Ahiret Hayatı

sensiz olmaz

Kayıtlı Üye


Gökleri, yeri ve ikisi arasındaki her şeyi yaratan Allah'tır. Canlı, cansız bütün varlıkları ve tabii ki hayatı ve ölümü de yaratan Allah'tır. Canlı olan her şey gibi insan da dünyaya gelir, bir süre yaşar ve ölür. Ahiret hayatı, herkesin yeniden dirileceği ve adaletle yargılanacağı günle başlayan ebedî yaşantı yeridir.

İyi olan ve iyilik yapanlar ile kötü olan ve kötülük yapmışların ayrışacakları ve yaptıklarının karşılıklarını alacakları yerdir ahiret yurdu. Ahirete iman eden insan, iyi ya da kötü, yaptığı hiçbir şeyin karşılıksız kalmayacağını bilir. Bu sebeple dünya hayatının bir tarla olduğunun farkındadır. Ne ekerse onu biçeceğini bilerek hareket eder. Allah'ın cennette kendisi için hazırladığı nimetlere kavuşmak için onun buyruklarını yerine getirmeye çalışır. Allah'ın buyruklarını yerine getirmezse başına gelecek acı verici azaptan uzak olmak için de ayrıca hareketlerine özen gösterir.

Ölüm ve Ölümden Sonra Dirilme
Hayat denen yolculuk çeşitli önemli duraklara sahiptir: bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik, ihtiyarlık gibi. Ölüm, "hayat" denen yolculuğun bu dünyadaki son durağıdır. Sonbahar geldiğinde ağaçların yaprakları sararıp dökülmeye başlar; ilkbaharla birlikte ağaçlar yeşillenir, çiçeklenip meyve verir. Yaşamak, insanlar için de bundan farklı bir süreç değildir. Bir insan doğar, büyür, ihtiyarlar ve belki ihtiyarlamaya bile kalmadan ölür. Her canlı gibi insan da bir gün ölür. Ölüm, insanın bu dünyadaki hayatının sonudur, ebedî hayat olan ahiret hayatının ise başlangıcı… Yeni hayatın ilk mekânı kabirdir. Kabir hayatı ölümle başlar ve yeniden dirilişe kadar devam eder. Kabir hayatına "berzah" da denilir.

Her yaratılmışın bir sonu olduğu gibi evrenin de bir sonu vardır. Evrenin varlığının son bulup yok olmasına kıyamet denir. Kıyametin ne zaman olacağını sadece Allah bilir. O ansızın geliverecektir. Kıyamet, İsrâfîl'in sûra ilk üfürüşüyle kopacaktır. Allah'ın diledikleri hariç göklerde ve yerde olan her şey sûrun dehşetinden sarsılacak, her şey yıkılıp ölecek ve kıyamet kopmuş olacaktır. İsrâfîl'in sûra ikinci üfürüşüyle insanlar yeniden dirilecek (b'as) ve yargı yerinde (mahşer), Allah'ın huzurunda bir araya toplanacaklardır (haşir).

İnsanın Yaptıklarından Sorgulanması
Mahşer meydanında insanlara amel defterleri dağıtılır. Kirâmen Kâtibîn adı verilen melekler tarafından yazılan bu defterler hakkında Kur'an'da şöyle buyurulur: "Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. ‘Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!' derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez." (Kehf Suresi, 49. ayet)

Sonra insanlar Allah tarafından hesaba çekilirler, herkes bir sorgulamadan geçer. Buna sual denir. Ardından, yapılan iyilikler ve kötülükler ilâhî adalet ölçüsüyle tartılır (mizan). Hesap, sual ve mizanda kesinlikle adaletsizlik yapılmaz, her şey en ince ayrıntısına varıncaya kadar değerlendirme kapsamına alınır. Ufacık da olsa "iyi" ve "kötü" her şey karşılığını bulur.

Cennet ve Cehennem
Hesap sonrasında iyilikleri ve sevapları ağır gelenler cennete, kötülükleri ve günahları ağır gelenler cehenneme giderler. Cennet eşi benzeri bulunmayan çeşit çeşit ödüllerin, her türlü nimetin bulunduğu, güzelliklerin, mutlulukların olduğu sonsuzluk yurdudur. Orada ne yakıcı sıcak ne dondurucu soğuk vardır. Cennette herkese gözünün gördüğü ve canının çektiği her şey ikram edilir.

Cehennem ise sıkıntıların, azapların, mutsuzlukların mekânıdır. Rabbimiz bizleri cehennem azabından korusun ve cennetiyle mükâfatlandırsın. Âmin.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst