Heulwen
Kayıtlı Üye
Aile Ve Evlilik Terapisi;
Aile-Evlilik terapisinin amacı iletişimi sağlıklı hale getirmektir. Bir ilişkinin sağlıklı şekilde devam etmesi,çiftlerin uzlaşmazlıklarını çözebilme yeteneğine ve isteğine bağlıdır. Çiftler arasında ilişkinin sorun haline geldiği durumlarda şu cümleler sıklıkla kullanılmaya başlamıştır artık.
"Beni sen hiç anlamıyorsun. "
"Ben kendimi sana anlatamıyorum.
"Sen önceden böyle değildin,çok değiştin. "
"Sen hep böylesin. "
"Hiç değişmeyeceksin"
"Artık senin bu kadar duyarsız olmana dayanamıyorum
Çiftlerde ortaya çıkan sorunlar,aslında problem diye görülmeye başladığı zamandan daha önce den de vardır. Fakat yaşam döngüsünün çeşitli devrelerinde(evlilik,çocukların doğumu,çocukların okulu,eşlerin iş-meslek rolleri,geleceği yapılandırma)çiftler belirli amaçlar üzerine odaklaşırlar.
Böylece ilişkinin yürümesini engelleyen "şeyleri" göremez ya da görse de fark etmemeye,fark etsede bir süre sonra bunun değişeceğine kendini inandırmaya çalışır. Fakat bu yaşam döngüsü içinde ani ve büyük değişimler,zorlanmalar,kayıplar ve bu döngünün oturtulmasıyla,kişiler o ana kadar belki de hiç yapmadıkları,ya da bazen düşündüğü hatta bazen deneyime geçirdiği "kendinin farkındalığı" üzerine yoğunlaşmaya başlar. Ben neyim? Ne oluyor? Ne istiyorum gibi kendine yönelik sorular sormaya başlar. Farkına varmaktan kaçındığı "şeyler" üzerine gidip onları araştırmaya,çözümlemeye çalışır. İlişkinin bileşenleri olan üçlü; komünikasyon-güç-duygu o anda gerçek sorunlar olarak görülmeye başlanır. İlişkide o ana kadar çıkıpta bahşedilen sorunlar bir anda üstesinden gelinemez bir hal almaya başlar.
Çatışmalar,aşağılamalar,tehditler. Ve "sen" çatışması ortaya çıkar. İlişkinin tanımını yapacak olursak; özel belirli bir bağlamda kişiler arasında oluşan duygu ve düşünce,davranışlarda şekillenen bir mesaj iletimi,daha da ötesi arzu,istek ve ihtiyaçların cevap bulmasına yönelik bir alış-veriştir. İlişkinin olması için iki kişinin olması ne kadar olmazsa olmaz bir kuralsa,ilişkide hangi kontekstin geçerli olduğu konusu da o kadar önemlidir. İlişkinin şekillendirilmesi; belirli bir durum,ortam dâhilinde olmalıdır. Eşlerden birinin sevgisini ifade etme şekli diğerinde sevgi değil de öfke,kızgınlık şeklinde algılanabilir. İlişkide önemli olan bir noktada "burada ve şimdi" dır.
Kişiler arası ilişkilerde,kişilerin çevrelerindeki üçüncü ve dördüncü kişiler (anne,kayınvalide,baba,arkadaş) tarafından ilişkiye yandan müdahale yapılacağı gibi,bir profesyonel (terapist) tarafından da terapötik müdahaleler yapılabilir.
"Kuralların değişmesi" "Yeniden çerçeveleme" çift-aile terapisinde en temel müdahale tekniklerinden biridir. Böylece danışanın olaylara ait olan şemasını değiştirerek(farklı bakış açısı sunarak)daha fazla seçenek sahibi olmasını ve duygularının daha az ayağına dolaşmasını sağlamaktır.
Terapi ortamı; İletişimi açık ve net hale sokan,üçüncü bir kişinin (terapist) yardımıyla karşılıklı anlaşılabilir konuşmayı öğreten,kişinin olaylara tek yön olan bakış açısını zenginleştiren,kendinin farkındalığını sağlayan bir ortamdır. Bu ortamdan yeteri derecede faydalanabilmek yinede çiftlerin kendilerine bağlıdır.
Aile-Evlilik terapisinin amacı iletişimi sağlıklı hale getirmektir. Bir ilişkinin sağlıklı şekilde devam etmesi,çiftlerin uzlaşmazlıklarını çözebilme yeteneğine ve isteğine bağlıdır. Çiftler arasında ilişkinin sorun haline geldiği durumlarda şu cümleler sıklıkla kullanılmaya başlamıştır artık.
"Beni sen hiç anlamıyorsun. "
"Ben kendimi sana anlatamıyorum.
"Sen önceden böyle değildin,çok değiştin. "
"Sen hep böylesin. "
"Hiç değişmeyeceksin"
"Artık senin bu kadar duyarsız olmana dayanamıyorum
Çiftlerde ortaya çıkan sorunlar,aslında problem diye görülmeye başladığı zamandan daha önce den de vardır. Fakat yaşam döngüsünün çeşitli devrelerinde(evlilik,çocukların doğumu,çocukların okulu,eşlerin iş-meslek rolleri,geleceği yapılandırma)çiftler belirli amaçlar üzerine odaklaşırlar.
Böylece ilişkinin yürümesini engelleyen "şeyleri" göremez ya da görse de fark etmemeye,fark etsede bir süre sonra bunun değişeceğine kendini inandırmaya çalışır. Fakat bu yaşam döngüsü içinde ani ve büyük değişimler,zorlanmalar,kayıplar ve bu döngünün oturtulmasıyla,kişiler o ana kadar belki de hiç yapmadıkları,ya da bazen düşündüğü hatta bazen deneyime geçirdiği "kendinin farkındalığı" üzerine yoğunlaşmaya başlar. Ben neyim? Ne oluyor? Ne istiyorum gibi kendine yönelik sorular sormaya başlar. Farkına varmaktan kaçındığı "şeyler" üzerine gidip onları araştırmaya,çözümlemeye çalışır. İlişkinin bileşenleri olan üçlü; komünikasyon-güç-duygu o anda gerçek sorunlar olarak görülmeye başlanır. İlişkide o ana kadar çıkıpta bahşedilen sorunlar bir anda üstesinden gelinemez bir hal almaya başlar.
Çatışmalar,aşağılamalar,tehditler. Ve "sen" çatışması ortaya çıkar. İlişkinin tanımını yapacak olursak; özel belirli bir bağlamda kişiler arasında oluşan duygu ve düşünce,davranışlarda şekillenen bir mesaj iletimi,daha da ötesi arzu,istek ve ihtiyaçların cevap bulmasına yönelik bir alış-veriştir. İlişkinin olması için iki kişinin olması ne kadar olmazsa olmaz bir kuralsa,ilişkide hangi kontekstin geçerli olduğu konusu da o kadar önemlidir. İlişkinin şekillendirilmesi; belirli bir durum,ortam dâhilinde olmalıdır. Eşlerden birinin sevgisini ifade etme şekli diğerinde sevgi değil de öfke,kızgınlık şeklinde algılanabilir. İlişkide önemli olan bir noktada "burada ve şimdi" dır.
Kişiler arası ilişkilerde,kişilerin çevrelerindeki üçüncü ve dördüncü kişiler (anne,kayınvalide,baba,arkadaş) tarafından ilişkiye yandan müdahale yapılacağı gibi,bir profesyonel (terapist) tarafından da terapötik müdahaleler yapılabilir.
"Kuralların değişmesi" "Yeniden çerçeveleme" çift-aile terapisinde en temel müdahale tekniklerinden biridir. Böylece danışanın olaylara ait olan şemasını değiştirerek(farklı bakış açısı sunarak)daha fazla seçenek sahibi olmasını ve duygularının daha az ayağına dolaşmasını sağlamaktır.
Terapi ortamı; İletişimi açık ve net hale sokan,üçüncü bir kişinin (terapist) yardımıyla karşılıklı anlaşılabilir konuşmayı öğreten,kişinin olaylara tek yön olan bakış açısını zenginleştiren,kendinin farkındalığını sağlayan bir ortamdır. Bu ortamdan yeteri derecede faydalanabilmek yinede çiftlerin kendilerine bağlıdır.