AKP ve YOLSUZLUK
Yolsuzluk davasıyla bir resim oluşturulmaya çalışıldı. AKP ve bakanların çocukları yolsuzluk yapıyor imajı verilmek istendi. Bu ne Tayyip Erdoğan ismini karalayabilir ne de AKP’yi yıpratır. Açıkça bir suikast yapılmak istendi. Emir nereden geldi kaynağı Siyonizm mi bu artık ortaya çıkmaya başladı.
Beş kardeşin beşi bir olmaz. Çocuğundan dolayı babası neden zorla istifa ettirilsin. Bakanlara yazık oldu. Ayrıca her iş adamı çıkarlarına göre hareket eder. Yani her zengin işini bilir, usulüne uygun bir yol arar. Bu söylediğimiz yolsuzluğu ve rüsveti makul görmek değildir. Ancak hediyeleşmek ve yardım yapmak her varlıklı iş adamının yöntemidir.
Tokilerin yapılması, büyük projelere imza atılması, Tapu ve hazine arsalarında birtakım düzenlemeler ancak Türkiye’ye düşman güçlerin hoşuna gitmez. Birde yandaşı CHP’nin. Elbette büyük projeler için birtakım yasalar çıkartılacaktı. Bunların hiçbirisi ne suçtur ne de yolsuzluktur. Ortada elle tutulur bir yolsuzluk yok. Ülkenin menfaatleri için çalışan büyük iş adamları hedef yapılmış. Hadi bu yolsuzluk davasını Tüm Türkiye’ye ve tüm şehirlere yayalım bakalım cezaevleri dolacak mı. Bu anlayışta olursak elbette dolar.
Yolsuzluk davasıyla siyasi bir operasyon yapılmak istendi. Milli iradeye ve seçimlere darbe vurulmak istendi. Demokrasi engellenmeye çalışıldı.
Türkiye’de istikrarı bozmak için türlü planlar yaptılar. Dış güçler Türkiye’yi nasıl yıkarız diye çaba içindeler. Tayip Erdoğan’ı yıpratma çabası için yolsuzluk davası açtıranlar, çamur at izi kalsın siyaseti yapanlar. Karalayanlar, yaygara çıkartanlar ve iftira atanlar amaçlarına ulaşamayacaklar.
Çin ile yapılan füze anlaşması, Kazakistan ile yapılan Aselsan anlaşması, kuzey Irak ile yapılan petrol anlaşması, İran ile yapılan doğalgaz ve altın ticareti batılı güçleri rahatsız etti. Tokiler ve büyük projeler Elbette devletin bankası Halkbank üzerinden olacaktı. Yoksa sıradan bir banka üzerinde tabiki değil. Baktılar ki Halkbank büyüyor, Dünyanın sayılı bankalarına girmeye başladı. Bölgede büyüyen Türkiye’ye karşı ekonomik savaş açtılar. ABD ve Batı çeşitli tavırlar koydu ve ak partiyi yolsuzlukla suçladı. Böylece Tayip Erdoğan’ı yolsuzlukla yıpratmak istediler.
Yolsuzluk konulu siyasi bir dava açtılar ve ekonomik savaş başlattılar. Türkiye’de ve Ortadoğu’da güçlü bir banka haline gelen devlet bankası Halkbank hedef haline getirilmeye çalışıldı.
Vergi kaçırılmıyor, devletin malı yenmiyor, ortada birkaç işadamının usulsüzlüğü var bu da AKP’ye bağlanıyor . Bu davada yolsuzluk ismi saçma oluyor. Halk her şeyin farkında hatta anketlerde AKP’nin oylarında artış bile görülüyor.
Her hafta Erdoğan’ın mal varlığını saydılar. Ne adım atıyor tek tek incelediler. Yine de şahsı ve ailesi adına bir şey bulamadılar.
Yolsuzluk yapılsaydı yapılan dev yatırımlar, büyük ve çılgın projeler açılamazdı. İMF’ye borç bitirilip üstelik borç verilemezdi. Türkiye yabancı para, türk lirası ve altın birikimini hazinede yapamazdı. Hazinede milyarlarca dolar döviz var.
Tayyip Erdoğan’ı aynı Mısır cumhurbaşkanı Mursi’nin durumuna düşürüp yargılamak hedefindeydiler. Aynısını Mursi’ye yaptılar. Yolsuzluk üzerinden gittiler ve Mursiyi yargılar oldular. Ama bu Türkiye’de tutmaz. Halk artık bilinçli ve uyanık. Eski soygunculara karşı canını verir ama iradesini vermez.
Yıllarca Türkiye’de yolsuzluk yapanlar hükümeti yolsuzlukla yıpratmak istedi. Gezi olaylarıyla halkı ayaklandıramayınca Erdoğan’ın itibarlı gücünü halkın gözünde yıkmak için yolsuzluk söylemleriyle dava açtılar. Söylenenlerin çoğu asılsız çıksa da çamur atılınca elbette izi kalır siyaseti güttüler.
Belirli zamanlarda bir araya gelip Türkiye’nin geleceğiyle ilgili plan kuruyorlar. Yükselen Türkiye’yi durdurmak için kararlar alıyorlar. Bu inançlı milleti çok tehlike olarak görüyorlar.
Yolsuzluk davasıyla bir resim oluşturulmaya çalışıldı. AKP ve bakanların çocukları yolsuzluk yapıyor imajı verilmek istendi. Bu ne Tayyip Erdoğan ismini karalayabilir ne de AKP’yi yıpratır. Açıkça bir suikast yapılmak istendi. Emir nereden geldi kaynağı Siyonizm mi bu artık ortaya çıkmaya başladı.
Beş kardeşin beşi bir olmaz. Çocuğundan dolayı babası neden zorla istifa ettirilsin. Bakanlara yazık oldu. Ayrıca her iş adamı çıkarlarına göre hareket eder. Yani her zengin işini bilir, usulüne uygun bir yol arar. Bu söylediğimiz yolsuzluğu ve rüsveti makul görmek değildir. Ancak hediyeleşmek ve yardım yapmak her varlıklı iş adamının yöntemidir.
Tokilerin yapılması, büyük projelere imza atılması, Tapu ve hazine arsalarında birtakım düzenlemeler ancak Türkiye’ye düşman güçlerin hoşuna gitmez. Birde yandaşı CHP’nin. Elbette büyük projeler için birtakım yasalar çıkartılacaktı. Bunların hiçbirisi ne suçtur ne de yolsuzluktur. Ortada elle tutulur bir yolsuzluk yok. Ülkenin menfaatleri için çalışan büyük iş adamları hedef yapılmış. Hadi bu yolsuzluk davasını Tüm Türkiye’ye ve tüm şehirlere yayalım bakalım cezaevleri dolacak mı. Bu anlayışta olursak elbette dolar.
Yolsuzluk davasıyla siyasi bir operasyon yapılmak istendi. Milli iradeye ve seçimlere darbe vurulmak istendi. Demokrasi engellenmeye çalışıldı.
Türkiye’de istikrarı bozmak için türlü planlar yaptılar. Dış güçler Türkiye’yi nasıl yıkarız diye çaba içindeler. Tayip Erdoğan’ı yıpratma çabası için yolsuzluk davası açtıranlar, çamur at izi kalsın siyaseti yapanlar. Karalayanlar, yaygara çıkartanlar ve iftira atanlar amaçlarına ulaşamayacaklar.
Çin ile yapılan füze anlaşması, Kazakistan ile yapılan Aselsan anlaşması, kuzey Irak ile yapılan petrol anlaşması, İran ile yapılan doğalgaz ve altın ticareti batılı güçleri rahatsız etti. Tokiler ve büyük projeler Elbette devletin bankası Halkbank üzerinden olacaktı. Yoksa sıradan bir banka üzerinde tabiki değil. Baktılar ki Halkbank büyüyor, Dünyanın sayılı bankalarına girmeye başladı. Bölgede büyüyen Türkiye’ye karşı ekonomik savaş açtılar. ABD ve Batı çeşitli tavırlar koydu ve ak partiyi yolsuzlukla suçladı. Böylece Tayip Erdoğan’ı yolsuzlukla yıpratmak istediler.
Yolsuzluk konulu siyasi bir dava açtılar ve ekonomik savaş başlattılar. Türkiye’de ve Ortadoğu’da güçlü bir banka haline gelen devlet bankası Halkbank hedef haline getirilmeye çalışıldı.
Vergi kaçırılmıyor, devletin malı yenmiyor, ortada birkaç işadamının usulsüzlüğü var bu da AKP’ye bağlanıyor . Bu davada yolsuzluk ismi saçma oluyor. Halk her şeyin farkında hatta anketlerde AKP’nin oylarında artış bile görülüyor.
Her hafta Erdoğan’ın mal varlığını saydılar. Ne adım atıyor tek tek incelediler. Yine de şahsı ve ailesi adına bir şey bulamadılar.
Yolsuzluk yapılsaydı yapılan dev yatırımlar, büyük ve çılgın projeler açılamazdı. İMF’ye borç bitirilip üstelik borç verilemezdi. Türkiye yabancı para, türk lirası ve altın birikimini hazinede yapamazdı. Hazinede milyarlarca dolar döviz var.
Tayyip Erdoğan’ı aynı Mısır cumhurbaşkanı Mursi’nin durumuna düşürüp yargılamak hedefindeydiler. Aynısını Mursi’ye yaptılar. Yolsuzluk üzerinden gittiler ve Mursiyi yargılar oldular. Ama bu Türkiye’de tutmaz. Halk artık bilinçli ve uyanık. Eski soygunculara karşı canını verir ama iradesini vermez.
Yıllarca Türkiye’de yolsuzluk yapanlar hükümeti yolsuzlukla yıpratmak istedi. Gezi olaylarıyla halkı ayaklandıramayınca Erdoğan’ın itibarlı gücünü halkın gözünde yıkmak için yolsuzluk söylemleriyle dava açtılar. Söylenenlerin çoğu asılsız çıksa da çamur atılınca elbette izi kalır siyaseti güttüler.
Belirli zamanlarda bir araya gelip Türkiye’nin geleceğiyle ilgili plan kuruyorlar. Yükselen Türkiye’yi durdurmak için kararlar alıyorlar. Bu inançlı milleti çok tehlike olarak görüyorlar.