresizlik yumağında
Kutuplarca üşümüş
Buğulanmış camlar ötesinde
Ilık... tebessümüne hasret
Yüreğim
Bak yine zifiri bir ayaz
Solukluyor
Yüreğime düşen
Kar tanelerinde....Sensizliğim
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Sizin Sevdanız Bu Şiir

Selam hepinize baharsız
Çilehanelerden...
Çilemi, ızdırabımı/kinimi, öfkemi
Canevinden duyanlar
Sizin sevdanız bu şiir
Sizlersiniz kara günlerimize
Ak/ak aydınlıklar
Selam size baharsız çilehanelerden
Ey gönülleri gurbet hüznüyle yananlar
Ses gelmeyen çift camlarda
Beni bekleyenler
Selam hepinize baharsız
Çilehanelerden...
Görüş günü/mektup günü
Kahrettiğim vefasızlar
Ne gam/ne keder
Hüzünlü anılara
Sevdim sisi bir kere
Ne yarınların kalleşliğine
Ne melali anlamayan nesle
Sitemimiz yok bizim
Yazgımız nefer doğup
Nefer ölmek bizim
Sizin sevdanız bu şiir..
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri


Tarifsiz Sızı

Bu sabah yine her taraf sessiz
Yol, kaldırımlar, kimsesiz kimsesiz
Bense yeni bir sabahın aydınlığında
Issız caddelerde yürürüm bilinçsiz bilinçsiz
Midemdeki sızı, açlığın belirtisi
Lokanta vitrinlerine bakarak karın doyurur kimisi
Bazı bazı isyanlı sükut belirtisi
Yaşanmış çekilmiş darbelerin anatomisi
Ne acılar bilirim ben, genç ihtiyar
Izdıraptan ölen
Hayatıma girmişken gül yerine diken
Kimdir bu dünyaya nefret tohumları eken?
Ben hıçkırıklı hıçkırıklı ağlarken
Memleketimin zorlu mekanında
Gençliğim çürümüştür, hayatımın baharında
Bu günse, unutulmuş bir köşede yalnızım
Sancılı ölümün mutluluk baharında.
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

BAŞLIKSIZ

Sesim dağlara... dağlar sesime yürür... içimde nice alaz büyür! Kavildaşlığıma ihanet

yorgunluklarda şehirler, kuş kanadı palaz rivayet günlükler gibi eskir. Eskimiş zamanlar

merhabası... adım (ki) kendi yanında bile duramaz olur. Bir o kadarına pranga vurulur

hatıraların... Solgun çehrelerin soluğunda nice aykırı yollardan geçip - bir o kadar oralı olmayışımızla yaban kalırız. Bu sokaklar eskiden böyle yalnız değildi. Gidenlere...

kalanlara... ve dönenlere... Çokça anlam yüklü mevsimler hecesi gibi kekeme okuyuşlar

kazandırmasaydı. Kekeme okuyuşların kırılgan duruşunda (kim o ki? Ya da ne zaman ki?

Hani nerede? Sorularıyla aranan ve beklenilen olan mesafeyi bir anlam kılmak için işte

yine sizlerleyiz. Sizler... bizlerin... bizler, onların hikayesinde duyulan iştiyaçlesi izdivacı

bir mutasallıkla eşiğindeyiz. Duygu, heyecan adına bir birikim (de) diyebiliriz. Tüm

birikimlerin gönül şimşeğinde çakan (buralı duruşların) yağmurunda ıslanmak arzusuyla

yürüyoruz, yürüyeceğiz. Sizde bizimle yürümek isterseniz yani adınızın yanında durmak

isterseniz hadi davete icap edin! 'İnsan bilmediğine muhtaç değildir. Muhtaç

olmadığından heyecan duymaz ve heyecan duymadığına talip olmaz.' Buralı olmak

isteyenlere merhaba... buralı kalmayanlara (da) hoşça kalın demek lütfuyla...
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Beni Bayramlarda Bekleme Anne

Beni bayramlarda bekleme anne
Kaldım mekan içre mekanlarda
Şefkatin anılarımda gezer
Sıcaklığından eser yok buralarda
Buralar zemheri sığınağı etrafım duvar
Vuslatın nafile erişilmez anne
Beni tanıdığın öpüp okşadığın saçların
Şimdi kar beyazı
Hele bakmaya kıyamadığın o çehrem
Gözde titreyip üşümüş
Solmuş bir çiçek gibi anne
Mutluluğunu tattığın o eski bayramlar şimdi
Kaf dağında bir masal
Başımızda sönmez hiç ampul
Bayramlarda şeker topladığım o çocuksu tebessüm
Kollarımdaki kelepçe
Bayram sabahı sana tebessümle verdiğim gül
Beni bayramlarda bekleme anne
Kaldım mekan içre mekanlarda
Şefkatin anılarımda gezer
Sıcaklığından eser yok buralarda
Buralar zemheri sığınağı etrafım duvar
Vuslatın nafile erişilmez anne...
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Benim İçin

Yakana bir gül tak benim için
Rengi kırmızı olsun
Kanamalarım yüreğinin üstünde tutuşsun
Buyur etmelerin kadar kaçışlarına da
Bir davetiye... Gel diyen
Gözlerini kapat benim için
Düşlerine gireyim o an
Çölden buzula... Bir şarkı mırıldan
Yoksunluğunda muzdarip halimi anla
Sensizlik neymiş ...Beni yaşa da öğren!
Aceleci telaşlarını bir yana bırak
Uzaklara taşıma hasretimi...
Yakınına sal soluklanmalarını...
İç ağrısı eksilmelerin çoğalışında
Kökü sende boy verişlerin celladı olma
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Bütün Bunları Bir Deliye Anlattım

Soy adlarıyla zamana kaydedilen
Sesime esmer yalnızlıklar düşerken
Çılgın melodiler eşliğinde bir cümbüşü andırır
Şimdi yaşadığımız şehirler...
İlk kez girdiğimiz sokak...Ölüm sessizliği
Yabansı türküler söyler
Hatıralarımız kadar yaşlanmış
Biz kavilleşmiş güvercinlere mi bırakmıştık
Gözlerimizle konuşmayı...
Onlardan gayrı anlayan yok gibidir dilimizden
Oysa...Sen!Ben!Biz!O...
Böyle akitleşmemiştik...Dönersek eğer
Kavgadan tehirli günleri hep birlikte yaşayacaktık
Muradı görülmemiş olsa da dünlerin!
Hangi gölgelenmiş surat yazdı?
Ya da kim ne adına söyledi?
'Siz' yıldızname...Falına...
Gecenin en zifiri
Karanlık yerinde asılı kaldınız diye
Döndük işte döndük..Neden inanmıyorsunuz!
Yüzlerimiz mi benzemiyor dünkü bize
Lal masalları bir başka resmettiyse hüznümüzü
Fotoğraflarımızda sızmıyor değil ya
'Asılmış arkadaşlarımızın' -Nerdesin dostum- diyen
Tek kare çerçevelerin içine...
Gidişimiz...Dönüşümüz bir ayrıntının
...Ayrılığında göç serüveni...
Sürgünler yazdı ara kesiti yitik tarihe
Çocuklar büyümemişti o zamanlar
Bahçemizdeki ağaçlar kurumamıştı henüz
Kiremit damlı evlere hala kuşlar konardı
Her bahar salkım saçak uzayıp giderdi sarmaşıklar
Dalından kopmuş solgun yapraklar...Ölüm düşü...
Kayıp günleri çağırmazdı
İmzasına bile sahip çıkmaya vakit bulamayan
Düş gölgesi mevsimler gibi..
Bütün bunları bir deliye anlattım
''Ya öyle mi?'' dedi..Biz böyle mi akitleşmiştik
Dönersek emanete bırakılmış gençlik aşklarımızla
Giderken son sözümüzü söylemeye fırsat bulamadığımız
Çokça yakışır acıların gün dönümü vakitlerinde
Bakışlarla konuşmayı....
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Büyümese miydim?

Sözüm ona büyüdüm ben.
Hala yırtmaçlı ceket
İspanyol paça pantolon giyiyorum
Ya ayakkabıları?
Hala derin kuyu lastiği
Ve okuduğuma göre
Miladdan önca yalın ayakmış
İnsan!
Büyümese miydim?
Diş ağrısı sözler arasında
Akvaryumdaki balık
Kafeste bir kuş
Kaybolmazdım belki
En güzeli ben zizin adnınıza
Aklımı takıp uçurtmalar kanadına
Mektepe gidip okuma yazma öğreneyim
Bir lisan bir insan
Hadi ordan sende şizofren!
Kahkahalarda boğulmak
Anlaşılmazlık...Unutulmak
Bakışlarda hep yargılanmak
İşte bu benim derdim
Sözüm ona büyüdüm ben
Fransızcada biliyorum gayri
Ama fotogreflar küfrediyor bana
Büyümese miydim?
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Çocuk

Ağladın mı? Hayır. Niye?
Çünkü kimse yoktu...
O, bir çocuktu...
Kimler (?) kimin demeleriyle büyür ya da alçalır
Hiç anlamayacak kadar / Küçücük!
Kendince edilen... kendin yakışır küfürlere
Aldırmazdı büyükler
Elbet büyüklüğün şanından değildi
Bu hal...
Çocukça şeylerin bir anlam taşımadığından (dı)
Bilinirdi ki (Anlam) masal gelirdi.
Bu yaşta olanlara / dahası isminin esrik destanında
Kürşad'dı onun adı
Sırf şövalyelik ruhundan saldırdı yel değirmenlerine
Akıl, fikir, izan yerli yerine oturunca
Bir de başında kavak yelleri...Eksik kalınca
Kaybolup giderdi tüm duyguları
O zaman büyümüş olurdu 'çocuk'
Ulu orta laflar etmenin neye bedel
..Geldiğini de bilirdi
Ve öğrenirdi meledikçe...
Sürüde bir baş olmaktansa
Çoban köpeği olmanın (kimlere) yakıştığını
Ne diyelim iftiracılar (?) dünyanın
En alçak çukurlarıdır
O, bir çocuktu... Kimler kimlerin demeleriyle büyür
Ya da alçalır. Hiç anlamayacak kadar küçücük
Küçüğü büyükten ayıran eksik yanıdır
Eksik tamamlanınca adam olur adam ÇOCUK!
Cüceydi -devleşti-
Sonra kocaman gölgesinden
Korkmaya başladı
Ödlekti yüreklendi
Zamanla yiğitliği altında ezilip kaldı
Tek yüzlüydü, iki yüzlü oldu
Gün geldi biçare yitirdi kendi
Yüzünü
Onun için hayat bir oyundu
Yıllar geçti oyun içinde oyuncak oldu.
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Dilekler Tutulan

Gün salmış beni 'azatlığın' kelamına
Dar kapılardan geçmişim
Söylemek kavlinden söylenmişim (de )
Mişlere davetiye bilinmemişim her ne halse
Ki sıratı bilen yollar yürümüşüm
Hükmü sakıt kalmış tevellütlerin
..Bir başın alığında
Mevsimler içre mevsimler büyütmüşüm
Adı sonbahar olan
Güz talanı yaprak
O yana bu yana savrulan
Kökü toprakta bir ağaç kalmışım
Bozkır yalnızlığı kurumuş
Efsunlu gelecekler büyüten
Her yüreğe açık kapı dilekler tutulan
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Doğacağım Ülkemin Şafağına

Terk edilmiş/Unutulmuş
Asırlık çınarlar ortasından
Kokular saçacağım/Mekanlar kuracağım
Cıvıl cıvıl ötüşen mekansız kalmış serçelere
Kovacağım baykuşları birer birer
Viran olmus ocaklarım üstünden
Genç,kadın/ Yaşlı, ihtiyar elele verip
Selam, selam salacağım
Gidipte dönmeyenlere
Ağıtlarımı yakıp, yakıp/Mavzerimi kapıp
Olanca kuvvetimle saracağım
Ve nişan alıp zülmun ortasından doğacagım
Kanımda kırmızı karanfiller açacak
Kabe yollarına
Dün, bugün,yarın geçmişim türküsünde
Kokular salacak
Selatü selamları kucaklayıp/ bir bir
Vuslatına kavuşacağım.....
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Ey Sevgili

Ey sevgili...
Gidişin mecburiyetin koynuna girdiğinde
Buz kesmiş duyguların soysuz yalnızlığında
Şehir gibi çürüdüm / Bir hoyrat sancı kaldım
Ahlarım kadar 'vahh'ların muhasebesini de yaptım
Kurumuş çiçeklerin dal ucu kadar
Soğumuş bir ceset gibi
Her akşam hüzün donuk bakış kaldım
Düş gölgesi...İçimin sancıları
Acıtılmış yanlarıma hançer gibi saplanırken
Her gece
Ölümü haklı çıkaran uykuda
İntihar kaygılarının perdesi kapandıkça
Salgın bir hasretin kötürüm duyuşunda
Delişmen bir vuslatın susuşunda sen kaldım
Ey sevgili...
Murat almamış mevsimlerin göç serüvenlerinde
Mülteci dramı...
Tomurcuğu koparılmış gül dikeni
Kan revan yürüyüşlerde / Gece karanlığına
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Fotoğraf

Çehrende koparılmış
Bir gül tebessümü
Umudu yorgun düşmüş
Birine uzanmış, sunulmuş
Ama nedense mutlu olamamış
Fotograf!
Hüznün resmedildiği
Mutlu yada mutsuz
Yaşanmış bir anın tadı
Bakışın ilk günkü gibi
Dolu, dolu
Ama o ne? Gözlerin va saçların
Yaşanmışlığın hayal kırıklığı
Savruluyor ufkumda
Darma dağınık
Alevde yanıp yok olan
Fotografın gibi...
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Geceler

Yalvarıyorum size geceler
Sarmayın beni hüznünüzle
Mahsun gönlüme yalnızlık çökmesin
Bu gece
Acısını sen kadar kimse bilmez
Yalnızlığımın
Fecrinde doğarken şafak
Dostu olan yalnızlığımın
Ağlamasın yüreğim
Kapkaranlık gecelerin hicrinde
Sen ol yalnızlığımın dostu
Sarmayın beni hüznünüzle
Asude sevdalarım, girmesin düşüme
Nüksetmesin yalnızlığım bu gece.
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Gidenlere Ağıt

Melez bir göçebeyim bu diyarda
Unutmak benim harcım değil
Dokunmalar üzere parçalanmış haritaların
Anlam coğrafyasında her tarafımı kanatsa da
Yalnızlık!
Mevsim hafiften ayaza çalarsa
Bir de fırtına koparsa...Ardından tipi boran eserse
Türkistan olur ağlarım
Kerkük hoyratlarında efkarlanır dağlanırım
Diyarım gurbet sancısı daralmaları
Unutmanın hükmüne kayıt çilemi
Kentli duyuşlarda rivayet kılarsa
Hoyrat rüzgârlar önünde gelincik olur koparım
Nedir benim bu savrulmalarım!
Ben azalırım onlar çoğalır
Çekip gitsem kalan yan olurum
Acıdan boy vermiş
Kanatılmış, çiğnenmiş
Var yok arası... Yani isyanda ölmenin
Ucuzluğa sayıldığı çağa dair!
'Ezik bir gül gibi çığlık,
Yitik bir umut'...
 
---> Alişan Satılmış Şiirleri

Gidiyorum Yeni Meçhullere

Güne düştüm...Güne düştüm...Gölgeden güne düştüm...
Felek evin yıkılsın...Dediğin üne düştüm...
Off ulan off!
De hele Reis de hele...Nedir bu hal?
Üç yirmilik ömrün iki yirmisini tükettik
Hala bir baltaya sap olamadık
Ömür acemisi yanlarımız...Uryan çığlıklar gibi
Feryadı figan mezar ağıdı zamanlarda
Soluklanıp...
Savruluşlara talan geçmişlerde
Tosladıkça kent yüzlülere...
Diyet üstüne yine diyetler ister bizden!
De hele Reis de hele....Nedir bu hal?
Hangi ateşin kıvrımındadır telef yanlarımız?
Düş müdür?..Gerçek midir bu kabus?
Elleri yakamızda arkadaşlar...Öüm üzre sual etmekte
Nasihat üzre hayat öğüdü vermekte tüm ağabeyler
Mevki, makam bir de para üstüne
De hele Reis de hele....Nedir bu hal?
Karlı zemheride taşıdığımız tabut üstüne
Döktüğümüz gözyaşı hatırına
Üç bin şehit'te.. Özmenime...Dipçikte ölene
Sor hele...Satıldık mı göz göre göre
Bu hal ne diye....Diyet ödemekse
Tetik düşmeden vurulmalarımız niye?
Arşı Ala'ya çıkan fereyatlar kimse duymamışsa
Dar ağaçlarında boy veren ülkü devlerinin sesini
Hani?Kanı da...Kini de bıçak gibi kesen sevgi
Hani alnı secdede nasırlaşan yaşlısı, genci
Bilge Başbuğlar komutanlar hani?
Off ulan off!..
De hele Reis de hele...Nedir bu hal?
Gökyüzü civit mavisi değil, haksızlık moru
Akıllarda binbir çetrefil soru
Hüzün atmış ağını, çeriler çırmınmış kimin umrunda
Peygamber Ocağında kardelenler şaşkın, dikenler sırıtkan
Hani çoşkuyla söylediğimiz marşlar...
Rahat yataklarda ölmek aceb olmaz mı Türklere tasa Diyenler!
Off ulan off!..
Reis, göçümüz kervanımız sloganlarımız neyin zulasıdır?
Bu sözlü sınavı kim yaptı da
Hepimiz kaldık sınavda..
Yürümekle bitmiyor yollar..
Kaynarken beynimizde cehennem kazanları
Duvarlarda solmuş sloganlar gibi soldu ömürlerimiz
Bir başımıza kaldık seninle...
Bir de sahipsiz hayallerimiz
Racon kessek sarkık bıyıklarımızdan yana
Bir de zar atsak düşeş gelse
Herşey başka mı olur sence? Ne dersin!..
Yok yok öyle herşeye boş verip unutmalara kulaç
Atmak bizim harcımız olamaz
Anılarımızla yaşayalım biz seninle
Aldırmadan hesap peşinde koşanlara
Issız gönüllere yazdığımız şiirleri okuyarak
Olmayan sevgililerimizin hayalini kurarak
Yağmurlar altında sırılsıklam ıslansak bir de
Sonra şehir kabristanına gitsek
Cengiz'le...Mustafa'yla konuşşak.
Velhasılkelam muhabbet deminde bağdaş kursak
Bir paket Maltepe cigarası bitirsek
Namluyu şakağımıza doğrultup intihar etsek
Denedik ama olmadı diyerek... Yorgun
Savaşçılar mirası gibi
Göçebe kaldı her yanımız!
De hele Reis de hele... Nedir bu hal?
Şakağımızda çıkan kan erkekçe ölüşümüzdür!
Yoksa kendimize ait tebessüm mü?
'Zarlar düşeş gelseydi belki de her şey
Başka türlü gerçekleşecekti''... Değil mi?
Of ulan off!
Desen de demesen de
Bana eyvallah
Gidiyorum yeni meçhullere
Sen kal hoşnut duruşlara
Bir soru işareti niyetine
Reis! Siyah beyaz fotoğraf karelerinde hasbi vuslatınla...
Alıp da başını gitmek varken bu şehirde kalıpta
Yaşamayı deneyen çocuklar...
Sizin adınıza ne düşünmüşsek kursakta kalmıştır!..
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst