cLeopatRocK
Bayan Üye
Alice Cooper:
Yıl 1948.. Ortaçağda yaşamış olan büyücü Alice`in ölümü üzerinden 200 yıl geçmişti ve o gün, 4 Şubat 1948 günü bir rahibin oğlu oldu. Vincent Dumon Furnier. Ne tesadüftür ki biz onu da Alice olarak benimseyecektik yıllar sonra. Tıpkı karanlık diyarların adamı Alice gibi... 70`li yıllardan bu zamana yaşları ve icraatları dolayısıyla baba dediğimiz 2 deli müzik adamı vardır. Biri kuşkusuz Ozzy Osbourne iken diğeri de elbet Alice Cooper olacaktır. 16 yaşında bu yana müzikle uğraşmıştır Alice Cooper. Amerikan filmlerinden aşina olduğumuz ergen dönemi liseli gençlerden oluşan bir grubu vardı o zamanlarda. Genç Vincent da onlardan biriydi.3 grup deneyimi yaşamıştı. Nazz, Earwings ve The Spiders. Bunlar arasında başarı da The Spiders ile kendini göstermiştir. 1969`lara gelindiğinde ise adını değiştirme vakti gelmiştir ve artık Alice Cooper karşınızdadır. Michael Bruce , Neil Smith, Glen Buxton ve Dennis Dunaway ile birlikte Alice Cooper ismi arkasında saklanan bir grup vardır. Bu yıl içinde ilk albüm piyasaya sunulur hemen. "Pretties For You". Üzerinden bir yıl geçer ve "Easy Action" albümü hazırdadır bile. Ama anlaşılan o ki; hızlı başlamalarından olsa gerek başarı düzeyi çok da yüksek değildi bu albümlerin. Grup olarak o kadar hızlılardı ki her seneye denk gelen bir albümün varlığı söz konusuydu. 1972`de tek albümle yetinmeyip iki albüm birden peş peşe piyasaya sunulmuştu. "Killer" ve "School`s Out". Albümler bir yana konserlerdeki şovlarıyla daha da ön plana çıkıyordu Alice Cooper.90`lı yıllarda bir çok imaj kaygısı taşıyan grubun yaptığı şovların çoğunu Alice Cooper daha vahşice ve daha seksepalite katarak 70`li yıllarda yapmıştı bile. Alice Cooper ile sahne şovları özdeşleşmişti adeta. 1973 yılında "Billion Dolar Babies" ve "Muscle of Love" yine ard arda gelen albümlerdendi. 1974 yılında bu kadar çok albümden sonra artık toplama bir albüm yapma zamanı geldi kanaatiyle Great Hits müzik marketlerde yerini alır. Ama tam bu sıralar Alice Cooper grubun kadrosunu değiştirme niyetindedir. Hem kadro hem de plak şirketi değişir. Atlantic Records`tan "Welcome to the Nightmare" piyasaya sunulur. Adından uzun süre bahsettiren bir albüm olmuştur. Başarının farkına varan eski plak şirketi Warner Bros da geri dönüş teklifini sunar Alice Cooper`a ve cevap kabuldür. Kadro da tamamen değişmiştir Vincent dışında. Devlin Seven , Kane Roberts gitarlarda, Kip Winger bas gitarda, Ken Mory davulda ve Paul Horrowitz klavyede yerini almıştır. Görülen o ki yeni kadro çok iyiydi.Çünkü yeni kadroyla çıkan albüm gerçekten de ses getirmişti müzik piyasasına. Albümler yine peşi sıra gelmeye devam ediyordu. 1976`da "Goes to Hell",1977`de "Lace and Whiskey" ve "The Alice Cooper Show", 1078`de "From the İnside" isimli albümleri çıkarttılar. İlk kez bir yılı albümsüz geçirdi Alice Cooper. Çünkü 1979 yılında turnelerle uğraşmaktaydılar.Ama 1980 yılında "Flash the Fashion" ,1981de "Special Forces", 1982`de "Zipper Catches Skin" ve 1983`te " Dada" albümleri hazırlanıp dinleyiciyle buluşmuştu bile.Albüm çıkartma hızı konusunda Alice Cooper ve kadrosuna yetişmek imkansızdı. Her seneye denk gelen yabana atılamayacak kalitede olan albümler.. Neyse ki 1986 yılına kadar albüm çıkmadı. ama bu süreç boş durdukları anl***** gelmez elbet. Bu kez Avrupa Turneleri`yle isimlerinden söz ettiriyorlardı. Mevzu bahis etmemek de mümkün mü? Sahnede piton yılanıyla dans eden, domuz patlatan bir adam. Bunlar daha sonraları daha da ürkütücü bir hal alacaktı. Ne de olsa tımarhanede bile yatmış bir müzisyenden söz ediyoruz.Turneler devam ederken 1986 yılından sonra albüm çıkartma sırası gelmişti yine. Şovlardan ziyade müzikalitesiyle de adından söz ettirmek lazımdı. Bu mantıkla "Constrictor" albümü piyasadaydı. Yine muhteşem bir albüm gelmişti. Albüm parçalarından "He`s Back" Helloween`da, bir diğeri "Hard Rock Summer" 13. Cuma gibi sinema tarihinin en gözde gerilim filmlerinde kullanılmıştı. Yine "Road Rots" da Roadie filmi için kullanıldı. 1987 yılında "Raise Your First and Yell" albümü geldi ve bu tarihten sonra 3 yıl boyunca ses soluk gelmedi Alice Cooper`dan.Belki bir dinlenme süreci, belki bazı amaçların icraata dökülmesi için yapılan hazırlıkların süresi, belki de yeni çılgınlıklar için bekleme süreciydi bu 3 yıl. Asıl olan şu ki fırtına öncesi sessizlikti bu süreç ve delicesine esmekteydi. "Trash" albümü piyasaya bomba gibi düştü. Yine konuşuldu, yine beğenildi, yine tapıldı Alice Cooper`a. Bu gerçek bir başarıydı. Bu başarının ardından da bir turneye çıkma zamanı gelip çatmıştı bile.Konserlerde de yapabileceği deliliğin en tehlikelisini sunuyordu izleyicilere . İşitsellikten ziyade görsel bir başarı vardı ortada. Seyirciler tarafından sahneye çöpler atılıyor. Çöpler bir dağ gibi yığılıyor.Çöp dağın arkasından geliyor bizim ürkütücü makyajların arkasına sığınmış adamımız. Kuklalar yanıyor ve deli gömleğiyle giyotin eşliğinde kendi idamını canlandırıyor sahnede.Konserden ziyade insanlar orada gerçek bir şova şahit oluyorlardı. Adeta bir tanrı gibi tapıyorlardı Alice Cooper`a. Çünkü karşısındaki kitleyi etkilemeyi bu kadar iyi başarmak herkese özgü bir husus değildir. İşte bu özellik ona mahsustu. Bu sırada albümler de bitmek bilmiyordu tabi. 1991`de "Hey Stoopid", 1994`te "The Last Temptation", 1995`te "Classicks", 1997`de "A Fitsful Of Alice", "A Nice Nightmare", 1998`de "Freedom for Frankenstein" , 1999`da "The Life and The Crimes of Alice Cooper", 2000`de "Brutal Planet" ve son olarak kapağında kendi gözleri olan "The Eyes Of Alice Cooper" sayısız albümleri arasında yerlerini aldı. Farkedildiği üzere az buçuk megolomania da söz konusu Alice Cooper`da . Çünkü neredeyse her albümünü kendi ismiyle birleştirme kaygısında. Bu sırada belirtmek gerek müzik hayatının yanı sıra iki de filmde rol aldı Alice Cooper. "Wayney`s World" ve "Freddi`s Dead".Böylece kendi seyircilerinden başka kameraların da karşısına geçmişti. Alice Cooper`ın upuzun yaşam merdiveninin her basamağına sığdırdığı albümleri ve Horror Show`ları böyle. Derseniz ki "şovları müziğinden daha ön plandaydı ve daha başarılıydı" cevap "doğrudur" olur. Ama diğer taraf müziğin başarısından söz ederse katılmamak imkansız derim. Çünkü bu şahsiyet her ikisini de ustaca kullanabilen yegane insanlardan biri.Bu başarının ardında saklanan ve payı çok çok fazla olan diğer grup elemanlarının da hakkını vermek lazım elbette. Son zamanlarda uyuşturucuyla başı dertte olan Alice Cooper`ın her sene haberi gelen öldü geyikleri umarım bir gün gerçekleşmez.Ama uyuşturucudan öleceğine şüphe yok. Ne de olsa çoğu insanın bir kadına yazıldığını sandığı meşhur "Poison" parçası bile uyuşturucuya yazılmamış mıydı?( You`re poison running through my veins..) İşte Vincent Dumon Furnier`in Alice Cooper olması ve büyücü Alice ile özdeşleşme hikayesi.Ortaçağ büyücüleri gibi ruhani şeyler yapmasa da bize sunduğu şeylerle, müziğiyle insanları büyüleyerek yaşadığı dönem için bir büyücü olarak kalacak adeta.Çünkü aykırılık onun özünde var..
DiSKOGRAFİ
1969 Pretties For You
1970 Easy Action
1971 Love It To Death
1972 Killer
1972 School`s Out
1973 Billion Dollar Babies
1973 Muscle Of Love
1975 Welcome To My Nightmare
1976 Alice Cooper Goes To Hell
1977 Lace And Whiskey
1977 Alice Cooper Show Live [Live]
1978 From The Inside
1980 Flush The Fashion
1981 Special Forces
1982 Zipper Catches Skin
1983 Da Da
1986 Constrictor
1987 Raise Your First And Yell
1989 Trash
1991 Hey Stoopid
1994 The Last Temptation
1997 A Fistful Of Alice [Live]
2000 Brutal Planet
2001 Dragontown
2003 The Eyes Of Alice Cooper
2005 Dirty Diamonds
2006 Live At Montreux 2005 [DVD]
Yıl 1948.. Ortaçağda yaşamış olan büyücü Alice`in ölümü üzerinden 200 yıl geçmişti ve o gün, 4 Şubat 1948 günü bir rahibin oğlu oldu. Vincent Dumon Furnier. Ne tesadüftür ki biz onu da Alice olarak benimseyecektik yıllar sonra. Tıpkı karanlık diyarların adamı Alice gibi... 70`li yıllardan bu zamana yaşları ve icraatları dolayısıyla baba dediğimiz 2 deli müzik adamı vardır. Biri kuşkusuz Ozzy Osbourne iken diğeri de elbet Alice Cooper olacaktır. 16 yaşında bu yana müzikle uğraşmıştır Alice Cooper. Amerikan filmlerinden aşina olduğumuz ergen dönemi liseli gençlerden oluşan bir grubu vardı o zamanlarda. Genç Vincent da onlardan biriydi.3 grup deneyimi yaşamıştı. Nazz, Earwings ve The Spiders. Bunlar arasında başarı da The Spiders ile kendini göstermiştir. 1969`lara gelindiğinde ise adını değiştirme vakti gelmiştir ve artık Alice Cooper karşınızdadır. Michael Bruce , Neil Smith, Glen Buxton ve Dennis Dunaway ile birlikte Alice Cooper ismi arkasında saklanan bir grup vardır. Bu yıl içinde ilk albüm piyasaya sunulur hemen. "Pretties For You". Üzerinden bir yıl geçer ve "Easy Action" albümü hazırdadır bile. Ama anlaşılan o ki; hızlı başlamalarından olsa gerek başarı düzeyi çok da yüksek değildi bu albümlerin. Grup olarak o kadar hızlılardı ki her seneye denk gelen bir albümün varlığı söz konusuydu. 1972`de tek albümle yetinmeyip iki albüm birden peş peşe piyasaya sunulmuştu. "Killer" ve "School`s Out". Albümler bir yana konserlerdeki şovlarıyla daha da ön plana çıkıyordu Alice Cooper.90`lı yıllarda bir çok imaj kaygısı taşıyan grubun yaptığı şovların çoğunu Alice Cooper daha vahşice ve daha seksepalite katarak 70`li yıllarda yapmıştı bile. Alice Cooper ile sahne şovları özdeşleşmişti adeta. 1973 yılında "Billion Dolar Babies" ve "Muscle of Love" yine ard arda gelen albümlerdendi. 1974 yılında bu kadar çok albümden sonra artık toplama bir albüm yapma zamanı geldi kanaatiyle Great Hits müzik marketlerde yerini alır. Ama tam bu sıralar Alice Cooper grubun kadrosunu değiştirme niyetindedir. Hem kadro hem de plak şirketi değişir. Atlantic Records`tan "Welcome to the Nightmare" piyasaya sunulur. Adından uzun süre bahsettiren bir albüm olmuştur. Başarının farkına varan eski plak şirketi Warner Bros da geri dönüş teklifini sunar Alice Cooper`a ve cevap kabuldür. Kadro da tamamen değişmiştir Vincent dışında. Devlin Seven , Kane Roberts gitarlarda, Kip Winger bas gitarda, Ken Mory davulda ve Paul Horrowitz klavyede yerini almıştır. Görülen o ki yeni kadro çok iyiydi.Çünkü yeni kadroyla çıkan albüm gerçekten de ses getirmişti müzik piyasasına. Albümler yine peşi sıra gelmeye devam ediyordu. 1976`da "Goes to Hell",1977`de "Lace and Whiskey" ve "The Alice Cooper Show", 1078`de "From the İnside" isimli albümleri çıkarttılar. İlk kez bir yılı albümsüz geçirdi Alice Cooper. Çünkü 1979 yılında turnelerle uğraşmaktaydılar.Ama 1980 yılında "Flash the Fashion" ,1981de "Special Forces", 1982`de "Zipper Catches Skin" ve 1983`te " Dada" albümleri hazırlanıp dinleyiciyle buluşmuştu bile.Albüm çıkartma hızı konusunda Alice Cooper ve kadrosuna yetişmek imkansızdı. Her seneye denk gelen yabana atılamayacak kalitede olan albümler.. Neyse ki 1986 yılına kadar albüm çıkmadı. ama bu süreç boş durdukları anl***** gelmez elbet. Bu kez Avrupa Turneleri`yle isimlerinden söz ettiriyorlardı. Mevzu bahis etmemek de mümkün mü? Sahnede piton yılanıyla dans eden, domuz patlatan bir adam. Bunlar daha sonraları daha da ürkütücü bir hal alacaktı. Ne de olsa tımarhanede bile yatmış bir müzisyenden söz ediyoruz.Turneler devam ederken 1986 yılından sonra albüm çıkartma sırası gelmişti yine. Şovlardan ziyade müzikalitesiyle de adından söz ettirmek lazımdı. Bu mantıkla "Constrictor" albümü piyasadaydı. Yine muhteşem bir albüm gelmişti. Albüm parçalarından "He`s Back" Helloween`da, bir diğeri "Hard Rock Summer" 13. Cuma gibi sinema tarihinin en gözde gerilim filmlerinde kullanılmıştı. Yine "Road Rots" da Roadie filmi için kullanıldı. 1987 yılında "Raise Your First and Yell" albümü geldi ve bu tarihten sonra 3 yıl boyunca ses soluk gelmedi Alice Cooper`dan.Belki bir dinlenme süreci, belki bazı amaçların icraata dökülmesi için yapılan hazırlıkların süresi, belki de yeni çılgınlıklar için bekleme süreciydi bu 3 yıl. Asıl olan şu ki fırtına öncesi sessizlikti bu süreç ve delicesine esmekteydi. "Trash" albümü piyasaya bomba gibi düştü. Yine konuşuldu, yine beğenildi, yine tapıldı Alice Cooper`a. Bu gerçek bir başarıydı. Bu başarının ardından da bir turneye çıkma zamanı gelip çatmıştı bile.Konserlerde de yapabileceği deliliğin en tehlikelisini sunuyordu izleyicilere . İşitsellikten ziyade görsel bir başarı vardı ortada. Seyirciler tarafından sahneye çöpler atılıyor. Çöpler bir dağ gibi yığılıyor.Çöp dağın arkasından geliyor bizim ürkütücü makyajların arkasına sığınmış adamımız. Kuklalar yanıyor ve deli gömleğiyle giyotin eşliğinde kendi idamını canlandırıyor sahnede.Konserden ziyade insanlar orada gerçek bir şova şahit oluyorlardı. Adeta bir tanrı gibi tapıyorlardı Alice Cooper`a. Çünkü karşısındaki kitleyi etkilemeyi bu kadar iyi başarmak herkese özgü bir husus değildir. İşte bu özellik ona mahsustu. Bu sırada albümler de bitmek bilmiyordu tabi. 1991`de "Hey Stoopid", 1994`te "The Last Temptation", 1995`te "Classicks", 1997`de "A Fitsful Of Alice", "A Nice Nightmare", 1998`de "Freedom for Frankenstein" , 1999`da "The Life and The Crimes of Alice Cooper", 2000`de "Brutal Planet" ve son olarak kapağında kendi gözleri olan "The Eyes Of Alice Cooper" sayısız albümleri arasında yerlerini aldı. Farkedildiği üzere az buçuk megolomania da söz konusu Alice Cooper`da . Çünkü neredeyse her albümünü kendi ismiyle birleştirme kaygısında. Bu sırada belirtmek gerek müzik hayatının yanı sıra iki de filmde rol aldı Alice Cooper. "Wayney`s World" ve "Freddi`s Dead".Böylece kendi seyircilerinden başka kameraların da karşısına geçmişti. Alice Cooper`ın upuzun yaşam merdiveninin her basamağına sığdırdığı albümleri ve Horror Show`ları böyle. Derseniz ki "şovları müziğinden daha ön plandaydı ve daha başarılıydı" cevap "doğrudur" olur. Ama diğer taraf müziğin başarısından söz ederse katılmamak imkansız derim. Çünkü bu şahsiyet her ikisini de ustaca kullanabilen yegane insanlardan biri.Bu başarının ardında saklanan ve payı çok çok fazla olan diğer grup elemanlarının da hakkını vermek lazım elbette. Son zamanlarda uyuşturucuyla başı dertte olan Alice Cooper`ın her sene haberi gelen öldü geyikleri umarım bir gün gerçekleşmez.Ama uyuşturucudan öleceğine şüphe yok. Ne de olsa çoğu insanın bir kadına yazıldığını sandığı meşhur "Poison" parçası bile uyuşturucuya yazılmamış mıydı?( You`re poison running through my veins..) İşte Vincent Dumon Furnier`in Alice Cooper olması ve büyücü Alice ile özdeşleşme hikayesi.Ortaçağ büyücüleri gibi ruhani şeyler yapmasa da bize sunduğu şeylerle, müziğiyle insanları büyüleyerek yaşadığı dönem için bir büyücü olarak kalacak adeta.Çünkü aykırılık onun özünde var..
DiSKOGRAFİ
1969 Pretties For You
1970 Easy Action
1971 Love It To Death
1972 Killer
1972 School`s Out
1973 Billion Dollar Babies
1973 Muscle Of Love
1975 Welcome To My Nightmare
1976 Alice Cooper Goes To Hell
1977 Lace And Whiskey
1977 Alice Cooper Show Live [Live]
1978 From The Inside
1980 Flush The Fashion
1981 Special Forces
1982 Zipper Catches Skin
1983 Da Da
1986 Constrictor
1987 Raise Your First And Yell
1989 Trash
1991 Hey Stoopid
1994 The Last Temptation
1997 A Fistful Of Alice [Live]
2000 Brutal Planet
2001 Dragontown
2003 The Eyes Of Alice Cooper
2005 Dirty Diamonds
2006 Live At Montreux 2005 [DVD]