ashli
Bayan Üye
Felsefi Bir Bilmecenin Paradigması
Parmenides’in öğrencileri arasında Zenon adında(Stoacılığın kurucusu Kıbrıslı Zenon’dan ayırmak için Elalı Zenon olarak bilinen) akıllı bir genç vardı. Bu zenon, insanların kafalarını hep uğraştırmış paradokslar üretmekte ustaydı.
Akhilleus ile kaplumbağanın öyküsü bunlardan biridir. Akhilleus ile kaplumbağa bir gün yarışa tutuşmaya karar verirler. Akhılleus kaplumbağadan iki kat daha hızlı koşabileceği için ona avans verir. Şimdi, Zenon diyor ki, Akhilleus kaplumbağanın başlama noktasına vardığında, kaplumbağa önde başladığı mesafenin yarısı kadar ilerlemiş olacaktır. Akhılleus o noktaya vardığında, kaplumbağa da o mesafenin yarısı kadar ilerlemiş olacaktır. Ve bu böyle sonsuza kadar gider. Aralarındaki mesafeyi kapadığı her noktada kaplumbağa daima o mesafenin yarısını alacağı için, Akhılleus kaplumbağayı asla yakalayamaz. Dolayısıyla Akhilleus kaplumbağaya hiçbir zaman yetişemez.
“Hadi canım! Akhilleus tabii ki kaplumbağaya yetişir, bütün bunlar saçmalık” diye düşünebilirsiniz. Halbu ki bir noktayı kaçırıyorsunuz. Öykünün meramını aydınlatmak açısından da bu nokta çok önemli. Öykünün amacı sizi Akhilleus’un kaplumbağaya hiçir zaman yetişemediğine inandırmak değil. Akhılleus tabii ki bunu yapar; sizin kadar Zenon da bunu biliyordu. Buradaki mesele, yanlış bir sonuca götüren kusursuz bir mantıksal akıl yürütmenin varlığıdır. İtiraz edilemez öncüllerden başlayıp hatasız mantıksal adımlarla ilerleyerek doğru olmadığı apaçık bir sonuca varmak olanaklıysa, çevrenizdeki dünyayla ilgili bütün akıl yürütme çabalarımızı bir keşmekeş bekliyor demektir. İnsanlar bu fikri son derece bozguncu buldular. Bu mantıkta bir hata olsa gerekti. Fakat şimdiye dek kimse bu hatanın ne olduğunu tam anlamıyla tanıtmayı başaramadı.
Bu nedenle, 2. yüzyılın tanınmış filozoflarından biri olan Gilbert Ryle, Akhilleus ve kaplumbağa meselesi hakkında şunları yazdı:
“Felsefi bir bilmecenin paradigması olarak nitelenmeyi pek çok açıdan hak etmektedir.” Tıpkı geçenlerde Fermat’ın Son Teoremi ile ilgili problemin çözülmüş olması gibi, bir gün belki bu da çözülecektir.
Bryan Magee
Çeviri:Bahadır Sina Şener
Parmenides’in öğrencileri arasında Zenon adında(Stoacılığın kurucusu Kıbrıslı Zenon’dan ayırmak için Elalı Zenon olarak bilinen) akıllı bir genç vardı. Bu zenon, insanların kafalarını hep uğraştırmış paradokslar üretmekte ustaydı.
Akhilleus ile kaplumbağanın öyküsü bunlardan biridir. Akhilleus ile kaplumbağa bir gün yarışa tutuşmaya karar verirler. Akhılleus kaplumbağadan iki kat daha hızlı koşabileceği için ona avans verir. Şimdi, Zenon diyor ki, Akhilleus kaplumbağanın başlama noktasına vardığında, kaplumbağa önde başladığı mesafenin yarısı kadar ilerlemiş olacaktır. Akhılleus o noktaya vardığında, kaplumbağa da o mesafenin yarısı kadar ilerlemiş olacaktır. Ve bu böyle sonsuza kadar gider. Aralarındaki mesafeyi kapadığı her noktada kaplumbağa daima o mesafenin yarısını alacağı için, Akhılleus kaplumbağayı asla yakalayamaz. Dolayısıyla Akhilleus kaplumbağaya hiçbir zaman yetişemez.
“Hadi canım! Akhilleus tabii ki kaplumbağaya yetişir, bütün bunlar saçmalık” diye düşünebilirsiniz. Halbu ki bir noktayı kaçırıyorsunuz. Öykünün meramını aydınlatmak açısından da bu nokta çok önemli. Öykünün amacı sizi Akhilleus’un kaplumbağaya hiçir zaman yetişemediğine inandırmak değil. Akhılleus tabii ki bunu yapar; sizin kadar Zenon da bunu biliyordu. Buradaki mesele, yanlış bir sonuca götüren kusursuz bir mantıksal akıl yürütmenin varlığıdır. İtiraz edilemez öncüllerden başlayıp hatasız mantıksal adımlarla ilerleyerek doğru olmadığı apaçık bir sonuca varmak olanaklıysa, çevrenizdeki dünyayla ilgili bütün akıl yürütme çabalarımızı bir keşmekeş bekliyor demektir. İnsanlar bu fikri son derece bozguncu buldular. Bu mantıkta bir hata olsa gerekti. Fakat şimdiye dek kimse bu hatanın ne olduğunu tam anlamıyla tanıtmayı başaramadı.
Bu nedenle, 2. yüzyılın tanınmış filozoflarından biri olan Gilbert Ryle, Akhilleus ve kaplumbağa meselesi hakkında şunları yazdı:
“Felsefi bir bilmecenin paradigması olarak nitelenmeyi pek çok açıdan hak etmektedir.” Tıpkı geçenlerde Fermat’ın Son Teoremi ile ilgili problemin çözülmüş olması gibi, bir gün belki bu da çözülecektir.
Bryan Magee
Çeviri:Bahadır Sina Şener