eternal
Banned
Aldatmak, insanın karşısındakine ihanet etmesinden çok kendine ihanet etmesi olarak algılanmalıdır. İnsan, hem kendi yaratılışı itibariyle ( duygusal ve mantıksal açıdan ) hem de kendini yaratan varlığın emirleri doğrultusunda aldatmayı bu şekilde algılamaya daha çok yatkındır. Ama bu demek değildir ki ihanete uğrayan kişi hiç zarar görmüyor.
İki insan düşünün, biri diğerine çok sinirlendiği için bağırıp çağırıyor ve karşısındakinin kalbini kırıyor ama bu sinir kendisini de duygusal açıdan üzdüğü gibi beynindeki binlerce sinir hücresinin ölmesine sebep oluyor. İşte aldatmakta aynen böyledir. Aldatılan kişi sadece duygusal açıdan zarar görürken yani sadece hayal kırıklığına uğrarken, aldatan kişi hem duygusal hem de mantıksal ( veya psikolojik ) açıdan zarar görüyor. Hayal kırıklığının zaman gibi bir devası vardır ama mantığın yaptığı hata telafi edilemez. Peki neden insanlar aldatır ve neden aldatılan kişi daha fazla acı çeker? Bu soruyu aldatan kişi açısından yanıtlarsak, cevabı; insanın yapısı itibariyle günah işlemeye çok fazla meyilli olmasına bağlayabiliriz. Aldatılan kişi açısından bakarsak, bunda da; insanın, yaşadığı kötü anıları unutmakta aciz kaldığını söyleyebiliriz.
İlk cümlede savunduğum düşünceyi ve aldatma eylemine neden günah dediğimi; aldatma eylemini iki açıdan inceleyerek açıklamaya çalışacağım. Birincisi olayın psikolojik boyutu. Kabul etmeliyiz ki yaşadığımız toplumda insanların çoğu bir işi yapmadan önce karşısındakinin yapılan şey hakkında ne düşüneceğini ya da yapılan şeye ne tepki vereceğini pek önemsemez. Bilim dilindeki söylenişiyle empati yapmaz. Peki insanın kendini karşısındakinin yerine koyması neyi değiştirir? İnanın çok şeyi değiştirir. Sevdiğiniz insan tarafından aldatıldığınızı hayal edin. Nasıl bir tepki verirdiniz? Her şeyden önce çok üzülürdünüz ve belki de bu sizi kurtulması çok zor bir bunalıma sokardı. İşte kişi sevdiği insanı aldatmadan önce, o kişinin yerine kendini koymuş olsa, eminim ki yaptığının ne kadar kötü bir davranış olduğunu anlamakta zorlanmayacaktır. Çünkü hiç kimsenin bir başka insanı, kendi duygusal ya da cinsel tutkuları için üzmeye hakkı yoktur.
İçinde iki ayrı insanı taşıyan hiçbir kalp mutluluğa ulaşamaz. Nasıl ki iki kaptan bir gemiyi batırırsa bu da böyledir. Eşlerini aldatan insanların yüzde sekseni mutsuzdur. Çünkü aldatmak sahilde güvenle yüzerken yeni bir macera aramak için açık denize açılmak gibidir. Boğulmak içten bile değildir. İki insanı bir arada idare etmek insanda kişilikle ilgili problemlere de neden olur. Çünkü her iki insana karşı farklı bir karakter takınmak icap edecektir. Buna da bir nevi ikiyüzlülük denir. Birine başka bir kimlik takınırken diğerine başka bir kimlikle yaklaşmak durumun da kalır aldatan kişi. Ama işin kötü tarafı asıl kimliğinizi unutursunuz. Yani sizi siz yapan her şey, yerini yalan dolana bırakır. Kısacası iç aleminizde bir karakter bozukluğu meydana gelir. Bu da türlü mutsuzluklara kapı açar.
Aldatmaya günah dememin sebebine gelince! Her şeyden önce günah; dini bakımdan yasak olan bir şeyi ifade eder. Peki dinimizde aldatmak kesinlikle yasaktır diye bir hüküm var mıdır? Evet vardır. Hatta bir hükümden daha fazlası vardır. Peygamberimiz veda hutbesinde “ Siz sevdiklerinizi ( kadınları ) Allah’ın bir emaneti olarak aldınız” der. Buradaki emanet kelimesine dikkat etmek gerekir. Düşününki çok sevdiğiniz bir insan, çok değer verdiği bir eşyasını belirli bir müddet için size emanet ediyor, ne yapardınız? O belirli müddet geldiğinde, size emanet edilen eşyayı aldığınız günkü gibi geri vermeyi istersiniz değimli? Başına bir iş gelmemesi için kendi eşyalarınızdan bile daha çok özen gösterirsiniz. Bu soruya evet diyorsanız eğer, şunu da cevaplayın. Bir insan size bir eşyayı emanet ettiğinde bu denli özen gösterip, ona bir zarar gelmemesi için kendinizden bile sakındığınız halde; Allah’ın “emanetim” dediği, sevdiğiniz kişiye nasıl ihanet edebilirsiniz? Allah size sevdiğinizi emanet ediyor ve siz de onu aldatmak suretiyle üzüyorsanız siz emanete ihanet ediyorsunuz demektir. Bu sevdiğiniz kişi anneniz, babanız, kardeşiniz, karınız, kocanız, erkek veya kız arkadaşınız olabilir. Ama asıl önemli olan şey sevdiğiniz insanı aldatarak Allah’ın size olan güvenini boşa çıkardığınız gerçeğidir. Bana göre bir insanı hor görüp onu üzmek ne kadar günah ise verilen emanete ihanet etmekte o kadar günahtır.
Özetlemek gerekirse; aldatmanın her şekilde insana zarar verdiği ortadadır. Akıllı insan bunu anladığı takdirde bundan şu dersi çıkarabilir: Aldatmak her şekilde zarar veriyorsa, o zaman insan aslında karşısındakini aldatmıyor sadece aldanıyor.
İki insan düşünün, biri diğerine çok sinirlendiği için bağırıp çağırıyor ve karşısındakinin kalbini kırıyor ama bu sinir kendisini de duygusal açıdan üzdüğü gibi beynindeki binlerce sinir hücresinin ölmesine sebep oluyor. İşte aldatmakta aynen böyledir. Aldatılan kişi sadece duygusal açıdan zarar görürken yani sadece hayal kırıklığına uğrarken, aldatan kişi hem duygusal hem de mantıksal ( veya psikolojik ) açıdan zarar görüyor. Hayal kırıklığının zaman gibi bir devası vardır ama mantığın yaptığı hata telafi edilemez. Peki neden insanlar aldatır ve neden aldatılan kişi daha fazla acı çeker? Bu soruyu aldatan kişi açısından yanıtlarsak, cevabı; insanın yapısı itibariyle günah işlemeye çok fazla meyilli olmasına bağlayabiliriz. Aldatılan kişi açısından bakarsak, bunda da; insanın, yaşadığı kötü anıları unutmakta aciz kaldığını söyleyebiliriz.
İlk cümlede savunduğum düşünceyi ve aldatma eylemine neden günah dediğimi; aldatma eylemini iki açıdan inceleyerek açıklamaya çalışacağım. Birincisi olayın psikolojik boyutu. Kabul etmeliyiz ki yaşadığımız toplumda insanların çoğu bir işi yapmadan önce karşısındakinin yapılan şey hakkında ne düşüneceğini ya da yapılan şeye ne tepki vereceğini pek önemsemez. Bilim dilindeki söylenişiyle empati yapmaz. Peki insanın kendini karşısındakinin yerine koyması neyi değiştirir? İnanın çok şeyi değiştirir. Sevdiğiniz insan tarafından aldatıldığınızı hayal edin. Nasıl bir tepki verirdiniz? Her şeyden önce çok üzülürdünüz ve belki de bu sizi kurtulması çok zor bir bunalıma sokardı. İşte kişi sevdiği insanı aldatmadan önce, o kişinin yerine kendini koymuş olsa, eminim ki yaptığının ne kadar kötü bir davranış olduğunu anlamakta zorlanmayacaktır. Çünkü hiç kimsenin bir başka insanı, kendi duygusal ya da cinsel tutkuları için üzmeye hakkı yoktur.
İçinde iki ayrı insanı taşıyan hiçbir kalp mutluluğa ulaşamaz. Nasıl ki iki kaptan bir gemiyi batırırsa bu da böyledir. Eşlerini aldatan insanların yüzde sekseni mutsuzdur. Çünkü aldatmak sahilde güvenle yüzerken yeni bir macera aramak için açık denize açılmak gibidir. Boğulmak içten bile değildir. İki insanı bir arada idare etmek insanda kişilikle ilgili problemlere de neden olur. Çünkü her iki insana karşı farklı bir karakter takınmak icap edecektir. Buna da bir nevi ikiyüzlülük denir. Birine başka bir kimlik takınırken diğerine başka bir kimlikle yaklaşmak durumun da kalır aldatan kişi. Ama işin kötü tarafı asıl kimliğinizi unutursunuz. Yani sizi siz yapan her şey, yerini yalan dolana bırakır. Kısacası iç aleminizde bir karakter bozukluğu meydana gelir. Bu da türlü mutsuzluklara kapı açar.
Aldatmaya günah dememin sebebine gelince! Her şeyden önce günah; dini bakımdan yasak olan bir şeyi ifade eder. Peki dinimizde aldatmak kesinlikle yasaktır diye bir hüküm var mıdır? Evet vardır. Hatta bir hükümden daha fazlası vardır. Peygamberimiz veda hutbesinde “ Siz sevdiklerinizi ( kadınları ) Allah’ın bir emaneti olarak aldınız” der. Buradaki emanet kelimesine dikkat etmek gerekir. Düşününki çok sevdiğiniz bir insan, çok değer verdiği bir eşyasını belirli bir müddet için size emanet ediyor, ne yapardınız? O belirli müddet geldiğinde, size emanet edilen eşyayı aldığınız günkü gibi geri vermeyi istersiniz değimli? Başına bir iş gelmemesi için kendi eşyalarınızdan bile daha çok özen gösterirsiniz. Bu soruya evet diyorsanız eğer, şunu da cevaplayın. Bir insan size bir eşyayı emanet ettiğinde bu denli özen gösterip, ona bir zarar gelmemesi için kendinizden bile sakındığınız halde; Allah’ın “emanetim” dediği, sevdiğiniz kişiye nasıl ihanet edebilirsiniz? Allah size sevdiğinizi emanet ediyor ve siz de onu aldatmak suretiyle üzüyorsanız siz emanete ihanet ediyorsunuz demektir. Bu sevdiğiniz kişi anneniz, babanız, kardeşiniz, karınız, kocanız, erkek veya kız arkadaşınız olabilir. Ama asıl önemli olan şey sevdiğiniz insanı aldatarak Allah’ın size olan güvenini boşa çıkardığınız gerçeğidir. Bana göre bir insanı hor görüp onu üzmek ne kadar günah ise verilen emanete ihanet etmekte o kadar günahtır.
Özetlemek gerekirse; aldatmanın her şekilde insana zarar verdiği ortadadır. Akıllı insan bunu anladığı takdirde bundan şu dersi çıkarabilir: Aldatmak her şekilde zarar veriyorsa, o zaman insan aslında karşısındakini aldatmıyor sadece aldanıyor.